Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/372 E. 2019/486 K. 18.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/372 Esas
KARAR NO : 2019/486

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/08/2014
KARAR TARİHİ : 18/06/2019 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 25.12.2013 tarihli CMS ve Mobil Uygulama Geliştirme Sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafın sözleşmede yazılı yükümlülüklerini gereği gibi süresi içinde yerine getirmeyerek akde aykırı davrandığını ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını, davalının teslim yükümlülüğünü süresi içinde gerçekleştirmediğini, sözleşmede açıkça hüküm altına alındığı üzere müvekkili şirkete geliştirme hizmetleri verebilmesi için 120 günlük teslim süresinin başlaması, davalı yanın sözleşmede yazılı gereksinimleri süresi içerisinde müvekkiline teslim etmesi koşuluna bağlandığını, taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin Mobil Uygulama Geliştirme olup, işin niteliği itibarıyla teslim süresinin başlaması ancak gerekli veri ve bilgilerin davalı tarafından teslim edilmesi ile mümkün olabileceğini, davalı şirketin sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren 5 gün içerisinde gereksinimleri müvekkili şirkete teslim edilmediğinden bu nedenle sözleşmeye açıkça aykırı hareket ettiğini, veri tabanı yapısıyla Web Site Haritasının müvekkiline dava tarihine kadar teslim edilmediğini, davalının veri tabanı yapısını teslim edemeyeceğini bildirmesi üzerine bu gereksinimleri müvekkili tarafından yapıldığını, davalı taraf ile bir çok defa sözlü ve yazılı olarak iletişime geçilmesine rağmen davalının hiç bir gerekçe sunmadığını, taraflarca yapılan mutabakata rağmen davalının 09/07/2010 tarihinde gönderdiği e-mail’ine hizmetin tek taraflı olarak durdurulduğunu ve bu tarihten itibaren hiç bir çalışma yapamayacağını bildirdiğini, ısrarlı görüşmelere rağmen hiç bir seçeneği kabul etmediği gibi hizmeti de tamamlayarak teslim etmemiş olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını ve müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle hizmetin durması sebebiyle süresi gelmeden hizmet durduğu için bu bahse konu hizmetlere ilişkin hizmet bedellerin davalıdan tahsil edilemediğini, bu nedenle 25/07/2013 tarihli CMS ve Mobil Uygulama Geliştirme Sözleşmesi kapsamında davalı tarafın akde aykırılığı nedeniyle fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydıyla, 90.000 Euro + KDV karşılığı 300.000,00 TL tutarındaki zararlarının davalıdan tazmin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket faaliyetleri çerçevesinde 2012 yılında önemli spor portallarından biri olan … ‘u bünyesine katarak bu sektörde öncü olduğunu, davacı ile müvekkilinin anlaştıklarını, bu çerçevede resmi sözleşme imzalanmadan karşılıklı olarak işe başlandığını, ancak davacının davalıdan sözleşmeden kaynaklı hükümlerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmeyi fesh edilmek zorunda kaldığını, davacı/karşı davalının sözleşmeden kaynaklı gerekli bilgi ve belgenin akışının sağlanmadığı yönündeki beyanlarının kabul edilemez olduğunu, oysa müvekkilinin gönderdiği e-mailler ile verilerin gönderildiğini, davacı karşı davalının sözleşme boyunca işleri savsaklamış ve müvekkili şirketi oldukça zor durumda bırakmış olduğunu, kendilerine mehil verildiği hususunu gerçeği yansıtmadığını, mehil verildiği kabul edilse dahi verilen mehile kadar davalı/karşı davacının taahhütlerini yerine getirmesi imkansız hale geldiğini, bunun sebebinin de karşı taraf olduğunu, davacı/ karşı davalı tarafça sözleşmeye uygun olarak her hangi bir iş tesliminin yapılmadığını ve bu nedenle hizmet bedellerini hak ettikleri iddiasının kabul edilemez olduğunu, sözleşmenin feshine davacı/karşı davalının sebep olduğunu, davacı tarafın kendi bilgisayar kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile davayı ispat edecekleri yönündeki savunmalarının yersiz olduğunu, davacının 90.000 Euro istediğini, ancak bu bedelin neye istinaden istendiğinin anlaşılamadığını, bunun açıklanması gerektiğini, karşı dava olarak da imzalanan sözleşmede yer alan hükümleri davacı/karşı davalı tarafça yerine getirilmemesi sebebiyle sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak fesih edildiğini, davacı/karşı davalı şirkete ödenen 30.000 Euro’nun iadesini talep ettiklerini, davacı/karşı davalının taahhüt ettiği işleri süresinde teslim etmeyerek sözleşmenin feshine sebep olması nedeniyle müvekkilinin uğradığı kar kaybından şimdilik 1.000,00 TL sinin fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında düzenlendiği ifade olunan sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediğinden bahisle davacının alacak talebine ilişkin olduğu ayrıca davalının sözleşme hükümlerinin yerine gelmediğinden bahisle zarara uğradığını ifade ederek zararının tahsili ile ödendiği ifade olunan bedelin davacıdan tahsili talebine ilişkin karşı davasıdır.
Dava öncelikle mahkememizde 14/08/2014 tarihinde 2014/268 Esas sayılı numarasıyla açılmış, mahkememizce 04/10/2016 tarih 2014/268 esas 2016/635 kararında asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair karar verilmiş, davalı karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye 15. Hukuk Dairesinin 15/03/2018 tarih 2017/693 esas 208/296 kararıyla kabul edilmiş ve dosya tekrar mahkememize gönderilmiştir.
Taraflarca sunulan 05/04/2019 tarihli dilekçede; davadan ayrı ayrı feragat ettiklerini, bu dilekçede tarafların birbirinden yargılama masrafı ve vekalet ücreti talep etmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Davadan feragat, HMK nun 307 ve 309. maddelerin hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir.
HMK.nun 310. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de HMK.nun 310. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle asıl davanın ve karşı davanın feragat nedeniyle reddine, karar verme gereği doğmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2- A)Asıl dava yönünden,
-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 5.123,25-TL’den mahsubu ile kalan 5.078,85-TL’nin davacıya iadesine,
B-Karşı dava yönünden,
-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.458,00-TL’den mahsubu ile kalan 1.413,6 TL’nin davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama masraflarının, masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Taraflarca vekalet ücreti talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı davacı-karşı davalı vekilinin yokluklarında kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza