Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/276 E. 2018/787 K. 12.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/276 Esas
KARAR NO : 2018/787

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/01/2009
KARAR TARİHİ : 12/07/2018

Mahkememizin 2014/712 esas sırasında görülen davada verilen 22/03/2018 tarihli tefrik kararı ile davalı …, … ve … aleyhine açılan asıl davanın ve birleşen davanın 2014/712 esas sayılı davadan tefriki ile mahkememizin yukarıda yazılı 2018/276 esas sırasına kayıt edilerek yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin …’da ikamet ettiğini, …’nın … Futbol takımında oynadığını aynı zamanda Türk Milli Takımı oyuncusu olduğunu, Milli Takım’dan alacağı primler için Türkiye Futbol Federasyonu tarafından dava dışı … Bank’ın … Şubesi’nde 2005 yılında kendisi adına … nolu ve yine kendisi gibi futbolcu olan kardeşi … için hesaplar açıldığını ve 2007 yılının sonuna kadar hak ettikleri primlerin TFF tarafından bu hesaba yatırıldığını, 28/12/2007 tarihinde bankaya uğradıklarında 09/05/2006-24/07/2007 tarihleri arasında telefon bankacılığı yolu ile hesaplarındaki paraların çekilmiş olduğunu öğrendiklerini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 02/12/2008 tarih ve … esas numaralı iddianamesi ile … Ağır Ceza Mahkemesi’nde davalıların cezalandırılmaları taleib ile ceza davası açıldığını, EFT’lerin davalı …’ün …bank …. şubesi ve …’ın …bank … şubesine yapılarak çekildiğini, müvekkilinin zararının oluşmasında diğer davalıların yanında davalı bankanın ve çalışanlarının kusurlu davranışlarının sebep olduğundan bahisle 09/05/2006- 20/04/2007 tarihleri arasında müvekkilinin hesabından telefon bankacılığı yolu ile EFT şeklinde çekilen 307.450,00-TL’nin her bir EFT tarihinden itibaren hesaplacan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, … ve … vekili yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın niteliği gereği davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, müvekkili …’ün adresinin “…” olduğunu, …’ın adresinin ise “ …” olduğunu, davanın … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini ancak görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek yetki ve görev itirazında bulunmuş olup, diğer yandan davacı … ile müvekkilleri arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığından ticari anlamda bir alışveriş ve akit de olmadığını, davacının iddialarını yazılı belgeye dayandırmadığını, davacının tanık dinletme talebine muvafakat etmediklerini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/53-883 E.K. sayılı birleştirme kararı ile birleşen davanın davacısı … vekili tarafından davalı … Bank A.Ş., …, …, … aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; …’nın … kulübünde futbol oynayan müvekkili …’un Türk milli takımında da görev yaptığını, müvekkilinin Türk Milli Takımında futbol oynarken hak ettiği ve hak edeceği primlerin yatırılması için Türkiye futbol Federasyonu tarafından eski adı Bank … olan … Bank’ın … Şubesi’nde adına 2005 yılında … numaralı hesap açılmış ve o tarihten itibaren 2007 yılının sonlarına kadar müvekkilimin hak ettiği primlerin bu hesaba Türkiye Futbol Federasyonu tarafından müvekkili adına yatırıldığını, müvekkili ile milli futbolcu kardeşi …’un 28/12/2007 tarihinde davalı bankanın … Şubesine gittiklerinde rızaları hilafına kimliği belirsiz kişi veya kişilerce bankadaki hesaplarından paraların çekilmiş olduklarını öğrendiklerini, müvekkilinin kardeşi … ile 28/12/2007 tarihinde Üsküdar … Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduklarını, davalıların ayrı ayrı iki kez cezalandırılmaları talebi ile kamu davası açıldığını, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/469-323 E.K. sayılı 18/12/2008 tarihli yetkisizlik kararı ile dosyanın … Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiğini, davalılardan …’ün … ve … hakkında yapılan hazırlık soruşturması sonucunda kamu davası açıldığını, müvekkilinin zararının oluşmasına davalı bankanın ve çalışanlarının kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiğini, davalı bankanın müvekkilinin hesabından çekilen 304.400-YTL’lik zararından sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından bankaya yapılan yazılı bir talimat ile hesabına EFT gönderilen herhangi bir kişi bulunmamasına karşın diğer müvekkili …’un kendi hesabından yardım amacı ile yazılı talimatla EFT yapılan … isimli şahsın adına sahtecilikle telefon bankacılığı yoluyla EFT yapıldığı görüldüğü nedenle müvekkilinin çağrı merkezini kullandığı sonucuna bankaca arılarak soruşturma açılmasına ihtiyaç duymaması da bankanın oluşan zarara ağır kusurunu oluşturduğundan bahisle davanın kabulü ile toplam 307.450-YTL’nin 09/05/2006 tarihinden 20/04/2007 tarihine kadar müvekkilinin hesabından telefon bankacılığı ile EFT yoluyla yapılan havalelerin her bir EFT miktarı için ayrı ayrı EFT tarihlerinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faizi uyglanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı …, … ve … vekili yasal süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın niteliği gereği davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, müvekkili …’ün adresinin “…” olduğunu, …’ın adresinin ise “…” olduğunu, davanın … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini ancak görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek yetki ve görev itirazında bulunmuş olup, diğer yandan davacı … ile müvekkilleri arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığından ticari anlamda bir alışveriş ve akit de olmadığını, davacının iddialarını yazılı belgeye dayandırmadığını, davacının tanık dinletme talebine muvafakat etmediklerini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın ve birleşen davanın açıldığı tarih itibari ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 5/1 maddesinde “Aksine hüküm olmadıkça dava olunan şeyin değerine göre Asliye Hukuk veya Sulh Hukuk Mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir.” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında “Şu kadar ki bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içerisinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalar ile hususi hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere ticaret mahkemesinde bakılır” düzenlemesine yer verilmiş, anılan maddenin 3. fıkrasında ise “Davanın Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri’nden hangisinin iş sahasına girdiğinin ancak taraflarca ilk itiraz olarak ileri sürülmesi halinde dikkate alınabileceği” düzenlenmiştir. Dava ve birleşen dava, davacıların banka hesaplarında bulunan paranın davalılar tarafından telefon bankacılığı ve EFT yolu ile davacıların haberi ve rızası hilafına para çekilmesi sonucu oluşan haksız fiilden kaynaklanan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalılar tâcir değildir. Uyuşmazlık; haksız fiilden kaynaklanmakta olup, dava ve birleşen dava mutlak ticarî dava niteliğinde değildir. Dava ve birleşen davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK m. 1/8’de “Haksız iktisaptan doğan davalarda Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olacağı” belirlenmiştir. Somut olayda dava ve birleşen davada süresinde iş bölümü itirazında bulunulmuştur. Dava ve birleşen davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeni ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada ve birleşen davada mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/07/2018

Başkan … Üye 126269 Üye … Katip …
E-İmza E-İmza E-İmza E-İmza