Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/93 E. 2020/419 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/93 Esas
KARAR NO : 2020/419

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Ltd. Şti ile davalı arasında ticari ilişki ve bir borç ilişkisi olduğunu, davalının resmi adresine … 16. Noterliği’nden … tarihinde … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, telefonla görüşülerek borcun kapanmasının istendiğini, davalı tarafın borcun ödenmeyeceğini ve gönderilen tebligatların da alınmayacağını taraflarına ilettiğini, bunun üzerine 02/01/2017 tarihinde … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takip konusu alacaklarına karşı kötü niyetli olarak ve takibi durdurmak niyetiyle itirazda bulunduğunu, takibin durduğunu, itirazların haksız olduğunu beyanla davanın kabulü ile davalı borçlunun … 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında ileri sürdüğü itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, cari hesaba dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce … 11. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesaptan kaynaklanan 4.369,66 TL asıl alacak, 461,33 TL işlemiş faiz, 144,42 TL Noter masrafı ve 0,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.976,26 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 26/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 27/01/2017 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, davacı tarafça sunulan faturalar, sevk irsaliyeleri, Noter ihtarnamesi ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı hususunda rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan 2012 ve 2013 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğunu, davacının ticari defterlerinde davalıyı alıcılar hesabında takip ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2012 yılında başladığını, takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıdan kendi ticari defterlerine göre 4.369,66 TL alacaklı olduğunu, davadan sonra davalı tarafından düzenlenen 03/07/2018 tarihli ve 639,32 TL bedelli iade faturasının kayıtlara alınarak borçtan mahsup edildiğini ve bu tarih itibariyle alacağın 3.730,34 TL olduğunu, davacı tarafça davalı adına düzenlenmiş faturaların defterlerde kayıtlı olduklarını, faturaların bağlı olduğu sevk irsaliyelerinin bir kısmının teslim alan kısımlarında isim ve imza, bir kısmının teslim alan kısmında ise nakliyeyi yapan araç plakaları, şoförlerin isim ve imzalarının olduğunu, davacı tarafından davalıya gönderilen Noter ihtarnamesi ile 4.369,66 TL alacağın ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiğini, bu kez davacı tarafından ihtarnamenin davalıya tekrar gönderildiğini ancak muhatabın adreste tanınmıyor olduğu gerekçesi ile bila tebliğ iade edildiği, ihtarnamenin ilk iade edildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılması konusunda takdir Mahkememize ait olmakla birlikte bu tarihten itibaren 3 gün sonrası olan 14/12/2016 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğünün kabulü halinde işlemiş faizin 24,22 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Davalı usulüne uygun ihtara rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmamıştır. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davalının BA formları celp edilerek bu formaların incelenmesi ve davacının beyanları doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi ek raporunda özetle; davacı tarafından düzenlenen 2013 yılı Ağustos ayına ait kdv hariç 8.302,00 TL bedelli faturanın davalı tarafından BA formunda bağlı olduğu vergi dairesine bildirildiğini, diğer faturanın miktarının 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle bildirilmesinin zorunlu olmadığını, ayrıca davacı tarafından takip ve davadan sonra sunulan cari hesap ekstresine göre, davacının 2019 yılı açılış bakiyesinin 3.730,34 TL borç olarak devrettiğini, davalı tarafından 01/01/2019-01/04/2019 tarihleri arası parça parça toplam 2.963,41 TL ödeme yapıldığını, buna göre davacının 01/04/2019 tarihi itibariyle davalıdan 766,93 TL alacaklı olduğunu beyan ederek kök rapordaki tespitlerini tekrar etmiştir. Kök ve ek rapor Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesaba dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerine göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2012 yılında başladığı ve takip tarihi itibariyle davacının 4.369,66 TL cari hesap alacağının bulunduğu, cari hesabın dayanağı olan faturaların mal satımına ilişkin olduğu, faturaların davacının alacağını tek başına ispat etmeyeceği, fatura konusu malların teslim edildiğinin de ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından sunulan sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında isim ve imzaların yer aldığı ve fakat davalının yetkilileri veya çalışanlarına ait olduğunun ispat edilemediği, bununla birlikte Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/3. maddesinde 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca davacının kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulayan kayıtlar içeren ticari defterlerinin lehine delil olabilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davalı tarafın ticari defterlerini usulüne uygun ihtara rağmen incelemeye sunmadığı, bu nedenle davacının usulüne uygun olarak tutmuş olduğu ticari defterlerindeki kayıtların lehine delil olduğu ve ayrıca davalı tarafından BA formu ile alacağa dayanak teşkil eden son faturanın ilgili vergi dairesine bildirilmiş olduğu, bu şekilde davacının takip tarihi itibariyle 4.369,66 TL alacaklı olduğunu ispat ettiği, davalı tarafça davadan sonra yapılan ödemelerin ve alacaktan mahsup edilen iade faturasının infazda nazara alınması gerektiği, davacı tarafından gönderilen temerrüt ihtarnamesinin davalıya tebliğ edilemediği, bu nedenle takipten önce temerrüdün gerçekleşmediği ve işlemiş faiz ile Noter ihtarnamesi bedelinin talep edilemeyeceği kanaatine varılarak, davanın asıl alacak yönünden kısmen kabulü ile davalının haksız itirazının iptaline, takibin tarafların tacir olmaları sebebiyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın Kısmen Kabulüne, davalının … 11. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itirazının asıl alacak 4.369,66 TL yönünden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davadan sonra düzenlenen 03/07/2018 tarihli, 639,32 TL bedelli iade faturası ile davadan sonra yapılan ödemelerin infazda nazara alınmasına,
2-Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 873,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 298,49 TL’den peşin alınan 84,99 TL harcın mahsubu ile kalan 213,50 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 192,35 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.092,35 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 961,26 TL ile ilk harç 119,89 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere karar verildi. 07/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza