Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/301 E. 2019/328 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/301 Esas
KARAR NO : 2019/328

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalının …’da işlemlere aracılık etmeye yetkili borsa üyesi bir kuruluş olduğunu, müvekkilinin 02/06/2010 ve 03/06/2010 tarihlerinde davalı aracı kurum aracılığı ile …’de hisse senedi alım işlemleri gerçekleştirdiğini, borsa sisteminde işlemlerin takası yani alıcı ve satıcının karşılıklı yükümlülüklerini yerine getirmesinin işlemin borsada yapılmasını izleyen ikinci iş gününde gerçekleştirilmektedir. Dava konusu olayda müvekkilinin 04/06/2010 ve 07/06/2010 tarihlerinde doğan nakit yükümlülüğünü yerine getirmeye hazır olduğu ve gerekli nakti EFT yaptığı halde davalının menkul kıymet teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, 07/06/2010 tarihinde davalıya faks yolu ile ve daha sonra noter kanalı ile gönderilen yazıda davalının ödemesi gereken 11.505,00-TL’nin … Yatırım’dan EFT yapıldığının belirtilerek 1.050.000 lot … payının … Yatırım … Şubesi’ndeki davalı hesabına virmanlanmasının talep edildiğini ancak davalının menkul kıymet teslim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, davalının haksız ve dayanaksız biçimde davalı hesabına temerrüt faizi tahakkuk ettirdiğini ve usulsüz satışlar ile bu faizi tahsil ettiğini, davalı hakkında yasal işlem yapılması için Sermaye Piyayası Kurumu’na yapılan başvuru neticesinde davalının hesabından yapılan 12.198.600-TL cari değerli … payı satışının mevzuata aykırı olduğunun tespit edildiğini, ihtarnameye rağmen müvekkilinin uğradığı zararın ihtarnamede belirtilen sürede ödenmemesi üzerine … 21. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında alacağın tahsili amacı ile icra takibine geçilerek borçluya 33.955.769,05-TL toplam alacağın asıl alacak bakımından avans faizi ile diğer alacaklar için yasal temerrüt faizi ile tahsili için ilamsız icra ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlunun itirazları neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek anılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle yaptığı itiraz sonucunda icra takibinin durduğundan bahisle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında müvekkili tarafından davacıya kredi kullandırıldığını, davacının aynı zamanda müvekkilinin kredi borçlusu olduğunu, SPK’nın 03/06/2010 tarihli kararı ile davacının müvekkili nezdindeki hesabında takip edilen … ve … payları hakkında herhangi bir işlem yapmasının yasaklandığını, davacı hakkında işlem yasağı karar verilmesi ve davacının müvekkili nezdindeki hisseler üzerinde tasarruf edemez hale gelmesinin tamamıyla davacının ve dava dışı SPK’nun işlem ve eylemlerinin sonucunda gerçekleştiğini, müvekkili ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, SPK’nun getirdiği işlem yasağı ile birlikte davacının 04/06/2010 tarihi itibari ile müvekkiline 53.106.841,53-TL kredi ve takas borcu bulunduğunu, davacının söz konusu borcu ödememesi üzerine müvekkilinin davacının müvekkili nezdindeki hisse portföyünde bulunan ve taraflar arasındaki sözleşme ve SerPK mevzuatı uyarınca müvekkili üzerinde rehin ve hapis hakkı olan hisselerin satışına başladığını, davacının müvekkiline karşı 53.236.752,46-TL’ye ulaşan borcunu tahsil ettiğini, müvekkili nezdinde kalan hisseleri davacının gösterdiği aracı kuruma aktardığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine, davanın esasına girilmesi halinde esastan reddine ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 21. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … A.Ş. aleyhine 21.680.303,46-TL asıl alacak, 11.962.033,20-TL işlemiş faiz, 279.769,06-TL vekalet ücreti, 2.345,46-TL işlemiş faiz, 31.057,50-TL yargılama gideri, 260,37-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.955.769,05-TL’nin 29/03/2017 tarihinden itibaren 21.680.303,46-TL için yıllık %9,75 avans faizi, 310.826,56-TL’nin %9 yasal faizi ile birlikte tahsili talebi ile 20/03/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebinin “Borçlunun SPK mevzuatına aykırı işlemlerinden dolayı; borçluya gönderilen 15/08/2012 (yevmiye numarası 19991) tarihli ihtarnamede talep edilen ve … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/743-2017/131 E.K. sayılı dosyasına konu alacak” olarak yazılı olduğu, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce … 5. ATM’nin 2014/443-2017/131 E.K. sayılı dosyasının sureti UYAP üzerinden getirtilmiş olup, incelenmesinde; davacı … A.Ş. tarafından davalı … aleyhine davacı kurum nezdinde bulunan davalıya ait … ve … hisse senetlerinin davacı kurumca re’sen satılmasında usulsüzlük bulunmadığı ve bu nedenle davalının herhangi bir zararının bulunmadığı iddiasına dayalı olarak davacının dava tarihi itibari ile davalıya 21.456.906,00-TL borçlu olmadığının tespiti talebi ile 24/08/2012 tarihinde dava açıldığı, davalının cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanında davanın reddini savunduğu, yargılama sonucunda 23/02/2017 tarih 2014/443-2017/131 E.K. sayılı karar ile “…Tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi heyeti raporları ile ek raporları ve tüm dosya kapsamı içerisindeki bilgi ve belgelerden, davalının davacı aracı Kurumun müşterisi olduğu, davacı Kurum tarafından davalıya Sermaye Piyasası Kurulu tarafından getirilen işlem yasağından hemen sonra davalıya ait hisse senetlerini alıkonularak davalı hesabına başkasından alınan ödünç payların Borsada davalı yatırımcı hesabına res’en satılması işleminin Sermaye Piyasası Kurulu tarafından alım satım, ödünç ve açığa satış işlemlerine ilişkin İlke Kararlarını ihlal ettiği bu durumun yukarıda sözü edilen … 24. Asliye Ceza Mahkemesince verilen kararla kesinleştiği davacının davalıya ait hisse senetleri üzerinde, TMK’nın 939 ve 955. maddeleri gereğince taraflar arasında rehin konusunu ferden belirleyen yazılı bir rehin sözleşmesi bulunmadığına rehin hakkı bulunmadığı gibi, davacı tarafından res’en satılan hisseler davalı adına ve hesabına izinsiz ve onaysız olarak başkasından alınan ödünç paylar olduğundan ve esasen bu ödünç payların mülkiyeti davalıya ait bulunmadığından davacının bu paylar üzerinde hapis hakkından da bahsedilmeyeceği, davacının hapis hakkı olduğu kabul edilse bile davacının hisseleri paraya çevirmeden önce davalıdan borcun ödemesini yada yeterli güvence verilmesini istemesini gerektiği, ancak bu hususların davacı tarafça yerine getirilmediği, ayrıca davalının işlem yapma yasağından hemen önce şartlı virman yolu ile borcunu ödemeyi teklif ettiği ancak bu ödemenin davacının kusuru nedeniyle gerçekleşmediği değerlendirildiğinden mahkememizce bu yönde olan 3. bilirkişi heyeti raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunarak hükme easas alınmış davacının SPK mevzuatına aykırılığı mahkeme kararıyla kesinlemiş bulunan işlemleri nedeniyle davalıyı dava tarihi itbariyle 21.680.303,46 TL zarara uğrattığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, iş bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2017/845-891 E.K. sayılı kararı ile “…İlk derece mahkemesince ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun, taraf itirazlarını karşılayan son bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davacı aracı kurumun borsada işlem yasağı getirilen davalıya ait hisse senetlerinin risk oluştuğu gerekçesi ile rehin ve hapis hakkının varlığını iddia ederek re’sen alıkoymak sureti ile başkasından ödünç olarak aldığı payları re’sen satması şeklinde gerçekleşen işlemlerde davacı aracı kurumun rehin hakkına ilişkin TMK 939 ve 955 maddeleri ile hapis hakkının kullanımına ilişkin TMK 950-953 maddelerine ve bu surette SPK mevzuatına, SPK ilke kararlarına ve SPK tebliğlerine aykırı davrandığı ve bu surette davalıyı zarara uğrattığı anlaşılmakla; davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasının reddi kararı usul ve yasaya uygun görülmekle istinaf başvurusunun HMK’nun 353 (1) b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, iş bu karara karşı temyiz yoluna başvurulduğu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/5210-2018/312 E.K. sayılı 01/02/2018 tarihli ilâmı ile “…Dosyadaki yazılara, temyize konu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi kararının dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2017 gün, 2017/845 E.-2017/891 K. sayılı kararının ONANMASINA…” karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava, davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı davalı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Uyuşmazlık; … 21. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında “Borç Sebebi” olarak gösterilen ihtarname ve … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/743-2017/131 E.K. sayılı ilamı nedeni ile takip tarihi itibari ile davacının alacak ve fer’ilerinin miktarının ve buna bağlı olarak davalının takibe itirazda haklı olup olmadığının, davalının zamanaşımı itirazının yerinde olup olmadığının tespiti noktalarına ilişkindir. Somut olayda taraflar arasındaki ticari ilişkinin temelini ve muhtevasını teşkil eden ve farklı tarihlerde akdedilmiş olan aracılık, çerçeve sözleşmeleri ve hisse senedi alım kredi sözleşmelerinin vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğu, anılan sözleşmelerin akdedildiği ve sonuç doğurduğu tarih itibari ile 818 sayılı BK’ya tâbi olduğu anlaşılmıştır. 818 sayılı BK’nun 126 maddesi uyarınca vekalet sözleşmesinden doğan her türlü alacak kural olarak 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir. Somut olayda alacak talebine konu işlemlerin 02/06/2010 ve 03/06/2010 tarihlerinde gerçekleştiği, uyuşmazlık çözümü için davacının … Yönetim Kurulu’na 31/03/2011 tarihinde başvurduğu, diğer yandan davalı kurumun ise … 5. ATM’nin yukarıda yazılı 2014/743 esas sırasında 24/08/2012 tarihinde menfi tespit davası açtığı, menfi tespit davasının davalısı …’nın davanın reddi yönündeki savunması nazara alınarak Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereği menfi tespit davasının zamanaşımını kestiği kabul edilmiş olup, bu durumda zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla davalı tarafın zamanaşımı itirazı kabul edilmemiştir.
… 21. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında “Borç sebebi” olarak gösterilen ihtarname ve … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/743-2017/131 E.K. sayılı ilamı nedeni ile takip tarihi itibari ile davacının alacak ve fer’ilerinin miktarı için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 16/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında “…… 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/743-2017/131 E.K. sayılı kararın bu dava bakımından kesin hüküm oluşturacağı, zamanaşımı savunmasının mahkemece reddedilmiş olduğu, her ne kadar görev kapsamında gerekirse yerinde inceleme yapma yetkisi bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ise de daha önce yaptırılarak hükme esas alınan ve kesinleşen rapordaki hesaplamaya itibar edilmesinin uygun ve mahkemenin takdir ve tensibine bağlı olacağının değerlendirildiği, bu nedenle tekrar niteliğinde olacak bir hesap incelemesi yapılmadığı…” yönünde görüş bildirilmiştir. Davaya konu … 21. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında “Borç sebebi” olarak gösterilen ihtarname ve … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/743-2017/131 E.K. sayılı ilamı nedeni ile davacının takip tarihi itibari ile işlemiş faiz miktarının hesaplanması yönünde bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 05/03/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında “…Davacı (Alacaklı)’nın davalıya icra takibi başlattığı alacakların ve işlemiş faizlerin toplamının 33.944.777,20-TL olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli, gerekçeli ve kanaat oluşturmaya yeterli kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere derecattan geçerek kesinleşen … 5. ATM’nin 2014/743-2017/131 E.K. sayılı ilamının gerekçesinde davalının davacıyı 21.680.303,46-TL zarara uğrattığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereği hüküm fıkrasına sıkı sıkıya bağlı olan gerekçe de kesin hüküm teşkil etmektedir. HMK 303 maddesi ve Yüksek Yargıtay’ın yerleşik uygulaması gereği Ankara 5. ATM’nin 2014/743-2017/131 E.K. sayılı ilamı somut olayda kesin hüküm olarak kabul edilmiş olup, bu durumda davacının icra dosyasında 21.680.303,46-TL asıl alacak talebinde haklı olduğu kabul edilmiştir. Diğer yandan davacı icra dosyasında 11.662.033,20-TL işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Mahkememizce benimsenen bilirkişi ek raporunda takibe konu asıl alacağın takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı 11.951.041,35-TL olarak hesaplanmış olup, yapılan faiz hesaplamasına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı borçlunun itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Somut olayda icra takibinde kısmen haklı çıkan davacı/alacaklının bakiye faiz alacağı kısmı için icra takibinde kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının … 21. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile 21.680.303,46-TL asıl alacak, 11.951.041,35-TL işlemiş faiz, 279.769,06-TL vekalet ücreti, 2.345,46-TL işlemiş faiz, 31.057,50-TL yargılama gideri, 260,37-TL işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hüküm altına alınan alacağın (21.680.303,46-TL asıl alacak + 11.951.041,35-TL işlemiş faiz=33.631.344,81-TL) %20’si üzerinden hesaplanan 6.726.268,96-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Yasal koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen (33.944.777,20-TL) dava değeri üzerinden alınması gereken 2.318.767,73-TL nispi karar harcından peşin alınan 410.100,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.908.666,93-TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 375,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.775,50-TL üzerinden davanın kabul (33.944.777,20-TL) ve red (10.991,85-TL) oranına göre hesaplanan 2.774,60-TL ile 410.147,20-TL harç gideri olmak üzere toplam 412.921,80-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 44,00-TL tebligat posta gideri üzerinden davanın kabul (33.944.777,20-TL) ve red (10.991,85-TL) oranına göre yapılan hesaplamada davacının sorumlu olduğu miktarın 1,00-TL’nin altında olması nedeni ile davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen (33.944.777,20-TL) dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 404.647,77-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen (10.991,85-TL) dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 2.725,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/04/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza