Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/222 E. 2020/787 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/222 Esas
KARAR NO : 2020/787

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya 25/01/2015 kaza tarihini kapsayan trafik poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve sürekli olarak maluliyete uğradığını, söz konusu maluliyeti nedeniyle tazminat talebi ile davalıya başvurduklarını ancak açılan hasar dosyasında talebin sürümcemede bırakıldığını ve bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, müvekkilinin gemi adamı olarak çalıştığını ve son 3 aylık maaş ortalamasının 9.161,00 TL olduğunu, alınacak hesap raporunda bu miktarın esas alınması gerektiğini, yine hükmedilecek tazminata avans faizi işletilmesi gerektiğini beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere geçici iş göremezlik nedeniyle 50,00 TL ve sürekli iş göremezlik nedeniyle 50,00 TL olmak üzere şimdilik 100,00 TL tazminatın davalıya başvuru tarihi olan19/02/2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle öncelikle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki bir yararının olmadığını, davacının kaza sırasında motosiklet sürücüsü olduğunu, bu nedenle kask ve koruyucu elbisesinin ayrıca ehliyetinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, kusur yönünden adli tıptan rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olması sebebiyle kusursuz olduğunun tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili nezdinde 03/02/2014-2015 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin dava tarihinden ve yasal faizden sorumlu olduğunu, davadan önce temerrüde düşürülmediğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle oluştuğu iddia olunan bedensel zararların tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce, davacının kaza nedeniyle gördüğü tedaviye ilişkin evraklar, … 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, kazaya karışan … plakalı aracın poliçesi, hasar dosyası ve kaza tarihinden itibaren trafik sicil kayıtları, davacının, kaza tarihinde çalıştığı bildirilen …Tic. A.Ş.’den maaş bordroları celp edilmiş, SGK’dan davacıya kaza nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorularak ve kaza tarihi itibariyle hizmet cetveli getirtilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş olup Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi uyarınca trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinde zamanaşımı süresinin zararın ve zarar sorumlusunun öğrenilmesinden itibaren 2 yıl olduğu ancak kazanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanacağı, dava konusu kazayı meydana getiren fiilin niteliği itibariyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu’nun 89. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunu oluşturduğu ve zamanaşımı süresinin TCK’nın 66. maddesine göre 8 yıl olduğu ve dava tarihinde 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosya kazanın meydana geliş şekli ile kusur durumunun tespiti yönünden rapor tanzim edilmek üzere İstanbul ATK’ya gönderilmiştir. 31/11/2019 tarihli ATK raporunda;
“Davacı sürücü …’ın, idaresindeki motosiklet ile hızını far ışığı altındaki görüş alanına göre ayarlayıp, ön ilerisinde çapraz bir şekilde duran araca karşı zamanında etkin fren ile direksiyon tedbirine başvurması gerekirken bu hususa riayet etmeksizin önlemsizce çarptığı anlaşılmış olup, meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile tali ve %30 (yüzde otuz) oranında, otomobil sürücüsünün, idaresindeki araç ile olay mahalli mevkide nizmalara aykırı, tehlike tevlit eder tarzda ve yol eksenini çapraz şekilde keser vaziyette aracını durdurduğu, arkadan gelen araçların seyir emniyetini tehlikeye attığı ve motosikletin çarpması sonucu meydana gelen olayda; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ile asli ve %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu” tespit ve mütalaa edilmiştir.
Davacı ve dosya İstanbul ATK’ya sevk edilerek davacının maluliyet durumunun tespiti için rapor alınmıştır. ATK raporunda özetle; “03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle; davacı …’ın 25/01/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak; E cetveline göre: %8.0 (yüzdesekiznoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği
” tespit ve mütalaa edilmiştir.
Dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek talep edilen tazminat kalemleri yönünden rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; her ne kadar hesaplamanın, 26/04/2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6704 sayılı yasa ile 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlayan ZMMS Poliçesi Genel Şartları uyarınca, poliçe tarihi itibariyle TRH-2010 tablosuna göre yapılması gerekirken Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı, 17/07/2020 tarihli kararı ile; zarar görenlerin maddi zararının hesap yöntemlerinin Sigorta Genel Şartlarına göre belirlenmesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesi ile verdiği iptal kararı nazara alınarak PMF 1931 tablosuna göre ve davacının 25/01/2015 kaza tarihi ile 01/06/2017 tarihleri arasında sigortalı çalışması bulunmadığından bu tarihler arasında asgari ücret, 2018 yılı için gönderilen ücret bordrolarına göre belirlenen 11.486,10 TL ücret ve sonraki yıllar için yapılan kıyaslama ile bulunan ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre, davacının geçici iş göremezlikten doğan zararının 8.738,76 TL, sürekli iş göremezlikten doğan zararının 532.242,48 TL olduğunu, geçici iş göremezlik zararının davalının tedavi gideri teminat limiti altında kaldığını ancak sürekli iş göremezlik zararının sakatlık limiti olan 290.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı vekili 13/11/2020 tarihli dilekçesi ile; talebini 8.688,76 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 290.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı şeklinde ıslah etmiştir. Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; 25/01/2015 tarihinde, davalı Sigorta Şirketi nezdinde 03/02/2014-2015 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile davacının kullanmakta olduğu motosiklet arasında meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı ve alınan ATK raporu ile tespit edildiği üzere söz konusu yaralanmasının %8 oranında sürekli maluliyetine sebep olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı Sigorta Şirketine sigortalı araç sürücüsünün %70, davacının ise %30 oranında kusurlu olduğu, davalının, davacının doğrudan zararlarından işletenin hukuki sorumluluğunu üstlendiği trafik poliçesi kapsamında Karayolları Trafik Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca sorumlu olduğu, hükme esas alınan aktüerya raporunda davacının geçici iş göremezlik zararının 8.688,76 TL, sürekli iş göremezlik zararının 290.000,00 TL olarak tespit edildiği, her ne kadar aktüerya bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusur durumu ATK raporundan farklı olarak % 100 olarak değerlendirilerek tazminat miktarları belirlenmiş ve davacı vekili de bu miktarlara göre davasını ıslah etmiş ise de; davalının sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğu ve bu oranın da %70 olduğu anlaşıldığından, Mahkememizce yapılan hesaplama neticesinde davacının geçici iş göremezlik zararının 6.117,13 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 203.000,00 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, kabul edilen tazminat miktarlarına davalıya yapılan başvurunun 8 iş gün sonrası olan temerrüt tarihinden itibaren sigortalı aracın ticari araç olmaması nedeniyle ve ıslah dilekçesinde talep edildiği üzere işleyecek yasal faiz işletilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Kısmen Kabulü ile 209.117,13 TL tazminatın 02/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 14.284,80 TL’den peşin alınan 5.136,90 TL harcın mahsubu ile kalan 9.147,90 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 336,00 TL posta ve tebligat masrafı, 885,00 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 1.971,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.379,70 TL ile ilk harç 5.172,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 95,50 TL posta ve tebligat masrafından davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 28,65 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 23.088,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 12.444,32 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/12/2020

Katip
E-imza

Hakim
E-imza