Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/2 E. 2019/140 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/2 Esas
KARAR NO : 2019/140

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 28/02/2019

İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/612-804 E.K. sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilen dava dosyasının yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılarak yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında davalının Türkmenistan’da gerçekleştireceği ve davacının taraf olmadığı … Projesinde kullanılacak çelik ürünlerinin tedariki konusunda sözleşme akdedildiğini, müvekkili tarafından sözleşmede kararlaştırılan ürünlerin davalıya teslim edildiğini ve davalı tarafından itirazsız bir şekilde kabul edildikten sonra üstlenilen inşaat işinde kullanıldığını, davalının sözleşme kapsamında kendisine teslim edilen çelik imalatlar hakkında hiçbir şikayet ve itirazda bulunmadığını, sözleşmeye konu ürünlerin davalıya tam ve eksiksiz olarak telsim edilmiş olmasına rağmen davalı tarafından bakiye borcun tüm ikazlara rağmen hiçbir gerekçe göstermeyerek ödenmediğini ve iş bu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, 111.136,38-USD bedelli bakiye hak ediş alacağının ödenmesi hususunda davalıya … 18. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye ihtarnamesi keşide edilip tebliğ edilmesine rağmen davalının borcunu ödememekte ısrar ettiğini, davalı borçludan ihtarnameden sonra 39.631,022-USD bedelli 25/11/2015 tarihli 224639 numaralı kantar farkı çeki listesi faturası da tanzim edildiğini ancak davalının bu fatura bedelini de ödemediğini, yapılmayan ödemeler nedeni ile davalı aleyhine 151.635,38-USD borcun ödenmesi amacı ile … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun süresi içerisinde takibe haksız bir şekilde itiraz ettiğinden takibin durdurulduğunu belirterek borçlunun … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptaline, takibin tüm fer’ileri ile birlikte devamına, takip borçlusunun alacağın %100’ü oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; taraflar arasında akdedilen sözleşmeyi müteakip davacı tarafından müvekkiline bir kısım malların teslim edildiğini, müvekkili şirketin kendisine teslim edilen bazı mallar için ödemeler gerçekleştirdiğini, devam eden süreçte davacı tarafından imal edilerek müvekkili şirkete teslim edilen ve müvekkili şirketin Türkmenistan’da projesine yerleştirdiği mallarda ciddi sıkıntılar yaşandığını, öyle ki çatı platformları ve merdivenler ile trabzanlarda montelemenin ve aradan geçen bir kaç aylık sürenin devamında boyalarda atmalar meydana geldiğini, bu durumun müvekkili şirket tarafından malların teslimi anında ve ilk kontrollerde tespit edilemediğini, zaman içerisinde kendisini gösterdiğini, yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından imal edilen çelik ürünlerde astar boyası olarak gerekli boyaların kullanılmadığını, davacı tarafından imal edilerek müvekkiline teslim edilen mallarda ilk gözlem anında tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde ortaya çıkan bir takım kusurların bulunduğunu, bu durumun davacıya bildirildiğini, ayıp bildiriminin usulüne uygun olarak yapıldığını, davacı şirketin bu bildirime yönelik hiçbir cevap vermediğini ve ayıplı ürünlerindeki ayıpları gidermediğini belirterek haksız davanın ve icra inkar tazminat taleplerinin reddine, davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen 16.04.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce … 23. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; alacaklı … Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu…Tic. A.Ş aleyhine 150.767,60-USD asıl alacak, 867,78 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 151.635,38-USD’nin tahsili talebi ile 03/02/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebinde “Borcun Sebebi”nin “16/04/2014 tarih ve … sayılı sözleşme gereği bakiye 150.767,60 USD alacak, … 18. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi” gösterildiği, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. Maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, taraflarca dosyaya sunulan sözleşme, ihtarname, fatura vs. tüm deliller incelenmiştir. Uyuşmazlığın taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanması nedeni ile davaya konu işin sözleşmeye uygun yapılıp yapılmadığı, ayıplı iş olup olmadığı, sözleşme şartlarının yerine getirilip getirilmediği, faturaların taraf defterlerinde yer alıp almadığı, davacının takibe konu alacak talebinde haklı olup olmadığının, davalının sorumlu olup olmadığının tespiti yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Tarafların takibe konu alacak dönemini kapsayan ticari defter ve kayıtları bilirkişi heyeti tarafından incelenmiştir. 14/11/2018 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “…Tüm inceleme, tespit ve değerlendirmeler neticesinde; -İncelenen davacı şirkete ait 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, -Davacı yanın kendi ticari defterleri ve incelemeye ibraz edilen cari hesap durumuna nazaran 03.02.2016 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 150.767,11 USD karşılığı 417.647,10 TL alacaklı göründüğü, -İncelenen davalı şirkete ait 2014-2015-2016-2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik ve beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, -Davalı yanın kendi ticari defterleri ve incelemeye ibraz edilen cari hesap durumuna nazaran 03.02.2016 takip tarihi itibarıyla davacı yana 111.136,38 USD karşılığı, 323.139,85 TL borçlu göründüğü, -Taraflar arasında, Döviz bazındaki cari hesap farklılığının, davacı yanın davalı yana düzenlemiş olduğu, 25.11.2015 tarihli 39.631,22-USD karşılığı, 114.189,43 TL (25.11.2015 tarihli T.C Merkez Bankası döviz alış kuru= 2,8813 TL) bedelli 224639 numaralı “kantar farkı-çeki listesi” açıklamalı faturanın davacı kayıtlarında yer almasına rağmen davalı kayıtlarında yer almamasından, TL bazındaki farklılıkların ise kur değerlemeleri ve döviz olarak düzenlenen faturalarının TL kurların her iki tarafın aynı kur üzerinden muhasebe kayıtlarına intikal ettirmemelerinden kaynaklandığı, -Cari hesap farklılığının temel nedeni olarak görülen 25.11.2015 tarih, 39.631,22-USD tutarındaki fatura dava dosyasında yer almamakla, söz konusu faturanın davalı yana teslim edildiğine dair herhangi bir belge de dava dosyasında yer almadığından, davacı yanın bu fatura yönünden alacaklı olduğunun ispata muhtaç olduğu, Davacı yanın 150.767,60 USD karşılığı 446.588,71 TL tutarındaki takip alacağının, ihtarnamede belirtilen 111.136,38 USD lik kısmı için, 01.11.2015 temerrüt tarihinden 03.02.2016 takip tarihine kadar geçen süre için 858,64 USD işlemiş faiz talep edebileceği, öncelikle belirtelim ki davalı, “malların ayıplı olduğu bildirimini ve uzman raporunun örneğini” içeren bir e-mail mesajı örneğini dosyaya delil olarak sunmamıştır. Dolayısıyla davalının iddia ettiği gibi davacıya ayıp ihbarında bulunulduğu ve uzman raporunun bir örneğinin gönderildiği hususu anlaşılamamıştır. Öte yandan, davalının dosyaya delil olarak sunmuş olduğu uzman raporu 21.03.2015 tarihlidir. Davalı ise “bu raporun 18.03.2015 tarihinde davalı şirket yetkililerine iletildiğini ve akabinde de davacıya gönderildiğini” iddia etmiştir. Dolayısıyla da davalının bu iddiasının hayatın oğlan akışı ile bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca, sözleşme konusu malların ayıplı olduklarını ispat etme yükümlülüğü davalı/işsahibine aittir (TMK.md.6; HMK.md.190/1). Ne var ki davalı bu iddiasını ispata yönelik olarak resmi yollardan bir delil tespiti yaptırmamış olup, herhangi bir delil tespiti raporu sunmamıştır. Davalı bu iddiasına ispata yönelik olarak, hiçbir imza içermeyen bir uzman raporu örneği sunmuştur. Davalının sunmuş olduğu bu raporun, malların ayıplı olduğunu ispat için yeterli olmadığı ve dolayısıyla da davalının, davacı tarafından imal edilip teslim edilmiş olan malların ayıplı olduklarını ispat etmeye yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davalının, taraflar arasındaki eser sözleşmesine istinaden davacı tarafından imal edilip teslim edilmiş olan malların ayıplı olduklarını ispat edemediği gibi, davacıya yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunu da ispat edemediği; bu nedenle davacı/yükleniciyi ayıplı ifadan dolayı sorumlu tutma hakkının (TBK.md.475) bulunmadığı; dolayısıyla da akdi ilişkiden kaynaklanan bakiye cari hesap borcunu davacıya ödemekle yükümlü olduğu kanaatine varılmıştır. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. 5) Bizim kanaatimiz yukarıdaki gibi olmakla birlikte; eğer davalının sunmuş olduğu uzman raporu örneği mahkeme tarafından delil olarak kabul edilir ve ayrıca davalının davacıya yasal süresi içinde (TBK.md.477/f.3) ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilecek olursa; bu durumda kanaatimizce, davalı davacıya herhangi bir fesih ihbarında bulunmadığı için sözleşmeyi md.12.2’deki hükümlere istinaden feshetmiş sayılamayacağı, fakat ayıplı mallardaki ayıpların giderilmesi için gerekli olan bedel tutarı kadar, davacıya olan borcundan indirim (bedel indirimi) yapma hakkına (TBK.md.475/2) sahip olacağı ve bu indirim tutarını davacıya olan borcundan düşmek suretiyle, bakiye tutarı davacıya ödemekle yükümlü olacağı sonucuna varılabilecektir. Takdiri tamamen Mahkemeye aittir. Davacının davalıdan takip tarihi itibari ile bakiye 111.136,38-USD asıl alacağı ve 858,64-USD işlemiş faiz alacağı bulunduğu, asıl alacağın talep gibi takip tarihinden itibaren işletilecek yasal döviz faizi ile birlikte tahsili gerektiği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli kabul edilmiştir.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda: davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen “Pant Platform, Korkuluk ve Merdiven Çelik İmalatları İşi Üretim Ve Hizmet Sözleşmesi” ile davacı şirket tedarikçi sıfatı ile sözleşme ekinde yer alan teknik şartnameye uygun olarak yine sözleşme ekinde belirtilen malların imalatını gerçekleştirerek davalı şirkete teslim etme yükümlülüğünü üstlenmiştir. Bu anlaşma 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 maddesinde tanımlanan eser sözleşmesi niteliğindedir. Eser sözleşmesinde kural olarak yüklenici, yükümlendiği imâlatı fen ve sanat kurallarına, sözleşmeye ve iş sahibinin amacına uygun tamamlayarak teslim etmek zorundadır. İmâlatın ayıplı olması halinde iş sahibinin hakları TBK’nun 475 maddesinde sayılmıştır. Buna göre eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteyebilir. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteybilir. Ayrıca iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin yapılıp teslim edildiğini yüklenici, iş bedelinin ödendiği ve varsa ayıplı imâlat yapıldığı savunmasını iş sahibi ispatlamak zorundadır. Somut olayda taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden davacı tarafından imal edilen malların davalıya teslim edildiği sabittir. Davacı tarafından davalıya keşide edilen … 18. Noterliği’nin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile anılan sözleşme gereği bakiye 111.136,38-USD iş bedelinin 2 gün içerisinde ödenmesi hususu ihtar edilmiş, anılan ihtarname davalı tarafa 28/10/2015 tarihinde usulünce tebliğ edilmiştir. Ödemenin yapılmaması üzerine iş bu davaya konu icra takibi açılmıştır. Davalı, anılan sözleşme gereği teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu, bu durumun 21/03/2015 tarihli uzman raporu ile tespit edildiğini, söz konusu raporun 18/03/2015 tarihinde davalı şirket yetkilisine iletildiğini ve anılan uzman raporunun davalı şirket yetkilisi tarafından davacı şirket yetkilisine e-mail mesajı ile gönderildiğini ve bu suretle ayıp bildiriminin yapıldığını, davacının ayıp bildirimine cevap vermediğini, anılan sözleşme gereği sözleşmenin kendiliğinden feshedilmiş sayıldığını savunmuş olup, savunmada geçen “e-mail mesajı” örneği dosyaya delil olarak sunulmamıştır. Bu sebeple savunmada geçen uzman raporunun bir örneğinin davacıya gönderildiği ve bu suretle davacıya ayıp ihbarında bulunulduğu ispat edilememiştir. Diğer yandan savunmada geçen uzman raporu 21/03/2015 tarihli olup davalı anılan raporun 18/03/2015 tarihinde davalı şirket yetkililerine iletildiğini ve bilahare davacıya gönderildiğini iddia etmiş ise de tarihler arasında zamansal çelişki olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan davalı ayıp iddiasının ispatını temin için resmî yollardan delil tespiti yaptırmamış, dosyaya delil tespit raporu sunmamış olup, sadece uzman rapor örneği sunulmuş olup, anılan rapor yeterli görülmemiştir. Tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında akdedilen sözleşmeye istinaden davacı tarafından imal edilip teslim edilmiş olan malların ayıplı olduğunun davalı tarafından ispat edilemediği, yine davacıya yasal süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulduğunun ispat edilemediği mahkememizce kabul edilmiştir. Bu durumda davalının bakiye cari hesap borcunu davacıya ödemekle yükümlü olduğu, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre davacının takip tarihi itibari ile 111.136,38-USD asıl alacak ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar geçen süre için 858,64-USD işlemiş faiz talebinde haklı olduğu, davacının fazlaya ilişkin talebini ispat edemediği kanaatine varılmıştır. İİK 67/2 maddesi uyarınca icra takibine konu alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına, reddedilen kısım yönünden davacı/alacaklının takibe geçmede kötü niyetli olduğu kabul edilerek davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının … 23. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 111.186,38-USD asıl alacak ve 858,64-USD işlemiş faiz miktarı üzerinden ve asıl alacağın 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası’nın 1 yıl vadeli USD mevduata verdiği en yüksek faiz oranı yönünden devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
Hüküm altına alınan alacağın (111.186,38-USD asıl alacak + 858,64-USD işlemiş faiz) 112.045,02-USD’nin takip tarihi itibari ile -TL karşılığı olan 331.985,15-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 66.397,03-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Reddedilen alacağın (39.581,22-USD asıl alacak + 9,14-USD işlemiş faiz) 39.590,36-USD’nin takip tarihi itibari ile -TL karşılığı olan 112.174,01-TL’nin %20’si üzerinden hesaplanan 22.434,80-TL kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 22.677,91-TL nispi harçtan peşin alınan 7.670,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 15.007,39-TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 102,35-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.502,35-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.849,01-TL ile 7.740,02-TL harç gideri olmak üzere toplam 9.589,03-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 25.869,11-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 11.723,92-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.28/02/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza