Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/489 E. 2020/211 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/489 Esas
KARAR NO : 2020/211

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 13/01/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2020

İş bu dava dosyasının İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/52-407 E.K. sayılı 22/03/2018 tarihli birleştirme kararı ile mahkememizin 2018/46 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ise de mahkememizin 2018/46 esas sayılı dosyasının 05/04/2018 tarihinde karara çıktığı, iş bu dava dosyasının karar tarihinden sonra 19/06/2018 tarihinde mahkememize gönderildiği anlaşılmakla iş bu dava dosyası mahkememizin yukarıda yazılı 2018/489 esas sırasında kayıt edilerek yargılamasına bu esas numarası üzerinden devam edilmiş olup, yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili ve davalılar arasında 2016 yıl dönemini kapsayan tam tasdik konulu denetim ve tasdik sözleşmesi akdedildiğini, yine müvekkili ve davalılar arasında 2017 yıl dönemini kapsayacak tam tasdik konulu denetim ve tasdik sözleşmesinin yenilendiğini, sözleşmeler kapsamında davalıların sözleşmeler gereğini yerine getirmediğini, 2017 dönemli denetim ve tasdik sözleşmesinin haklı sebeplere dayanarak ihtar çekme sureti ile tek taraflı olarak fesh edildiğini, 24/08/2017 tarihinde İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Hakem Kurulu’nun davalı ile davacı arasında tanzim edilmiş bulunan ve 2016-2017 yıllarını kapsayan denetim ve tasdik sözleşmelerinden kaynaklanan ve davalıların hizmet bedelinden olağan bir kısım alacaklarını tahsil edemediği iddiası ile yargılama yapıldığını, bu yargılama neticesinde tarafların uzlaşamadığından yargılamanın sonlandırılmasına, kararın taraflara tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde asliye ticaret mahkemelerinde kararın iptali davasının açılabileceğine karar verildiğini, kararın davalılar aleyhine olan kısmına ilişkin itirazlarının söz konusu olmadığını, davacı lehine olan hususlarda hiç hüküm verilmediğini belirterek İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Hakem Kurulu tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen 24/08/2017 dava, 06/12/2017 karar tarihli kararın iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; mahkememizin 2018/46 esas sayılı dosyası ile iş bu davanın taraflarının, konusunun ve hukuki dayanağının aynı olduğunu belirterek iş bu dosyanın mahkememizin 2018/46 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davacı tarafın hakem yargılaması sırasında herhangi bir somut delil sunmadığını, davacı tarafın gerçeğe aykırı gerekçelerle yapmış olduğu feshin haksız olduğunu, müvekkilleri tarafından davacı tarafa … 27. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cari hesap dökümü ve tahakkuk etmiş borçlarına ilişkin olarak 6 adet fatura gönderildiğini ve cari hesap bakiyesi olan 36.363,96-₺’nin tebliğden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen müvekkillerine hiçbir ödeme yapılmadığını belirterek mahkememizin 2018/46 esas sayılı dosyasından açılan dava ile huzurdaki davanın tarafları, konusu ve amacı aynı olduğundan iş bu davanın mahkememizin 2018/46 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine, talebin kabul edilmemesi halinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; … Yeminli Mali Müşavirler Odası Hakem Kurulu’nun … karar tarihli … dosya numaralı kararının iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2020/251-210 E.K. sayılı (Yargıtay Bozma Öncesi: 2018/46-380 E.K.) dosyasının incelenmesinde; davacı … A.Ş. vekili tarafından davalı … Dış Tic. Ltd. Şti. aleyhine 12/01/2018 tarihinde “…’nun 06/12/2017 karar tarihli .. dosya numaralı kararının iptali” talebi ile dava açıldığı, yargılama sonucunda verilen 2018/46-380 E.K. sayılı 05/04/2018 tarihli karar ile “…1-Davanın kabulüne, …’nun … dosya numaralı … tarihli kararının iptaline…” karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2019/237-2020/156 E.K. sayılı 16.01.2020 tarihli ilâmı ile “…Yerel Mahkeme karar tarihinden önce 5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Yetkileri Hakkındaki Kanun’un 5/3-4 fıkrasında 14/03/2018 tarihli ve 7101 Sayılı Kanun’un 55. maddesi ile yapılan değişiklikle fıkradaki “İptal davaları” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. Bu hüküm bir usul hükmüdür derhal uygulanır. Kanunda derhal uygulamayı engelleyen geçici bir hükümde bulunmadığına göre hakem kararlarının iptali davalarının HMK 410. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerinde ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekir. Bu durumda 14/03/2018 tarihli 7101 Sayılı Kanun’la 5235 Sayılı Kanun’da yapılan değişiklikle Bölge Adliye Mahkemeleri hakem kararlarının iptali davalarına ilk derece mahkemesi olarak bakacağından mahkemece Bölge Adliye Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle 6100 Sayılı HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. 2-Bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA…” karar verilmiştir.
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Yetkileri Hakkındaki Kanun’un 5/3-4 fıkrasında 14/03/2018 tarihli ve 7101 Sayılı Kanun’un 55. maddesi ile yapılan değişiklikle fıkradaki “İptal davaları” ibaresi madde metninden çıkarılmış olup, bozma ilamında da belirtildiği üzere bu düzenleme uyarınca iş bu dava yönünden görevli mahkeme İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’dir. 6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak gösterildiği, HMK 115. maddesinde de dava şartlarının mevcut olmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceğinin ifade edildiği, ayrıca görevin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekmekte olup, mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili lehine takdir olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/06/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza