Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/33 E. 2018/901 K. 26.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/33 Esas
KARAR NO : 2018/901
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 11/01/2018
KARAR TARİHİ : 26/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, 28.03.2011 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirket ile 17.12.1997 tarihinde kat karşılığı inşaat ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaptığını, sözleşmede kararlaştırılan sürede teslim edilmesi gereken konutların müvekkiline teslim edilmediğini, kesinleşmiş ilama bağlanan cezai şart miktarı olan 59.939,85 TL’den 26.01.2011 tarihi itibariyle tahsilat yapılamadığını, taraflar arasındaki bu husumet dışında müvekkilinin maddi sıkıntılar sebebiyle davalıdan 1999-2002 yılları arasında 14 kez karşılığında bono imzalayarak yaklaşık 8.569 ABD Doları nakit para aldığını, borç para alışverişi ve bonoların imza edilmesi sırasında davalının müvekkiline hile ile imzalattığı bir bonoyu 30.000 ABD doları yazmak suretiyle sonradan doldurduğunu ve ciro yolu ile diğer davalı …’e devrettiğini, dava konusu bononun kötü niyetli bu davalı tarafından takibe konulduğunu, müvekkilinin dava konusu bonoyu davalı Şirket’in hileli davranışı ile imzaladığını, diğer davalı …’ün iyiniyetli hamil olmadığını, diğer davalı Şirket’in bonuyu tanzim etme şeklini ve amacını bildiğini ve davalı şirketin diğer hileli işlemlerini bildiğini ve kendilerine bu hususlarda yardımcı olduğunun kendileri tarafından bilindiğini, …’ün davalı Şirket’in Şile’deki inşaatının bulunduğu alanda kokoreç ve köfte satarak hayatını kazanan biri olduğunu, davalı Şirketle ilişkisinin uzun yıllara dayalı olduğunu, şirketin resmi çalışanı olmasa bile çalışan düzeyinde yakınlığı ve ilişkisinin bulunduğunu, cezai şart talepli ikame edilen davada cumartesi ve pazar günleri davalı Şirket’in Şile’deki ofisinin yakınında köfte yapıp şirket çalışanlarına ve şirkete gelen misafirlere köfte sattığı ve dava konusu villaların 2002 yılında tamamen bittiğini bu villalardan oğluna da aldığı yönünde davalı şirket lehinde tanıklıkta bulunduğunu, bu beyana göre, davalı …’ün diğer davalı Şirket’e satın aldığı villa kaynaklı borcu olması gerekirken, …’ün davalı Şirket’ten alacaklı olduğu ve bu alacağına karşılık olarak müvekkilinin imzaladığı dava konusu bonoyu ciro yolu ile iktisap ettiğini, ilginç olanın davalı … iktisap ettiği tek bononun bu bono olmadığı ve diğer 14 bonoyu da aynı şahsın takibe koyduğunu, dava konusu bononun tanzim tarihinin 15.06.2005, vadesinin 15.06.2007 olduğunu, … ‘ün diğer bonoları 26.11.2007 tarihinde icraya koyarken dava konusu bonoyu neden iki yıl gecikme ile 17.02.2009’da icraya koyduğunu davalı …’ün bonoları ciroyla devraldığı davalı Şirket’i takip etmeyerek sadece müvekkilini takip ettiğini, bono bedelinin “malen” ahzolunduğunun bononun üzerinde yazılı olduğunu, buna göre davalı Şirket tarafından faturasının kesilmiş ve ticari defterlerine işlenmiş olması gerektiğini iddia ederek dava konusu bonodan dolayı davalılara borçlu olunmadığının tespiti ile teminat olarak icra takip dosyasına yatırılan ve alacaklı vekilince tahsil edilen 8.010 TL’nin istirdadına, davalıların kötü niyetli hareket ederek müvekkilinin mağduriyetine neden olduğundan % 40 tan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, 02.06.2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle, davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu bonodaki imzanın davacıya ait olması sebebiyle hile ya da ikraha dayanarak menfi tespit davasının açılmasının mümkün olmadığını, davacının dava konusu bononun hileyle alındığını ileri sürerken, davalı Şirket’ten maddi sıkıntı nedeniyle borç aldığını ve karşılığında senet imzaladığını ikrar ettiğini, davacının aksine 14 kerenin çok üzerinde davacıya yardımda bulunulduğunu, davacının 14 kez davalı Şirket’ten borç aldığını ileri sürmesinin nedeninin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyası ile davacı aleyhine yaptıkları icra takibine konu olan bonoların sayısının 14 olması olduğunu, oysa ki zamanaşımı süresi geçmesi nedeniyle takibe koymadıkları daha çok sayıda bono olduğunu, tesadüfen muhafaza edilen 10 adet senedin daha mevcut olduğunu, dolayısıyla davacının bu kadar çok bonoya hile ile imza atmasının mantıksızlığının ortada olduğunu, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında açılan takiplerde müvekkili …’e ödeme yaparken kötü niyet iddiasının ileri sürülmediğini, müvekkili …’ün Şile Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, davalı Şirket ile davacı arasındaki sözleşme hakkında bilgisi olmadığını ve villaların 2002 yılında bittiğini ve bir tane oğluna aldığını beyan ettiğini, müvekkili …’ün sadece köfte ve kokoreç satarak hayatını kazanmadığını, Yeşilköy’de kokoreç ve köfte salonu olduğunu, ayrıca Tekel Bayisi olduğunu, bunlar nazara alındığında davacının iddialarının afaki olduğunu, keza, …’ün villayı davalı Şirketten değil bir başka kişiden satın aldığını, davalı Şirket’in yaptığı parasal yardımların sadece oğlunun ölümünden sonrakilerle sınırlı olmadığını, davacının bizzat ihtiyaçlarının yanında kızı …’ın tüm okul ve diğer ihtiyaçlarının davalı Şirket tarafından her ay hesabına yatırılarak karşılandığını, müvekkili …’ün ciranta olduğunu ve protesto çekilmesi gerektiğini bilmediği için bu hususu ihmal ettiğini ve bu yüzden davalı Şirket’i takip etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların delil listelerinde yazılı olan Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası , İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı , İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı, Beyoğlu … İcra müd. … Esas sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları celp edilerek dosya içerisine konulmuştur.
Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde; senedin hile ile davacıya imzalatıldığı ispatlanamadığı gibi senedin hükümsüzlüğünden ve bedelsizliğinden kaynaklanan def’ilerin de hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması ve bunun da ispatlanması gerekmekte olup bu husus ispatlanamadığından, davacı vekili ise; delil listesinde ” ve her türlü yasal delil ” e dayanmış olup, ancak 18/06/2013 tarihli celsede ise; davalı tarafa yemin teklifinde bulunmayacaklarını ifade ettiği anlaşılmış olmakla, tüm dosya kapsamına göre; davacının dava konusu bonoyu hileye maruz kalmadan serbest iradesi ile imzaladığı sonuç ve kanaatine varılmakla subuta ermeyen davanın reddine….” ilişkin verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 26.06.2014 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile “….Dava konusu bono “malen” kaydı ile düzenlenmiş olup, lehtar davalı … A.Ş.’dir. Davalı vekili, dava konusu bononun davacıya verilen borç para karşılığı alındığını bildirerek bononun “malen” olan düzenlenme nedenini “nakden” olarak talil etmiş olup, bu durumda ispat külfeti davalı … A.Ş.’ne geçmiştir. Hal böyle olunca, davalı şirketin davacıya nakit para vererek dava konusu bononun alındığını ispat etmesi gerekli olup, öncelikle bu konu irdelenip tartışıldıktan sonra, şayet davalı şirketin alacağını kanıtlayamaması durumunda, hamilin iyiniyetli olup olmadığının tartışılması gereklidir. Bu yönler gözetilmeden, delil takdirinde hataya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek hükmün davacı yararına Bozulmasına karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2014/8703-2014/11769 E.K. sayılı bozma ilamı ile “… Dava konusu bono “malen” kaydı ile düzenlenmiş olup, lehtar davalı … A.Ş.’dir. Davalı vekili, dava konusu bononun davacıya verilen borç para karşılığı alındığını bildirerek bononun “malen” olan düzenlenme nedenini “nakden” olarak talil etmiş olup, bu durumda ispat külfeti davalı … A.Ş.’ne geçmiştir. Hal böyle olunca, davalı şirketin davacıya nakit para vererek dava konusu bononun alındığını ispat etmesi gerekli olup, öncelikle bu konu irdelenip tartışıldıktan sonra, şayet davalı şirketin alacağını kanıtlayamaması durumunda, hamilin iyiniyetli olup olmadığının tartışılması gereklidir. Bu yönler gözetilmeden, delil takdirinde hataya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,
karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak duruşmalara devam olunmuştur. Yerel mahkemece bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulüne, İstanbul … İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takibe konu senet ve alacak nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, 8.010,00 TL nin davalı … Den istirdadına ve bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Şartlar oluşmadığnıdan kötü niyet tazminat talebinin reddine, şeklinde karar verilmiş olup, iş bu karar Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E.K. sayılı bozma ilamı ile ” davalılar vekilinin davalı ……A.Ş. hakkında verilen kabul kararına yönelik temyiz itirazlarının reddine, hükmün temyiz eden davalı … yararına BOZULMASINA, karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak duruşmalara devam olunmuştur. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı tarafından delil listesinde sunulan tanıkların dinlenilmesine karar verilmiştir. Davacı tanığı … 12.06.2018 tarihli duruşmada alınan beyanlarında; …’ta emlak danışmanlığı yaptığını, …’yi arsa sahibinin kardeşinin eşi olarak tanıdığını, …’ye miras kaldığını ve miras payı olarak aldığı bu arsayı kat karşılığı inşaat yapılmak üzere verebileceğini tanığın …’ye söylediğini, bu vesileyle davalı …A.Ş. yetkilisi …’ün kendilerine ulaştığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak üzere kendilerini ofisine çağıran …’ün ofisine beraber gittiklerinde; ofisinde …’ün siyasilerle çok samimi olduğunu gösteren fotoğrafların mevcut olduğunu, bu fotoğraflar sayesinde güven tesis ederek davacı ile davalı şirket yetkilisinin kat karşılığı inşaat yapma konusunda anlaştıklarını, bu anlaşmaya göre davalı şirket yetkilisinin davacıya 15.000,00 TL nakit olarak ödediğini, tanığa komisyon ücreti ödemesi olarak çek verdiğini, tarafına komisyon ücreti olarak verilen çekin karşılıksız çıkması nedeniyle komisyonunu alamadığını, tanığın komisyonunu alabilmek için ara ara …AŞ. ofisine gittiğinde; davalılardan …’ün tanığa ve oradaki diğer kişilere yemek servisi yaptığını, fakat tanığın …’ün tamamen oranın çalışanı olup olmadığını bilmediğini, …’ün etrafında genelde işlerini yaptırmak için kadınların mevcut olduğunu ve …’e dava konusu senedi ciro etmesi için bir neden göremediğini, tanığın …’ü sadece yemek ve çay servisi yapan biri olarak tanıdığı için dava konusu senet kadar yüksek meblağlı senedi ciro almasına anlam veremediğini belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve Yargıtay … H.D. 18/10/2017 tarih … E-… Karar sayılı ilamı incelendiğinde; mahkememizce daha önce verilen karar, davalı …’ün dava konusu senedi iktisabının iyi niyetli olmadığına dair ispata yeter delil bulunmaması nedeniyle bozulmuş, söz konusu ilam doğrultusunda davacı tanığı dinlenmiştir. Mahkememizin önceki gerekçeli kararını tekrar etmekle birlikte; davalılardan …’ün dava konusu senedi iyi niyetli iktisap edip etmediği hususu araştırılmış, davacı tanığı …’in belirttiği üzere; davalılardan …’ün dava konusu senedi iktisap tarihinde geçimini yemek, çay servisi yaparak sağlamakta olup dava konusu senedi iktisap edecek maddi güçte olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu tespit edilmiştir. Hal böyle olunca tanık beyanlarından ve dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; daha önce yapılan yargılamada davalı şirketin incelenen ticari defterlerinde, dava konusu senedin, davalı şirket tarafından, diğer davalı …’e verildiğine dair her hangi bir kaydın bulunmadığı ve her iki davalının aralarında bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalı şirketin davalı …’e borcunun tespit edilemediği, bononun davalı şirket tarafından davalı …’e ne şekilde verildiğine dair muhasebe kaydının bulunmadığı anlaşılmakla, davalı …’ün iyi niyetinden söz edilemeyeceği anlaşılmış olup; toplanan tüm delillere göre davacının davalılara dava konusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davalı … tarafından tahsil edilen 8.010,00 TL nin istirdadı ile bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalıların ayrıca kötü niyetli olduklarının tespit edilememiş olması nedeniyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurma gereği hasıl olmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın kabulüne,
2-8.010,00-TL’nin davalı …’den istirdadına ve bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Kalan hususlar Yargıtay tarafından onanmış olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar ve ilam harcı 547,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından bozmadan sonra yapılan 78,00 TL posta ve tebligat masrafından oluşan yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 6.219,6,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteslsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza