Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/275 E. 2019/875 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/275 Esas
KARAR NO : 2019/875

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/03/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;11/04/2010 tarihinde müvekkillerinin oğlu olan …’nun aracıyla seyir halindeyken … ili … ilçesi … Köyü … mevkiinde tek taraflı trafik kazası yaptığını, gerçekleşen kaza neticesinde vefat ettiğini, söz konusu trafik kazasında hayatını kaybeden …’nun kazaya karıştığı … plaka nolu aracın … Sigorta A.Ş tarafından … poliçe numarasıyla sigortalandığını, dolayısıyla sigorta şirketinin trafik kazası sebebiyle oluşan maddi zarardan poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, söz konusu trafik kazasının ardından davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yaptıklarını, başvuru neticesinde… nolu hasar dosyasının açıldığını, davalının, talebin teminat dışı olduğu gerekçesiyle herhangi bir ödeme yapmadığını, söz konusu trafik kazasında hayatını kaybeden …’nun eşi ve altsoyu olmadığı için anne babası olan müvekkillerinin mirasçısı olduklarını, bu yüzden poliçe kapsamında ödenmesi gereken tazminatın kendilerine ödenmesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla yapılacak inceleme sonucunda HMK’nın 107. maddesi uyarınca artırılmak üzere müvekkili … lehine 500,00 TL ve müvekkili … lehine 500,00 TL olmak üzere toplamda 1.000,00 TL maddi tazminatın yapılan başvurunun 8. gününden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı davacılar murisi müteveffa …’ya ati … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçe numaralı ve 27.06.2009-27.06.2010 tarihleri arasında geçerli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, huzurdaki davada davacıların murislerinin, müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunan … plakalı araç ile tek taraflı sebebiyet verdiği ölümlü trafik kazası neticesinde desteğinden yoksun kaldıkları gerekçesi ile şimdilik 1000,00 TL tazminat talep ettiklerini, dava konusu olayın olayın trafik poliçesi teminatına girmediğini, davacıların uğradığı zararın yansıma zarar olduğunu, destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olabilmelerinin hukuken mümkün olmadığını, işletenin destek sağlayan kişiye karşı öne sürebileceği defileri destekten yoksun kalanlara karşıda ileri sürebilceğini, desteğin kendi kusur ile vefat etmesi sebebiyle işletenin, dolaysıyla da işletenin sorumluluğunu üstlenen müvekkilinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, işletenin sorumlu olmayacağı hiçbir halden trafik sigortacısının da sorumlu olmayacağını, bu nedenle öncelikle davanın reddinin gerektiğini, aksi halde müteveffanın kaza sırasında alkollü olması ve emniyet kemerini takmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretiin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası sonucu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce … Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyası, sigorta poliçesi celp edilmiş, dosya kusur ve aktüerya bilirkişisine tevdii edilerek kazanın meydana geliş şekli ile talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminatı var ise hesaplanması için rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 20/03/2019 tarihli raporunda özetle; kazanın müteveffanın %100 kusuru ile meydana geldiğini, davacı …’nun talep edebileceği tazminat miktarının 23.854,47 TL, davacı … ‘nun ise 27.318,87 TL olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Davacılar vekili 22/04/2019 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah etmiş ve eksik harcını ikmal etmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamının iddia ve savunma kapsamında değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü olan davacı murisinin asli ve tam kusuru sebebiyle meydana gelen kazada vefat etmiş olması nedeniyle mirasçısı olan davacının sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmakta olduğu, Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu mali mesuliyet sigortası dışında kalan hususları düzenleyen 92. maddesinde 6704 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile; hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri, bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin sigorta teminatının kapsamından çıkarılmış olduğu, değişikliğin 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girdiği, 14/05/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının teminat dışında kalan halleri düzenleyen 6. maddesinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri”nin sigorta teminatının kapsamı dışında bırakılmış olduğu, bu düzenleme ile açıkça sigortalı araç işleteni-sürücüsünün tamamen kendi kusuru nedeniyle meydana gelen kaza nedeniyle vefatı halinde mirasçıları tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceğinin kabul edildiği, KTK’nın 92. maddesinde yapılan genel şartlarda sayılan istisnanın uygulanacağına dair düzenlemenin yürürlük tarihinin 26/04/2016 olduğu ve her ne kadar bu düzenlemeden önce meydana gelen trafik kazalarında sigortalı aracın işleteni ve sürücüsünün kendi kusuru ile meydana gelen kazada vefatından dolayı mirasçılarının talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatında üçüncü kişi kabul edilecekleri ve müteveffanın kusurunun mirasçılara yansıtılamayacağı yönündeki Yargıtay içtihatları nedeniyle mirasçılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatları talep edilmekte ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 Esas, 2017/1239 Karar sayılı ve 01/11/2017 tarihli Kararı ile;
“…Bu hâlde üzerinde durulması gereken en önemli husus, araç şoförünün (desteğin) kazanın meydana gelmesinde tam veya kısmi kusurlu olmasının, üçüncü kişi durumunda bulunan desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülüp sürülemeyeceğidir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85. maddesi, işleten ve araç işleticisinin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğunu düzenlemiştir. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş bulunan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu ve araç işletenin sorumluluğunun, sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğu olduğu hususu bilimsel ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 14. b, s.670; Kılıçoğlu,A.: Borçlar Hukuku Genişletilmiş 17. B, Ankara 2013, s.366 vd).
Anılan maddede değinildiği üzere, işletenin nelerden sorumlu olduğu öngörülmüş, 86. maddede ise, işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur hükmü ile işletenin sorumluluktan kurtulma halleri düzenlenmiştir.
BK.’nun 44. maddesi hükmüne göre ise zarar gören taraf, zararın doğmasına veya zararın artmasına sebep olmuş ise hâkim zarar ve ziyan miktarını indirebileceği veya zarar ve ziyan konusunda hüküm kurmaktan sarfınazar edebilecektir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında bir motorlu aracın işletilmesinin bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı düzenlendiğine göre, ilke olarak sürücünün (desteğin) ölümünden işletenin sorumlu olduğu, dolayısıyla davacıların işletenden talepte bulunma haklarının bulunduğu kabul edilmelidir. Yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyenlerin, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmaları mümkün değildir. Nitekim BK’nun 44/I. maddesi, hiç kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesine dayanmaktadır. Zararın artmasına veya doğmasına sebep olan kişi sonuçlarına da kendisi katlanmalıdır. Diğer bir deyişle, nasıl ki desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yoluyla destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin kusurlu davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağının kabul edilmesi gerekir. Zira zarara uğramamak için gerekli özeni göstermeyen veya hatta zararın meydana gelmesini isteyen kimse, bu hareket tarzının sonuçlarına katlanmalı ve bu davranışının zararın meydana gelmesinde oynadığı role, etkisine ve derecesine göre zararı kısmen veya tamamen üzerine almalıdır. Çünkü kendi kusuruyla sebebiyet verdiği ya da artmasına neden olduğu zararın ödettirilmesini istemek Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olacaktır.” denilmek suretiyle mirasçıların desteğin kusuru nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri kabul edilmiştir.
Bu kapsamda Mahkememizce Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının ve Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlük tarihinden önce sürücü-işletenin tek taraflı olarak kendi kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazalarında vefatı nedeniyle mirasçılarının desteğin vefatı nedeniyle yansıma yoluyla zarara uğramakla birlikte desteğin kusurunun da taraflarına yansıması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmelerinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu kabul edilerek işletenin üçüncü kişilere verdiği zararlardan sorumlu olan sigorta şirketinden tazminat talep edemeyecekleri kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 250,90 TL harçtan mahsubu ile kalan 206,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.979,06 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.09/10/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza