Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1147 E. 2019/853 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1147 Esas
KARAR NO : 2019/853

DAVA :Alacak(Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/12/208
KARAR TARİHİ : 04/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak(Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı hakkında … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasıyla icra takibini başlattıklarını, ancak borçul imzayı kabul ederek kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve takibi haksız ve mesnetsiz yere durdurduğunu, borçlunun borca itirazının da yerinde olmadığını, takip konusu senet borçluyla davacı müvekkili arasında düzenlendiğini, müvekkili firmayla davalı arasındak temel arasındaki temel ilişkiye istinaden kayıtsız şartsız imzayı ikrar ederek borç ikrarını kabul ettiğini, takip hukuku yönünden geçerli bir ödeme belgesi sunamayan davalı borçludan alacaklarının tahsili için işbu davayı açtıklarını, alacaklarının en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya konu kambiyo senedinin ön yüzünde alacaklı, borçlu veyahut kefil sıfatıyla yer almayan davalı müvekkilinin ilgili evrakın arkasında ilk ciro silsilesinde yer aldığını, dolayısıyla ilgili kambiyo senedinde ciranta silsilesinde kopukluk olması nedeniyle işbu evrak kambiyo senedine veyahut geçerli borç sözleşmesine konu olmadığını, bu sebeple davalı müvekkili adına husumet itirazında bulunduklarını, alacağın zamanaşımına uğradığını, senedin ödenmediği iddiası ile protesto düzenlenmesine rağmen davalı müvekkiline bunun tebliğ edilmesinin gerektiğini, müvekkiline yönelik olarak ciranta kabul edilecek olsa bile iş bu protestonun müvekkiline de tebliğinin gerektiğini, süresi içerisinde düzenlenen bir protesto bulunmadığından müvekkiline yönelik herhangi bir hak ve talepte bulunulmayacağını, müvekkilinin yaptığı itiraz süresinde yapılan bir itiraz olduğundan ve takip durduğundan ayrıca davacı yanın … 9. İcra Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyası aracılığıyla itirazın kesin olarak kaldırılması talepli davasının da reddedildiğini ve kesinleştiğini, haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı hakkında … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasıyla icra takibini başlattıklarını, ancak borçlu imzayı inkar ederek kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ve takibi haksız ve mesnetsiz yere durdurduğunu, borçlunun borca itirazının da yerinde olmadığını, takip konusu senet borçluyla davacı müvekkili arasında düzenlendiğini, müvekkili firmayla davalı arasındak temel arasındaki temel ilişkiye istinaden kayıtsız şartsız imzayı ikrar ederek borç ikrarını kabul ettiğini ifade ederek itirazın iptalini talep etmiş, davalı taraf davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu edilen senedin hali hazırda kambiyo vasfı olmadığı, duruşmada tarafların alınan bizzat beyanları ile aralarındaki esas hukuki ilişkinin ticari olmadığı, nakdi borç ilişkisi olduğu ve bunun ticari işletme ile ilgili olmadığı gibi davalının da tacir vasfının olmadığının belirtidiği ve buna davacının itirazının olmadığı anlaşılmakla, bu bilgiler ışığında, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
Eldeki davada, açıklanan tüm yasal mevzuatın bir arada değerlendirilmesi neticesinde; davalıı tacir olmadığı, dava konusu edilen alacağın da bu anlamda her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir husustan doğmamış ve ve bir an davalı tacir sayılsa bile esas ilişkinin ticari olmadığının anlaşılmadığı ve buna göre mutlak ticari dava da söz konusu olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği ve Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden Reddine,
2-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Yargılama masraflarına ilişkin kararın HMK 331/2. Maddesine göre yetkili ve görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesi üzerine 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılması yönünde karar ittihazına,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.04/10/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza