Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/142 E. 2020/256 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/1176
KARAR NO: 2020/229

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/12/2018
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 09/08/2016 tarihinde “Web Sitesi Proje Sözleşmesi” imzalandığının, davalı şirketin sözleşme imza tarihindeki ticari unvanının “… A.Ş.” olduğunu, 04/10/2017 tarihinde tescil edilerek ticari unvanın “… A.Ş.” olarak değiştirildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bedelinin 22.500,00TL+KDV olarak belirlendiğini, davacı şirket tarafından sözleşme konusu web sitesinin gereği gibi hazırlandığının, sözleşme gereği ilk taksidin e-arşiv olarak düzenlendiğini, davalı tarafa gönderildiğini, davalı tarafından faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığını, sözleşmenin feshine ilişkin bir ihtarname gönderilmediğini, davanın kabulü ile davalının itirazının iptalini, takibin devamını, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; web sitesinin teslim edildiği iddia edilen tarihte sitede eksikliklerin bulunduğunu, davacının sözleşmeye ve taahhütlerine aykırı tutumu sebebi ile müvekkil şirketin başka bir firma olan …Ltd. Şti. ile anlaşma imzaladığını, söz konusu internet sitesinin en başından itibaren bu firma tarafından düzenlenidiğini, davalı müvekkil e-ticaret yolu ile iş görmek ve bu sayede maddi kazanç sağlamak amacında iken davacı tarafça web sitesinin hazırlanmasının uzun müddet geciktirilmesi sonucunda ağır maddi kayba uğradığını, müşterileri ile olan ilişkilerinde bozulmalar meydana geldiğini, … İcra Müdürlüğü … E.sayılı dosyasındaki icra takibinin haksız ve kötüniyetle başlatıldığını, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki web sitesi sözleşmesi nedeni ile davacının davalıdan doğan alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali mahiyetindedir.
Mahkememizce …İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … A.Ş. tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine 13.275,00TL asıl alacak, 1.918,42TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.193,42TL toplam alacağa icra takip tarihi olan 12/07/2018 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %19,50 reeskont faizi işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 12/07/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belgeler ve icra dosyası, tarafların ticari defterleri incelenerek davacı alacağının davalı şirket kayıtlarında yer alıp almadığı konusunda rapor alınmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 21/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özet olarak; “davacı şirketin 2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 12/07/2018 takip tarihi itibariyle davacı yanın kendi kayıtlarında davalı taraftan 13.275,00TL alacaklı olduğu, davalı şirkete ait 2016-2017-2018 ticari defterlerinin açılış kapanışının usulüne uygun olduğu, takip tarihi itibariyle davacı yana 13.275,00TL borçlu olduğu, bu tarihten sonra davalının tekrar iade faturası düzenleyerek cari hesap bakiyesini sıfırladığı, davacının … tarihli ihtarname göndererek işlemiş faiz talep ettiği, ancak söz konusu iddianamenin tebliğ şerhine dosyada rastlanmadığı, davalı yanın ayıplı işlerin düzeltilmesi amacı ile dava dışı bir başka firmaya dava konusu işlerin yaptırıldığının iddiasına ilişkin 64.900,00TL tutarındaki faturayı ibraz ettiğini, fakat söz konusu faturaların ayıplı işin düzeltilmesine ilişkin olup olmadığının tespit edilemediği” yönünde rapor sunmuştur. Sunulan rapor hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, icra takip dosyası birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında 09/08/2016 tarihli Web Sitesi Proje Sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davacının davalı firmaya ait web sitesinin alt yapısının taşımasını yaptığı, bunun karşılığında davacının proje bedeli olarak 22.500,00TL+KDV tutarındaki faturayı üç eşit taksitle düzenleyeceği, ayrıca bir yıl boyunca bakım bedeli olarak aylık 9,00TL+KDV olarak fatura düzenleyeceği konusunda anlaşıldığı, dosya içindeki e-posta yazışmalarında web sitesinin davalı tarafından aktif olarak kullanıldığı, davalının web sitesinin kullanılmasına onay verdiği, davacı yan tarafından düzenlenen 30/12/2016 tarihli 13.275,00TL tutarındaki faturanın her iki yan defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça fatura bedelinin ödenmediği, davacı tarafından davalıya ….Noterliği aracılığı ile … tarihli ihtarname gönderildiği, bu ihtarnameden sonra 13/07/2018 tarihinde davalı tarafından iade faturası düzenlendiği, davacı yan tarafından ….Noterliği aracılığı ile davalıya gönderilen 18/07/2018 tarihli ihtarname ile iade faturasının davalı yana iade edildiği, davalı yan tarafından en son 20/07/2018 tarihinde 13.275,00TL tutarında iade faturası kesilerek cari hesap bakiyesinin sıfırlandığı, faturaların incelenmesinde davacı yanın 30/12/2016 tarihinde düzenlediği 13.275,00TL tutarındaki faturaya davalı yanın ilk olarak sözleşme konusu projenin ayıplı olduğu iddia edilerek 14/06/2018 tarihinde iade faturası düzenlendiği, yani sözleşme konusu web sitesinin davalılarca kullanımında bir buçuk yıl sonra davalının ayıp ihbarında bulunarak iade faturası düzenlediği, TTK.nun 23/2. maddesinde belirlenen sürede davalının davacı faturasına itirazda bulunmayarak içeriği kabul etmiş sayıldığı, yine davalının ayıp ihbarını TTK.nun 25/3.maddesinde belirlenen sürede yapmadığı, bu suretle davacının satılanı kabul etmiş sayıldığı, bu nedenle davalının ayıp iddiasının dinlenemeyeceği, ayrıca her ne kadar davacı ayıplı işi başka şirket tarafından düzeltildiğini ve fatura ibraz etmiş olsa da söz konusu faturanın sözleşme konusu işin yapılması ile ilgili olup olmadığının anlaşılamadığı, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin 14.maddesinde sözleşme konusu işin ayıplı yapılması durumunda diğer taraf sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmesi için 15 gün süre tanıması gerektiği ibaresinin yer aldığı, dosya içinde davalının böyle bir ihtarnamesinin bulunmadığı, dolayısıyla davacının davalıdan düzenlemiş olduğu fatura doğrultusunda 13.275,00TL alacaklı olduğu, ayrıca davacı tarafından gönderilen ve davacı tarafın kabulünde olan 60,28TL işlemiş faiz talep edebileceğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Hüküm altına alınan alacak likit ve belirlenebilir olduğundan, hüküm altına alınan alacağın %20’ı üzerinden hesaplanan 2.667,05TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
…İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında 13.275,00TL +60,28TL =13.335,28 TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktara takip tarihinden itibaren talep gibi avans faiz yürütülmek suretiyle devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20’ı üzerinden hesaplanan 2.667,05TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 910,93 TL’den peşin alınan 183,50 TL’nin mahsubu ile kalan 727,43 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.350,00 TL bilirkişi ücreti ve 92,20 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.442,20 TL yargılama giderlerinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.269,13 TL ile ilk harç 219,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 1.858,14 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalı vekilinin yokluğunda karar verildi.07/07/2020

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır