Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1195 E. 2019/840 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1195 Esas
KARAR NO : 2019/840

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/20018
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, GPRS üzerinden merkeze yer ve konum bilgisi veren, içerisinde sim kartı bulunan mülkiyeti kendisine ait cihazların müşteri araçlarına montajı ve kiralanması ile kiralanma sonrası araç güvenliğini teminen telefon ve internet aracılığıyla araç takip ve izleme hizmeti veren bir şirket olduğunu, davalının da, müvekkili şirketle imzaladığı 05/03/2015 tarihli ve muhtelif tarihli Araç Takip Sistemi Kira ve Hizmet Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda, sözleşme kapsamına dahil ettiği araçları ile yine sözleşme kapsamında ek araç talep formları ile sisteme dahil ettiği araçlarına şirketin anlaşmalı olduğu servislerde cihaz montajları yaptırdığını, kendisine verilen internet şifresi ile müvekkili şirkete ait yapıyı kullanarak, internet üzerinden araçlarını takip ederek sunulan hizmetleri aldığını, müvekkili şirketin üzerine düşen edimleri yerine getirdiği için sözleşme ile karaştırılan tutarları davalıya fatura ettiğini, ancak davalının tüm ikaz ve uyarılara rağmen faturalandırılan hizmet bedellerini ödemediği gibi araçlara montajı yapılan araç takip sistemi cihazlarını müvekkiline teslim etmediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinde ödenmeyen cari hesap alacağı ile sözleşme uyarınca iadesi gereken araç takip sistemi cihaz bedelinin talep edildiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmede aralarında çıkacak uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme ve icra dairelerinin İstanbul Mahkemeleri ile İcra Daireleri olarak tespit edilmesi nedeniyle davalının icra dairesinin yetkisine itirazının haksız olduğunu, davalının talep edilen faize itirazının da sözleşmenin 6. maddesi uyarınca haksız olduğunu, üç adet araç takip sistemi cihazının müvekkiline iade edilmediğini, alınan hizmet bedelinin ödenmediği beyanla itirazın iptaline, … 30. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davalı hakkında yapmış oldukları ilamsız takibe konu asıl alacak cari hesap alacağı 1.369,98 TL ile 225,000,00 USD toplam 1.369,98 + 225,000 USD üzerinden itirazın takibin aynı şartlarla devamına, davalının itirazı haksız ve kötü niyetli olduğu için %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; firmalarının araç kiralama işi yaptığını, işbu araçların takibi amacıyla davacı ile çalıştığını, firma tarafından davacı şirketten araç takip cihazlarının kiralandığını, hiçbir şekilde satın alınmadığını, taraflarına 01/09/2015 tarihinde kesilen faturadan da anlaşılacağı üzere, bu fatura dahil toplam borç bakiyesinin 100,27 TL olduğunu, fakat davacı şirket tarafından işbu dava konusu edilen ve icra takibinde alacak kalemi olarak belirlenen miktarların gerçek olmadığını, davacı tarafından 1.050,00 USD 14 adet araç takip sistemi cihaz bedeli istendiğini, fakat işbu cihazların yetkilisi bulunduğu şirkete ait olduğunu, işbu cihazların çok daha önce taraflarınca satın alındığını, davacı firma tarafından her ne kadar erken feshe sebep olmadan dolayı tahakkuk bedeli talep edilmişse de bu talebin de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira davacı firma tarafından araç takip sisteminin sebepsiz yere durdurulduğunu, sisteme erişimlerinin engellendiğini, herhangi bir dönüş yapılmadığı gibi, sorunların da çözülmediğini beyanla davanın reddine, davacı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 30. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesiyle; davacı tarafından davalı aleyhine, 1.369,98 TL cari hesap alacağı, 429,26 TL vade farkı, 1.050,00 USD araç takip sistemi cihaz bedeli alacağı, 222,46 TL tahakkuk bedeli alacağı olmak üzere 2.021,70 TL ve 1.050,00 USD’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğ edilemediği ancak davalının 22/05/2018 tarihli dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan araç takip sistemi kira ve hizmet sözleşmesinin anlaşmazlık halli başlıklı 11. maddesinde, taraflar arasında çıkacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu kabul edilmiş olduğundan davalının icra dairesinin yetkisine itirazının haksız olduğu anlaşılmakla Mahkememizce esas yönünden incelemeye geçilerek dosya, taraflarca sunulan deliller ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılması ve rapor tanzim edilmesi için mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduklarını, davacının ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 1.369,98 TL alacaklı olduğunu, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığını, davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu faturalara göre borcunun 100,27 TL olduğunu iddia ettiğini ancak bu fatura tarihinin 01/09/2015 olduğunu ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu tarihten sonra da devam ettiğini, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların e-fatura olduğunu, yine davacı tarafından sunulan … malzeme teslim ve servis formlarına göre davalının araçlarına takip cihazlarının montajının yapılmış olduğunu ancak 3 adet toplam 225 USD bedelli cihazın davalı tarafından davacıya iade edilmediğini, 1 adet cihaz bedelinin 104 USD olduğunu ancak davacı tarafından 75 USD olarak talep edildiğini, buna göre davacının davalıdan toplam 2.218,36 TL alacak talebinde bulunabileceğini tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında araç takip sistemi kira ve hizmet sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşme uyarınca davacının, davalının araçlarına araç takip cihazı taktığı, davacı tarafından sunulan teslim ve servis formlarında davalının teslim alan olarak imzasının olduğu, davalı her ne kadar söz konusu cihazların kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de bu yönde bir delil sunmadığı gibi sözleşmenin 6.5. maddesinde davacının, araç takip sistemlerinin ve sistemlerine ait tüm ekipmanların mülkiyeti dahil tüm haklarının her zaman sahibi olduğunun kabul edildiği, yine sözleşmenin 7.2. maddesi uyarınca hizmetin herhangi bir sebeple sonlandırılması halinde sistemin sökülerek cihazların davacıya teslim edileceği, taraflar arasındaki ilişkinin sona erdiğine dair uyuşmazlık olmamasına rağmen davalı tarafından cihazların teslimine dair bir delil sunulmadığı, davacının cihaz bedeli alacağı talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılarak bu bedel yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, cari hesap alacağı yönünden yapılan değerlendirmede; davacının sözleşme uyarınca verdiği hizmet karşılığı faturalar düzenlediği, bu faturaların usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve e-fatura oldukları, davalı usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından Mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, takip tarihi itibariyle davalıdan1.369,98 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından bu yönden de davanın kabulüne, itirazın talep edilen 1.369,68 TL cari hesap alacağı ve 225 USD cihaz bedeli yönünden iptali ile takibin devamına, alacağa sözleşmenin 6.2. maddesi uyarınca talep edildiği şekilde temerrüt faizi işletilmesine, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalı aleyhine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE, davalının … 30. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itirazının 1.369,98 TL cari hesap alacağı ve 225,00 USD araç takip sistemi cihaz bedeli yönünden İPTALİ ile takibin her bir alacak yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek takipte talep edilen faizleri ile DEVAMINA,
2-Hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 512,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 175,14 TL’den peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile kalan 139,24 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 70,00 TL posta ve tebligat masrafı, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 770,00 TL yargılama gideri ile 71,80 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 2.563,92 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere karar verildi.02/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza