Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/627 E. 2018/1109 K. 13.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/627 Esas
KARAR NO : 2018/1109

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/07/2018
KARAR TARİHİ : 13/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 12/07/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davacının davalı bankanın … Şubesi nezdinde bulunan … numaralı hesabından 21.09.2011 tarihinde saat:13:30’da 9.480-TL, 21.09.2011 tarihinde Saat:13:47’de 2.430-TL olmak üzere toplam 11.910-TL’nin … isimli şahsın hesabına internet bankacılığı yoluyla EFT yapıldığı, müvekkili firmanın hesabından bilgisi ve izni dışında bilgileri ele geçirilirek kötü niyetli 3.şahıslar tarafından muhtemelen bankanın güvenlik sistemi aşılarak davacı firma hesabından toplam 11.910-TL’nin aktarıldığı, paranın aktarıldığı… isimli şahısla davacı şirketin hiçbir ticari ilişkisinin bulunmadığı, bu konuda sorumlulura hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğu, güven kurumu olan bankaların internet bankacılığı üzerinde işlem yapılmasında güvenilirliği ve müşterilerinin mevduat güvenliğini sağlamak için gerekli tüm önlemleri almak zorunda olduğunu, davalı bankanın internet bankacılığı hizmetlerindeki güvenlik açıklarından yararlanılarak davacı firma hesabından 3.şahısların hesaplarına para aktarıldığı, davacı firma yetkilisinin davalı banka şubesinden almış olduğu müşteri numarası ve parolayla internet bankacılığına erişim sağlamakta olup, ayrıca davalı banka tarafından verilen şifrematiğin de kullanılmakta olduğu, ilgili internet erişimi için gerekli olan bilgileri şirket yetikilisi … haricinde hiçkimsenin bilmediği, bu bilgilerin başka hiçbir kimse ile paylaşılmadığı, müvekkilinin normal bir müşterinin göstereceği özeni ziyadesi ile gösterdiğinden bahisle davanın kabulü ile 11.910-TL alacağın davacı şirket hesabından çekildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile davacı şirketin davalı bankanın müşterisi olduğu 21.09.2011 tarihinde davacının … Şubesindeki … numaralı hesabından internet bankacılığı yoluyla …’a ait …bank nezdindeki hesaba gönderilen toplam 11.910-TL’lik EFT’nin bilgi ve iradesi dışında yapıldığı belirtilerek davalıdan talep edildiği, davacının söz konusu işlemlere itirazı nedeniyle banka yetkilileri tarafından gerekli incelemelerin yapıldığı, dava konusu EFT’nin alıcı hesapta kullanılmış olması nedeniyle davacıya herhangi bir iade işleminin yapılmamış ve itirazının olumsuz sonuçlandırıldığı, banka yetkilileri tarafından yapılan kontrollerde işlemlerin davacı firma bilgilerinin internet bankacılığı parolasının ve yine şifrematik cihazı ile üretilen tek kullanımlık şifrenin sisteme doğru olarak girilmesi suretiyle gerçekleştiğinin tespit edildiği, davacıya gerekli iade işleminin yapılmaması nedeniyle davacının işbu davayı açtığı, davacının açmış olduğu işbu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacının kendi iradesi dışında gerçekleştiğini iddia ettiği işlemler için husumeti davalı bankaya değil, hesabına gelen tutarı kullanan …’dan tahsil etmesinin gerektiği, davacıya ait şifrematik cihazı ile üretilen tek kullanımlık şifre ve internet bankacılığı şifre ve parola gibi sisteme doğru olarak girilmek suretiyle dava konusu EFT işlemlerinin gerçekleştirildiği, şifrematik ile internet bankacılığına giriş yapıldığında hesap sahibi tarafından bizzat üretilen tek kullanımlık şifre ile giriş yapılmakta olup, bu halde hesap sahibi/müşterinin rızası hilafına işlem yapılmasının mümkün olmadığı, ancak ve ancak müşterinin şifrematik ile üretilen şifreyi 3.şahıslar ile paylaşlaşması halinde 3.şahıslarca sisteme giriş yapılabileceği, davacı tarafça şifrematik cihazı ile üretilen tek kullanımlık şifrenin sisteme girilmiş olduğunun banka kayıtları ile sabit olduğu, bu nedenle dava konusu olayda davalı bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığından bahisle açılan davanın reddine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2014/1211-2016/133 E.K. Sayılı 19/12/2013 tarihli kararı ile; Davanın KISMEN KABULÜNE, 5.955-TL’nin 21.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden REDDİNE, karar verilmiş olup, İş bu kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2016/7711-2018/1256 E.K. sayılı 20/02/2018 tarihli ilamı ile; “Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan hesapta bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK’nın 306. ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 372/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafik kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.Somut olayda, mahkemece alınan ek bilirkişi raporunda; davacının, tek kullanımlık şifre üreten şifrematik’e sahip olduğu ve internet bankacılığına girmek için bu şifrematik’in ürettiği şifreyi kullanmak suretiyle internet bankacılığı ortamına giriş yaptığı, tek kullanımlık şifre üreten şifrematik’in ürettiği şifreyi bilmenin imkansız olduğu, davacının IP kısıtlaması uygulamasını devreye sokmadığı, davacının modeminin sürekli açık olduğu satatik IP ye sahip olmadığı düşüncesinde bulunulduğu, modemin sürekli olarak açık bulunmasının ortamı kollayan kötüniyetli üçüncü kişilerin faaliyetlerine imkan tanıdığı, davacının bu durumda bilgisayarını dış saldırılara karşı korumak için güvenlik yazılımı edinmesi ve bilgisayarına kurması gerektiği, davalının ise uygulamaya koyduğu güvenlik önlemlerinin bir çoğunu zorunlu tutması gerektiği bildirilmiştir. Bu durumda, davaya konu havale işleminin, davalı Banka tarafından davacıya verilmiş şifrematik cihazının ürettiği şifre bertaraf edilerek, bir başka anlatımla bu cihazın ürettiği şifreye ihtiyaç olmaksızın yapılıp yapılamayacağı, yapılabiliyorsa somut olayda gerçekleştirilen havale işleminde böyle bir durumun olup olmadığı hususunun, gerektiği takdirde işlemin yapıldığı bilgisayar veya bilgisayarlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle belirlenmesi ve ulaşılan sonuca göre tarafların kusur oranlarının belirlenmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden taraflar yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA” karar verilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan kök ve ek bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacı şirketin davalı bankanın … Şubesinde bulunan vadesiz ticari mevduat hesabından 21.09.2011 tarihinde saat:13:35’da 9.480-TL, 21.09.2011 tarihinde saat:13:47’de 2.430-TL olmak üzere toplam 11.910-TL’nin …bank nezdindeki 3.şahıs …’ın hesabına EFT yoluyla havale edildiği, davacı ile davalı arasında davacı şirketin davalı bankanın … Şubesi nezdinde hesap açtırması nedeniyle sözleşmesel ilişkinin bulunduğu, bu nedenle internet bankacılığı yoluyla davacının davalı banka şubesi nezdindeki hesabından kendi talimatı ve iradesi dışında çekildiği bildirilen dava konusu mevduat için davalı bankaya müracaat edebileceği, bu nedenle davalı vekilinin husumete ilişkin itirazının yerinde olmadığı, mahkememizce yapılan yargılama sırasında alınan kök bilirkişi raporu ve ek raporun birlikte değerlendirilmesi neticesinde dava konusu olayın özellikle davacı şirket tarafından şifrematik cihazıyla üretilmiş tek kullanımlık şifrenin kullanılması suretiyle meydana gelmiş olması nedeniyle alınan ek bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davacının statik IP alması ve mecbur tutulmadığı halde şifrematik cihazı kullanılmasının bilinçli bir kullanıcı olduğunun göstergesi olduğu, davalı bankanın güvenlik tedbirleri arasında IP kısıtlaması uygulamasının da bulunduğu, ancak davacının IP kısıtlaması uygulamasını devreye sokmadığı ve davacı tarafın dava dilekçesinde mevcut uygulamaları kullandığına dair bir bildirime rastlanmadığı, yine bilirkişi heyeti tarafından davacının modeminin sürekli açık olduğu, statik IP’ye sahip olmadığı düşüncesinin oluştuğu ve modemin sürekli olarak açık tutulmasının ortamı kollayan kötü niyetli 3.kişilerin faaliyetlerine imkan tanıdığı, davacının bu durumda bilgisayarını dış saldırılara karşı korumak için güvenlik yazılımı edinmesi ve bilgisayarına kurmasının gerektiği, bu yönde bir belgenin dosyada bulunmadığı, davalı bankanın ise uygulamaya koyduğu güvenlik önlemlerinin bir çoğunun seçimlik olduğu, bu güvenlik önlemlerini mecbur tutmasının gerektiği, davacının banka tarafından zorunlu tutulmamasına rağmen şifrematik cihazını alarak kullanmakta olduğu, şifrematikten şifre üretmek için pin kodunun girilmesinin gerektiği, ancak o taktirde internet bankacılığına girmek için tek kullanımlık şifre üretmenin mümkün olduğu, bunun dışında müşteri numarası, müşteriye has parola uygulamasının geçilmesi ve güvenlik resmi uygulamasının geçilmesinin gerektiği, bu nedenle davacının seçimlik güvenlik uygulamalarını kullanmasının davalı bankanın da güvenlik uygulamaları konusunda zorlayıcı olması gerektiğinden dava konusu olayda tarafların yarı yarıya kusurlu olduğu bildirilmiş olduğundan, aynen benimsenip hüküm kurmaya elverişli bulunanbilirkişi raporu gereğince dava konusu olayda tarafların 1/2’şer oranda sorumlu oldukları kabul edilerek davacı hesabından 21.09.2011 tarihinde çekilen toplam 11.910-TL’nin 1/2’sine tekabül eden 5.955-TL açısından davanın kısmen kabulü ile paranın havale edildiği tarih olan 21.09.2011 tarihinden itibaren yerinde görülen davacı talebi gereğince avans faizi işletilerek davalı bankadan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise yerinde görülmediğinden anlatılan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
Davanın kabulüne,
1-11.910,00-TLnin 21/09/2011 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 813,57- TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 176,90-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 636,67-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 3.743,50-TL(bozmadan önceki masraf), 70,00TL tebligat gideri ve 694,20 TL olan yarılama boyunca yatırılan harç giderleri olmak üzere toplam 4.507,70-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ilgli tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/11/2018

Katip
e-imza

Hakim
e-imza