Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1175 E. 2019/836 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1175 Esas
KARAR NO : 2019/836

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :14/12/2018
KARAR TARİHİ : 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketinde … nolu ZMMS poliçesi bulunan davalı …’a ait … plakalı aracın 24/01/2018 tarihinde müvekkili şirkete … nolu poliçe numarası ile kasko sigortalı bulunan … plakalı araca %100 kusurlu bir şekilde çarparak sigortalı araç nezdinde hasar meydana getirdiğini, meydana gelen kaza sonrasında müvekkili şirkete kasko sigortası ile sigortalı … plakalı aracın maddi hasara uğradığını, ekspertiz raporu ile tespit edilen 54.000,00 TL hasar bedelinin müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, davalı sigortalı şirketinde ZMMS poliçesi bulunan davalı …’a ait … plakalı aracın kazanın oluşumundan %100 kusurlu olduğunu, trafik kazası sonucunda oluşan ve müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla davalılar aleyhine … 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatılmasına rağmen davalıların süresi içerisindeki itirazları nedeniyle icra takibinin durduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına ve davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … 11/01/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Kazanın olduğu yerin A dana olduğunu, davaya bakmakla yetkili mahkemenin de Adana olduğunu, ayrıca İstanbul İcra Müdürlüğünde yapılan takibi de yetki itirazında bulunulduğunu, olayda kusurlu bir davranışının söz konusu olmadığını, keşif yapılıp tanıkları dinlenildiğinde ve bilirkişi incelemesi yapıldığında davacı şirketin sigorta ettirdiği aracın kusurlu olduğunun ve zararına sebebiyet verdiğinin anlaşılacağını, bu nedenle davayı kabul etmediğini beyanla davanın yetki ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının da taraf olduğu, Sigorta Şirketlerinin Birbirlerine Olan Rücu Taleplerinin Hızlandırılması Hususunda Protokol’un yargı yoluna gitme ile ilgili 5/c fıkrası uyarınca, kusura ilişkin uyuşmazlık olmasına rağmen sigortalı aleyhine dava açılmasının protokole aykırı olduğunu, müvekkiline sigortalı olan … plakalı aracın kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, davacının sigortalısının tali yoldan hızla ve kontrolsüz olarak çıkış yaptığını, geçiş hakkının ana yolda olan müvekkili sigortalısında olduğunu, müvekkilinin davadan önce temerrüde düşürülmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak davadan itibaren faize hükmedilebileceğini, kesin ve likit bir alacak olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle kasko sigorta poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin karşı araç sürücüsü ve trafik sigortacısından rücuan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 5. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesiyle; davacı tarafından davalılar aleyhine 14.300,00 TL asıl alacak ve 324,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.624,39 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalılara tebliği ile davalı … tarafından 07/11/2018 tarihli dilekçe ile icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği, davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından 09/11/2018 tarihli dilekçe ile sigortalının kusursuz olduğunun bahisle borca ve ferilerine itiraz edildiği, takibin durduğu ve işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı … tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, davalı ve takip borçlusu … Sigorta A.Ş.’nin adresi itibariyle İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğu ve HMK’nın 7. maddesi uyarınca davacının, İstanbul İcra Dairelerinde her iki davalı yönünden takip başlatabileceği anlaşıldığından itirazın haksız olduğu kanaatine varılarak esas yönünden incelemeye geçilmiştir.
Dosya, 24/01/2018 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin hasar dosyaları ve kazaya karışan araçların trafik sicil kayıtları celp edilerek, kazadaki kusur durumu ve davacının sigortalısına ait araçta meydana gelen hasarın tespiti için rapor tanzim edilmek üzere teknik bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; kazanın 24/01/2018 tarihinde saat 10:42 sıralarında davalı … yönetimindeki … plakalı aracın ön kısımları ile istikametine göre sağ taraftan 3614. Sokak istikametinden gelerek sola dönüş yapmak için yola giren davalı … yönetimindeki … plakalı aracın sol yan kısımlarının çarpışması sonucu meydana geldiğini, kazada davacıya sigortalı araç sürücüsünün kavşak mahalline geldiğinde kontrolsüz şekilde sokağa çıkarak dönüşe geçmesi, davalı yönetimindeki aracın hızını ve uzaklığını dikkate almaması ve davalının aracına geçiş hakkını vermemesi sebebiyle %100 oranında kusurlu olduğunu, davalı …’ın kazada kusurunun olmadığını, davacıya sigortalı aracın hasar fotoğrafları dosyada bulunmadığından bu konuda bir değerlendirme yapamadığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı nezdinde 22/08/2017-2018 tarihleri arasında geçerli mavi kasko poliçesiyle sigortalı … plakalı araç ile davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 06/01/2018-2019 tarihleri arasında geçerli trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç arasında 24/01/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacının sigortalısının başvurusu üzerine açılan hasar dosyasından hasar bedeli ödediği, iş bu dava TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi gereği, kazada davalı …’ın kusurlu olduğundan bahisle ödenen bedelin KTK’nın 91. maddesi ve TBK’nın 49 ve devamı maddeleri uyarınca davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, alınan denetime açık bilirkişi raporunda davalı …’ın kazada kusurlu olmadığının tespit edildiği, bu nedenle davacı tarafından davalılara rücu edilemeyeceği ve takibin haksız olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 249,75 TL harçtan mahsubu ile kalan 205,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Sigorta A.Ş. Kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/10/2019

Katip
E-imza

Hakim
E-imza