Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/849 E. 2022/688 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/849 Esas
KARAR NO : 2022/688

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“….Müvekkil …, kendisine ait … plaka sayılı motosikletle … yönünden, … yönüne seyir halinde iken, aynı yönde hareket eden… plaka sayılı araç maliki ve sürücüsü …’in hatalı olarak çarpması nedeniyle kaza geçirmiştir. Olay yerinde tutulan polis tutanakları ile davalı …’in X 100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kaza sebebiyle müvekkilin kolu kırılmış, vücudunun muhtelif yerlerinde yaralanmalar meydana gelmiştir. Müvekkilin yaralarının ve kırık kolunun tedavisi için çeşitli cerrahi operasyonlar yapılmış, koluna platin takılmış ve tedavi süreci henüz neticelenmemiştir. Davalı …’e ait aracın ZMMS’si diğer davalı … Sigorta tarafından … nolu poliçe ile yapılmıştır. Zararların tazmini için davalı sigorta şirketine 30/07/2018 tarihli ekli dilekçe ile müracaat yapılmış ancak tarafımıza herhangi bir cevap verilmemiştir. Müvekkit … henüz 20 yaşında ve spor akademisine giriş için hazırlık yapan genç bir insandır. Kaza sebebi ile spor akademisine giriş için yeterli çalışma yapamamış ve çalıştığı işten de ayrılmak zorunda kalmıştır. Ayrıca tedavi sürecinde uzun bir süre acı ve ızdırap duymuş, kolundaki kırık nedeniyle çok sevdiği spor eğitmenliği tutkusundan vazgeçmek zorunda kalmıştır. Müvekkilin uğradığı acı ve elemi bir nebze gidermek açısından davalı …’den 30.000,00-TL manevi tazminatın tahsili talebinde bulunmaktayız. Müvekkil, Spor akademisi sınavlarına hazırlanırken ayrıca özel bir şirkette asgari ücretle çalışmaktaydı. Kaza sebebiyle hem çalıştığı işten ayrılmak zorunda kalmış hem de spor akademisi sınavlarında başarılı olamamıştır. Müvekkilin kolundaki kırık nedeniyle iş gücü kaybı da oluşmuştur. Bütün bu zararların tazmini bakımından her iki davalıdan BK 107. Madde kapsamında ileride arttırmak üzere şimdilik 10.000-TL maddi tazminatın müştereken ve Fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile, 19/02/2018 tarihli kaza sebebiyle şimdilik, Kazada %100 kusurlu davalı …’den 30,000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, Müvekkilin uğradığı maddi zararlardan (hayatta kazanma gücünü kaybetmesi, sakatlanmadan doğan zarar ve sakatlık oranı ortaya çıkana kadar tamamen çalışamadığı dönemlerdeki mevcut zarar, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, bakım giderleri, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar toplamı olmak üzere oluşan zarar) BK. 107 maddesi gereği belirsiz alacak davası kapsamında şimdilik 10.000,-TL’sinin kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı …’in vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Davacı vekilinin kazada müvekkilimin %100 suçlu olduğu iddiasını kabul etmiyoruz. Öncelikle müvekkilimin şerit değiştirmesine istikametindeki yol ayırma çizgileri kesik kesiktir. Bu da müvekkilimin sağ şeride geçmesinin yasak olmadığını göstermektedir. Müvekkilim sağdaki PTT merkezine doğru hareket etmiştir. PTT olması nedeniyle dönüş yasağı yoktur. Müvekkilim ani olarak şerit değiştirmemiştir. Şerit değiştirirken yavaşlamıştır. Şerit değiştirme esnasında , şerit değiştirme istikametinde sinyal vermiştir. Davacı şerit değiştirmek isteyen araçları kontrol etmesi gerekirken etmemiştir. Davacı gidiş yönüne göre uygun şeridi seçmemiştir. Eğer doğru gitmeyi amaçlıyorsa en sağ şeridi seçmemesi gerekecektir. Davacı hızını ayarlayamamıştır. Müvekkilim olayın verdiği şaşkınlıkla ve davacıya yardımcı olmak gayreti içinde tutulan olay yeri tespit tutanağa zamanında itiraz edememiştir. Davacının tazminat talep etme hakkı yoktur. Davacının … Polis Merkezi Amirliğinde vermiş olduğu ifadede Müvekkilimden “Davacı ve şikayetçi” olmadığını açıkça belirtmiştir. Bu ifadeye dayanarak … (…) Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor no. … K numaralı kararı ile müvekkilim hakkında KYO kararı vermiştir. 5237 sayılı yasanın 73. maddesinin 7. fıkrasında “Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikayetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsi haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz. Demektedir. Bu nedenle davacının dava açma hakkı yoktur. Davacı ile müvekkilim kaza sonrasında uzlaşmıştır. Müvekkilim davacıyı kaza sonrasında hastaneye yetiştirmek için elinden geleni yapmıştır . Ayrıca müvekkilim , davacıya her türlü yardımı maddi ve manevi yardım yapmıştır. Müvekkilimin davacıya yapmış olduğu toplam 4000(Dört bin) TL. lık yardımla ilgili 1 (Bir) adet ödeme dekontu ekte sunulmuştur. Davacı müvekkilimin bu yardımları karşısında müvekkilim hakkında dava açmayacağını söylemiştir. Yukarıda saydığımız gerekçelerle davacının manevi tazminat taleplerinin reddi gerekecektir. Kabul etmemekle birlikte davacının talep ettiği manevi tazminat miktarı çok yüksektir. Manevi zararın para ile tazmin ve telafisi,hiç bir zaman haksız kazanca ve sebepsiz zenginleşmeye kaynak teşkil etmemelidir. Onun içindir ki, hakim gerekli gördüğü takdirde manevi zararın telafisi için paradan başka bir tazmin şekline karar verebileceği gibi, ona ilâveten paraya da hükmedebilir. Müvekkilimin kazanın oluşumundan sonra her aşmada maddi ve manevi olarak davacının yanında olduğu hususunu sayın mahkemenizin dikkatine sunmaktayız.
Davacının manevi tazminat yönüyle “Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması” talebini kabul etmiyoruz. Manevi tazminat şahsiyet hakkına hukuka aykırı tecavüzden doğan acı elem ve ızdırabın telafisi amacıyla hükmedilen tazminattır. Tecavüz sebebiyle duyulan acı elem ve ızdırap manevi zarar olarak ifade edilir. Manevi tazminatın bir bölümünün dava edilemesi,kalanın saklı tutulması imkanı yoktur. Yagıtay uygulaması bu yöndedir. Manevi tazmnat bölünemez. Yani,zarar gören tazminatın tümü için değil de bir bölümü yönünden sorumluya karşı dava açamaz. Bu konuda Yargıtay’ın örnek bir kararı şöyledir; “…Uyuşmazlık hukuka aykırı bir eylem yüzünden çekilen elem ve üzüntüler, o tarihte duyulan ve duyulması gereken bir haldir. Başka bir anlatımla üzüntü ve acıyı zamana yaymak suretiyle, manevi tazminatın bölünmesi, bir kısmının dava konusu yapılması kalanın saklı tutulması olanağı yoktur. Niteliği itibariyle manevi tazminat bölünemez. Bir defada istenilmesi gerekir. Manevi acı, tazminata hükmedilirken davalısına göre değişiklik göstermez. Davacı vekilinin maddi tazminat talebini kabul etmiyoruz. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki taleplerinde, davacının hangi kayıpları karşılığında, ne kadar tazminat talep ettiği açık değildir. Davacı vekilinin “hayatta kazanma gücünün kaybetmesi” talebi açık değildir. Davacının da kazada kusuru vardır. Müvekkilimin tam kusurlu olduğu hususu doğru olmayıp sunacağımız delillerle kusur incelemesinin yeniden yaptırılması durumunda ortaya çıkacaktır. Davacı eğer sakat kalmış ise bu kazanın direk etkisi ile olmayıp, davacının tedavi esnasındaki kendi ihmal ve savsamasının sonucu olduğu hastane kayıtlarından anlaşılacaktır. Bu nedenle davacının hususundaki kanıtlarımızın incelenmesine ve açılan davanın reddine karar verilmesini talep ederiz.
davalının tam kusurlu olduğu hususu doğru olmayıp sunacağımız delillerle kusur incelemesinin yeniden yaptırılmasına , açılan davanın reddine mahkeme masrafları ve karşı avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar karar verilmesini…” talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“..Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir. Trafik kazalarından kaynaklanan tazminatlar için, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’un (KTK) 97. Maddesinde 26.4.2016 tarihinde yapılan değişiklikle, zarar görenlerin dava açmadan önce ilgili sigorta şirketine söz konusu zararla ilgili başvuru yapması gerekmektedir. Bu başvuru mahkemelerce dava şartı olarak değerlendirilerek, başvuru yapılmadan açılan tazminat davaları “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilmesini talep etmekteyiz. Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekmektedir. Sigorta şirketlerinin tazmin yükümlülüğü kaza değil, ihbar tarihinden itibaren başlamakta olup sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilmektedir. Başvuru yapılmadan açılan tazminat davaları ise “dava şartı yokluğu” nedeniyle usulden reddedilebilecektir. Olayımızda davacının sulhen başvuru talebi bulunmamaktadır. Bu sebeple iş bu davanın öncelikli olarak usulden reddini talep etmekteyiz.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına İlişkin Tebliğin “Sigortanın Kapsamı” başlıklı maddesinde, tazminat taleplerinin kapsamı şu şekilde belirlenmiştir; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının KTK çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır”.
Aynı şekilde olayda davacı yan motosiklet kazası sırasında KASK kullanmamış olup meydana gelen zarar da oluşan hasarların bu kapsam da değerlendirilmesini ve davacının müterafik kusurunun belirlenmesini de talep etmekteyiz. Bunun yanı sıra kazanın meydana gelmesinde yol kusurunun olup olmadığının ayrıca bilirkişi marifetiyle tespitini talep ederiz.
Davacı kaza tarihinden itibaren faiz istemektedir. Faiz başlangıç tarihinin kaza tarihi olarak kabulü hem mevzuata hem de hakkaniyete aykırıdır ve tarafımızca kabulü mümkün değildir. Müvekkil şirket ancak kendisine karşı açılan dava tarihinden itibaren davanın hukuki sonuçlarından sorumlu tutulabilir. İş bu sebeplerle açılmış olan davanın reddini talep etmekteyiz. Açılmış olan davanın reddini,
Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı olarak geçici iş görmezlik, sürekli iş göremezlik, tedavi masrafı , ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğranılan zarar ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli … sayılı kusuru raporu özetle şöyledir:”…Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile sağ şeritte seyri esnasında, sol ilerisinde seyir halinde iken dikkatsiz ve kontrolsüzce sağa manevra ile seyir istikametini kapatan otomobil sürücüsü nedeniyle meydana gelen kazada atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri esnasında yola gereken dikkatini vermesi, kaplama üzerinde seyir halinde olan araçların hız ve mesafelerini dikkate alması, en sağ şeritte düz seyirle gelen motosikletlinin emniyetle geçişini beklemesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip dikkatsiz ve kontrolsüz şekilde sağa manevra ile şerit değiştirip en sağ şeritte düz seyirle gelen motosikletlinin seyir istikametini kapatarak kazanın oluşumuna sebebiyet verdiği anlaşılmakla; asli kusurludur. Olayda Davacı sürücü …’in kusursuz, Davalı sürücü …’in %100 oranında kusurlu olduğuna…” olduğuna dair görüş sunulmuştur.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … sayılı maluliyet raporu özetle şöyledir: “… oğlu, 1997 doğumlu …’in 19.02.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, Kas ve İskelet Sistemi, Üst Ekstremite, Şekil 2.8 %1, Tablo 2.3’e göre;1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %1 olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğine…”dair görüş sunulmuştur.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … sayılı maluliyet raporu özetle şöyledir:”… oğlu 12.12.1997 doğumlu …’in 19.02.2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı ayak arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğine…”dair görüş sunulmuştur.
27/10/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir: “…19/02/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle trafik kazası sonucu %1 oranında malul kalan davacı …’in maluliyet sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararının 19.697,46-TL’den ibaret bulunduğunu, tedavi giderinden nihai ve gerçek maddi zararının 324,00-TL’den ibaret bulunduğuna…”dair görüş sunulmuştur.
Mahkememizce dosya kapsamı, kusur raporu ve maluliyet raporu doğrultusunda TRH 2010 ve prograsif rant yöntemine göre hesaplama yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 08/02/2022 tarihli raporu özetle şöyledir: “…Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 6.412,48-TL olduğunu, ATK tarafından 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Çalışma Güce ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının malul kalmadığı belirlendiğinden belirlendiğinden davacının sürekli iş gücü kaybı nedeniyle maddi zararının söz konusu olamayacağını, ATK tarafından 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenen %1 maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 26.552,52-TL olduğunu, davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitin içinde kaldığını, manevi tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigorta poliçesi kapsamsına girmediğini, başvuru tarihine göre davalı sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 10/08/2018 olarak belirlendiğini, araç sürücüsü bakımından temerrüdün 19/02/2018 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağını, sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğüne…”dair görüş sunulmuştur.
Davacı vekilinin HMK 119 maddesi gereğince dava dilekçesinin açıklanmasına dair sunduğu dilekçesi özetle şöyledir:”…Davalılardan tedavi gördüğü süre boyunca çalışamadığı dönem uğradığı kazanç kaybı için 2.500,00-TL geçici iş göremezlik, hayatta kazanma gücünün yitirilmesi veya azalması sebebiyle uğradığı ve uğrayacağı zararlar için 4.000,00-TL sürekli iş göremezlik, ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı ve uğrayacağı zararlar için 2.500,00-TL, tedavi ve iyileşme giderleri için yaptığı harcamaların tamamı sebebiyle 1.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen haksız fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini…”talep etmiştir.
Davacı vekilinin UYAP üzerinden sunduğu ıslah dilekçesinde özetle şöyledir:”…Davacı müvekkilimiz … için toplam 32.965.00-TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının davalı … A.Ş.’ye temerrüt tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı müvekkilimize ödenmesine, Dava dilekçesinde talep etmiş olduğumuz 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini…”talep etmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 19.02.2018 tarihinde,davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacı …’e çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, olay neticesinde davacının yaralandığı, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 18.10.2019 tarihli raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, mahkememizce itibar edilen Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’nce tanzim edilen 30/10/2019-22919 sayılı rapora göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, Kas ve İskelet Sistemi, Üst Ekstremite, Şekil 2.8 %1, Tablo 2.3’e göre;1. Kişinin tüm vücut engellilik oranının %1 olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar geçici iş göremezlik oluştuğu, mahkememizce itibar edilen 08/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının maluliyet oranı ve kusur durumuna göre talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatının 6.412,48 TL olduğunun, sürekli iş göremezlik maddi tazminatının ise 26.552,52 TL olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça dosyaya sunulan sunulan ıslah dilekçesinde ise 6.312,48 TL geçici iş göremezlik ve 16.652,52 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olarak arttırdığını talep etmişse de davacı vekilince 18.04.2019 tarihli HMK 119 maddesine göre talep netice kısmını açıklamış olduğu dilekçesinde geçici iş görmezlik tazminat talebini 2500 TL, sürekli iş görmezlik tazminat talebini 4.000 TL, tedavi gideri 1000 TL ve ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı tazminat talebini 2500 TL olarak açıkladığı, ıslah dilekçesindeki alacak kalemleri ile netice talep kısmı arasındaki talep farklılığı ve çelişki nedeniyle davacı taleplerinin kısmen kabulüne karar verilerek davacının sürekli iş görmezlik tazminatı talebinin tam kabulü ile 6.412,48 TL geçici iş göremezlik tazminatının 19.02.2018 tarihinden itibaren, sürekli iş göremezlik tazminatı olan 17.657,89 TL tazminatın 19.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacı taraf ıslah dilekçesinde sürekli iş görmezlik tazminatını 16.652,52 TL arttırdığını beyan etmiş 18.04.2019 tarihli dilekçesinde ise kalıcı iş gücü kaybına ilişkin talep kısmını 4.000 TL olarak açıklamıştır. Davacı taraf sürekli iş gücü kaybı tazminatını böylelikle 20.652,52 TL olarak talep etmiştir. Davacının dava dilekçesinde ayrıca ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı 2500 TL maddi tazminat ile 1000 TL tedavi giderleri olmak üzere 3500 TL daha tazminat talebi bulunduğu , davacı bedel arttırım dilekçesi ile talepten fazlasına hükmedilmesini istediği anlaşıldığından 18.04.2019 tarihli HMK 119 maddesi gereği netice talep kısmını açıklayan dilekçesi de göz önüne alınmış ve 20.652,52 TL olan sürekli iş gücü kaybı tazminat talebinden dava dilekçesinde reddedilen 3500 TL’lik maddi tazminatlar kısmı çıkılmak suretiyle maddi tazminata hükmedilmiştir.
Davacının tedavi gideri 1000 TL ve ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı tazminat talebini 2500 TL’ye yönelik taleplerinin davacı tarafından ispatlanamadığı, bilirkişi tarafından bu kalemler yönünden hesaplama yapılmadığı anlaşılmakla taleplerin reddine karar verilmiştir.
TBK’nın 56/1.maddesinde Hâkimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği hüküm altına alınmıştır. Aynı kanunun 51.maddesinde yer alan “Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.”
Somut olay değerlendirildiğinde; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, kazanın oluş şekline, kusur durumuna ve olayın meydana geldiği tarihe göre davacı için 10.000 TL manevi tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olacağı sonucuna varılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
1-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 6.412,48 TL’nin davalılar … ve … A.Ş den, davalı … bakımından 19.02.2018 tarihinden ve davalı … A.Ş den 10.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmasına),
2-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 17.657,89-TL’nin davalılar … ve … A.Ş den, davalı … bakımından 19.02.2018 tarihinden ve davalı … A.Ş den 20.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmasına), fazlaya ilişkin talebin reddine
-Tedavi gideri ile ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat talebinin reddine
3-Davacının manevi tazminat talebinin davalı … yönünden kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın 19.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte adı geçen davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
4-Geçici ve sürekli iş göremezlik talebi yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.644,24-TL harçtan peşin alınan/ıslah 236,62-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.407,62-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınıp hazineye gelir kaydına,
5-Geçici ve sürekli iş göremezlik talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Geçici ve sürekli iş göremezlik talebi yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 8.894,63-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …’e verilmesine,
7-Geçici ve sürekli iş göremezlik talebi yönünden davalı … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 8.894,63-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
8-Tedavi gideri ile ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat talebine yönelik karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
9-Tedavi gideri ile ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat talebine yönelik davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 3.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …’e verilmesine,
10-Tedavi gideri ile ekonomik geleceğin sarsılmasından dolayı uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat talebine yönelik davalı … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 3.500,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
11-Manevi tazminat talebi talebi yönünden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 683,10-TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınıp hazineye gelir kaydına,
12-Manevi tazminat talebi talebi yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalı …’den alınıp davacıya verilmesine,
13-Manevi tazminat talebi talebi yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı …’e verilmesine,
14-Tüm talepler yönünden davacı tarafından yapılan 3.434,60-TL’den (posta/tebligat/bilirkişi/ATK rapor bedeli) kabul ve red durumuna göre davalılar hisselerine düşen 1.760,59-TL ile 277,72-TL ilk harç ve masraflar/ıslah olmak üzere toplam 2.038,31-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
15-Tüm talepler yönünden davalı … tarafından yapılan 39,00-TL’den kabul ve red durumuna davacı hissesine düşen 19,00-TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
16-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı … vekilinin yüzüne, diğer davalının yokluğunda karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/10/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza