Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/316 E. 2019/511 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/316 Esas
KARAR NO : 2019/511

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 20/06/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile … A.Ş. arasında akdedilen 26/04/2017 tarihli 3.500.000,00-TL bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden borçlu firmaya kredi kullandırıldığını, davalılardan …’nun anılan genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçlunun kredi hesaplarnın … 17. Noterliği’nden … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiğini, borcun süresi içerisinde ödenmediğini, davalılar hakkında … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını ve … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalıların borca, borcun faizine ve takibe itirazı neticesinde icra takibinin durduğundan bahisle borçluların itirazının iptaline, haklarında başlatılan icra takibinin devamına, davalıların inkar olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafın icra takibinde haksız olduğunu, icra takibine konu kesin ve muaccel hale gelmiş bir borç olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında devam eden ticari ilişkide daha önceden yapıldığı gibi son döneme ilişkin bir borç mutabakatı yapılmadığını, bu mutabakat yapılmadan müvekkili şirketten ve diğer davalıdan talepte bulunulmasının ve temerrüde düşürülmelerinin hukuken mümkün olmayacağını, bu hususun müvekkillerince alacaklı gözüken bankaya keşide olunan … 5. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde belirtildiğini, müvekkili …’nun kefaletinin iş bu davaya konu kredinin verilmesinden önce sona erdiğini, iş bu kredi ile ilgili usulüne uygun olarak alınmış bir kefalet bulunmadığını, banka ile müvekkili şirket arasında dosyaya ibraz olunan kredi sözleşmelerinin imzalanmasından sonra 20/04/2017 tarihli KGF destekli yeni bir kredi sözleşmesi akdedildiğini, bu itibarla eski tüm sözleşmelerin hukuken geçersiz hale geldiğini, davacı tarafın faiz taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından borçlular … A.Ş. ile … aleyhine … 17. Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, kredi sözleşmesine dayanarak 2.511.535,44-TL asıl alacak, 239.433,05-TL işlemiş faiz, 11.971,65-TL %5 BSMV olmak üzere toplam 2.762.940,14-TL’nin 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek %72 oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili talebi ile 05/12/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlular vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın kredi ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle, davacı bankanın alacağının belirlenebilmesi için dayanak sözleşme, icra dosyası, banka kayıtları incelenerek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler de nazara alınarak, davaya konu icra takibi nedeni ile davalıların davacıya borcu bulunup bulunmadığı, kefalet limit ve sorumluluğu da nazara alınarak varsa icra takip tarihi itibari ile alacak ve faiz miktarının tespitine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 19/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle “…Davacı banka ile davalı asıl borçlu … A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin davalı …’nun müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin 4.2. maddesinde müşterinin temerrüte düşmesi halinde temerrüt faizinin uygulanacağının belirlendiği ve sözleşme koşullarına göre akdi faiz oranının %36 olduğu, (36×2=72) davacı bankanın takip talebinde %72 temerrüt faiz talebinin yerinde olduğunun belirtildiği, davacı bankanın takip tarihi itibari ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 2.495.656,97-TL asıl alacak, 237.919,39-TL işlemiş faiz, 11.895,96-TL BSMV olmak üzere toplam 2.745.472,23-TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, …’nun BK 589 kapsamında kafelet limitini (3.500.000,00-TL) aşmayacak şekilde sorumlu olduğu, takip tarihinden başlamak üzere 2.495.656,97-TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %72 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalı taraftan istenebileceği…diğer yandan kurumun Kredi Verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek Kredi Verenin yükümlülüğünde olduğundan davacı banka ile davalı kefil arasında imzalanan sözleşme geçerli olup davalı vekilinin müvekkili davalı …’nun KGF destekli kredi sözleşmesinde imzası bulunmadığını yönündeki itirazının yerinde olmadığı, davacı banka dava dilekçesinde davaya konu edilen borcun %85’i davacıya … A.Ş. tarafından ödendiğini yani davacı alacağının %85 ini tahsil etmiş olmakla, bu kısım için kendilerine karşı alacaklı sıfatını kaybetmediğini. bahsi geçen … A.Ş. ve davacı …Ş. arasındaki, yani … A.Ş. arasındaki protokolün davalı borçluyu bağlayacağını, bu itibarla, davacı banka alacağının %85’lik kısmını tahsil etmiş olmakla mükerrer tahsilat olmayacağı, protokolde yer alan “Kurum’un kefaletinin tazmininden sonra, Kredi Verenin diğer kredileri için alınan teminatlardan sağlanan tahsilatlar hariç olmak üzere; Kredi Veren tarafından, Kurum’un kefaleti ile kullandırılan krediler için alınan teminatlardan takip yolu ile sağlanan tahsilatlardan, önce Kredi Veren ve Kurum’un adına Kredi Veren tarafından ayrı ayrı ya da birlikte yasal takibi yürüten avukat/avukatlara avukatlık hizmet sözleşmesi gereği ödenmesi gereken vekalet ücreti/ücretleri ile takip masrafları tarafların risk paylaşım oranında paylaştırılarak düşüldükten sonra kalan net tutar aynı şekilde tarafların risk paylaşım oranında paylaştırılarak Kurum’un payına düşen kısım 10 işgünü içerisinde Kredi Veren nezdindeki Kurum İşletme Hesabı’na yatırılacaktır.” düzenlemesi uyarınca mükerrer olmayacağı…” yönünde görüş belirtilmiş olup dosya kapsamına uyan bilirkişi raporu denetime elverişli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı banka ve davalı … Tic. A.Ş. arasında 26/04/2017 tarihinde 3.500.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmış olup, davalı …’nun söz konusu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı sabittir. 6098 sayılı TBK’nun kefâlet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583. maddesi “Kefâlet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefâlet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azâmi miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini, kefâlet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda davalının kefil olarak imzasının bulunduğu sözleşmede yazılı “Yukarıda yer alan kefalet sözleşmesi kapsamında … A.Ş.’nin asaleten/kefâleten kullandığı/kullanacağı tüm kredilere 3.500.000,00-TL (Üç Milyon Beşyüz Bin Türk Lirası) tutarına kadar müteselsil kefil olmayı kabul ediyorum” ibaresinin altında el yazısı ile “26/04/2017” yazdığı, davalı … isim ve imzasının bulunduğu, anılan kefâlet sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 586. maddesindeki yasal koşulları kapsadığı anlaşılmıştır. Davalı …’nun sözleşmenin akdedildiği tarihte davalı … Tic. A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı olduğu, bu durumda TBK 584 maddesi uyarınca eş muvafakatinin aranmayacağı anlaşılmıştır. Davacı banka tarafından hesap kat edilerek … 17. Noterliği’nden … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiği, ihtarnamenin 07/09/2017 tarihinde davalılara tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda temerrüdün 07/09/2017 tarihi itibari ile gerçekleştiği, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre takip tarihi itibariyle davacı bankanın 2.495.656,97-TL asıl alacak, 237.919,39-TL işlemiş faiz, 11.895,96-TL BSMV olmak üzere toplam 2.745.472,23-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın savunmasında haksız olduğu anlaşılmıştır. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçluların itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Somut olayda icra takibinde kısmen haklı çıkan davacı/alacaklının bakiye kısım için icra takibinde kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden reddedilen kısım yönünden davacı banka aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) davalıların … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile (kefil olan davalının kefalet limiti kapsamında sorumlu olması kaydı ile) 2.495.656,97-TL asıl alacak, 237.919,39-TL işlemiş faiz, 11.895,96-TL BSMV üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %44,16 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hüküm altına alınan alacağın (2.495.656,97-TL asıl alacak + 237.919,39-TL işlemiş faiz=2.733.576,36-TL) %20’si üzerinden hesaplanan 546.715,27-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Yasal koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 187.543,21-TL nispi harçtan peşin alınan 47.184,12-TL harcın mahsubu ile bakiye 140.359,09-TL nispi karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 183,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.983,50-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.970,96-TL ile 47.261,22-TL harç gideri olmak üzere toplam 49.232,18-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 91.382,08-TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalılar vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara mütesaviyen verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza