Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/170 E. 2018/1066 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/170 Esas
KARAR NO : 2018/1066

DAVA : Yönetim Kurulu Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 21/02/2018
KARAR TARİHİ : 01/11/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı … Tic. A.Ş.’nin yurt içinde ve yurt dışında hidrolik, rüzgar, güneş vs. Gibi enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi, satışı ve benzeri konularda faaliyet göstermek için 2007 yılında 7.000.000,00-TL sermaye ile kurulduğunu ve 2009 yılında şirket sermayesinin 13.000.000,00-TL’ye çıkartıldığını, şirketin güncel sermaye miktarının da 13.000.000,00-TL olduğunu, müvekkillerinin davalı şirketin %31,85 pay sahibi olduklarını, şirketi yöneten diğer iki pay grubunun birlikte hareket etmesi nedeni ile müvekkillerinni söz konusu iki hissedar grubu karşısında yalnız ve azınlıkta kaldığını, davaya konu 23/06/2014 tarihli 2014-03 karar numaralı yönetim kurulu kararının müvekkili … ‘nın toplantıya çağrılmamış olması ve nisapların oluşmamış olması nedeni ile yoklukla malul olduğunu, müvekkili …’nın davalı şirketin kuruluşundan hukuka aykırı olarak yönetim kurulu üyeliğinden çıkarılmış olduğu 12/03/2015 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi sıfatına haiz olduğunu, müvekkilinin toplantıya katılma hakkının ihlal edilmesi nedeni ile yönetim kurulunun kurul niteliğinin de ihlal edildiğini, müvekkili … ile davalı arasında karşılıklı ihtarnameler gönderildiğini, ilgili ihtarname aşamasından sonra 12/03/2015 tarihine kadar müvekkilinin yapılan yönetim kurulu toplantılarından haberdar edilmediğini belirterek davalı şirketin 23/06/2014 tarihli 2014/03 karar numaralı yönetim kurulu kararının yoklukla ve/veya mutlak butlanla malul olduğunun tespitine, yokluğu talep edilen kararların icrasının durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulünce tebligat yapılmış olup cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı vekili 01/11/2018 tarihli duruşmaya katılmış olup “Sunmuş olduğumuz müvekkil şirketin 01/11/2018 tarih 16 numaralı yönetim kurulu kararı ile davaya konu 23/06/2014 tarihli … numaralı yönetim kurulu kararında belirtilmiş olan … ili … İlçesi 5615 ada 11 parsel üzerinde bulunan 314/60 arsa listesi üzerinde yer alan Ortadoğu İş Merkezi’nin satın alınmasına ilişkin olan karardan dönülmesine, satın alma işlemine ilişkin anılan kararın iptaline karar verilmiştir. Bu durumda mahkemenizin iş bu davası konusuz kalmıştır. Davacı tarafın davanın devamında hukuki menfaati kalmamıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; davalı şirketin 23/06/2014 tarih 2014/3 sayılı yönetim kurulu kararının butlanla geçersiz olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Davanın hukukî dayanağı olan 6102 sayılı TTK’nun “Kararlar” başlıklı 390. maddesinde “Esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Bu kural yönetim kurulunun elektronik ortamda yapılması hâlinde de uygulanır. (2) Yönetim kurulu üyeleri birbirlerini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar. (3) Oylar eşit olduğu takdirde o konu gelecek toplantıya bırakılır. İkinci toplantıda da eşitlik olursa söz konusu öneri reddedilmiş sayılır. (4) Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kâğıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir. (5) Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmalarına bağlıdır.” düzenlemesi yer almakta olup, “Bâtıl Kararlar” başlıklı 391. maddesinde “(1) Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan, b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, c) Pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık; davacılara davaya konu 23/06/2014 tarihli yönetim kurulu çağrısının yapılıp yapılmadığının tespiti noktasındadır. Davacı …’nın davaya konu yönetim kurulu kararının alındığı tarihte yönetim kurulu üyesi olduğu, kararın alındığı yönetim kurulu toplantısı için çağrı yapıldığının davalı tarafça ispat edilemediği sabittir. Yukarıda yazılı TTK 390 maddesi uyarınca yönetim kurulu toplantısının çağrısız yapılması mümkün ise de bu şekilde yapılan yönetim kurulu toplantısının geçerliliği, önerinin yönetim kurulu üyelerine iletilmesi ve katılımın sağlanması koşuluna bağlı olup, bu koşullar somut olayda mevcut olmadığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, davalı şirketin 23/06/2014 tarih 2014/3 sayılı yönetim kurulu kararının butlanla geçersiz olduğunun tespitine,
2-Harç peşin alındığından bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan 71,00-TL tebligat posta giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davacı taraf vekili lehine takdir olunan 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2018

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza