Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/183 E. 2018/666 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/183 Esas
KARAR NO : 2018/666

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; “Müvekkillerinin, … A.Ş. …. Merkez Şubesine 21.07.1999 tarihinde 4.250.00 TL., 24.08.1999 tarihinde 516.91 TL., 29.09.1999 tarihinde 203.63 TL. ve 15.12.1999 tarihinde 956.24 TL. olmak üzere toplam 5.926.78 TL. yatırdıkları, yatırılan paranın henüz vadesi gelmeden 21.12.1999 tarihinde … A.Ş. yönetiminin …’ye devredildiği, yapılan araştırmada müvekkilinin yatırdığı mevduatın … A.Ş. tarafından …’de paravan olarak kurulan …. Bank Ltd. adlı paravan hesaba aktarıldığı, … A.Ş. yönetimi tarafından gurup şirketlere ve hayali şirketlere usulsüz kredi vermek suretiyle yatırılan paranın tüketildiğinin tespit edildiği, banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkili mevduatının sigorta kapsamı dışında olduğunun öğrenildiği, açıklanan nedenlerle, müvekkili tarafından davalı bankanın … Merkez şubesine yatırılan 5.926.78 TL. mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, paranın bankaya yattığı tarihlerden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. Maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;“Mahkeme ve Yargı kararlarında banka ile … arasındaki işleyiş hakkında hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan ve borcu üstlenmenin sorumlusunun … olduğunun tartışmaya yer vermeyecek kadar açık olduğu, müvekkili banka, borcun tarafı olmadığından mahkemenin resen taraf değişikliğine hükmetmesi ve banka açısından davanın reddini talep ettikleri, müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin usule aykırı olduğundan davanın öncelikle husumet yönünden reddini talep ettikleri, dava konusu paranın …. bankaya gönderilmesinin üzerinden dahi on yıldan fazla zaman geçtiği davanın da zamanaşımının geçtiği, dava 15.07.2014 tarihinde açılmış olduğundan zamanaşımı yönünden reddi gerektiği, davanın … Yardımlaşma Kurumuna ihbarını talep ettikleri, hisse devir protokolü gereği bu tip davaların müvekkili bankaca … ye sadece ihbar edilmesi gerektiği, izah edilen sebeplerle, davanın husumetten reddine karar verilmesi, yetkisizlik kararı verilmesi, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi, aksi halde davanın esas yönünden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davaya ihbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; “ Davaya, davalı yanında fer’i müdahil olarak katılmalarında hukuki menfaatleri bulunduğu, davanın öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesinin gerektiği, davacının, serbest iradesi ile daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiği, banka tarafından bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılmasmın söz konusu olmadığı, davacı, hesabın açılmasından şu ana kadar herhangi bir itirazda bulunmadığı, davacının, parasını yatıracağı fınans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapıp tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken, kendisinden beklenen bu özeni göstermemesinden ya da riske girmesinden davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı, davalı bankanın ve müvekkili Fon’un … Bank Ltd. nezdindeki mevduatlar için herhangi bir garantisinin bulunmadığı, davalı bankanın vekalet görevini yerine getirdiği, offshore hesaplara havale için, paranın bizzat …’ne transferi veya offshore bankanın yurt dışında bulunan bir bankadaki muhabir hesabına gönderilmesi gerekli olmayıp …’un Yurtbank nezdinde “Yurt Dışı Bankalar” muhasebe skontu altında açılmış hesaplara gönderilmesinin yeterli olduğu, ayrı tüzel kişiliğe sahip banka hakkında olumsuz beyanlarda bulunmanın bankalar kanununa göre cezai müeyyideyi gerektirir bir eylem olduğu, davacının, offshore hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığı, dava konusu paranın, davalı banka bünyesinden çıkarak ayrı bir tüzel kişiliğe sahip … hesaplarına havale edildiği, davacı parasının banka bünyesinde vadesiz mevduat olarak bulunmakta ve dava dilekçesinde davacı kandırılarak mevduatının dava konusu miktarın, … Ltd’e havale edildiği iddia edildiği, davacı, müvekkili kurumun kusurlu hareketler ile zarar verdiğini iddia ediyorsa haksız fiil esaslarına göre faiz istenebileceği, davacının iddiası müvekkili bankadan alacaklı olduğu ise müvekkili banka ile aralarında kararlaştırılan (davada vadesiz mevduat faizi olduğu) istenebileceği, kabul edilmemesi halinde yasal faiz talep edebileceği, izah edilen sebeplerle, öncelikle fer’i müdahale taleplerinin kabulüne, usuli itirazları çerçevesinde davanın usulden reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava ihbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı tarafından, 21.09.1999 tarihinde 4.250.00 TL., 25.08.1999 tarihinde 516.92 TL. ve 29.09.1999 tarihinde 20.36 TL.’sının havale edildiği, 03.11.1999 tarihinde ise 45.70 TL.’sının offshore hesabından çıkış gerçekleştirildiği, ilave olarak 08.12.1999 tarihinde 990.00 TL.Tık, müşteri hesabından offshore hesabına gönderildiği, 15.12.1999 tarihinde ise faizli bakiyesiyle 1.003.48 TL. olarak dönüşün gerçekleştiği tespit edildiği, bu tutarın aynı tarihte 956.24 TL.’lık kısmının … hesabına tekrar gönderildiği, talep edilen tutar ile karşılaştırıldığında 20.36 TL.Tık tutarın fazla olarak 203.63 TL. talep edildiği görüldüğü, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İddia, savunma, dosyaya celp olunan bilgi ve belgeler incelenerek taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, dosyaya sunulan bilirkişi 03/06/2015 tarihli raporu ile “….Davacılar … ve … … Şubesinde mevcut vadesiz döviz tevdiat hesabından 21/07/1999 tarihinde yatırmış olduğu4.250,00 TL, 24/08/1999 tarihinde 516,91 Tl, 29/09/1999 tarihinde 203.63 TL ve 15/12/1999 tarihinde 956,24 TL olmak üzere toplam 5.926,78 TL yatırmış olduğu, 5.926,78 TL nin ‘nin … A.Ş Genel Müdürlük nezdindeki geçici hesap üzerinden … Ltd adına … Merkez Şubesi nezdinde açılmış bankalar mevduatı hesabına alınmış olduğu, davalı bankaca davacının parasını hesaben yurt dışına gönderilmiş gibi bir işleme tabi tutmak suretiyle … Merkez Şubesi bünyesinde kalmasının sağlanmış olduğu, … Ltd’e gönderilmiş gibi işleme tabi tutulan paranın aslında fiilen …’a gönderilmediği, davalı … A.Ş.’nin hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi verilmesi şeklinde aktarılmış olduğu, … 8.Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile … hakkında, … Bank Ltd üzerinden toplanan paraların yönetim ve denetimi altında bulundurduğu kendi şirketlerine aktarmak suretiyle kullanılması eylemlerinde “Bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu yönündeki Mahkumiyet Kararı dikkate alındığında; davacı yanın ana para miktarını oluşturan 5.926,78 TL yi paranın Yurtbank Eskişehir Şubesine yatırılmış olduğu 25/08/1999 tarihi ile 29/09/1999 tarihleri arası için %87, 29/09/1999- 03/11/1999 arası için %83, 03/11/1999- 15/12/1999 tarihleri arası için %86, 15/12/1999- 19/01/2000 tarihleri arası için %80 faiz istenebileceği, davacıların davalı …dan (Eski … A.Ş) tahsilini talep edebileceği, taleple bağlılık ilkesine göre davacının talep ettiği 5.926,78 TL ana paradan faiz bedelinin 45,70 TL lik kısmını nakit çektiklerini vade tarihlerinde tahakkuk eden 1.851,11 TL faiz neticesinde hesabın bakiyesinin 15/12/1999 tarihi itibariyle 7.550 TL olduğuna …” dair raporunu dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili 22/06/2015 havale tarihli dilekçesi ile; … mudisi davacının yüksek faizli kazanç edinmeyi bilerek ve isteyerek seçtiğinin açıkça ortada olduğu halde bilirkişinin vekalet ilişkisi ve haksız fiil sebebi ile … A.Ş nin sorumlu tutulabileceğine ilişkin görüşüne itiraz ettiğini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı yönünde eksikliğin giderilmesine, faiz hesaplamasında yapılan hata nedeni ile dosyanın yeniden bilirkişiye tevdiini istemiştir
Davalı vekilinin itirazları tek tek irdelenmek ve cevaplandırılmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve alınan 15/07/2015 tarihli ek raporu ile; “…Davalı Bankanın … Şubesindeki vadesiz mevduatın kendi talimatı ile … Bank Merkez Şubesindeki hesapları arasında açılmış hesaba havale edildiğini, paranın yurt dışına çıkmış ve yurda getirilmiş gibi kabul edilmesi gerektiğini iddia etmesi bankacılık usul ve teammülleri ve gerçekleri ile bağdaşmadığını, davalı bankanın yaptığı tüm işlemlerin planlanmış bir şekilde bilerek ve isteyerek icra edilmiş durumda olduğunu, itirazların hiç birisinin yerinde olmadığını, bilirkişi kök raporundaki tespit ve değerlendirmeleri yönünde bir değişiklik olmadığına…” ilişkin raporunu mahkemeye sunmuştur.
Davalı … Bank vekili 05/08/2015 tarihli dilekçesi ile; … bünyesinde bulunan … Bank A.Ş, … Bankası A.Ş., … Bankası … A.Ş, …T.A.Ş. … T.A.Ş nin devir ve birleşme suretiyle … A.Ş bünyesinde birleştirildiğini, … hisselerinin 09.08.2001 tarihinde … ile … arasında akdedilen hisse devir sözleşmesi ile …’a devredildiğini, bu tarihten önceki işlemlerden kalan borçlar ile Mali ve Hukuki sorumluluğun … de kaldığını, ayrıca 18.06.2007 tarihinde … Bank ve … arasındaki hisse satım sözleşmesi ile ilgili hükümlerine göre … nin yükümlülüklerini yerine getirmemesinin mali ve hukuki sorumlusu bu sözleşme gereğince … olduğundan bahisle davanın …’a ihbar edilmesini talep etmiş ve … Bank’ın dilekçesi …’a tebliğ edilmiş, … ise müvekkilinin davalı Bankanın Borçlarını üstlenmediğini, tüm sorumluluğun … de olduğunu, asıl muhatabın onlar olduğunu, davanın …’ye tevcih edilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin zarara uğramaması için davalı yanında Fer’i Müdahil olarak kabul edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 05/08/2015 havale tarihli dilekçesi ile Hukuken hatalı ve eksik incelemeye dayanan kök rapor ve 15/07/2015 havale tarihli ek rapordaki görüş, tespit ve hesaplamaları kabul etmediklerini, önceki beyanları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda verilen 2014/239-2015/656 E.K. sayılı 23/11/2015 tarihli karar ile; Davanın kısmen kabulüne, toplam 5.743,47 TL den; 4.250.00 TL nin 21/07/1999 tarihinden, 516.96 TL nin 25/08/1999 tarihinden, 20.36 TL nin 29/09/1999 tarihinden, 956.25 TL nin 15/12/1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalı … tan alınarak davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı banka harçtan muaf olduğundan bu hususta karar kurulmasına yer olmadığına, karar verilmiş olup, kararın davalı … Bank A.Ş. Fer’i müdahiller … ve … vekilleri tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/4210-2017/6222 E.K. sayılı 15/11/2017 tarihli ilâmı ile; kararın re’sen BOZULMASINA, … Bank A.Ş. Ve fer’i müdahiller … ve … vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, karar verilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık konusunun … hesaba yatırılan paranın istirdadı istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosyada yer alan Yargıtay ilâmında belirtildiği üzere; Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-1 maddesinde tüketici işleminin ‘mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi’ ifade ettiği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde ise tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara Tüketici Mahkemeleri’nin bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Davaya konu uyuşmazlıkta davacının tüketici konumunda olması nedeniyle davaya bakma görevi Tüketici Mahkemeleri’ne aittir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesinde görev hususunun kamu düzenine dair olduğu, 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu ve 115. maddesi uyarınca mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiş olup mezkur yasal düzenlemeler kapsamında iş bu davada Mahkememizin görevsiz olduğu, görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekili ile fer’i müdahil … vekilinin yüzlerine karşı fer’i müdahil … vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2018

Katip
e-imza

Hakim
e-imza