Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/527 E. 2019/900 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/708 Esas
KARAR NO : 2019/801

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 25/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dava dışı … Ltd.Şti arasında ticari ilişkisi bulunduğunu, bahsi geçen şirket ile müvekkili şirket arasında 19/06/2013 tarihli … Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin bayilerinden olan bu şirket aldığı malların bedelini ödemediğinden müvekkili şirkete cari hesap borcu bulunduğunu, davalının 19/06/2013 tarihinde Müteselsil Kefalet Senedini imzalayarak ….Ltd.Şti’nin müvekkili şirkete borçlandığı senetli senetsiz borçlarına 50.000,00 TL’ye kadar müteselsilen kefil olduğunu, müvekkilinin bugüne kadar tüm uğraşlarına ve ihtarlarına rağmen alacaklarını tahsil edemediğini, bu sebepten de kefil olan davalı hakkında İstanbul… İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından işbu icra takibine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiğini, müteselsil kefalet senedinde açıkça taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, yine dava dışı asıl borçlu şirket ile imzalanan bayilik sözleşmesinde de İstanbul Mahkemeleri ile İcra Dairelerinin yetkili olduklarının kabul edildiğini, ortada sözleşmeden doğan bir borç ilişkisi olduğunu, buna göre sözleşmeden doğan takibin sözleşmenin ifa edileceği icra dairesinde başlatılabileceğini, para borcu söz konusu olduğundan TBK’nın 89. Maddesi uyarınca müvekkilinin kendi adresinin bağlı olduğu icra dairesinde takip başlatabileceğini, bu nedenlerle davalının icra dairesinin yetkisine itirazının haksız olduğunu, davalının borcuna kefil olduğu … Tic. Ltd. Şti’nin müvekkili şirkete bayilik sözleşmesinden dolayı cari hesap borcu bulunduğunu, davalının da müteselsil kefil müşterek borçlu olarak müteselsil kefalet senedinde üstlendiği miktar olan 50.000,00 TL ye kadar borçtan sorumlu olduğunu beyanla 50.000,00 TL’nin 30/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek aylık %2 oranında temerrüt faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, müvekkilinin aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bu icra takibine ilişkin yasal süresi içerisinde itirazlarını sunduklarını, itirazları üzerine takibin durduğunu, söz konusu işbu takibe konu Bayilik Sözleşmesinin müvekkilinin müteselsil kefilliği yönünden geçersiz bir sözleşme olduğunu, alacaklı kurum ile müvekkilinin arasında akdedilmiş olan sözleşmenin Türk Borçlar Kanunu’na uygun olarak düzenlenmiş olması gerektiğini, müteselsil kefillik sözleşmesinin geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak yetkili icra dairesi ile mahkemenin belirlenemeyeceğini, bu nedenle öncelikle davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, kefalet sözleşmesinde müvekkilinin sorumlu olduğu bedelin yazmadığını, ayrıca sözleşme tarihinde müvekkilinin evli olduğunu, kefalet sözleşmesine eşinin de rızasının olmadığını, bu nedenlerle sözleşmenin yok hükmünde olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ticari ilişkiden doğduğu iddia olunan alacağın müteselsil kefilden tahsili talebine ilişkindir.
Davalının mahkememizin yetkisine itirazının, alacağın sözleşmeden kaynaklandığı, davacı tarafın davalıdan, para alacağının ödenmesi ediminin ifasını Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca kendi yerleşim yeri mahkemesinden talep edebileceği anlaşıldığından reddine karar verilerek esas yönünden incelemeye geçilmiştir.
Dosya, taraflarca sunulan deliller, sözleşme ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; Davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, davacının ticari defterlerinde dava dışı … Ltd. Şti ile aralarındaki ticari ilişkiyi alıcılar hesabında takip ettiğini, genelde dava dışı şirketten aldığı avans çeklerine dayalı olarak hesabın dava dışı şirket lehine alacak bakiyesi verdiğini, söz konusu hesabın 10/12/2013 tarihinde dava dışı şirket lehine 619.246,67 TL alacak bakiyesi verdiğini, söz konusu tutarın 31/12/2013 tarihinde alınan sipariş avansları hesabına virman edilmesi ile davacının 31/12/2013 tarihi itibariyle dava dışı şirkete 619.246,67 TL borçlu olduğunu, bununla birlikte davacının dosyaya sunmuş olduğu çeklerle ilgili icmalde alınan çekler toplamının 1.700.000,00 TL olduğunu, bu alınan çeklerden 900.000,00 TL’sinin ödendiğini ve 800.000,00 TL’sinin karşılıksız çıktığının beyan edildiğini, bu beyana göre yapılan hesaplama sonucunda karşılıksız çıkan çek bedelinden dava dışı şirket alacağının düşülmesi ile davacının takip tarihi itibariyle dava dışı şirketten 180.753,33 TL alacaklı olduğunu, bununla birlikte davacı tarafça dosyaya sunulan başka bir dava dosyasında dava dışı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu ibraz edilen bilirkişi raporunda, ödenmeyen çek tutarının 901.263,00 TL olarak tespit edildiğini, buna göre davacının dava dışı şirketten 282.016,18 TL alacaklı olduğunu, ayrıca davacı tarafından dosyaya sunulan raporda dava dışı şirketten aciz vesikası alınmış ibaresinin olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
…Ticaret Sicil Müdürlüğünden dava dışı şirketin 19/06/2013 tarihindeki ortak ve yetkilileri sorulmuş, davalı vekiline, davacı tarafça dosyaya sunulan kefalet sözleşmesindeki hangi yazıların müvekkiline ait olmadığını beyan etmek üzere süre verilmiş, davalı vekili verilen süre içerisinde beyanda bulunmamıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı ile dava dışı …Ltd. Şti arasında … A.Ş. Yetkili Satıcılık Sözleşmesi ( Bayilik Sözleşmesi)’nin imzalandığı, davalının 19/08/2013 tarihli müteselsil kefalet senedi başlıklı belge ile dava dışı şirketin davacıya borçlandığı ve borçlanacağı senetli ve senetsiz borçlarına 50.000,00 TL’ye kadar müşterek ve müteselsil kefil olduğu, her ne kadar davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde, kefalet senedinde kefil olunan azami miktarın yazılmadığı iddia edilmiş ise de senette bu miktarın el yazısıyla yazılmış olduğu, davalının kefalet tarihinde dava dışı şirketin ortağı olduğu ve TBK’nın 584/3. maddesi uyarınca eş rızasının aranmayacağı, bu nedenle kefalet sözleşmesinin şeklen geçerli olduğu anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ve davacı tarafça dosyaya sunulan dava dışı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan İstanbul… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesi neticesinde, takip tarihi itibariyle dava dışı şirketin davacıya kefalet miktarının çok üstünde borçlu olduğu, bu nedenle davalının geçerli kefaleti sebebiyle borçtan sorumlu olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, 50.000,00 TL alacağın sözleşme uyarınca 26/06/2015 tarihinden itibaren işletilecek aylık %2 ile oranında faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜ ile 50.000,00 TL alacağın 26/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek aylık %2 oranında faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 3.415,50 TL’den peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile kalan 2.561,62 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 128,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 728,50 TL yargılama gideri ile 885,28 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.850,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.
25/09/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza