Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/141 E. 2020/633 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/141 Esas
KARAR NO : 2020/633

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/07/2016
KARAR TARİHİ : 01/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlular hakkında … 10. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası ile yapılan takibe davalıların takip yapılan icra dairesinin yetkisine itiraz etmeleri neticesinde takibin durduğunu, oysa ipotek sözleşmesine ve akit tablolarına bakıldığında İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığını, ayrıca sözleşmenin ifa yerinin de müvekkilinin bulunduğu … İlçesi olduğunu, bu nedenle İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, ortada bir para borcunun mevcut olduğunu, ilgili borç bugüne kadar ödenmediğinden ipoteğin halen devam ettiğini, bu nedenle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçlulardan …’in müvekkiline iş ve borca karşılık çok sayıda bono verdiği halde ödemediğini, bu nedenle davalıların itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının yetki itirazlarının reddine ilişkin beyanlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, 6100 sayılı kanunun 17. Maddesindeki yetki sözleşmesinin ancak tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde geçerli olduğunu, müvekkilinin tacir olmadığı ve gerçek kişi olduğundan yetkili icra dairesinin borçluların ikametgahlarının bulunduğu veya gayrimenkulün bulunduğu yer olan Antalya/Çorum icra daireleri olması gerektiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, kendisi ile davalı … arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu ve bu alacağını teminen diğer davalılar adlarına kayıtlı taşınmazın üzerine ipotek tesis edildiğini, ayrıca davalının bu borcuna karşılık bonolar da verdiğini, ancak borcun ödenmediğini ileri sürmüş, davalı … ise, taraflar arasında ticari ilişki olmadığını, kendisinin davacı şirkette işçi olarak çalıştığını ve bonoların işe girerken teminat olarak alındığını, ipoteğin ise doğacak borçların teminatı olmak üzere tesis edildiğini, ancak davacıya borcu olmadığı gibi davacıdan alacaklı olduğunu savunmuştur.
Mahkememizce, … 10. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı yan tarafından 24.12.2015 tarihinde davalılar aleyhine … 10. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasında, 100.000,00 TL ipotek alacağının takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50 (ticari) değişen oranlarda faizi ile icra harç ve giderlerivekâlet ücreti ile birlikte tahsilini talep ettiği, davalılar tarafından borcun tamamına, yetkiye, faize ve takibin bütün ferilerine itiraz ettiği, takibin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 08/06/2017 tarihinde 2016/760- 2017/493 E-K sayılı ilamıyla yetkisizlik kararı verilmiş bu karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/2554 -2019/187 E-K sayılı ilamıyla kararımız kaldırılmış, mahkememizin yetkili olduğuna karar verilmiştir.
Tarafların ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Belirlenen inceleme günü davalı taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerin sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağı ve dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmiş, davalılar inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bilirkişi davacı tarafın ticari defterleri ile dosya kapsamı üzerinde yaptığı inceleme neticesinde sunduğu raporunda özetle; Davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, defterlerde davalı ile ticari ilişkinin kayıtlı olduğunu, davacı yan tarafından davalı … adına düzenlenmiş 26 adet senet aslı dava dosyasına sunulmuş olmakla, 02.04.2014 tarih – 02.12.2015 tarihleri arası 21 adet senet için, … Bankası A.Ş tarafından … 2. Noterliğinden davalı … adına ödeme protestosu düzenlenmiş olduğu, protesto masraflarının ise 3.097,73 TL olduğu, 22. nolu 30.12.2015 tarihli 1.030,00 USD, 23. nolu 30.01.2016 tarihli 1.030,00 USD, 24 nolu 29.02.2016 tarihli 1.030,00 USD, 26 no.lu 30.04.2016 tarihli 1.030,00 USD tutarlı senetlerin protesto edilmemiş oldukları, ancak tüm senet asıllarının davacı yedinde olduğu dikkate alındığında, davacı yanın davalılardan takip tarihi itibarıyla (26 x 1.030 USD x 2,3379 USD/TL kuru) = 62.608,96 TL senet alacağı + 34.660,15 (cari hesap bakiyesi) + 3.097,73 TL (protesto masrafı) =100.366,84 TL alacaklı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı taraflara usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından, davaya konu asılları davacı yedinde bulunan 26 senet nedeniyle davacı yanın davalılardan takip tarihi itibarıyla (26 x 1.030 USD x 2,3379 USD/TL kuru) = 62.608,96 TL senet alacağı + 34.660,15 (cari hesap bakiyesi) + 3.097,73 TL (protesto masrafı) =100.366,84 TL alacaklı olduğu, davalılar tarafından davaya konu senetlerin bedelinin davalılar tarafından ödendiğinin ispat edilmediği, dosyaya ödemeye dair belge sunulmadığı anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak, takip tarihi itibariyle davalıdan 100.000,00 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, itirazın iptali ile takipte talep edilen faiz türü dava konusu bonolar nedeniyle ticari faiz olacağından takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
-DAVANIN KABULÜNE;
1-Davalıların … 10. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasına itirazlarının iptali ile takibin 100.000,00-TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20’ı üzerinden hesaplanan 20.000,00-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 6.831,00 TL’den peşin alınan 1.207,75 TL harcın mahsubu ile kalan 5.623,25 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 796,05 TL posta ve tebligat masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.796,05 TL yargılama gideri ile 1.236,95 TL ilk harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza