Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/705 E. 2020/285 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/705 Esas
KARAR NO : 2020/285

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/08/2018
KARAR TARİHİ : 08/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (rücuen tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesi özetle; davacı ile davalı arasında … İhale Kayıt Sözleşmesi ile Hizmet Alım Sözleşmesi akdedildiğini, hizmet alım işinin davalı tarafından ihale edilmesine rağmen burada çalışan işçilerin esasen aynı kaldığını sadece ihale alıcısı yüklenicilerin değiştiğini, dava dışı … isimli işçinin davacı şirkette 01/01/2012-31/12/2012 tarihleri arasında davalı ile yapılan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştığını, davacı ve davalı şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğunu, bu kapsamda işçilerin İş Kanunundan doğan hak ve alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bu hususun Yargıtay denetiminden geçen iş mahkemesi kararı ile de kesin olduğunu, davacı şirketin davalı ile akdettiği hizmet alım sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte buradaki işçilerini ve iş yerini devrettiğini ancak … adlı işçinin iş akdinin ihaleyi alan şirket tarafından devam ettirilmediğini, dava dışı işçinin işçilik alacaklarının temini için davacı ve davalı şirketler aleyhine … 19. İş mahkemesi nezdinde … esas sayılı davayı ikame ettiğini, ilgili mahkeme tarafından … sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiğin anılı kararın Yargıtay 9. HD 2015/20658 E. 2018/13751 K. İlamı ile onandığını, bahse konu davada 06/07/2004-31/12/2012 tarihleri arası dönem için işçilik alacaklarına hükmedildiğini, ancak bu dönem içerisinde dava dışı işçinin sadece 01/01/2012-31/12/2012 tarihleri arasındaki dönemin davacı şirkette geçtiğini, ancak davacı şirketin son alt işveren olarak davalı asıl işveren ile birlikte bütün çalışma döneminden sorumlu tutulduğunu, kesinleşen kararın dava dışı işçi tarafından … 2. İcra Müdürlüğünde kanuni takibe konu edildiğini ve davacı şirketin bu dosyaya 41.000 TL ödeme yaptığını, davacı şirket ile davalı … arasındaki Hizmet Alım Sözleşmesi gereğince sadece kendi dönemi olan 01/01/2012-31/12/2012 tarihleri arasındaki işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, Hizmet Alım Sözleşmesi Ve Eki şartnamelerde açık bir hüküm bulunmadığını dolayısıyla bu dönem içinde sorumululuğun 1/2 olacağını, sonuçta davacının bütün sorumluluğunun 01/01/2012-31/12/2012 tarihleri arasında tekabül eden işçilik alacaklarının %50 ‘si ile sınırlı olduğunu, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince davacının kendisine düşen paydan fazlasını ödediği için rücu hakkının olduğunu, davacının dava dışı işçinin kendisinde çalışmadığı dönem ile ilgili olarak iç ilişkide herhangi bir sorumuluğunun bulunmamasına rağmen ödeme yapmak zoruda kaldığını davacı ile davalı arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmesi ve eki şartanamelerde davacı şirketin kıdem tazminatından sorumlu olduğuna dair bir hükmün bulunmadığını, tip sözleşme şeklinde düzenlenen sözleşmelerde kanunun emredici hükümlerine atıf yapıldığını ve başkaca bir açıklamaya yer verilmediğini, Yargıtay’ın be şekilde düzenlenmiş tip sözleşmelerde kıdem tazminatından yüklenicinin sorumlu tutulmadığın karar verdiğini, sorumluluğun da asıl işveren ve alt işverenlerin yarı oranda dağıtılması yönünde bir çok kararının olduğunu iddia ederek fazlaya ilişkin talep dava ve ıslah haklarını saklı tutarak dava dışı işçiye ödenmek zorunda kalının 10.000,00 TL ödeme tarihi olan 30/07/2018 tarihinden itibaren tahakkuk edecek avans faizi ile birlikte tahsiline talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesi özetle; davacının defalarca ihale yoluyla iş aldığı davalı şirketi çalıştırdığı işçilerin işçilik alacakları için dava etmesinin kötü niyetli olduğunu, dava dışı …’ün davacının işçisi olduğunu, davalının İş Kanunu ve Hizmet Alım Sözleşmeleri uyarınca işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı şirketin de bu nedenle rücu hakkının olmadığını, hizmet alım sözleşmelerinden yükleniciyle ödenen ihale bedelinin içerisinde işçilik alacaklarının da olduğunu, iş kanununa göre işyeri devrinde devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işverenlerin müteselsil sorumlu olduklarını, ayrıca …’ün 2011 ve 2012 yıllarında davacı şirket bünyesinde çalıştığını davacının hizmet alım sözleşmesi ile kendisine yükletilen sorumluluklardan kaçma amacıyla huzurdaki davayı ikame ettiğini, kendi işçisine ödediği işçilik alacaklarını ticari faizi ile kamudan istemesinin kabul edilmeyeceğini, davacının işçilerin asıl işverenin davalı kurum olduğunu iddia ederek kanunun kendisine yüklediği sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını, davacının bir yandan ihale alıp iş yaparken diğer yandan kanuni sorumluluklarından kurtularak kazanç elde etmeye çalıştığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafında dava dışı …’e ödendiği iddia edilen işçi alacağının davalıdan rucuen tahsili davasıdır.
Mahkememizce bilirkişi …’dan aldırılan bilirkişi raporunda özet olarak; taraflar arasındaki sözleşmenin doğrultusunda davacı şirket bünyesinde çalışmış olan dava dışı …’ün 01/01/2011 -31/12/2012 tarihleri arasındaki çalışması nedeniyle davacı şirketin ödemiş olduğu bedellerden sorumluluk tutarının hesaplanan net 26.240,93 TL olduğu görüş ve kanaati rapor edilmiştir. Rapor hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında Araçların İstifleme, Revizyon Ve Revizyon Destek Hizmeti Alımına Ait Sözleşme imzalandığı, davacının davalı kurum bünyesindeki otobüslerin bakım, onarım ve istifleme işlerinin yapıldığı, 4857 sayılı iş kanunun 2/6 maddesi uyarınca taraflar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, dolayısıyla asıl işverenin alt işverenin işlerine karşı o işyeri ile ilgili olarak, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu, dava dışı …’ün davacı şirketin işçisi olduğu, iş akdinin feshi nedeniyle davacı şirket ve davalı şirket aleyhine … 19. İş Mahkemesinin … -… E.K. Nolu dosyası ile dava açtığı ve bu dava sonucunda davacı ve davalının müteselsilen dava dışı işçiye karşı 17.119,82 TL kıdem tazminatı, 3.196,97 TL ihbar tazminatı, 1.312,62 TL genel tatil alacağından sorumlu olduğu yönünde karar verildiği, bu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/20658-2018/13751 E.K kararı ile onandığı, bu karar doğrultusunda dava dışı işçi tarafından davacı ve davalı şirketler aleyhine … İcra Müdürlüğünün … takip numarası ile icra takibi başlattığı, bu takip nedeniyle davacı şirket tarafından dava dışı işçiye 30/07/2018 tarihinde 41.000,00 TL ödediği bu ödemenin 26.240,93 TL sinden dosyaya sunulu bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalı şirketin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ve dolayısıyla davacı şirketin rücu talebinin yerinde olduğu, davacının dava değerini 26.240,93 TL üzerinden ıslah ettiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Mahkememizin iş ve kadro durumu karşısında ve gerekçesi sonradan açıklanmak üzere;
1-Davanın KABULÜne,
-26.240,93.TL tazminatın ödeme tarihi olan 30/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1,792,51 TL’den peşin alınan 170,78 harç ile ıslah harcı 277,36 TL olmak üzere toplamda 448,14 TL harcın mahsubu ile kalan 1.344,37 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 700,00TL bilirkişi ücreti 207,20 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 907,20TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.936,14TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda davalı tarafın yokluğunda karar verildi. 08/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza