Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/39 E. 2019/1266 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/39 Esas
KARAR NO : 2019/1266

DAVA : İflas (İflasın Açılması)
DAVA TARİHİ : 26/08/2016
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin davalıdan 1.895.311,71-USD alacağının mevcut olduğunu, alacağın tahsili için … 29. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile iflas yolu ile takip başlattıklarını, ödeme emrinin davalıya 08/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği halde davalının yasa ile öngörülen süre içinde itiraz etmediği gibi borcunu da ödemediğinden takibin kesinleştiğini, bu nedenle İİK’nun 159/1 maddesi uyarınca gerekli tedbirlerin alınarak davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 2016/861-2017/423 E.K. sayılı 09/05/2017 tarihli kararı ile “…Ticaret sicil kaydı, … 29. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; … 29. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalı aleyhine iflas yolu ile takip yapıldığı, ödeme emrinin “Muhatap adresi tevziat saatlerinde kapalı olduğundan” şerhi ile mahalle muhtarına tebliğ edildiği, takip tarihinin 01/08/2016 tarihi olup, davalı şirketin 05/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılı olağan genel kurul toplantısının 16/6-7 maddesinde yönetim kurulu üyeleri ve şirketin temsili düzenlenmiş olup, şirketin temsilinin yönetim kuruluna ait olduğu, yönetim kurulu başkanı seçilen …’in şirket ünvanı havi kaşe altına atacağı münferit imza ile şirketi temsile yetkili kılındığı ancak yönetim kurulu üyesi …’in takip tarihinden öncesine ait … 15. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı istifanamesi ile istifa ettiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte şirkette temsil noksanlığı ve yönetim boşluğu bulunduğu gibi tüzel kişilere tebligatın nasıl ve ne şekilde yapılacağının TK12 ve 13. Maddelerde düzenlendiği ancak ödeme emrinin “adres kapalı olduğundan” şerhi ile muhtara tebliğ olunduğu, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ olunmadığı ve bu nedenle usulüne uygun yapılmış ödeme emri tebligatı bulunmadığı…” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2017/2406-1984 E.K. sayılı 14/12/2017 tarihli kararı ile “…Öncelikle 7201 sayılı Tebligat kanunun 21.maddesi gereğince kendisine tebligat yapılacak kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. İlgili tebligat yasal düzenlemeye uygundur. İlgili yasa nedeniyle 20/08/1959 tarih ve 4/12059 sayılı BKK ile yürürlüğe konulan Tebligat Tüzüğü 07/08/2012 tarih ve 28377 sayılı RG’de yayınlanan 2012/3474 sayılı BKK ile yürürlükten kalktığına göre ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29.maddesi dikkate alındığında icra dosyasında yapılan tebligatta bir usulsüzlük bulunmadığı, tebligatın geçerli olduğu, yapılan takibe herhangi bir itirazın olmadığı, davalı şirket hissedarı …’in üzerinde havale tarihi bulunmayan bir dilekçesi ile davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve şirketi temsil ve ilzama yetkili tek kişi olduğunu, görevinden 03/06/2016 tarihinde istifa ettiğini, şu an şirketin gayri faal olduğunu beyan eden dilekçesinin yapılan takibe itiraz olarak kabul edilemeyeceği açıktır. Tebligat tarihinde şirkette temsil noksanlığı ve yönetim boşluğu bulunduğu gerekçesi ile tebligatın usulsüz olduğu ve takibin kesinleşmediği yolundaki gerekçeye gelince; Davalı şirketi tek başına temsil ve ilzama yetkili olan davalı şirket hissedarı …’in 05/06/2013 tarihli genel kurul toplantısında 3 yıl için seçilmesine karar verildiği ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin … tarih ve … sayılı nüshasında ilan edildiği, ilgilinin … 15. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı istifanamesi ile istifa ettiği, istifasının 09/08/2016 tarihinde tescil edildiği yine aynı gazetenin … tarih ve … sayılı nüshasında yayınlandığı anlaşılmaktadır. İstifa Yönetim Kurulu üyesinin tek yanlı bozucu bir yenilik doğuran hakkının kullanılması ile Anonim Ortaklıkla arasındaki sözleşmeye son vermesini ifade etmekte olup, istifa beyanı iç ilişkide beyanın şirkete ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurur ve şirketin (yönetim kurulunun kabulüne bağlı değildir. Dış ilişkide ise istifanın etkisi işlemin tescil ve ilanına bağlıdır. TTK.nun 36/4.maddesi gereğince istifanın tescil ve ilanına kadar üçüncü kişilerin iyiniyeti korunur. (Ortaklar Hukuku – Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Vedat Kitapçılık, İstanbul-2014, sh.363-364 age.) Somut olayda, icra dosyasındaki tebligatın yapıldığı tarihin 08/08/2016, istifanın tescil ve ilanının yapıldığı tarihin ise 15/08/2016 tarihi olduğuna göre tebligatın bu yönüyle de mahkeme gerekçesindeki gibi geçersiz olduğunu kabule olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki; görülen davada şirketin yönetim organından yoksun kaldığı kabul edildiğine göre TMK.nun 426.maddesi gereğince davalı şirkete kayyım atanmasının sağlanmasından sonra sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talepleri bu yönüyle doğru bulunarak ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve gereği için dosyanın iadesine karar vermek gerekmektedir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, 6100. Sayılı HMK’nun 354/1. Maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 353/1a,6. maddesi gereğince yukarıda açıklandığı üzere gereği için dosyanın mahkemesine iadesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/861 E, 2017/423 K. 09/05/2017 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE…” karar verilmiştir.
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 155 vd. maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılmış iflas davasıdır. Davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan ve şirketi her hususta temsil ve ilzâma yetkili olan …’in görevinden istifasının 15/08/2016 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, iş bu davanın 26/08/2016 tarihinde mahkememizde açıldığı, dava tarihinden bu yana davalı şirketin yönetim organından yoksun kaldığı anlaşılmıştır. Anonim şirkete kayyım atanması kural olarak şirketin organsız kalması halinde talep edilebilecek bir tedbir niteliğindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmadığından talebin Türk Medeni Kanunu’nda yer alan kayyıma ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekecektir. TMK 427/4 maddesinde “Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa” kayyım atanacağına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Davalı şirketin davada temsil edilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması için temsil kayyımı atanmasına ilişkin dava açmak ve dosyaya bu hususta beyanda bulunmak üzere davacı vekiline süre verilmiş olup, davacı vekili tarafından … 8. ATM’nin … esas sırasında açılan davada 2018/582-2019/402 E.K. sayılı karar ile mahkememizin iş bu davasında taraf teşkilinin sağlanması amacı ile davalı şirkete mali müşavir …’ın temsil kayyımı olarak atanmasına karar verildiği, kararın 07/10/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce temsil kayyımına usulünce tebligat yapılmış olup, temsil kayyımı aşamalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 29. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 1.773.432,27-USD asıl alacak, 121.879,44-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.895.311,71-USD alacağın tahsili için iflas yolu ile icra takibi yapıldığı, yukarıda özetlenen BAM ilâmında da belirtildiği üzere ödeme emrinin davalıya usulünce tebliğ edildiği, takibe itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
İflas yolu ile adi takip İİK’nun 155. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda iflas takibi kesinleştiğinden iflas talebine ilişkin iş bu davanın açıldığı hususu İİK 158 maddesi uyarınca İİK 166 maddesinde yer alan usul ile ilân edilmiştir. İİK 160 maddesi gereğince davacı tarafça iflas avansı mahkememiz veznesine yatırılmıştır. İİK 158/2 maddesi uyarınca depo emri çıkartılmış olup, davalı şirket ve davalı şirket temsil kayyımına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Usulüne uygun tebliğe rağmen verilen 7 günlük süre içerisinde mahkememiz veznesine veya icra veznesine veya alacaklıya herhangi bir ödemenin yapılmadığı anlaşıldığından İİK’nun 158/2. maddesi gereğince davalı şirketin iflasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
26/12/2019 tarihli duruşmada verilen kısa kararda sehven istinafa başvurma süresi “2 hafta” olarak yazılmış ise de davanın niteliği gereği istinafa başvurma süresinin “10 gün” olması nedeni ile HMK 304 maddesi gereğince; hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar mahkemece re’sen düzeltilebileceğinden istinafa başvurma süresi aşağıdaki şekilde düzeltilerek hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne,
2-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı … Tic. A.Ş.’nin iflasına,
3-İflasın 26/12/2019 günü saat 16:16 itibari ile açılmasına,
4-İflasın açıldığının İstanbul İflas Müdürlüğü’ne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere ile bildirilmesine,
5-İflas kararının iflas müdürlüğü tarafından ilanına,
6-İflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
7-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20-TL’nin mahsubu ile 15,20-TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 305,30-TL tebligat posta giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı vekili lehine takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili Av. … ile temsil kayyımı …’ın yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/12/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza