Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/429 E. 2018/967 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/429 Esas
KARAR NO : 2018/967
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2018
KARAR TARİHİ : 16/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 16/05/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle : Davalı/takip borçlusunun itirazlarının varit olmadığını, tamamıyla zaman kazanmaya yönelik olup kötüniyetle ve haksız olarak yapıldığını, yetki itirazı bakımından taraflar arasında imzalanan sözleşmede”Yetki Şartı” bulunmakta olup sözleşmenin 8. Maddesi hükmü gereği yetkili mahkeme ve icra daireleri İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu, davanın bir miktar para alacağının tahsiline ilişkin olduğunu, para borcu götürülecek borçlardan olup hmk.10 ve bk.89 uyarınca bir miktar para alacağının tahsiline ilişkin davalarda alacaklının ikametgahı mahkemeleri ve buna paralel olarak icra daireleri yetkili olduğunu, davacının ticari iş adresi ticaret sicil gazetesi ve ticaret sicili özetinden de anlaşılacağı üzere “… ” olduğundan İstanbul icra daireleri yetkili olduğunu, bu nedenlerle yetki itirazının haksız ve mesnetsiz olup, yetki itirazının reddi gerektiğini, esasa ilişkin itirazlar bakımından; taraflar arasında Organizasyon Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında 23/04/2018 tarihinde … Havaalanı / …adresinde 13:00-20:00 arasında Talpa 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliğinin düzenleme işinin davacıya verildiğini, bu etkinliğin sağlanmasının karşılığında etkinlik bedeli olarak KDV. dahil 206.836,00 TL. ödenmesi kararlaştırıdığını, 10/04/2018 tarihinde ödemenin 105.000,00 TL. lik kısmının yapıldığını, etkinliğin davacı tarafından gerçekleştirildiğini, sözleşmeye göre 24/04/2018 tarihinde ödenmesi gereken bakiye 101.836,00 TL.lik kısmın ödenmediğini, bunun üzerine davacı/alacaklı tarafından, davalı hakkında Istanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasından 101.836,00 TL. sının tahsili için 27/04/2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı, hakkında başlatılan takibe 03/05/2018 tarihli itiraz dilekçesi ile borca,yetkiye, faize ve fer’ilerine itiraz ederek icra takibinin durdurulmasını talep ettiğini, davalı/borçlunun faize yapmış olduğu itiraz da haksız ve mesnetsiz olduğunu, tarafların tacir olduğunu, 3095 sayılı Faiz Hadlerinin Düzenlenmesine ilişkin kanun uyarınca tacirler arasında uygulanan faiz değişen oranlarda reeskont avans faizi olduğunu, alacak likit olup, davalı itirazları haksız ve kötüniyetle yapmış olduğundan, takip miktarının % 20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, fazlaya ilişkin asıl alacak dahil her türlü alacaklar talep ve dava hakların şimdilik saklı tutulmasını, masraf ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini, davacı/alacaklı adına talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin sunduğu 23/07/2018 tarihli cevap dilekçesi özetle: davacı yanın dava dilekçesinde yer verilen iddia ve taleplerinin açıkça temelden yoksun olduğunu, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini hiç ve gereği gibi yerine getirmediğini, bu nedenle TBK md. 97 uyarınca davacının kendi edimlerini yerine getirmeden davalıdan ifa telep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Etkinliği Organizasyon Sözleşmesi yanında davacı ile 26 nisan dünya pilotlar günü balosu düzenlenmesine yönelik iki ayrı organizasyon sözleşmesinin imzalandığını, sonradan ortaya çıkan olağanüstü durum nedeniyle davacı ile şifahen mutabık kalınarak menfi zararların karşılanması karşılığında 26 Nisan Balo Etkinliği iptal edilmek durumunda kalındığını, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini, ancak davacının anlaşmaya aykırı olarak davalı tarafından davacıya hazırlıkların yapılabilmesi amacıyla ödenen 195.000,00-TL nin iade edilmediğini, tutar iade edilmediği gibi davacı bu tutarın organizasyon hazırlıkları için kullanıldığını iddia ettiğini, ancak davalı tüm taleplerine rağmen iddia edilen harcamalara ilişkin bir fatura. dekont vs. harcama belgesi sunmadığını, davalının davalıya bir borcu bulunmadığı gibi bilakis davacıdan alacağının bulunduğunu, bu bağlamda davalının takas mahsup hakkının saklı olduğunu, davalının davacıdan alacaklarına ilişkin açmış olduğu davanın halen Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi… esas sayılı dosya tahtında görülmekte olduğunu, bu dosyanın huzurdaki dava açısından bekletici mesele yapılması gerektiğini, kötü niyetle ikame edilen davanın esas açısından incelenmesi husumetin yanlış tüzel kişiliğe yöneltilmiş olması nedeniyle olanaklı olmadığını, davalının tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle tacir olmadığını, davacının faiz talebine ilişkin iddialarının temelsiz olduğunu, bu nedenle yetki sözleşmesinin de geçersiz olduğunu, sayın mahkemenin huzurdaki dava açısından görevli olmadığı gibi yetkili de olmadığını, esas hakkında ileri sürülen iddiaların da normatif açıdan hukuka uyarlı olmadığını, huzurdaki davada HMK 114 uyarınca dava şartları bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yer alan yetki koşulunun geçersiz olduğunu, mahkemenin huzurdaki davada yetkisinin bulunmadığını, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle TBK md. 97 uyarınca davalıdan talepte bulunması mümkün olmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve talepler saklı kalmak kaydıyla, davanın … Derneği’ne açılması gerekirken, husumetin tüzel kişiliği olmayan derneğin iktisadi işletmesine yöneltilmesi nedeniyle davanın HMK md. 114/f.1/d uyarınca usulden reddine, taraflar arasında akdedilen sözleşmede yer alan yetki hükmünün kanuni şartlarını taşımaması gerekçesiyle davanın Bakırköy Mahkemelerinde açılması gerekirken yetkisiz İstanbul Mahkemelerinde açılmaşı olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesine, davacının hiç veya gereği gibi edimlerini ifa etmemesi nedeniyle, TBK md. 97 ödemezlik def’i hükümleri uyarınca davanın esastan reddine, davalının TBK md. 139 uyarınca takas mahsup hakkında binaen Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi … esas sayılı dosyasının huzurdaki davada bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı vekilinin 10/09/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesi özetle: davanın, görevli mahkemede açılmış olup görevsizlik talebinin reddi gerektiğini, davacı tacir olup, yapılan iş de tacir olması sebebiyle yapmış olduğu ve ticari işletmesini ilgilendiren bir iş olduğunu, dava konusu sözleşme de …Derneği Iktisadi İşletmesi ile yapıldığını, Söz konusu iktisadi işletme defter tuttuğunu, huzurdaki davanın davacının ticari işletmesiyle ilgili olduğu gibi davalının da iktisadi işletmesiyle ilgili olduğunu, bu nedenle, TTK. 4 ve 5. Maddeleri gereği görevli ve yetkili mahkemeler Ticaret Mahkemeleri olup dava görevli ve yetkili mahkemede açıldığını, davanın yetkili mahkemede açıldığını, bu nedenle yetkisizlik talebi yerinde olmadığını,davalının taraf ehliyeti bulunduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER:
1-İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası,
2-Talpa 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Etkinliği organizasyon sözleşmesi,
3-…Noterliğinin 18/04/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ve 02/05/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Noterliğinin 02/05/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 101.836,00-TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresi içerisinde sunduğu itiraz dilekçeleri ile borcun tamamına itiraz ettikleri, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 12/1 “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
Hangi tüzel kişiliklerin tacir sayılacağı ise Yeni TTK’nun Madde 16/1 fıkrasında belirtilmiştir. “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.”
Yine aynı kanunun 16 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında “Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.”
Bu açıklamalardan yola çıkarak “Tacir tarafından işletilen ticari işletmenin, bizatihi kendisinin hukuki bir varlığı yoktur. Önemli olan işletmeyi kendi adına işleten kimsenin yani tacirin kim olduğudur. Bu yönüyle Derneklere baktığımızda, Türk Ticaret Kanununun yukarıda tam metni verilen 16 ncı maddesine göre yasal olarak tacir olarak kabul edilen kişilik, dernek tüzel kişiliğinin bizzat kendisidir. Dernekler tarafından kurulun İktisadi işletmelerin tüzel kişiliği olmadığı gibi derneklerin iktisadi işletmeleri kanunen tacir sayılmamakta, tacir sıfatı ve ticari faaliyetlerden doğan sorumluluklar, asıl tüzel kişiliğe haiz olan derneğe verilmektedir. Dernek Tüzel kişiliği, bünyesinde bulundurduğu iktisadi işletmenin asli iradesi olduğundan, İktisadi işletmenin ve/veya temsilcisinin eylem veya işlemlerinden doğan tüm alacak ve borçlarında asli sahibi ve sorumlusudur.
Dernek, bünyesinde kurduğu iktisadi işletmesi tarafından elde edilen hâsılat ve kârları reddedemeyeceği gibi bu işletmeden doğan borç ve zararları da aynen kabule mecburdur. Çünkü asıl tacir Dernek tüzel kişiliğidir.
Her ne kadar davacı tarafından davalının tacir olup, yapılan işin ticari işletmesini ilgilendiren bir iş olduğunu, dava konusu sözleşmenin davalı Türkiye Hava Yolu Pilotları Derneği Iktisadi İşletmesi ile yapıldığını beyan etmiş olsa da asıl tacirin Dernek tüzel kişiliği olup davalı olan iktisadi işletmenin eylem veya işlemlerinden doğan tüm alacak ve borçlarından asli sahibi ve sorumlusudur.Tüm bu nedenlerle davalı Türkiye Hava Yolu Pilotları Derneği Iktisadi İşletmesi yönünden aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
(Taraf vekillerinin duruşmada hazır bulunmalarına rağmen sehven yokluklarında karar verildiği yazılmıştır)
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar harcının, peşin alınan 1.229,93-TL’den mahsubu ile bakiye 1.194,03-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza