Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/758 E. 2019/718 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/758 Esas
KARAR NO : 2019/718

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2018
KARAR TARİHİ : 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı borçlu yanın, takip dayanağı faturaları ödememesi üzerine, aleyhine … 2. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlu olmadığını beyan ederek takibi durdurduğunu, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazlarının soyut, gerçek dışı ve dayanaksız olduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklı olduğunu, para alacağının iadesi söz konusu olduğundan davacı müvekkili şirketin ikametgahı mahkemesi de davaya bakmaya yetkili olduğunu, anılan nedenlerle itirazdan sonraki safahatta yapılan ödemeler de dikkate alınarak ve icra müdürlüğünce kapak hesabında dikkate alınmak üzere takibe haksız itirazın kaldırılmasını, takibin devamı, alacaklarının tahsilinin yanında icra tazminatı ve masraf ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya ve icra takibine konu elektrik kullanımı; müvekkilinin … adresinde bulunan yazlığının elektriğine ilişkin olduğunu, davalı müvekkili, belirttiği bu yazlığının elektrik aboneliği için … İşletme Müdürlüğüne başvurmuş, ilgili işlemlerin yapılması için bir elektrikçi ile anlaşmış ve kurumun bilgisi dahilinde … barkod numaralı sayaç taktırttığını, davacı görevlileri tesisatı ve sayacı kontrol ederek uygunluk anlamında mühür dahi vurmuş ve böylece davalı müvekkil fiilen elektrik kullanımına başladığını, bölgenin … Su Toplama havzasına dahil edildiğinden bahisle abonelik talebi kabul görmediğini, davalı müvekkille abonelik sözleşmesi imzalanmadığını, fiili kullanım devam ederken davalı müvekkili hakkında kaçak kullanım muamelesi yapıldığını, aynı anda 2 icra takibi başlatıldığını, ödeme emirlerine ekli evrakta …numaralı dosyanın enerji bedeli 2.778 TL, 1920 numaralı dosyanın 3.152 TL olduğu görülmesine rağmen takipler 6.238 TL ve 7.287 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığını, bu dosyalara kaçak elektrik kullanımı yapılmadığını, mahalde sayaç bulunduğunu, faiz oranı ve faize itiraz edildiğini, davacı taraf bu itiraza karşı itirazın iptali vs her hangi bir hukuki süreç başlatmadığını, ancak; ödemeye zorlama gayesiyle … CBS na kaçak kullanım şikayetinde bulunduğunu, … Asliye Ceza Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi ile elektrik kullanımının kaçak olmadığı sadece usulsüz kullanıldığını, tüketimin de kayıt altına alındığını ve sayaca her hangi bir müdahalede bulunmadığının tespiti sonucunda beraat kararı verildiğini, davacının elektrik bedeli için başlattığı icra takipleri kendi aralarında dahi belirsizlik ve kötü niyet barındırdığını, izaha çalıştıkları nedenler ile yargılamada ortaya konulacak hususlar çerçevesinde davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve … Vergi Dairesinden davalının ticari işletme-esnaf kaydının olup olmadığı, hangi usulde vergilendirildiği, hangi usulde defter tuttuğu ve vergiye esas kazanç bildirimi sorulmuş, gelen cevaplarda davalı adına ticari işletme kaydı bulunmadığı ve esnaf kaydı bulunduğu, davalının adına kayıtlı ve vergiye tabi işletme olmadığı bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Yine TTK’nın 11/1. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme olarak tanımlanmış ve maddenin 2. fıkrasında ise Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınırın Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterileceği düzenlenmiştir.
Esnaf tanımı, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3’üncü maddesinin a bendinde; “Esnaf ve sanatkar: İster gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler” şeklinde, TTK’nın Esnaf başlıklı 15’inci maddesinde ise; “İster gezici olsun ister bir dükkanda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri 11’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır” şeklinde yapılmıştır.
Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1463’üncü maddesine göre 21 Temmuz 2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı esnaf ve sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 1. maddesi ile “Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmi Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkar sayılmaları ile esnaf ve sanatkar siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” kararlaştırılarak basit usulde vergilendirilenler, işletme hesabına göre defter tutanlar ve Vergi Usul Kanunu’nun 177/1.maddesinin 1-3 fıkralarında yazılı limitlerin yarısını ve 2. fıkrasında yazılı limitin tamamını aşmayanlar esnaf olarak kabul edilmişlerdir. Her ne kadar 6762 sayılı TTK yürürlükten kalkmış ise de 6102 sayılı TTK’nın 11. maddesinde öngörüldüğü şekilde yeni bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmamış olduğundan uygulanmaya devam etmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, açıklanan tüm yasal mevzuatın bir arada değerlendirilmesi neticesinde; davacı tacir değil esnaf olup dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış ve mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/09/2019

Katip …
e-imza

Hakim …