Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/36 E. 2019/1025 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/36 Esas
KARAR NO : 2019/1025

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi ve Depo Edilmesi
DAVA TARİHİ : 13/06/2011
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun İadesi ve Depo Edilmesi davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilleri şirket ile davalı şirket arasında 29.11.2004 tarihinde 5 yıl süreli bir işletme sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin 29.11.2009 tarihinde sona erdiğini, davalı dağıtım şirketinin … 2. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarası ile taraflarına göndermiş olduğu İhtarnamede; “Aramızdaki Kira sözleşmesinin ve varsa kira sözleşmesi ve yatırım hakkındaki protokol ve eklerinin vb. gibi bu dikey ilişkiye konu tüm sözleşmelerin Rekabet Kurulu kararlarında grup muafiyeti kapsamında öngörülen süreyi aşan kısmının ifası hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini, bu doğrultuda, bu süreyi aşan kısımla ilgili olarak rekabet etmeme yasağı ve sözleşmeyi ifa zorunluluğu ortadan kalkmış olup, söz konusu süreden sonra herhangi bir akaryakıt dağıtım lisansı sahibi şirketle lisans alarak bayilik yapmak hakkınız bulunduğunu kabul ve beyan ederiz.” diyerek aralarındaki bayilik ilişkisinin bittiğini beyan ettiklerini, hal böyle olmasına rağmen karşı yan sözleşmeye konu … Bankası … Şubesine ait … numaralı hesaptan düzenlenen … numaralı teminat mektubunu iade etmediğini, iadeden kaçınan karşı tarafa şifahen mektupların iadesi konusundaki taleplerinin sonuçsuz kalması üzerine, … 2. Noterliği’nin … tarih …-… yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini ve akdin sonlanması ile konusuz kalan teminat mektuplarının iadesinin talep edildiğini, fakat bu güne kadar şifahi taleplerine ve ihtarlarına rağmen mektuplar taraflarına iade edilmediği gibi bu konuda ilgili şirketten herhangi bir sözlü veya yazılı bir açıklama da yapılmadığını, davalı dağıtım şirketi … A.Ş.’ne, … Bankası T.A.O … şubesinin … hesabından verilen … numaralı 200.000 TL bedelli Kat’ i süresiz teminat mektubu verildiğini, teminat mektubunun verilmesi sebebi olan akti ilişki 29.11.2009 tarihinde sonlandığını, müvekkilleri şirketin sözleşmenin sona erdirildiği tarihten bu yana davalı yana hiçbir suretle borcu bulunmadığını, bu güne kadar karşı yanın müvekkilleri şirketten alacak talebi de olmadığını, bu sebeple dava da ayrıca borçlu olmadıklarının tespiti talep edilmediğini, müvekkilleri şirket, teminat mektubunun, karşı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak iade edilmemesi sebebi ile iade yükümlülüğünün doğduğunu, 29.11.2009 tarihinden itibaren komisyon ödemekte olduğunu, yine müvekkilleri şirketin, teminat mektubunun iade edilmemesi sebebi ile yeni teminat mektubu talebi bankalarca red edilmekte müvekkilleri 29.11.2009 tarihinden bu yana çok yüklü miktarda maddi zarara uğramakta olduğunu, sözleşmenin sonlanmasına rağmen karşı tarafın teminat mektubunu iadeden kaçınması hakkın kötüye kullanıldığını, banka teminat mektuplarının amacı, belli bir işin yapılabilmesi, edimin yerine getirilebilmesi ya da bir borcun vadesinde ödenmesi gibi konularda yüklenilen şeyin yerine getirilmemesi halinde, belirli bir tutarın kayıtsız şartsız ödeneceğinin taahhüt edilmesi olduğunu, ancak mevcut olayda müvekkilleri şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, sözleşme de öncelikle karşı tarafça sonlandırıldığını, böylelikle teminat mektubunun da taraflar arasında bir geçerliliği bulunmadığını, buna rağmen karşı tarafın teminat mektubunu iadeden kaçınması hakkın kötüye kullanılması olduğunu, müvekkilleri şirket, teminat mektubunun iade zorunluluğu doğduğu tarihten bu yana, karşı tarafın haksız olarak teminat mektubunu iadeden kaçması sebebi ile … Bankası T.A.O … Şubesine aylık 1.050,00-TL’sı komisyon ödediğini, iade zorunluluğu doğduğu tarihten bu yana haksız olarak 18.900,00-TL’sı komisyon ödediğini, bu bedellerin ödenmesine sebebiyet veren karşı taraf olacağını sorumluluk karşı tarafa ait olduğunu ve kaldı ki dava sonuçlanıp teminat mektubunun iadesine karar verilinceye kadar müvekkilleri şirketin komisyon ödemeye devam edeceğini, bu sebeple müvekkilleri tarafından ödenen ve dava sonucuna kadar ödenecek olan teminat mektubu komisyon bedellerinin karşı taraftan tahsili gerektiğini, kaldı ki, verilen teminat mektubu ile asıl sözleşmeden bağımsız bir yükümlülük altına giren bankanın, lehtar olan müvekkilleri şirketin, var olan riski sebebi ile davaya konu teminat mektubu nedeniyle müvekkilleri şirkete yeni teminat mektubu vermekten imtina ettiğini, müvekkilinin, … ve Türkiye genelinde ihalelere katılan bir firma olduğunu sık sık teminat mektubu ihtiyacı yaşadığını, karşı yan, iadeden kaçınmak sureti ile müvekkilleri şirketi maddi zarara uğrattığını, Teminat mektuplarının iade edilmemesi sebebi ile yeni teminat mektubu alamayan müvekkilleri şirketin 29.11.2009 tarihinden bu yana 3 adet ihaleye giremediğini, (İşlerin toplam değerinin 4.000.000-TL’sı olup bu bedel üzerinden %6 kar kaybı bulunmakta olduğunu), aylık satışlarında da zarar ettiğini, bu sebeple fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak ve ileride bilirkişi incelemesi sonucu ortaya çıkacak zarar miktarı üzerinden ıslah haklarının saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’sı tazminat taleplerinin bulunduğunu, Neticeten; … Bankası T.A.O … Şubesinin … hesabından karşı taraf … A.Ş.verilen … numaralı 200.000-TL bedelli Kat’ i süresiz teminat mektubunun, akti ilişkinin sonlanması sebebi ile iadesine, İade tarihi olan 29.11.2009 tarihinden bu yana, … Bankası T.A.O … Şubesine müvekkileri şirket tarafından ödenen aylık 1.050,00-TL’sindan bugüne kadar ödenen 18.900,00-TL’sinin ve dava sonuçlanıncaya kadar müvekkil şirket tarafından ödenecek komisyon bedellerinin her bir ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte karşı taraftan tahsiline, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile, müvekkillerinin, karşı tarafça teminat mektubunun haksız olarak iadeden kaçınılması sebebi ile uğramış olduğu 10.000,00-TL’sı tazminatın, teminat mektubunun iade tarihi olan 29.11.2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile karşı taraftan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilleri şirket arasındaki ticari ilişkinin müddeti boyunca davacının müvekkilleri şirket nezdinde oluşan alacakları ödenmediği için alacak – borç ilişkisi sona erdiğini, aynı zamanda müvekkilleri şirketin alacaklı olması durumda kendi lehine doğmuş ve doğacak borçlar için teminat amacı ile verilmiş bulunan teminat mektubunun iadesi mümkün olmadığını, Tapuda … İli, … İlçesi, … Mahallesi, Parsel:8 olarak kayıtlı bulunan ve … Mah. … Cad No: 10 … adresindeki taşınmaz ile ilgili olarak şirketleri lehine … tarih ve … yevmiye numarası ile tapu siciline şerh edilen kira hakkı ile söz konusu Akaryakıt İstasyonu’nun kullanma, yararlanma ve tasarruf hakları 20.08.2014 yılına kadar müvekkilleri şirkete bırakıldığını, müvekkilleri şirketin selefi tarafından bu Kira Hakkı ile elde edilen kullanım, yararlanma ve tasarruf etme haklarına istinaden davacı …Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan 29.11.2004 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile davacı taraf söz konusu akaryakıt istasyonuna bayi olarak atandığını, akabinde davacının doğmuş, doğacak tüm borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, İşletme Sözleşmesinden ve taahhütnamelerden doğan cezai şartlar dahil olmak üzere her türlü ticari ilişki nedeni ile doğan borçları temin ve güvencesini teşkil etme üzere davacı taraf müvekkili şirkete … Bankası … Şubesine ait … nolu ve 200.000 TL bedelli teminat mektubu teslim ettiğini, İlerleyen zamanlarda ise Rekabet Kurulu’nun 12.03.2009 tarihinde yayınladığı duyuru ve emsal niteliğini haiz Kurul Kararları ile davacı ile akdedilen Bayilik Sözleşmesi ve dava dışı malikler ile olan Kira Sözleşmesi 18.09.2010 tarihinde sona erecek iken davacı taraf; müvekkilleri şirket ile arasında münakit Bayilik Sözleşmesini 04.08.2010 tarihinde süresinden önce ve herhangi bir haklı sebep olmadan tek taraflı olarak feshettiğini, bu doğrultuda davacı başka bir akaryakıt dağıtım şirketi ile anlaşarak faaliyetini söz konusu dağıtım şirketinin amblem ve markası altında sürdürmeye devam ettiğini, basiretli bir tacir olarak davranma yükümlülüğü bulunan davacı şirketin sözleşmeyi ifa etme zorunluluğu bulunduğundan dava konusu akdi ifa etmekten kurtulamayacağı aşikar olduğunu, davacı şirket sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak süresi sona ermeden feshettiğinden Yerleşik Yargıtay içtihatları ve doktirindeki yerleşik görüşlere göre; müvekkilleri şirketin elde edeceği gelirleri ve doğacak karları da elde edemediğini, dolayısıyla işbu sözleşmenin sona erme tarihinin Rekabet Kurumu tarafından yayımlanan 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği gereğince en erken 18.09.2010 olduğunu, normal olarak sözleşmenin ifa edilmesi halinde, akdin süre yönünden sona ermesi için sözleşmenin feshedildiği tarih olan 04.08.2010’dan itibaren başlamak üzere akdin sona ereceği en erken süre olan 18.09.2010 tarihine kadar “44” gün süre bulunduğunu, müvekkilleri şirket, davalı şirketin sözleşmeyi ifa etmemesinden dolayı Akaryakıt İstasyonu olarak elde etmeyi hedeflediği satışı ve dolayısıyla kârı da elde edemediğini, dolayısıyla davacı tarafa mahrum kalınan kar ile ilgili dava açılacak olduğunu, tazminatlar ödenmeden teminatların iadesi mümkün olmadığını, ayrıca davacı taraf kendisine müvekkilleri şirket tarafından bayiliği süresince kullanmak üzere verilmiş olan ariyet malzemelerini başka bir dağıtıcı firma ile anlaşmasına rağmen iade etmediğini, başka bir dağıtıcı firma ile faaliyet göstermekte olan davacı tarafın müvekkilleri şirket tarafından kendisine ariyeten verilen malzemeleri iade etmemesine ilişkin dava haklarını saklı tuttuklarını, davacı tarafın halen müvekkilleri şirkete ait malzemeleri kullandığını, davacı tarafın süresinden önce sözleşmeleri feshetmesi sebebiyle müvekkilleri şirketin mahrum kaldığı kar ile ariyet malzemelerini iade etmemesinden ortaya çıkan zararda davacı tarafın borçları halen devam ettiğinden ve söz akdedilen Kira Sözleşmesi ve tapuya şerhli Kira Hakkı geçersiz olsa da dava konusu teminat mektubunun iadesi düşünülemeyeceğini, davacı taraf teminat mektubunun iade edilmemesi sebebiyle zarara uğradığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinde bulunmuş olunduğunu ortada bir zarar olmadığından maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca müvekkilleri şirketin davacı tarafı zarara uğrattığına ilişkin yazılı bir belge sunulmadan maddi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi de mümkün olmadığını, davalının maddi tazminat taleplerine ilişkin iddiaları afaki ve hiçbir yazılı belgeye dayanmadığını, Zira böyle bir zarar söz konusu olmadığını, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, borçlar ödenmedikçe müvekkilleri şirketin doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak uhdesinde tuttuğu dava konusu teminat mektubunu iade etmemesinin son derece doğal olduğunu, Teminat Mektubunun iadesi ve haksız maddi tazminat taleplerinin karşılanmasının mümkün olmadığını, ifade ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet Ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememiz dosyası ile Birlesen İstanbul 42. Aslive Ticaret Mahkemesi’nin 2011/386 E. Sayılı Dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri şirketin kanuni selefi … Lımoted, Türkiye Şubesi-Merkezi Londra ile davalı arasında söz konusu taşınmaz üzerinde bir akaryakıt istasyonu isletilmesi amacıyla bir isletme sözleşmesi imzalandığını, akabinde de akaryakıt İstasyonu’nun isletilmesi amacıyla taraflar arasında ariyet sözleşmesi imzalanarak, gerekli olan tüm malzeme ve teçhizat müvekkillerin şirketin kanuni selefi tarafından davalı yana teslim edildiğini, müvekkilleri şirketin kanuni selefi … Limited, … Şubesi-Merkezi Londra’da tarafından Tapuda … İli, … İlçesi, … Köyü, Ada:4329, Parsel:8 olarak kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde bir akaryakıt istasyonu kurulması ve işletilmesi amacıyla 29.11.2004 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdetmek suretiyle davalıya işleticilik hakkı tanındığını, bayilik Sözleşmesi’nin imzalanması akabinde, davalı ile Ariyet Sözleşmesi imzalanarak Akaryakıt İstasyonu işletilmesi için gerekli olan tüm malzeme ve teçhizat davalıya teslim edildiğini, İstasyonda kullanılan ve mülkiyeti selef şirkete ait olan malzemeler ile birlikte, selef şirketin amblem, marka ve logosunu taşıyan diğer malzemeler, taraflar arasında imzalanan ariyet sözleşmesi ile işletici bayie teslim edildiğini, ilerleyen zamanlarda, alınan ticari kararlar doğrultusunda müvekkilleri şirketini, yukarıda ismi zikredilen selef şirketi ile diğer selef şirketi olan … A.Ş.’nin kısmi bölünme yoluyla birleşmesi neticesinde, müvekkilleri şirket … A.Ş. kurulduğunu, daha sonra selef şirketlere ait diğer tüm mevcut istasyonlarda da gerçekleştirildiği gibi, dava konusu istasyona ait İşletme (Bayilik) Sözleşmesi, Ariyet Sözleşmesi, envanter ve demirbaşlar, bu sözleşmelerde kararlaştırılan hükümlere dayanarak, halef şirket olan müvekkilleri şirkete devredildiğini, 01.07.2006 tarihinde tüm istasyonların halef olan müvekkilleri şirket tarafından devralınması ile de, Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu nezdinde de gerekli olan Bayilik Lisansı da müvekkilleri şirket adına tadil ettirilerek davalı şirket, ticari faaliyete ve sözleşmeyi ifa etmeye müvekkilleri şirket ile devam ettiğini, ilerleyen zamanlarda Rekabet Kurumu’nun kurul kararı ile rekabet etmeme yasağı ve sözleşmeyi ifa zorunluluğu ortadan kalktığını, müvekkilleri şirket ve davalıtaraf arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi, İntifa Hakkı ve dikey ilişkiye konu tüm sözleşmelerin 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, Rekabet Kurumu karar ve duyurusu gereğince rekabet etmeme yasağının ve sözleşmeleri ifa zorunluluğunun ortadan kalkmış olduğundan ve herhangi bir akaryakıt dağıtım lisansı sahibi şirket ile yeni anlaşmalar yapma hakkı bulunduğundan söz konusu istasyon başka bir işletici tarafından başka bir dağıtıcı şirket markası altında çalıştırılmaya başlanmış ve halihazırda çalıştırmaya devam ettiğini, Fakat davalıya ariyeten verilen dava konusu malzemeler halen müvekkilleri şirkete iade edilmediğini, bayilik sözleşmesi sona erdiğinden ariyeten verilen malzemelerin de müvekkilleri şirkete iadesi gerektiğini, davalının işletici olarak bulunduğu akaryakıt İstasyonunda halen, …’in mülkiyetinde bulunan ve ariyet olarak verilen malzemelerin kullanılmakta olduğunu, ifade ederek, dava sonuna kadar, söz konusu malzemelerin müvekkilleri şirkete teslimine, bu talebin uygun görülmemesi halinde malzemelerin yediemine tevdii hususunda, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalarının kabulüne karar verilerek, liste halinde belirtilmiş söz konusu malzemelerin aynen teslimine, aynen teslimin mümkün olmaması halinde aynen teslimi mümkün olmayan malzemelerin güncel piyasa değerleri üzerinden bedelinin müvekkili şirkete ödetilmesine ve tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı yanca müvekkilleri aleyhine, bayilik sözleşmesi, intifa hakkı ve dikey ilişkiye konu sözleşmelerin 18.09.2010 tarihinde sonlanması sebebi ile, davacı yanca ariyet olarak teslim edilen malzemelerin aynen teslimi, aynen teslimin mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi istemi ile işbu dava açıldığını, ancak davanın, maddi gerçeklere, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye, sözlü olarak taahhüt edilen beyanlara aykırı olduğunu, Müvekkilleri şirket ile davalı … A.Ş. arasında 29.11.2004 tarihinde imzalanan işletme sözleşmesi ile sürenin taraflarca 5 yıl olarak belirlendiğini, buna göre 29.11.2009 tarihinde sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğini, bununla birlikte yine davalı tarafça gönderilen … 2. Noterliğinin… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede sözleşme süresinin sona erdiği ve ” … aramızdaki kira sözleşmesi ve yatırım hakkındaki protokol ve eklerinin vb. gibi dikey İlişkiye konu tüm sözleşmelerin ifası hukuken ve fiilen imkansız hale gelmiştir, bu doğrultuda herhangi bir akaryakıt dağıtım lisansı sahibi şirketle, lisans alarak bayilik yapma hakkınız bulunduğunu kabul ederiz.” demek suretiyle sözleşmeyi ifa zorunluluğunun ortadan kalktığını kendileri bizzat beyan ettiklerini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tüm hükümlerinin başlangıçtaki koşullarla uygulanmaya devam ettiğini, Rekabet Kurumunun rekabet yasağı, intifa hakkı ve kira akdine ilişkin süre yönünden getirdiği kısıtlamaya dayanak tarafların sözleşmeyi feshetmek zorunluluğu doğduğunu, müvekkilleri şirket, sözleşmeye dayalı tüm edimlerini yerine getirdiğini, Rekabet Kurulunun almış olduğu karar ve sözleşme hükümleri gereğince, davacı tarafın sözleşmeyi sona erdirdiğini beyan ettiği tarihli ihtarnameye karşılık, müvekkilleri şirketçe gönderilen … 2. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı İhtarnamesi ile gerekli özen gösterilerek basiretli bir tacir gibi davranıldığını ve bayilik ilişkisinin sona ermesi nedeni ile davalı şirkete ait alet, edevat ve reklam panoları da dahil olmak üzere ariyet olarak verilen bir kısım malzemelerin iade (taraflarına ait olanlar ve işletme bedeli olarak bırakılanlar hariç ) edileceğini bildirildiğini, bir kısım olarak beyan etme sebeplerinin ise, davacı yan tarafından, müvekkillerine ariyeten verilen bir kısım malzemenin 6 yıl kullanıma bağlı olarak işletme bedeli olarak müvekkillerinde kalacağı taahhüdüdü olduğunu, kaldı ki; taraflar arasında düzenlenen “arîyet sözleşmesi ” başlıklı sözleşmenin l/f maddesinde, “…… her zaman ariyet ALAN’a yazılı ihbarda bulunarak işbu mukaveleyi her an feshedebilir, … İşbu fesih ihbarının vusulünden itibaren 3 gün zarfında ariyet alan malzeme ve teçhizatı iyi halde …’E iade mecburiyetindedir. Nakliye masrafları …’e aittir. Yukarıda zikri geçen yazılı ihbarın vusulünden itibaren 3 gün içinde bu malzeme ve teçhizat Ariyet Alan tarafından iade edilmezse, …’in ariyet alan’ın yukarıda b bendinde tarif olunan sahasına girerek işbu malzeme ve teçhizatı kaldırma hakkı vardır.” demekte olduğunu, bu madde hükmüne göre ; karşı yanın ariyet olarak müvekkilleri şirkete teslim etmiş olduğu malzeme teçhizat için bir ihbarname ile süre vermesi gerektiği anılan süre içerisinde teslimden kaçınılması halinde istasyon sahasına girip alma hakkı olduğu açıkça beyan edildiğini, Hal böyle olmasına rağmen karşı yan, teslime ilişkin olarak bir ihtarname tebliğ ederek süre vermeksizin dava açma yoluna gittiğini, İhbar zorunluluğu karşı tarafa ait olmasına rağmen, müvekkilleri şirket tarafından, davacı yana, ariyet olarak verilen bir kısım malzeme ve teçhizatın iade alınması için çekilen ihtarname de sonuçsuz kaldığını, ariyet olarak müvekkillerine teslim edilen malzemeleri teslim almaktan kaçınan davacı yan olduğunu, karşı yan taraflar arasında yapılan ariyet sözleşmesine tamamen aykırı olarak iade talebinde bulunmakta olduğunu, kabul anlamına gelmemek ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile taraflar arasında düzenlenen ariyet sözleşmesinde belirtilen emtia listesi ile davacının dava dilekçesinde belirtilen emtia listesi arasında farklar bulunmakta olduğunu, yine, taraflar arasında düzenlenen ariyet sözleşmesinde, davacı ve müvekkillerinin edimleri tek tek sayıldığını, davacı tarafın edimleri, ariyet olarak teslim edilen edimler olmayıp, müvekkillerin davacı tarafın bayisi olmayı kabul etmesi sebebi ile davacı tarafça yapılması gereken hususlar olduğunu, keza ticari teamül ile bayii ve dağıtıcı arasında yerleşmiş bulunan kurallar çerçevesinde, asıl olan bayinin, dağıtıcı firmanın vermiş olduğu yatırım bedeli, prim vs. hususları kabul etmesi ile sözleşme imzalaması olduğunu, bayi belli miktarda ürün satışını taahhüt etmek ve karşılığında prim almak sureti ile dağıtıcı firmanın bayisi olmayı kabul ettiğini, karşı yanca, dava dilekçesinde belirtilen ve müvekkillerine teslim edildiği iddia edilen malzemelerin davacı yanca 6 yıllık işletme bedeli olarak hibe edildiğini, 9 adet Kurumsal kimlik imalat – montaj-nakliyenin ise, taraflar arasında düzenlenen “Protokol” başlıklı sözleşmenin “… tarafından üstlenilecek işler ” başlıklı kısmında “…’e “ait olacağı açıkça belirtildiğini, müvekkilleri şirket tarafından, bayilik sözleşmesinin sonlanması sonrasında, davacı yanca teminat mektubunın iadesinden kaçınılması sebebi ile uğradıkları zararlara ilişkin olarak, davacı aleyhine … 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E.sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve dava derdest olduğunu, işbu davada bu davanın davacısı tarafından, bu davada dava konusu edilen ariyet mallar ile ilgili olarak alacak talebinden bahsedildiğini, bu hususta cevaplarının dosyada mübrez olduğunu, kendisine ait, ve işletme bedeli olarak kendisine teslim edilen malzeme hariç tüm ariyet olarak verilen malları teslime hazır olduğunu, kaldı ki; göndermiş bulundukları İhtarnameye uygun olarak … A.Ş. ye ait tüm malzemelerin demontaj işlemleri yetkilendirdikleri bir firma aracılığı ile ve yine … Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan tespite ve aynı mahkemenin almış olduğu 14.09.2010 tarih ve 2010/120 D. İş numaralı karara göre gerçekleştiğini, taraflar arasında imzalanan Bayilik Sözleşmesinin Ariyet Mukavelesini içeren şartlarına uygun olmayan herhangi bir işlem kesinlikle gerçekleştirilmediğini, yine davacı yan Bayilik sözleşmesi’nin 30.maddesi gereğince belirlenen ” .. 5 yıllık bir süre için satici’nin işletmesine destek olmak amacı ile bir sefere mahsus olmak üzere 35.000 USD'” m da sözleşme süresince ve sonrasında kesinlikle ödemediğini, bu konuda dava açma haklarını saklı tutuklarını, müvekkilleri şirket, karşı tarafla yapılan tüm sözleşmelerdeki edimlerini aktin sonlandığı tarihe kadar eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilleri şirketin, davaya konu edilen malları aynen teslime hazır olması sebebi ile davacı yanın İhtiyati tedbir talebinin reddine, Haksız olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava akaryakıt istasyonu işletme, ariyet ve bayilik sözleşmesine dayalı teminat mektubunun iadesi ve tazminat istemlerine, birleşen dava ise ilgili sözleşme uyarınca verilen malzemelerin teslimi istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde; ” Asıl dava yönünden, davanın kısmen KABULÜNE karar verilerek, … Bankası … Şubesi’ne ait … nolu hesaptan düzenlenen 3861 nolu teminat mektubunun asıl davadaki davalı taraftan alınarak davacıya iadesine, tazminat ve komisyon alacağına yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/386 – 2012/112 EK sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne, listede ve bilirkişi raporunda belirtilen malların ariyetlerinin aynen birleşen dosyadaki davalı tarafından davacıya teslimine, karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/7985-2017/3062 E.K. Sayılı bozma ilamı ile ” asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilince asıl davada davalı – birleşen davada davacıya ait olan malzeme ve techizatın 7 gün içinde alınması ihtar edildiğine göre bu ihtarnamenini tebliğ tarihi tespit edilerek ihtarın tebliğinden itibaren 7 gün geçmekle asıl davada davalı – birleşen davada davacının temerrüde düştüğü kabul edilmeli, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar geçen süre için teminat mektubunun iade edilmemiş olması sebebiyle asıl davaya yönelik talepler içinde yer alan ödenen komisyon bedellerinden asıl davada davalı – birleşen davada davacının sorumlu tutulması gerekmekte olduğu, asıl davada davacı – birleşen davada davalı vekilince asıl davada davalı – birleşen davada davacıya ait olan malzeme ve teçhizatın 7 gün içinde alınması ihtarının tebliğ tarihinin belirlenerek birleşen dava yönünden birleşen davada davacının dava konusu ettiği ariyetlerin teslimini talep etmekle dava şartı olan hukuki yararının olup olmadığının değerlendirilmesi, sonucunda göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, kararın asıl davada davacı – birleşen davada davalı yararına bozulması gerekmiş diğer itirazların reddine ” karar verilmiştir. Yargıtay ilamı taraflara tebliğ edilmiş, bozmaya karşı beyanları alınmış, usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş, bozma ilamı doğrultusunda taraflarca dosyaya sunulan belgeler kapsamında dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor alınmıştır.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 01/08/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısımında; davacı …Ltd.’den alınan belgeler, Yargıtay bozma kararı, ihtarnameler, dosyadaki tüm itiraz ve beyanlar ile dosyaya ibraz edilen belgeler üzerinde değerlendirmeler yapılarak, yukarıda arz olunan tespit ve incelemeler neticesinde etraflıca açıklandığı üzere; 25/05/2017 tarihli Yargıtay İlamına göre yapılan hesaplamada; davacı şirket tarafından bayilik sözleşmesi gereği davalı şirkete verilen … nolu … teminat mektubu için sözleşmenin sona erdiği tarihten sonra ödenen teminat mektubu komisyonlarının, 2009 yılında 1.063,10 TL., 2010 yılında 4.255,96 TL., 2011 yılında 4.016,23 TL. ve 2012 yılında ise 4.232,83 TL. olmak üzere toplam 13.568,12 TL. olduğu görüldüğünden; toplam 13.568,12 TL. tutara 22.06.2010 temerrüt tarihi ile – 13.06.2011 dava tarihi arasında Reeskont Avans Faiz toplamının 2.078,56.-TL olduğu, ayrıca, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince asıl davada davalı- birleşen davada davacıya ait olan malzeme ve teçhizatın 7 gün içinde alınması ihtarının tebliğ tarihi belirlenerek, birleşen dava yönünden birleşen davada davacının dava konusu ettiği ariyetlerin teslimini talep etmekte dava şartı olan hukuki yararının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesinin, sayın Mahkemeye ait olduğu, sunulan rapor hüküm kurmaya elverişli kabul edildiğinden tarafların ek rapor taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller, celp olunan belge ve bilgiler, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ve içindeki … Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş. Sayılı dosyaları, birleşen İstanbul 42 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/386 E. Sayılı dosyası, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/7985- 2017/3062 E-K sayılı kararı, usul ve yasaya uygun, itirazlar yerinde bulunmayan, karar vermeye yeterli olduğu kabul ve taktir olunan … Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile alınan bilirkişi raporu ve Mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi kök ve ek raporları, ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında 29/11/2004 tarihinde 5 yıl süreli bir işletme sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin 29/11/2009 tarihinde sona erdiği, davalı şirketin 04/03/2010 tarihli ihtarname ile “…aralarında ki kira sözleşmesinin ve varsa kira sözleşmesi yatırım hakkında ki protokol ve eklerinin rekabet kurulu kararlarında kurul muafiyeti kapsamında öngörülen süreyi aşan kısmının ifası hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini ….” bildirdikleri , davalı dağıtım şirketine, … Bankası T.A.O … Şubesinin … sayılı hesabından verilen 3861 numaralı 200.000,00 TL lik teminat mektubunun verildiği, akdin 29/11/2009 tarihinde sonlandığının anlaşıldığı, sunulan raporlara göre davacının davalıya cari hesap yönünden hiç bir borcunun bulunmadığı, bu hususun her iki tarafın defterlerinde de tespit edildiği ve teminat mektubunun iadesinin gerektiği anlaşılmakla, asıl davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalıya verilen dava konusu teminat mektubunun asıl davadaki davalı tarafından davacıya iadesi yönündeki kararın kesinleşmiş olduğu ve ayrıca asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilince talep edilen tazminat talebine ilişkin şartlar oluşmadığından tazminat alacağına ilişkin talebin reddi yönünde verilen kararın kesinleşmiş olduğu görülmekle bu konuda karar verilmesine yer olmadığı kanaatine varılmıştır. Asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilince asıl davada davalı- birleşen davada davacıya ait olan malzeme ve teçhizatın 7 gün içinde alınması ihtar edildiğine göre bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün geçmekle asıl davada davalı- birleşen davada davacının temerrüde düştüğü anlaşıldığından, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar geçen süre için teminat mektubunun iade edilmemiş olması sebebiyle asıl davaya yönelik talepler içinde yer alan ödenen teminat mektubu komisyon bedelinden ve bu komisyon bedeline işlemiş reeskont faiz tutarının asıl davada davalı- birleşen davada davacının sorumlu olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar birleşen davada, davaya konu ariyetlerin iadesi talep edilse de, 29/11/2004 tarihli protokol ile ‘malzeme ve teçhizat ariyet alan tarafından iade edilmezse …’in, ariyet alanın sahasına girerek malzeme ve teçhizatı kaldırmaya hakkı bulunduğu’ imza altına alınmış olup, birleşen davada davalı tarafından birleşen davada davacıya ait malzeme ve teçhizatın 7 gün içerisinde alınmasını … 2. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile birleşen davada davacıya ihtar edildiği ve bu ihtarnamenin tebliğ edildiği, dolayısıyla birleşen davada davacının talebi konusu mal ve teçhizatları istediği zaman birleşen davanın davalısından teslim alabileceğinden bu konuda ihtilaf olmadığı anlaşıldığından, birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan 6100 sayılı HMK’nın 1/H ve 115/2 maddesine göre usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
A-Asıl dava yönünden;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının teminat mektubu iadesi ve tazminat talebiyle ilgli Mahkememizce verilen karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/7985- 2017/3062 E-K sayılı kararı ile kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-13.568,12-TL teminat mektubu komisyonunun ve 2.078,56-TL işlemiş reeskont faiz tutarının 13/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek reeeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya iadesine,
3-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 926,84-TL harçtan peşin alınan 429,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 497,64-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
5- Davacı tarafından yapılan 2.471,00-TL bozmadan önceki masraf (2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 71,00 TL tebligat gideri), 650,00-TL talimat gideri ile 145,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 3.266,50-TL’den kabul ve red durumuna göre davalı hissesine düşen 1.533,57-TL ile peşin olarak ödenen harç 447,60-TL olmak üzere toplam 1.981,17-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
B-Birleşen İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/386 E. , 2012/113 K. Sayılı dosyası yönünden;
1-Davanın hukuki yarar yokluğundan 6100 sayılı HMK’nun 114/1-(h) ve 115/2. Maddelere göre usulden reddine,
2-Karar ve ilam harcı 44,40-TL nin peşin alınan 874,75-TL’den mahsubu ile bakiye 830,35- TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/11/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza