Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/67 E. 2019/275 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/67 Esas
KARAR NO : 2019/275

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin vinç işiyle ilgili faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalıya vinç işiyle ilgili hizmet verildiğini, davalının müvekkiline 13.865,00-TL borcu bulunduğunu, davalının işbu cari borcundan dolayı, davalı hakkında ilk olarak … 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını ve davalının 03.10.2017 tarihli itiraz dilekçesi üzerine, (İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olmadığından) … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından (aynı takip dosyasından) davalıya yeniden ödeme emri tebliğ edilerek alacaklarını talep ettiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibi 13.865,00-TL üzerinden durduğunu, fazlaya ilişkin dava talep hakları saklı olmak üzere davanın kabulü ile itirazın iptaline, ticari faizi ile birlikte 13.865,00 TL üzerinden takibin devamına, %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından dava konusu varlığı iddia olunan cari hesap alacağına ilişkin ilk olarak … 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını ve süresi içerisinde taraflarınca takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz edildiğini, davacı tarafından aynı cari hesap alacağına ilişkin … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yeniden takip yapıldığını, bu takibe istinaden de süresi içerisinde sundukları itirazlar ile birlikte hem mükerrerlik hem de borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davacı yan arasında uzun süreden beri karşılıklı süregelen ticari ilişki kapsamında müvekkili şirket kayıtlarında davacının alacağı bulunmadığını, davacı tarafından başlatılan ilamsız takibe konu olan alacak iddiasının gerçek dışı olduğuna kanıtlayacak müvekkili şirkete ait ticari defter kayıtlarının incelenmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, talep edilen faiz oranının da kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından ikame olunan huzurdaki itirazın iptali davasının reddi ile davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-… 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası.
2-22/07/2017 tarih Seri A Sıra 023061 nolu 13.865,00-TL bedelli fatura, 959 sıra nolu 17/07/2017 tarihli Çalışma Tutanağı, 958 sıra nolu 16/07/2017 tarihli çalışma tutanağı, 957 sıra nolu 15/07/2017 tarihli çalışma tutanağı, 1057 sıra nolu çalışma tutanağı, 2203 sıra nolu 11/07/2017 tarihli çalışma tutanağı, 2038 sıra nolu 12/07/2017 tarihli çalışma tutanağı, 1673 sıra nolu 12/07/2017 tarihli çalışma tutanağı, 2111 sıra nolu 12/07/2017 tarihli çalışma tutanağı, Cari hesap ekstresi.
3-… Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabi yazıları, Vinç İşletmeleri Derneğinin cevabi yazıları.
4-Mahkememizce bilirkişiler Makine Mühendisi … ile Mali Müşavir … tarafından sunulan müşterek bilirkişi kök ve ek raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından ifa edildiği iddia edilen vinç hizmet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK 67. Maddesine göre iptali talebidir.
Mahkememizce … 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp olunmuş ve incelenmesinde; alacaklı …Tic. A.Ş tarafından, borçlu … Şirketi aleyhine 13.865,00-TL asıl alacak, icra takip tarihi olan 26/09/2017 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9,75 oranında avans faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 26/09/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, işbu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu, … 6. İcra Müdürlüğü’ndeki takibin ilk olarak … 24. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından açıldığı davalı-borçlunun yetki ve borca itirazı sonucu İstanbul İcra Tevzi Bürosu tarafından … 6. İcra Müdürlüğü’ne tevzi edilerek … Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların ticari defter ve kayıtları, icra dosyası incelenerek; davaya konu faturaların taraf defter ve kayıtlarında yer alıp almadığı, takip nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda rapor alınmak üzere dosya mali müşavir bilirkişi … ve … Derneği’ne yazılan müzekkere sonucu ismi mahkememize bildirilen ve … Derneği’ne üye makine mühendisi …’tan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan bilirkişi kök raporunda özetle; davacı tarafın inceleme konusu yapılan 2017 mali dönemlerine ait ticari defterlerinin ait olduğu yılda yürürlükte olan T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre tutulduğu, ticari defterinin yasal süreleri içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı, davacı taraf kayıtlarında icra takip tarihi itibari ile davalı taraftan 13.865,00-TL alacaklı olduğu, ticari defter kayıtlarındaki alacak miktarının icra takibine konu miktar ile uyumlu olduğu, davalı tarafın incelemeye ticari defter ve kayıtlarını hazır etmediği, davalı taraf ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı tarafından dava dosyasına sunulan çalışma tutanaklarından teslim eden, teslim alan kısımlarında isim ve imzaların yer aldığı, takip konusu cari hesap alacağın teşkil eden faturaya dayalı hizmetin sunulduğuna dair raporunu tanzim etmişlerdir. 27/11/2018 tarihli celsede mahkememizce dosyanın bir önceki bilirkişi heyetine yeniden tevdii ile davalının 2017 tarihli ticari defterlerinin de inceleme gününde hazır edilerek dosyaya sunulmuş olan vinç hizmet servis fişleriyle bağlı kalınarak bu fişlerle verilen hizmetin her birinin hizmetin verildiği tarihteki piyasa rayiç değerleri tek tek ek raporda belirtilmek suretiyle davacının davalıdan verilen hizmet karşlığı toplam alacağının ne olduğunun tespiti için ek rapor aldırılmasına, Takip tarihi itibari ile alacağın miktarı tespit edilerken davalı tarafın ticari defterlerinin aleyhine de delil teşkil ettiği göz önünde bulundurularak davalı defterlerinde davacıya borçlu olduğu kayıtlı ise takip tarihi itibari ile kaydi olarak borcun miktarının ne olduğunun da ayrıca tespitinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan ek bilirkişi raporunda özetle: Davalı tarafın dava dosyasında ticari defter ve kayıtlarını yerinde inceleme talebinde bulunduğu, ancak rapor ekinde sunulan mail yazışmaları ve tutanaklardan anlaşılabileceği üzere ticari defter ve kayıtlarını incelemeye hazır edilemeyeceğini beyan ettiklerini, bilirkişi heyetinin davalı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bir inceleme yapılamadığını, piyasa rayiç değerleri dikkata alınarak yapılan hesaplama sonucu dava dosyasında yer alan çalışma tutanaklarına göre 12.218,75-TL olduğu, KDV dahil miktarının ise 14.418,13-TL olarak hesap edildiği, davacı tarafından cari hesaba ve takibe konu yapılan 22/07/2017 tarih 23061 nolu KDV dahil 13.865,00-TL miktarlı faturanın, hizmetin sunulduğu tarihteki piyasa rayiç bedellerinin altında olduğu görüldüğünü, takip ve dava konusu yapılan hizmetin miktarsal talebinin uygun olduğuna dair ek raporunu tanzim etmişlerdir.
Mahkememizde görülen uyuşmazlığa emsal olabilecek Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 23/01/2017 tarihli ve 2016/4087 E. – 2017/261 K. sayılı kararında;
“6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir.
Somut olayda mahkememizin 17/09/2018 tarihli bilirkişi seçim kararı ile bilirkişi incelemesinin 05/10/2018 tarihinde 14:00’te mahkememiz kaleminde yapılmasına dair ara karar verilmiş işbu ara karar inceleme gün ve saati de bildirilmek suretiyle taraflara; “Yazılı inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarınızı mahkememiz kaleminde hazır bulundurmanız, aksi takdirde bunlara dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız hususu tarafınıza ihtaren tebliğ olunur.” şeklindeki ihtaratın tebligat zarfına yazılması suretiyle tebliğ edilmiş, davalı taraf defterlerini incelemeye sunmamış, davalı vekilinin hazır bulunduğu 27/11/2018 tarihli celsede davalı defterlerinin de incelenmesi suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş, yeni inceleme günü davalı vekiline bildirilmiş, davalı vekili 20/12/2018 tarihli dilekçesinde bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesini talep etmiş, mahkememizce düzenlenen 20/12/2018 tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanağında bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmiş, mali müşavir bilirkişi ile davalı vekili arasında gerçekleşen mail yazışmaları sonucunda davalı şirketin incelemeye yarar evraklarının temin edilemeyeceği bilgisi bilirkişiye iletilmiş, bu hususun tespiti için bilirkişilerce 10/11/2018 tarihli tutanak tanzim edilmiştir. Davalı tarafça defterlerin ibraz edilememesine neden olarak hiçbir somut gerekçe gösterilmemiştir.
Celp edilen icra dosyası, dosyada bulunan faturalar, cari hesap ekstresi, vinç çalışma tutanakları, davacı tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defter kayıtları ve bilirkişi raporları başta olmak üzere tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde davacının davalıya vinç hizmeti verdiğine ve davasını ispat ettiğine kanaat getirilmiş ve bilirkişi raporları dosya kapsamı ve deliller ile örtüştüğünden mahkememizce de hadiseye ve hukuka uygun ve denetime elverişli bulunmuş takibin aynen devamına, davalı borçlu itirazının haksız ve davacının alacağını geciktirmek maksadıyla yaptığı anlaşıldığından icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE
… 6. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine vaki davalı borçlu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Alacağın %20’si olan 2.773,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 947,11-TL harçtan peşin alınan 167,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 779,66-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 208,55-TL ilk harç, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 181,35-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.589,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/04/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza