Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/459 E. 2021/779 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/459 Esas
KARAR NO : 2021/779

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2018
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket, Sınai Haklar alanında faaliyet gösteren, alanında Türkiye’de ve dünyada sektörünün önde gelen firmalar arasında olduğunu, bu kapsamda, davalı … ile müvekkili şirket, marka tescili ve müteakip işlemler için anlaştıklarını, anlaşmaya göre, tescil edilecek markalar …’nın gayri resmi sahibi olduğu diğer davalı …Tic. A.Ş. Adına tescil edilecek ve fatura aynı şirket adına düzenleneceğini, buna göre, müvekkili bir çok markanın tescili ve itirazını yaptığını ve davalılara anlaşmaya uygun olarak hizmet verdiğini, daha sonra, davalı şirket adına olan markaların diğer davalı …’ya devredilmesi ve bundan sonraki tescil işlemlerinin … adına yapılmasının istenildiğini, bunun üzerine müvekkili, aynı şekilde hizmet vermeye devam ettiğini ve karşılığında da davalı … A.Ş.’ye fatura düzenlenerek teslim edildiğini, gelinen aşamada, müvekkilinin davalılardan 40.971,20 TL alacağının biriktiğini, ancak davalılar, uzun süredir borçlarını ödemediklerini, müvekkili, her iki davalıya da hizmet verdiğini ve karşılığında alacağını tahsil edemediğini, bu nedenle, müvekkilinin alacağının, fatura tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, davanın kabulünü, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla 40.971,20 TL’nin, ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara yüklenmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı … Vekili 17.09.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; usuli itirazlarını sıraladıktan sonra, davacı tarafın dava dilekçesinde … ile anlaştıklarını ifade etiklerini, oysa şirket yetkilisinin … olduğunu ve şirketin tek yetkilisi olduğunu, … ile aralarında kan bağı dışında bir bağ bulunmadığını, …’nın müvekkili şirketin herhangi bir yönetim kanalında veya ticari faaliyet gösteren bölümünde bulunmadığını, müvekkili şirket nezdinde dahi çalışmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin iş bu davada taraf ehliyeti bulunmadığını, davacının taraflar arasında akdedildiğini iddia ettiği sözleşmeyi HMK 31. madde kapsamında dosyaya sunması gerektiğini, dava dilekçesinde … ile marka tescili ve müteakip işlemler için antaşıldığının öne sürüldüğünü fakat söz konusu ilişkiyi gösterir herhangi bir delil sunulmadığını, … ile davacı taraf arasındaki ilişkinin vekalet sözleşmesinden doğduğunu, …’nın müvekkili şirket adına herhangi bir sözleşme yapma ya da adına işlem yapma yetkisinin olmadığını, yapmış olsa dahi işlemin hukuki anlamda batıl olduğunu, davacı tarafından iddia edilen hususların ispat edilmeye muhtaç olduğunu, davacı tarafından fatura örneği sunulmadığını, davacı tarafından müvekkili şirkete ait markaların …’ya devredilmesi sonra gerçekleştirilecek tescil işlemlerinin de … adına gerçekleştirilmesi istenmişse düzenlenen faturaların neden müvekkili şirket adına düzenlendiği ve teslim edildiğinin iddia edildiğinin anlaşılamadığını, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalılar adına yaptığını iddia ettiği marka tescili, yenileme ve itirazlar nedeniyle düzenlediği fatura alacağının davalıdan tahsili talebidir.
Mahkememizce … 14. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının celp edilip incelenmesinde; alacaklısı … tarafından, borçlu … A.Ş aleyhine 40.971,20-TL asıl alacak, 952,16-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.923,36-TL’nin icra takip tarihi olan 29/03/2017 tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %9,75 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile 29/03/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacının davalılara marka patent hizmeti verip vermediği, verdiyse bu hizmetler nedeniyle davalılardan alacaklı olup olmadığı konusunda tüm dosya kapsamı incelenerek rapor alınmak üzere dosyasının bilirkişi heyetine karar verilmiştir. Bilirkişi heyetince sunulan 07/11/2019 tarihli rapor özetinde:”….Dava konusu faturalarda yer alan hizmetin verilip verilmediğine ilişkin olarak yapılan incelemelerde, faturaların 16.191,20 TL’lik kısmı için marka tescili, marka devri, marka yayına itiraz ve marka karara itiraz hizmetlerinin davacı tarafça verildiğini, 24.780,00-TL’lik kısma ilişkin tanınan marka başvurusu ile alaçatı gazozu karara itiraz işleminin yapılmamasından dolayı bu hizmetin verilmediğinin tespit edildiğini, davacı yanın dava konusu faturaları yürürlükteki mali mevzuat çerçevesinde davalı muhataba tebliğ edip etmediğinin anlaşılamadığını, davacı yanın 08.10.2018 tarihli beyan dilekçesinde, düzenlenen faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğini ve şirket tarafından faturalara herhangi bir itiraz olmadığını ve bu faturalara istinaden muhtelif zamanlarda ödemeler yapıldığını beyan ettiğini, bu durumun tespit edilebilmesi için tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesi ve faturaların davalı yan ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığının, bir başka ifade ile faturaların davalı yana tebliğ edilip edilmediğinin tespit edilmesi gerektiğini, görevlendirme kararında taraf ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması hususu yer almadığından bu aşamada bu yönde bir tespit ve değerlendirme yapma imkanının bulunmadığını, zira davacı yanın bir kısım faturalar için davalı yanca ödeme yapıldığı yönündeki beyanları dikkate alındığında, davalı yanın yaptığı ödemelerin dayanağı niteliğindeki faturaların da davacı tarafından e-arşiv fatura olarak düzenlenerek, davalıya aynı şekilde (e-posta yoluyla) teslim edilmiş olması halinde, taraflar arasındaki uygulamanın bu yönde olduğunun anlaşılabileceğini, faturaların davalı muhatabına tebliğ edildiğinin kabul edilmesi halinde davacı yanın, 14 adet faturaya konu toplam 40.971,20 TL tutarındaki alacağın, 40.971,20 – 24.780,00 = 16.191,20 TL’lik kısmını talep edebileceğine…”dair görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı itirazlar ve beyanlar doğrultusunda dosya önceki bilirkişiye tevdi edilmiş ve 20/03/2020 tarihli ek rapor özetinde;”…04.02.2020 tarihli ara kararda da taraflara ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılmasına, bu anlamda tarafların ticari defterlerini ibraz etmelerine karar verilmediğinden, bu aşamada da taraf ticari defterlerinde davacı alacağının varlığı yönünden bir tespit ve değerlendirme yapma imkanının bulunmadığını, dolayısıyla 07.11.2019 tarihli rapordaki görüş ve kanaatlerden ayrılmayı gerektirecek başkaca bir hususun söz konusu olmadığına…”dair rapor tanzim edilmiştir. Ek bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve beyanlar ile itirazlar doğrultusunda tarafların ticari defter ve kayıtları ile sunulan deliller üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasından bahisle dosyanın önceki bilirkişiye tevdine karar verilmiştir. 30/12/2020 tarihinde sunulan bilirkişi ek raporun özetinde:”….davacı yanın incelemeye gelmediğini, mazereti ile birlikte yerinde inceleme talep etmediğini, ticari defterlerini incelemeye ibraz etmediğinden, davacı ticari defterleri üzerinde alacağın varlığı yönünden her hangi bir tespit ve değerlendirme yapılamadığını, incelenen davalı şirkete ait 2016 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, 2017-2018 yılı e-defter olarak tutalan ticari defterlerin de açılış ve yıl sonu kapanış beratlarının yasal süresinde aldıklarını, bu anlamda incelemeye sunulan ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 25.05.2018 dava tarihi itibarıyla davacı yana 40.971,20 TL borçlu olduğunu, ancak kök raporda teknik yönden yapılan değerlendirmeler sonucunda, faturaların 16.191,20 TL’lik kısmı için marka tescili, marka devri, marka yayına itiraz ve marka karara itiraz hizmetlerinin davacı tarafça verildiği, 24.780,00 TL lik kısma ilişkin tanınan marka başvurusu ile alaçatı gazozu karara itiraz işleminin yapılmamasından dolayı bu hizmetin verilmediğinin tespit edildiğini, davacı yanın keşide ettiği tüm faturalaın davalı kayıtlarında yer aldığı da dikkate alındığında, davacı yanın davalı yandan kök raporda yer verildiği gibi 16.191,20 TL talep edebileceğine…”dair görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmiş ve taraflarca sunulan beyan ile itirazlar doğrultusunda dosya yeniden önceki bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verildiğinden, sunulan 27/04/2021 tarihli rapor özetinde;”….İncelenen davacı şirkete ait 2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, davacı yanın kendi, ticari defter kayıtlarına nazaran, 29.03.2017 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 40.971,20 TL alacaklı olduğunu, daha önceki raporda davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 25.05.2018 dava tarihi itibarıyla davacı yana 40.971,20 TL borçlu olduğu dikkate alındığında, dava tarihi itibarıyla tarafların borç/alacak bakiyesinde ticari defter kayıtları nezdinde mutabık olduklarını, takip tarihi itibarıyla tarafların takip tutarı üzerinde mutabık olmamalarının nedeni ise, bir önceki raporda yer verildiği şekli ile davalı yanın bazı faturaları takip tarihinden sonra kayıtlarına almasından kaynaklandığını, kök raporda teknik yönden yapılan değerlendirmeler sonucunda, faturaların 16.191,20 TL’lik kısmı için marka tescili, marka devri, marka yayına itiraz ve marka karara itiraz hizmetlerinin davacı tarafça verildiği, 24.780,00 TL’lik kısma ilişkin tanınmış marka başvurusu ile alaçatı gazozu karara itiraz işleminin yapılmadığından dolayıyla bu hizmetin verilmediğinin tespit edildiğini, davacı yanın keşide ettiği tüm faturaların davalı kayıtlarında yer aldığı da dikkate alındığında, davacı yanın davalı yandan kök raporda yer verildiği gibi 16.191,20 TL talep edebileceğine…”dair görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalı şirkete marka patent hizmeti verildiği ve bu hizmet doğrultusunda düzenlenen fatura bedellerinin davalı şirket tarafından ödenmediği iddiasıyla iş bu davanın açıldığı, tarafların ticari defter ve kayıtları ve Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından gönderilen müzekkere cevapları incelenmiş olup dosyaya sunulan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davaya konu faturalardan toplam 40.971,20 TL tutarlık kısmının her iki tarafın da ticari defterlerine kayıtlı olduğu, davaya konu sözleşmelerin ve patent kurumuna başvurunun davalılardan diğer davalı şirket yetkilisi olarak davalı … tarafından yapıldığı, her ne kadar dava konusu faturaların her iki tarafın ticari defterlerine kayıtlı olsa da dava konusu marka tescili, marka devri, marka yayına itiraz, marka kararına itiraz hizmetinin verildiği ve bu hizmetlerin bedelinin 16.191,20 TL olduğu, geriye kalan 24.780,00TL’lik kısmı yönünden ise tanınmış marka başvurusu ile alaçatı gazozu kararına itiraz işlemi hizmetinin yapılmamış olduğu tespit edildiğinden, takip kaynağı faturalara konu hizmetin sadece 16.191,20 TL’lik kısmına konu hizmetin davacılar tarafından verildiğinin ispat edildiği ve geriye kalan faturalara konu hizmetin davacı şirket tarafından verildiği ispat edilmediği anlaşıldığından, davanın sadece 16.191,20 TL yönünden kabulü ile bakiye alacak yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-16.191,20.TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve mütesalsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.106,02-TL harçtan peşin alınan 699,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 406,33-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalılar kendilerine vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.100,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.440,01-TL (posta/tebligat/bilirkişi)’den kabul ve red durumuna göre davalılar hissesine düşen 964,25-TL ile peşin olarak ödenen harç 699,69-TL olmak üzere toplam 1.633,94-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yapılan 60,00-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 36,28-TL’sinin davacıdan alınıp davalı … verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/12/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza