Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/657 E. 2019/453 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/657 Esas
KARAR NO : 2019/453

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2018
KARAR TARİHİ : 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının, müvekkilinin alacağına karşılık olarak aldığı belgenin keşidecisi olduğunu, belirtilen belgenin 26/08/2016 tarihli 50.000,00-TL bedelli …. … şubesi çeki olduğunu, belirtilen belgeye dayanılarak 29/09/2016 tarihinde borçluya karşı … 5.İcra Müdürlüğünün … numaralı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının yetki itirazında bulunduğunu, bunun üzerine dosyanın … 20.İcra Müdürlüğüne gönderildiğini … esas numarasını aldığını, gönderilen icra ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edildiğini, itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından 27/07/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalıların müvekkiline borçlu olduğunu takip müstenidi belge ve bildireceğimiz diğer delillerle sabit olduğunu, borçlunun haksız olan itirazlarının iptalini takibin 50.000,00 TL.lik kısım için devamınını, borçlunun %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafça açılan itirazın iptali talepli davanın yasal süresinden sonra açıldığını, itirazın iptaline dair dava İİK. m.67 ye göre itiraz tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmasının gerektiğini, İcra dosyasına itirazları üzerinden 1 yıldan fazla süre geçtikten sonra davanın açıldığını, hakdüşürücü süre nedeniyle davanın usıulden reddi gerektiğini, takibe konu çekin TTK 796. ve 808. maddede belirtildiği şekilde ibraz ve karşılıksız işlemine tabi tutulmadığını, bu nedenle davalının kambiyo hukukundan kaynaklı talep hakkının olmadığını, bu çeke dayalı takip yapılamayacağını ve takibe yönelik itirazlarının iptaline ilişkin olan davanın da yerinde olmadığını, müvekkilinin davacı tarafça herhangi bir hukuki ve ticari ilişkisinin olmaması nedeniyle davasının reddi gerekirtiğini, Müvekkilinin takip dosyasında alacaklı gözüken davacıya veya diğer ciranta-borçlulara hiçbir borcu bulunmadığını, davaya konu takibin dayanağı olan çekler hakkında, muhatap bankanın “faaliyet izninin kaldırılması” nedeniyle ve bu banka aracılığı ile çeklerin ödenmesi, ibrazı, işlem yapılması, sair bankacılık işlemleri yapılması imkanı kalmadığını, müvekkilin hesabı müsait olmasına rağmen çekler davacı tarafça ibraz edilmediğini ve muhatap bankaca ödenmediğini, bu yönde hukuki bir işlemin yapılamadığını ve müvekkilin bu yönde kötüniyetli olmadığını, davanın hakdüşürücü süre nedeniyle usulden reddini, davacı tarafın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkumiyetini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bankaya ibraz edilmemiş çek nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 20. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … Dış. Tic. L. tarafından, borçlu …Tic. AŞ, …Tic. AŞ, … Tic. AŞ aleyhine 50.000,00-TL asıl alacak, 489,04-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.489,04-TL’nin icra takip tarihi olan 29/09/2016 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %10,50 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 29/09/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, dava konusu çeke ciro yolu ile hamil olmuştur. Davalı ise çekin keşidecisidir. Çek süresinde bankaya ibraz edilmediğinden hamil keşideci ve cirantaya karşı kambiyo hukukuna dayalı müracaat hakkını yitirmiştir. Bu durumda, çeke dayalı olarak müracaat hakkı düşmüş olan hamilin alacağına kavuşabilmesi için önünde iki seçenek vardır. Hamil, ya aralarındaki temel ilişkiye dayanarak çeki kendisine ciro eden lehtara başvurup süresinde ibraz edilmeyen çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanıp alacağını her türlü delil ile kanıtlayabilir, ya da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732. maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz iktisap hukuksal nedenine dayanarak keşideciye başvurabilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Sebepsiz Zenginleşme” başlıklı 732.maddesinin dördüncü fıkrası aynen: “Zamanaşımı süresi, poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir” şeklindedir. Dava konusu çekin düzenleme tarihi 26/08/2018 olup, takip davacı keşideci tarafından 1 yıl içinde 24/11/2018 tarihinde açılmış ve davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı davalarda ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir. Diğer bir deyişle keşideci, ancak bu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. Zira, hamilden temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden ötürü keşidecinin bir borcunun bulunmadığını ispat etmesi beklenemez. Bu nedenle keşidecinin, sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını ispat etmesi gerekir.
Davalı keşideci, dava konusu çek bedelini ödediğine dair dosyaya herhangi bir delil ve belge sunmadığı ve takip tarihi itibariyle dava konusu çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmediğini ve davacıya bir borcunun bulunmadığını ispat edemediği tespit edildiğinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın taktiren %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE,
-Davalının … 20. İcra Dairesine … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 10.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 3.4155-L harçtan peşin alınan 601,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.814,07-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.850,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 42,00- TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 42,00-TL yargılama gideri ile 642,53-TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/05/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza