Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/463 E. 2019/103 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/463 Esas
KARAR NO : 2019/103

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : davalı …’ün müvekkili davacı … Tic Ltd. Şti’ne aralarındaki ticari ilişkisi nedeniyle 25/04/2007 tanzim tarihli, 25/05/2007 vade tarihli 30.000,00-TLlik senet verdiğini, söz konusu senedin vade tarihinde 10.000,00-TLsinin ödendiğini, ancak bakiye kalan 20.000,00-TLsinin ödenmediğini, söz konusu senet müvekkili tarafından …. 13. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konu olduğunu, icra dosyasının işlem yapılmadığından düştüğünü, yenilerek … esas numarasını aldığını, söz konusu senetlerin kabyio vasfı ile TTK hükümleri yuarınca 3 yıllık zamanaşımına uğradığını, TBK hükümlerine göre 10 yıllık dava süresinin dolmadığını, dava konusu senedin vade tarihi 25/05/2007 olduğunu taraflarınca 25/05/2007 tarihli senet hakkında 2009 yılında icra takibi başlatıldığında işleyen zamanaşımının kesildiğini, … 13. İcra Müdürlüğnünün … esas sayılı dosya ile kesilen zaman aşımınının … 9. İcra Hukuk Mahkemesinini … tarihli … esas sayılı dosyasında icranın geri bırakılması kararı ile yeniden başladığını, davalarının kabulünü, 20.000,0-TLnin keşideci davalıdan senedin vade gününden itibaren başlayacak faizi ile birlikte tahisilini, davalının %20 kötüniyet tazminatını ile cezalandırılmasını yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın zamanaşımına uğradığını, somut olayda bononun 25.05.2007 vade tarihli oldğunu, borcun sebebinin bono olduğu için ve davacı da bononun sebebinin taraflar arasındaki TİCARİ İLİŞKİ olarak belirttiği için olaya uygulanacak kanun 6762 Sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu olduğunu, bu kanunun 99. Maddesinde de zamanaşımı süresinin cari hesaptan kaynaklanan alacaklarda zamanaşımı süresi 5 yıl olduğunu, davacının 2009 yılında icra takibine geçmesini ve davacı beyanına göre dosyayı 2016 yılına kadar 7 sene süreyle takipsiz bıraktığını, 5 yıllık bu sürenin dolduğunu göstermekte olduğunu, bahsi geçen süre genel bir zamanaşımı süresi olduğunu, icra takibinin yenilenmesinin bu süreyi kesmediğini, takipte bulunmanın süreyi kesse bile 7 sene süreyle dosya takipsiz ve işlemsi bırakılmasının zamanaşımına uğrama sebebi olduğunu, … 9. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyasından zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı verildiğini, İcra Mahkemesinin bu kararı da alacağın zamanaşımına uğradığının göstergesi olduğunu, davacının iddia ettiği üzere tarafların arasında hiçbir ticari iş ilişkisi olmadığını, davalı müvekkilinin SGK’ lı bir çalışan olduğunu, kendine ait bir işyeri olmadığını, kendi adına ticaret yapmadığını, davalı müvekkilinin davacıya borcu da olmadığını, davacının davasının öncelikle zamanaşımı ve esastan reddini, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava, davacının davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle davalıya verilen 25/04/2007 tanzim tarihli, 25/05/2007 vade tarihli 30.000,00-TLlik senedin vade tarihinde 10.000,00-TLsinin ödendiğini, ancak bakiye kalan 20.000,00-TLsinin ödenmemesi nedeniyle, söz konusu senede dayanılarak alacak tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizce, … 13. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 20.000,00TL asıl alacak, 11.275,00 faiz toplam 31.478,70TL alacağın tahsili amacıyla Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla İcra Takibi başlatıldığı, takibe dayanak olarak 25/04/2007 tanzim ve 25/05/2007 vade tarihli, 30.000,00-TL bedelli bononun dayanak gösterildiği anlaşılmıştır. Takibe dayanak bononun 6762 sayılı yasanın TTK’nun 690. ve 661/1 maddeleri gereğince zamanaşımına uğramış olması nedeniyle İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/82-2017/373 E-K sayılı kararı ile icra takibinin geri bırakılması kararının verildiği görülmüştür.
Dava konusu takibe dayanak bonoların zamanaşımına uğradığı, Türk Ticaret Kanunu’nun 732. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacağın temel ilişkiye dayanılmak suretiyle borçludan talep edilebileceği, temel ilişkinin ve alacağın varlığı ile miktarını ispat yükünün davacıda olduğu, davacının mezkur madde uyarınca bonoların keşidecisi olan …’e karşı bir yıllık süre içerisinde takip başlatması gerektiği, bir yıllık sürenin bonoların zamanaşımı süresinin dolduğu tarihte başladığı, takip konusu bonoların 2011 yılı itibariyle zamanaşımına uğradıkları, takibin 2012 yılında açılması gerekirken 2014 yılında açıldığı, bu nedenle bir yıllık sürenin geçtiği anlaşıldığından
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davalının hangi usulde vergilendirildiği ve vergiye esas kazanç bildirimi sorulmuş, gelen cevaplarda; davalının 31.03.1992 tarihinde adi ortaklık şeklinde başladığı tornacılığa son verdiği ve bu döneme ait bilgi ve belgeye rastlanılmadığı ayrıc davalı adına ticari işletme kaydının bulunup bulunmadığı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorulmuş, gelen cevapta işletme kaydının olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Eldeki davada davalının herhangi bir ticari işletmesi ve vergi kaydı olmayıp tacir değildir ve dava konusu edilen alacak da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış olup mutlak ticari dava da söz konusu olmadığı anlaşılmakla; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2.maddesi “Asliye Ticaret Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmünü ihtiva etmekte olduğundan, Mahkememiz görevsiz olup görevli Mahkeme İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemesi olduğundan, görev nedeniyle davanın usulden Reddine, karar kesinleştiğinde, yasal süre içinde talep halinde, dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verme gereği hasıl olmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı … davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/02/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza