Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/824 E. 2019/245 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/824 Esas
KARAR NO : 2019/245

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket, Türkiye sathında en yaygın perakende satış ağına sahip akaryakıt şirketi olduğunu, davalı …, bayii olarak ticari faaliyetine başladığını, faaliyete dair taraflar arasında 01.10.2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, davalı bayilikten kaynaklanan borçlarını davacı müvekkiline ödemekte gecikmeye ve dahi ödememeye başladığını, müvekkili şirket yetkililerince defalarca kere ihtar edilmesine rağmen davalı, bayilikten kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu sebeple bakiye 284.992,00-TL alacaklarının tahsili için davalı aleyhine … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi ikame edildiğini, davalı da icra takibinde mündemiç borca ve borcun tüm ferilerine ve takibin yetkisine haksız ve mesnetsiz itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlu, itirazından sonra davacı müvekkiline haricen 102.359,06-TL ödeme yaptığını, fakat bakiye borcunu ödemekten imtina ettiğini, taraflar arasındaki 01.10.2010 başlangıç tarihli sözleşmenin 3/r maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların hallinde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu hususu akdedildiğini, davalının … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına vâki itirazının iptali ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, takip tarihi itibariyle 182.632,9-TL alacak için takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekâletin karşı davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili daha sonra sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile birlikte; dava dilekçesinde davalı tarafından yapıldığını beyan ettiği ödemenin muhasebeden kaynaklanan bir hata nedeniyle beyan edildiğini, dava değerini 284.992,00 TL üzerinden ıslah etiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından başlatılan icra takibinin ve itirazlarının üzerine açılan işbu davanın hiçbir akdi ve/veya hukuki dayanağı bulunmadığını, davacı tarafın hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, davacı tarafın, “taraflar arasında bayilik ilişkisi olduğu ve dava konusu alacağın bayilikten kaynaklanan alacak olduğu iddiası” gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketin kiracısı olduğunu, davacı tarafın, 01.10.2010 tarihli “Kira Sözleşmesi” ile … Mah. D 100 Karayolu Üzeri …. Karşısı No:152 … adresinde bulunan mecuru müvekkili şirketten kiraladığını, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen kira sözleşmesinin taslak olarak hazırlandığnı, ancak yürürlüğe girmediğini, davacı şirketin kaşesi ve yetkili imzaları bulunmadığını, müvekkili tarafından sunulan sözleşme her iki tarafça da imzalanan ve yürürlüğe giren sözleşme olduğunu, dolayısıyla müvekkili tarafından sunulan sözleşmenin esas alınmasını talep ettiklerini, mahkeme aksi kanaatte ise davacının dosyada mevcut 21.09.2018 tarihli tensip tutanağının 10.Maddesine cevaben verdikleri dilekçede sözleşme aslının, … Tapu Sicil Müdürlüğünün … tarih ve … yevmiye sayılı işlemi ile tapuya ibraz edildiği” beyan edildiğini, gerekli görüldüğü takdirde sözleşme aslının celp edilmesine karar verilmesi talep ettiklerini, taraflar arasındaki ilişkinin kiraya veren (davalı) – kiracı (davacı) ilişkisi olduğunu, davacı taraf 27.01.2017 tarihli … 41. Noterliğinin … Yevmiye Sayılı ihtarnamesi ile … tarihli kira sözleşmesini 10.02.017 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde tek taraflı olarak fesh ettiğini, akdi veya hukuki dayanağı olmayan tek taraflı fesih ihbarnamesine, müvekkili şirket tarafından … 27. Noterliğinin … tarihli ve … Yevmiye sayılı ihtarname ile cevap verildiğini ve “Feshin haksız ve mesnetsiz olduğu, feshin hiçbir akdi veya hukuki dayanağının olmadığını, müvekkili şirketin uğradığı ve uğrayacağı zararların tazmin edilmesi gerektiği” ihtaren ve ihbaren davacıya bildirildiğini, tek taraflı fesihten sonra davacı tarafından 29.12.2017 tarihli, 328.593,63-TL bedelli ve “Nakdi Yatırım Bedeli İadesi” açıklamalı fatura düzenlendiğini ve icra takibine konu edildiğini, hiçbir akdi veya hukuki dayanağı olmayan fatura, müvekkili şirket tarafından 26.01.2018 tarihinde haricen öğrenildiğini ve 29.01.2018 tarihinde … 13. Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtar ve ihbarnamesi ile faturaya, içeriğine ve tutarına açıkça ve ayrı ayrı itiraz edildiğini, davacının tek taraflı feshinin ve tarafımızdan itiraz edilen faturasının hiçbir akdi ve/veya hukuki bir dayanağı bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan 01.10.2010 tarihli “Kira Sözleşmesi”nin 3/m maddesine açıkça aykırı olduğunu, davacı tarafın “müvekkil şirketin icra takibinden sonra 102.359,06-TL ödeme yaptığı iddiası” tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu olmadığını ve dolayısı ile davacıya yapılan bir ödeme de bulunmadığını, davaya konu 01.10.2010 tarihli “Kira Sözleşmesi”nin incelendiğinde davacı tarafın taraflar arasında delil sözleşmesi olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın iddia ve taleplerini genişletmesine ve değiştirmesine muvafakatlerinin bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile fazlaya dair ve sair bütün hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla, davacının % 20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce … 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 284.992,00 TL cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava dilekçesinde delil olarak sunularak alacağın dayandırılmış olauğu 01.10.2010 tarihli sözleşme, davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde delil olarak dosyaya sunulmuştur. Tarafların ortak delil olarak dayandığı 01.10.2010 tarihli Kira Sözleşmesi, Mahkememizin 02.04.2019 tarihli celsesininde davacı vekiline gösterilerek, dava dilekçesininde delil olarak dayandıkları ve celp edilmesini istedikleri sözleşmenin iş bu sözleşme olup olmadığı soruldu ve celp edilmesini istedikleri sözleşmenin davalı tarafından sunulan iş bu sözleşme olduğunu beyan ettiği görüldü. Tarafların ortak delil olarak dayandığı 01.10.2010 tarihli Kira Sözleşmesi incelendiğinde; davacının kiralayan davalının ise kiraya veren olarak yer aldığı görüldü. Davacı vekilinin dava dilekçesinde bayilik sözleşmesine dayanarak alacak talebinde bulunduğu fakat delil olarak dayanmış olduğu sözleşmenin kira sözleşmesi olup, iş bu sözleşmede davacının kiracı olarak yer aldığı görüldü.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesi “Sulh Hukuk Mahkemeleri dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları…. Görürler.” şeklinde düzenlenmiş olup buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanması halinde tacir olup olmadıklarına bakılmasızın davanın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamına girdiği belirtilmiştir. Somut olayda davanın taraflar arasındaki Kira Sözleşmelerine dayalı olarak açıldığı anlaşılmakla, HMK.nun 4.maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklara bakmakla görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiş olduğundan ve HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden işbu davada mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/04/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza