Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/179 E. 2019/19 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/179 Esas
KARAR NO : 2019/19

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 16/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının ana hizmet binasında yapılacak bazı tadilatlar için teklif verdiğini ve davalı kurum tarafından teklif kabul edilerek taraflar arasında sözleşme imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşme ile davalının ana hizmet binası bodrum katında yer alan banyo ve tuvaletlerin tadilatlarını ekli şartnameye uygun olarak yapmayı üstlendiğini, malzemelerin niteliği açısından tek şartın TSE damgalı ürünler olması gerektiğini, müvekkili tarafından taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği davalıya 09/12/2016 tarihinde tebliğ edilen ve itiraz edilmediği için kesinleşen fatura karşılığı davalının 7.450,52 TL eksik ödeme yaptığını, aradan geçen uzun sürede bakiye alacağı ödememesi sebebiyle taraflarınca davalı aleyhine … 7. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafça İcra Müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesinde faturanın ifa edilmeyen kısmının gecikme cezası olarak gerekçelendirildiğini, davalının bu itirazının haksız olduğunu, gecikmenin müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden değil davacının kendisine gerekli uygun çalışma ortamını sunamamasından, çoğu zaman güvenlik gerekçesiyle müvekkilinin ve ekibinin çalışmasına izin verilmemesinden, sözleşmede yazılı olmayan işlerin ve malzemelerin ücretsiz olarak talep edilmesinden ve malzeme seçiminde davalının kararsız kalarak işi sürüncemede bırakmasından kaynaklandığını, bu nedenlerle müvekkilinin birçok defa sözlü ve yazılı taleplerle mağduriyetini davalıya ilettiğini, sözleşmede iş bedelinin 45.000 TL + %18 KDV toplam 53.100 TL olarak belirlendiğini, tevkifat sonrası 49.050,00 TL olduğunu, faturanın kesinleşmesi süresince davalının sessiz kaldığını ancak kesinleşen 49.000,00 TL tutarın sadece 42.186,54 TL’sini ve sözleşmenin damga vergisinin ödemesini yaptığını beyanla icra takibine itirazların iptaline, talibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı 05/12/2016 tarihli beyan dilekçesi ile; davacı ile aralarında 29/09/2015 tarihinde düzenlenen sözleşme uyarınca 45.000,00 TL bedel karşılığında Genel Müdürlük Ana Hizmet Binası tuvalet ve banyolarının onarım işinin davacı tarafından yapıldığını, davacı tarafından düzenlenen faturadan 7.200,00 TL gecikme cezasının indirildiğini, diğer kesintiler de yapılarak davacıya 42.186,53 TL ödendiğini, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkidir.
Mahkememizce … 7. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 7.450,52 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 03/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 07/11/2016 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz edildiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce 2016/1075 Esas, 2017/630 Karar sayılı ve 11/11/2016 karar sayılı karar ile davalı olarak gösterilen …’nün tüzel kişiliğinin olmadığı, davanın Başbakanlık hasım gösterilerek açılması gerektiğinden bahisle davanın reddine dair verilen kararın davacı tarafın istinafı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/109 Esas, 2018/99 Karar sayılı ve 24/01/2018 tarihli kararı ile; …’nün Hazine Müsteşarlığı’na bağlı kuruluş olarak faaliyetlerini sürdürdüğü, ayrı bir tüzel kişiliğinin olmaması sebebiyle davada hasım olarak gösterilemeyeceği, davada Başbakanlığın davalı olarak gösterilmesi gerektiği, davada …’nün davalı olarak gösterilmesinin temsilde yanılma niteliğinde olduğu, davacı vekilince 11/11/2016 tarihli dilekçe ile bu yanılgı düzeltilerek doğru hasım gösterilmiş olmakla işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığından bahisle kararın kaldırılarak dosyanın esas yönünden inceleme yapılmak üzere Mahkememize gönderilmesi ile yargılamaya devam olunmuş, davacı tanıkları duruşmada dinlenmişlerdir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında davacının yüklenici olduğu ve …’nün Genel Müdürlük Binası bodrum katında bulunan erkekler tuvaleti, banyo ve lavaboların düzenlenmesi, onarımı, zemin ve duvarlarının seramik ile kaplanması işi ile ilgili olarak 29/09/2015 tarihli sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin 4.1. maddesinde işin bedelinin KDV hariç 45.000,00 TL; 7.1. maddesinde işin süresinin 35 takvim günü, 8.2.maddesinde işe başlama tarihinin sözleşmenin imzalanma tarihi olarak belirlendiği, 10.1.1. maddesinde yüklenicinin işi süresinde bitirmemesi durumunda, gecikilen her takvim günü için sözleşme bedelinin %1’i oranında ceza tahakkuk ettirilerek davacıya yapılacak ödemeden mahsup edileceğinin kabul edildiği, davacı tarafından işin bitirilmesini müteakiben 51.840,00 TL tutarlı fatura düzenlenerek davalıya gönderildiği, davalının bu bedel üzerinden 7.200,00 TL ceza kesintisi yaptığı, davacı tarafından bu ceza bedelinin ödenmesi talebiyle icra takibinin başlatıldığı, işin yapımı sırasında davacı tanıklarının benzer şekilde beyan ettikleri üzere davalı tarafının yetkililerinin fayans markasında değişiklik talep etmeleri, binanın kapalı olması nedeniyle çalışma yapılamaması, yine çeşitli değişiklikler nedeniyle gecikmeler yaşandığı, işin sözleşmeye göre teslim tarihinin 03/11/2015 olduğu, davacının talebi üzerine tarafına 11/11/2015 tarihine kadar ek süre verildiği, işin davalı tarafından 02/12/2015 tarihinde teslim edildiği, davalının kendisinden kaynaklı 4 günlük gecikmeyi de indirerek 16 günlük gecikme için günlüğü 450,00 TL’den toplam 7.200,00 TL ceza kesintisi uygulandığı, buna göre davalı tarafından davacıya işin bitirilme süresinin uzaması nedeniyle 11 günlük ek süre tanındığı ve verilen süreye rağmen işin tamamlanmadığı ve davacı tarafından davalıya hitaben yazılan dilekçede 11 günlük bir gecikme yaşandığının belirtildiği, bunun dışında yaşanan gecikmeler için yazılı bir başvuru yapıldığına dair delil sunulmadığı ve işin teslimi sırasında gecikme hususunun gerekçesi hakkında şerh düşülmediği anlaşılmakla davalının fatura bedelinden indirdiği gecikme bedelinin sözleşmeye uygun olarak hesaplandığı ve uygulandığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 127,24 TL harçtan mahsubu ile kalan 82,84 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.16/01/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza