Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/37 E. 2019/956 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/37 Esas
KARAR NO : 2019/956

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2018
KARAR TARİHİ : 23/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, her çeşit yemek servisleri verme, beslenmeye yönelik ve ticari ve sinai işletmeleri kurma, var olanları işletme, bu işletmelerin mamullerinin ve her türlü gıda maddesinin ithalatını ve ihtaracını sağlama alanlarında iştigal etttiğini, müvekkilinin davalı ile 24/04/2017 başlangıç tarihli yemek hizmetleri sözleşmesini imzaladığını, sözleşme gereği verilen mal ve hizmetlerin karşılığı olarak davalıya faturalar düzenlediğini, davalının ise bir kısım faturaların karşılığını müvekkili şirkete ödemediğini, devam eden süreçte ihtara ve tüm uyarılara rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine 02/10/2017 tarihinde … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 28/10/2017 tarihinde tebligat kanunu madde 35 e göre tebliğ edildiğini, ancak davalının 02/11/2017 tarihinde takibe, borca ve işlemiş tüm faizlere itiraz ederek takibi durdurduğunu, taraflar arasındaki cari hesap ekstresi incelendiğinde takip tarihi itibariyle müvekkili şirketin 20.969,69 TL alacaklı olduğunun açıkça anlaşılacağını beyanla davalının … 36. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına itirazının iptali ile takibin devamına, davalı şirket alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız yere borca itiraz etmiş olduğundan davalının alacağın %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, cari hesaba dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce … 36. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 20.969,69 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 28/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 01/11/2017 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, tarafların ticari defterleri ile sunulan deliller kapsamında rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından sunulan ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davalı adına düzenlenen faturaların defterlerde kayıtlı olduğunu ve takip tarihi itibariyle davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan 20.969,69 TL alacaklı olduğunu, davacı tarafından düzenlenen faturaların açık fatura olduğunu ve her bir fatura ile teslim edilen ürünler için birden fazla sevk irsaliyesi düzenlendiğini tespit ve beyan etmiştir. Davalı taraf usulüne uygun ihtaratlı tebligata rağmen ticari defterlerini incelemeye ibraz etmemiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı tarafından sunulan sözleşmeden bir suret eklenerek davalıya isticvap davetiyesi çıkarılmış, davalı belirlenen günde mazeretsiz olarak duruşmaya katılmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, taraflar arasında 24/04/2017 tarihli yemek hizmetleri sözleşmesinin imzalandığı ve davacının bu sözleşme kapsamında davalıya yemek hizmeti verdiği, davalı taraf usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından Mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, takip tarihi itibariyle davalıdan 20.969,69 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, itirazın iptali ile takipte talep edilen faiz türü de tarafların tacir olmaları sebebiyle avans faizi olacağından takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE, davalının … 36. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itirazının İPTALİ ile takibin talep edildiği şekilde DEVAMINA,
2-Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 4.193,93 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 1.432,43 TL’den peşin alınan 253,26 TL harcın mahsubu ile kalan 1.179,17 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 160,20 TL posta ve tebligat masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 760,20 TL yargılama gideri ile 289,16 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza