Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/362 E. 2020/377 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/362 Esas
KARAR NO : 2020/377

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :16/12/2016
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden
Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin “… adresinde tekstil ticaretiyle iştigal ettiğini, söz konusu adreste elektrik aboneliği başlangıç tarihinin 16/10/2009 olarak gözükmekte olduğunu, abone numarasının … olduğunu, davalı şirket tarafından tanzim ettirilen 21/04/2016 tarihli tutanağa göre, müvekkilinin kaçak elektrik kullandığının iddia ettiği ve akabinde … 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibinin başlatıldığını, toplam 10.734,54.TL nin tahsilini talep ettiğini, müvekkilinin mevcut sözleşme tarihinden itibaren 2 yıl boyunca tekstil ticaretiyle uğraştığını, evlendikten sonra ticaret yapmayı sonlandırdığını, daha sonra … adına vergi levhası ile mevcut işyerinin varlığını sürdürdüğünü, … ile olan sözleşmenin devam ederek bugünlere geldiğini, … 24.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkilinden talep edilen 10.734,54.TL yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev yönünden davanın reddi gerektiğini, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirdiğini, ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, müvekkili … A.Ş’nin Kayıp Kaçak Direktörlüğü kayıtlarında yapılan incelemelerde şu hususların tespit edildiğini, … numaralı tesisatta kullanılan … marka … numaralı sayaçtan şüphelenilerek 14.04.2016 tarihinde sayaç laboratuvara sevk edildiğini, Laboratuvar sonuç raporunda “sayacın damgalarının orijinal damgaları ile uyumlu olmadığı, sayacın numaratör intikal dişlisi üzerindeki dişler kesilerek sayacın kayıt yapmaz hale getirildiği” tespit edildiğini davacı adına … numaralı zabtın düzenlendiğini, … numaralı zabıt tahakkukunda, iş yerinde çift vardiya olarak çalışıldığı tespit edilerek, 14.04.2016 (sayaç değişimi) -17.03.2016 (son okuma tarihi) tarihleri arası 28 gün için 28 gün X 0,6 kullanma faktörü X 8,44 güç X 14 saat = 1.985 kWh üzerinden 1.217,30-TL kaçak bedeli, 17.03.2016-14.04.2015 tarihleri arası dönem için 337 gün X 0,6 X 8,44 X 14 = 23.891 kWh tüketimden, sayacın kaydettiği ve bedeli davacı tarafça ödenen 4.023 kWh tüketim tenzili ile 19.868 kWh tüketim için 7.871,40-TL kaçak eksik tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini, yapılan tespit ve tahakkuklar Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olduğunu, davacının haksız ve yersiz menfi tespit talebinin reddi gerektiğini ve ayrıca davacının %20 den az olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine beyan ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamına göre; Her ne kadar İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davacının ticarethane olarak abonelik kaydı bulunduğu sırada hakkında tazmin edilen kaçak elektrik kullanımına yönelik tutanak gereğince tahakkuk ettirilen kaçak elektrik kullanım bedelinden kaynaklanan borçtan ötürü davalı şirket aleyhine borçlu olmadığını tespiti amacı ile açılan davanın, tarafların tacir olması ve ticari işletme ile ilgili hususlardan doğmuş bulunan ticari işlemeye etkileyecek nitelikte olması nedeniyle iş bu davada yargılamada görev yönünden ticaret mahkemesinin görevli olduğuna karar verilerek dosya mahkememize tevzi edilmiş ise de, Mahkememizce … Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacı adına ticari şirket kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş olup, davacı adına ticari şirket kaydı bulunmadığı şirket belirtilmiş, Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliğine yazılan müzekkere cevabında davacının esnaf kaydı bulunmadığı belirtilmiş ve … Vergi Dairesine gönderilen müzekkere cevabında davacının sadece 2009-2011 tarihleri arasında işletme defteri tuttuğu belirtilmiş olduğu ve dolayısıyla davacının kazancının Bakanlar Kurulu Kararının belirttiği tacir limiti altında bulunduğu, davaya konu tutanak tarihinde davacının defter tutmadığı anlaşılmış olup davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Eldeki davada davacı tarafın tacir olmadığı anlaşıldığından, davanın niteliği gereği görevli mahkemenin İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığı kanaatine varılmıştır. Görevli mahkemenin genel usul hükümlerine göre belirlenmesinin gerektiği anlaşılmakla, mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere
1-Mahkememizin karşı görevsizliğine, görevli mahkemeninin tayini için dosyanın ilgili İstinaf Mahkemesine resen gönderilmesine,
2-Yargılama giderleri harç ve vekalet ücreti hususunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda belirtilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/09/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza