Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/491 E. 2018/1012 K. 23.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/478 Esas
KARAR NO : 2018/1011
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 29/05/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle : Davalı … şirketine … poliçe numarası ile kasko sigortasıyla sigortalanmış davacıya ait … plakalı araç ile 27/04/2018 tarihinde tek taraflı maddi hasırlı trafik kazası meydana geldiğini, söz konusu hasar onarım bedeli bağımsız sigorta eksperi Ünit Başar Kücükoba tarafından 15.971,42-TL olarak tespit edildiğini, bu hasar onarım bedelinin tespitinin sağlanabilmesi için …Şti tarafından eksperlik hizmeti alınmış bu hizmet için 282,69-TL ödendiğini, davalının sigortalısı olan …’ın ekte sunulan beyanında … plakalı aracını 27/04/2018 tarihinde İkitelli metal iş sanayi sitesi içerisinde park etmek isterken aracının sol yan kısımlarını direklere sürttüğünü ifade ettiğini, davacının aracında 15.971,42-TL hasar onarım bedeli meydana geldiği tespit edildiğini, kaza sebebiyle davacının aracında meydana gelen hasar onarım bedelinin davalı … tarafından kasko poliçesi kapsamında tazmin edilmesi gerektiği, davacı tarafından davalıya 03/05/2018 tarihinde ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi davacıya bir ödeme de yapılmadığını, bu sebeple kaza sebebiyle oluşan hasar onarım bedelinin davalı … şirketinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini mahkemeden talep ettiklerini, ekspertiz ücretinin yargılama gideri olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacağının şimdilik 3.000,00-TL sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, dava konusu değer kaybının tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak 282.69-TL’nin yargılama gideri olarak davalı tarafından davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin 16/10/2018 tarihli cevap dilekçesi özetle: davaya konu kazanın davalı … şirketine ihbar edilmesi sonrasında davalı şirket nezdinde … nolu hasar dosyası açıldığını ve konu değerlendirildiğini, değerlendirme sonucunda davacı asilin davalı … şirketine meydana gelen kazayi ihbar etmeden evvel aracındaki hasarı kensininin belirlediği bir servise giderek giderdiği ve yine kendisinin belirlemiş olduğu bir ekspertiz firmasında ekspertiz raporu aldığı, temin ettiği bu ekspertiz raporuna göre aracında meydana gelen hasarın bedelini talep ettiği tespit edildiğini, gerçek zararı ispat etmek zarara uğradığını iddia eden kişiye aitt olduğunu, gerçek zararın tespiti için öncelikle dosyanın tüm deliller toplandıktan sonra konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile bilirkişi raporu alınması gerekmekte olduğunu, ispat yükü zarara uğradığını iddia eden davacıda olduğundan masrafların da davacı tarafından karşılanmasını talep ettiklerini, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talebi haksız olduğunu, uygulanacak faizin başlangız tarihinin belirlenmesi ve konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işletenin üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğunu yüklenen sigortacının rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüde düşeceği önem kazandığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı şirketin dava konusu talepten sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde davalı şirketin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceği kanaatinde olduklarını, kabul anlamına gelmemek kaydı ve şartı ile davacı vekilinin kaza tarihinden ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden yahut kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işleyecek en yüksek temerrüt faizi talebinde yasal isabet bulunmadığını, bu sebeplerle; davacının haksız ve fahiş tazminat talebinin reddine, davalı şirket uyuşmazlığın ortaya çıkmasına sebebiyet vermediği için masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER:
1-Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçeleri,
2-İhtarneme, faturalar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko poliçesine dayalı maddî tazminat talebine ilişkindir. Mahkememizce ilgili poliçelerin incelenmesinde davacı … ile davalı şirket arasında … model …marka kullanım tarzı “Hususi” olan … plaka sayılı aracın 21/09/2017-21/09/2018 dönemi için genişletilmiş kasko poliçesi düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.
28/11/2013 tarihli resmî gazetede yayınlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. Maddesinin (1) bendinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticarî veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder…” biçiminde tanımlanmıştır. Davacı … ile davalı … arasında kurulan kasko sigorta poliçesine ilişkin sözleşme 6502 sayılı TKHK’nun 3. md. anlamında bir tüketici işlemidir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin …E.K. Sayılı emsal ilâmı da bu yöndedir. Diğer yandan aynı yasanın 73/1 maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” hükmü yer almaktadır. Aynı yasanın 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü yer almaktadır. İş bu davanın konusu TTK 4. maddesinde tanımlanan ticarî dava niteliğini taşımamaktadır. HMK 114. maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak gösterildiği, HMK 115. Maddesinde de dava şartlarının mevcut olmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceğinin ifade edildiği, ayrıca görevin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekmekte olup, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza