Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/411 E. 2020/718 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/411 Esas
KARAR NO : 2020/718

DAVA : Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2020

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili …’ın davalı şirketin %55 hissesine sahip ortağı olduğunu, şirketin %45 hissesine sahip ortağı … ile birlikte şirketi temsile yetkili olduklarını, …’ın …’da yerleşik olup, uzun zamandan beri şirket işleri ile ilgilenmediğini, müvekkili … tarafından hisselerini devretmesi talebinin kabul görmediğini, şirkete yeni ortak alma, yerine çalıştıracak eleman alma, kendisinin de ara sıra şirkete uğraması teklifinde bulunduğunu, bu süreçte …’ın şirket hesaplarından usulsüz olarak para çektiğini, farklı tarihlerde toplam 130.000,00-₺ para çektiğini, bu nedenle şirket hesaplarının en çok bulunduğu … Bankası ve İş Bankası’na sadece 2 ortağın bir arada ıslak imzaları ile işlem yapması, bunun dışındaki işlemlerin yapılmaması için noterden ihtarname gönderildiğini, …’ın hisse devri için sürekli farklı talepler ileri sürmesinin şirket mal varlığını şahsi mal varlığı imiş gibi davranarak hareket etmesinin, şirket işleri ile ilgilenmemesinin şirket içerisinde huzursuzluk ortamı yarattığını, tüm bu sebeplerden dolayı öncelikle telafisi imkansız zararlar doğması ihtimali bulunduğundan …’ın müdürlük yetkilerinin kullanılmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, …’ın şirketten çıkartılmasına ve şirketin devamına, mümkün olmazsa şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; ortaklıktan çıkarma talebinin aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davada davalının yalnızca feshi ve tasfiyesi istenen şirket olmasının kanun gerekliliği olduğunu, şirket işleriyle ilgilen kişinin müvekkili olduğunu, iddia edilenin aksine müvekkilinin İstanbul’da ikamet ettiğini, şirket merkezinden uzakta ikamet edip şirket işleriyle ilgilenmeyen davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şirketin malvarlığının bir kısmını zimmetine geçirmekle kalmayıp haksız rekabete sebebiyet vererek şirketi zarara uğrattığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.K. sayılı 10/09/2018 tarihli kararı ile birleştirme kararı ile iş bu dava dosyası ile birleşen davanın davacısı … vekili tarafından davalı … aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; davalının dava dışı … Ltd. Şti.’nin ortağı ve yetkilisi olduğunu, şirket hesaplarından usulsüz para çektiğini, bu durumun güveni ortadan kaldırdığını belirterek …’ın dava dışı şirketten çıkartılmasına, bu mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ortaklıktan çıkarma talebinde bulunacak kişinin dava dışı … Ltd. Şti. olduğunu, davacının ortaklıktan çıkarma talebi yönünden aktif husumetinin olmadığını, şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin talepte ise davalının yalnızca feshi ve tasfiyesi istenen şirket olması gerektiğini, bu nedenlerle birleşen davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, diğer yandan şirket işleri ile ilgilenen kişinin müvekkili olup, iddia edilenin aksine müvekkilinin İstanbul’da ikamet ettiğini, davacı …’ın şirket merkezinden uzakta ikamet edip şirket işleri ile ilgilenmediğini, davacı …’ın şirketin mal varlığının bir kısmını zimmetine geçirmekle kalmayıp haksız rekabete sebebiyet vererek şirketi zarara uğrattığını, tüm bu nedenlerle ortaklıktan çıkarmaya ilişkin davanın usulden ve esastan reddine, şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davanın ise pasif husumet yokluğundan … yönünden reddine ve yalnızca şirket yönünden kabulüne ve tasfiye müdürü olarak şirkete davalı müvekkili …’ın atanmasına, davacının şirkete verdiği zararların zararın oluştuğu tarihten itibaren işletilmek üzere yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ve birleşen dava şirket ortaklığından çıkarma, olmadığı takdirde şirketin feshi ve tasfiyesine karar verilmesi taleplerine ilişkindir.
Mahkememizin 2020/665 esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … aleyhine Şirketin Feshi-Ortaklıktan Çıkarma-Tazminat talepli dava açıldığı, dava açılış tarihinin 06/10/2016 olup, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesinde “Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki Hukuk Mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı 2. davanın açıldığı mahkemede verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda yukarıda incelenen Mahkememizin 2020/665 esas sırasında kayıtlı dava ile mahkememizde görülen iş bu davada talep ortaklıktan çıkarma veya fesih-tasfiye talebine ilişkin olup, davalar arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunduğu ve bu durumda her iki davanın birlikte görülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu anlaşılmakla HMK 166 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin 2018/411 esas sırasında kayıtlı iş bu dava ile mahkememizin 2020/665 esas sırasında kayıtlı dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunması nedeniyle her iki davanın BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamaya mahkememizin 2020/665 esas sayılı davası üzerinden devamına,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair, HMK 168 maddesi uyarınca nihai karar ile birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.17/12/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza