Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/249 Esas
KARAR NO : 2020/68
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/03/2018
KARAR TARİHİ : 05/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;16/12/2017 tarihinde, … ili, .. ilçesi, … Mahallesi, … yolu üzerinde dava dışı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi nedeniyle yoldan çıkıp takla atarak dere yatağına yuvarlandığını, tek taraflı kaza neticesinde araçta yolcu olarak bulunan müvekkili davacının yaralandığını, çarpmanın akabinde davacının acil olarak… Devlet Hastanesi’ne sevk edilerek tedavisinin yapıldığını, müvekkili davacının vücudunda kalıcı sakatlık oluştuğunu, kaza tespit tutanağında; … plakalı araç sürücüsünün asli ve tamamen kusurlu olduğunun, başkaca birine atfı kabil bir kusur bulunmadığının tespit edildiğini, aracın olay tarihinde davalı nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davadan önce davalıya başvuruda bulunduklarını ancak sağlık kurulu raporu talep edildiğini, sağlık kurulu raporu tanzim edilebilmesi için kazanın üzerinden bir yıl geçmesi gerektiğini, bu nedenle dava açmak zorunda kaldıklarını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, belirsiz alacak niteliğinde şimdilik 100,00 TL iş göremezlik tazminatının, davalının temerrüde düştüğü başvuru tarihinin 8. iş günü olan 07/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda başvuru şartının yerine getirilmediğinin açık olduğunu, HMK’nın 115’inci maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, sigortalı araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, davacının kazada müterafik kusurlu olduğunu, alkol almış kişinin aracına bindiğini, bu nedenle belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, geçici iş görmezlik tazminatının trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu, HMK’nın 115. maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın usulden reddini, geçici iş göremezlik tazminat taleplerinden SGK’nın sorumlu olması nedeniyle bu taleplerin her durumda reddini, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, tazminat hesabının ZMS Sigortası Genel Şartları A.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi gözetilerek tazminat miktarının hesaplanmasını, her durumda geçerli bir başvuru ve muaccel bir alacak oluşmadığı için müvekkili şirketin temerrüde düşmediği ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle oluştuğu iddia edilen bedensel zararların tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce, davacının kaza nedeniyle gördüğü tedavi evrakları, … plakalı aracın poliçesi ve hasar dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, davacıya kaza nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan sorulmuş ve dosya kazanın meydana geliş şekli ile kusur durumu yönünden rapor tanzim edilmek üzere … ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiştir. 22/02/2019 tarihli ATK raporunda özetle; “sürücü …’nin sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri esnasında aracının seyrini yol ve mahal şartlarına göre ayarlamadığı, yola gereken dikkat ve özeni göstermediği, sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybedip yol dışı kaldığı anlaşılmakla; asli derecede ve%100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, davacı yolcu …’in yolculuk yaptığı esnada, sevk ve idare hatasıyla direksiyon hakimiyetini kaybeden otomobil sürücüsü sebebiyle meydana gelen kazada atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı” tespit ve mütalaa edilmiştir. Davacı … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalına sevk edilerek maluliyet durumunun tespiti için rapor alınmıştır. 28/02/2019 tarihli raporda özetle; davacının Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca kaza nedeniyle sürekli maluliyete uğramadığı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Dosya davacının talep ettiği tazminat yönünden hesaplama yaparak rapor tanzim etmek üzere aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama neticesinde davacının geçici iş göremezlik zararının 6.319,59 TL olduğunu, Mahkemece %20 oranında hatır indirimi yapılması halinde zararın 5.055,67 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı vekili rapor doğrultusunda talep sonucunu ıslah ederek eksik harcını tamamlamıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı nezdinde 06/11/2017-2018 tarihleri arasında geçerli trafik poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 16/12/2017 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, alınan ATK raporu ile tespit edilidiği üzere davacının sürekli maluliyete uğramadığı, geçici iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 4 ay olduğu, kazanın dava dışı sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana geldiği ve sürücünün kazada %100 oranında kusurlu olduğu, her ne kadar davalı tarafından dava dışı sürücünün alkollü olması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği beyan edilmiş ise de, davacının, dava dışı sürücünün alkollü olduğunu bildiği yönünde gerek soruşturma dosyasına gerekse Mahkememiz dava dosyasına yansıyan bir delil olmadığından bu itirazın nazara alınamayacağı, yine davalı tarafından hatır taşıması itirazında bulunulmuş ise de, davacı ile dava dışı sürücünün arkadaş olmaları dışında taşımanın davacı lehine olduğu yönünde emare ve delil olmadığından bu itirazın da nazara alınamayacağı, bu şekilde davalının sigorta poliçesi teminatı dahilinde davacının uğradığı doğrudan zararları KTK’nın 89. maddesi uyarınca karşılamakla yükümlü olduğu, alınan denetime açık aktüerya raporunda davacının geçici iş göremezlik zararının 6.319,59 TL olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından talep sonucunun 5.055,67 TL olarak artırıldığı, davalı tarafından ıslah dilekçesinde karşı zamanaşımı itirazında bulunulduğu, davanın belirsiz alacak davası olduğu ve dava tarihi itibariyle KTK’nın 109. maddesi düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla dava dilekçesinde tüm iş göremezlik zararı yönünden 100,00 TL talep edilmiş ve fakat geçici ve sürekli iş göremezlik zararı yönünden ayrım yapılmamış olduğundan artırılan miktardan 50,00 TL sürekli iş göremezlik zararı indirilerek 5.005,67 TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 5.005,67 TL tazminatın 07/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 341,93 TL’den peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 306,03 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 364,00 TL posta ve tebligat masrafı, 314,50 TL ATK fatura ücreti olmak üzere toplam 1.278,50 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.265,71 TL ile ilk harç 71,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/02/2020
Katip …
E-imza
Hakim …
E-imza
“TASHİH ŞERHİ”
Mahkememizce verilen iş bu 2018/249 Esas ve 2020/68 Karar sayılı karar kesin olmakla birlikte hüküm fıkrasının son bölümünde sehven istinaf yasa yolunun açık olduğu belirtildiğinden hükmün son kısmının “Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere karar verildi.” şeklinde tashihine karar verildi. 27/02/2020
Katip … Hakim …
E-imza E-imza