Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/977 E. 2019/436 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/964 Esas
KARAR NO : 2019/378

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 07/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında düzenlenen 01.07.2009 tarihli ve 01.07.2010 tarihli Bayilik Sözleşmelerinin davalı şirketlerce haksız olarak feshedildiğinin tespitini, davalı şirketlerin Sözleşmelerin haksız feshi yüzünden Bayilik Sözleşmesi’nin haksız olarak feshedildiği tarihten itibaren toplamda 10 yıla tamamlanacak şekilde geriye kalan süreç için her bir davalıdan 500,00’er TL olmak üzere 1.000 TL.’ maddî tazminatın (yoksun kaldığı kârın), haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek ticarî temerrüt (avans) faizi ile birlikte tahsil edilerek, temlik alan sıfatıyla müvekkili şirkete ödenmesini, kesilen ceza faturalarının haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ile ödenen ve hakedişlerden kesilen bedellerin temlik alan sıfatıyla müvekkili şirkete iadesini, ceza faturalarından dolayı davalı şirketlere herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesini, bu zarar kalemine ilişkin belirsiz alacak olarak HMK m.107/2 uyarınca arttırılmak üzere 500,00 TL’nin davalı şirketlerden tahsilini, haksız olarak nakde dönüştürülen teminat mektubu bedeli olan 40.000 TL’nin 13.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı … AŞ.’den tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre devredilemeyeceği kararlaştırılan alacağa ilişkin akdedildiği iddia edilen temlik sözleşmesi müvekkili şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini, alacağın temliki kurumu, Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) 183 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini, müvekkili şirketlerden … ile akdedilen sözleşmenin 33. maddesine göre ve … ile akdedilen sözleşmenin 28.1. maddesine göre ve TBK madde 183’e göre açıkça taraflar arasındaki sözleşme engel olmadıkça alacağın devredilebileceği ifade edildiğini, … müvekkili şirketler ile akdettiği sözleşmeler ile açıkça sözleşmeden doğan hak ve alacaklarını üçüncü kişilere devretmeyeceğini kabul etmesine rağmen imzalanan, sözleşme gereğince devri engelenen alacağa ilişkin temlik sözleşmesi, müvekkili şirketlere karşı ileri sürülemeyeceğini, davacı ile akdedilen Bayilik Sözleşmelerine ilişkin fesihler 2012 yılında gerçekleşmiş olup, sözleşmelerden doğan alacakları talep için kanunda öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, belirsiz alacak davası için gerekli şartlar oluşmadan açıldığından, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, … ve … arasında yapılan temlik sözleşmesi … ve …’e tebliğ edilmediği gibi herhangi bir yoldan şirketlerin haberdar edilmediğini, bu sebeple temlik sözleşmesi sonrası … ve … tarafından …’e yapılan ödemeler, iyi niyet kapsamında borçtan kurtulma sonucunu doğuracağını, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davalılar ile dava dışı temlik eden … arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin haksız feshedilmesi nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 183. Maddesi hükmü uyarınca kanun, sözleşme ve işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü kişiye devredebilir. Somut olayda, davacı vekili tarafından, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. Tarafından davalılardan olan alacağını davacıya temlik ettiğine dair 14./06/2013 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesi sunulduğu görülmüştür. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan; dava dışı şirket ile davalı … arasında düzenlenen 01/07/2009 tarihli … Bayilik Sözleşmesi’nin ‘Sözleşmedeki Hakların ve Yetkilerin Devri’ başlıklı 33. Maddesinde ve dava dışı şirket ile davalı … arasında düzenlenen 01/07/2009 tarihli … Bayilik Sözleşmesi’nin ‘Sözleşmedeki Hakların ve Yetkilerin Devri’ başlıklı 33. Maddesinde temlik yasağı öngörülmüştür. Davacı yanca temlikin, davalının muvafakati ile yapıldığına dair herhangi bir belge sunulmamıştır. Bu nedenle davacının dava tarihi itibari ile davacı sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir davada aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise davanın bu sebep ile reddi gerekmektedir. Açıklandığı üzere davacının aktif husumetinin yokluğu nedeni ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin olarak alınan 708,72 TL harçtan düşümü ile bakiye 664,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalılar vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalılara verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/05/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza