Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1144 E. 2020/316 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1144 Esas
KARAR NO : 2020/316

DAVA : Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma
DAVA TARİHİ : 07/12/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dava konusu …’ nin muris …’ a ait olduğunu, murisin 04/11/2017 tarihinde vefatı nedeniyle şirketin 8 ortaklı bir limited şirket halini aldığını, hissedarlarının …, …, …, …, …, … ve müvekkilleri … ve …’ dan oluştuğunu, murisin vefatı nedeniyle murisin eşi …’ In … 4. Asliye Ticaret Mahkemesine şirket genel kurul çağrısı istemiyle ilgili mahkemeden imza yetkili müdür atanması için talepte bulunduğunu , bunun üzerine … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … esas … karar sayılı ilamı ile şirket merkezinde 27/02/2018 tarihinde ortaklar kurulu kararı alındığı ve %50 hissedar olan …’ ın şirkete imza yetkili müdür olarak atandığını, şirketin ortaklar kurulu kararından ve imza yetkili müdür ataması yapılmasından sonra kurulduğundan bu yana müvekkilerinin kar payı almadığı gibi hiçbir mali tablodan ve alınan kararlardan haberi olmadığını, şirketin kuruluşu mal varlığı itibarıyla İstanbul’ da ciddi değere sahip menkul ve nakdi varlık üzerinde kurulu bir şirket durumunda olduğunu, şirketin aile şirketi halini aldığını, müvekkillerinin Kayseri ilinde ikamet ettiğini ve şirketin yönetim ve ekonomik varlığından bir haber bırakılmaları nedeniyle, şirket azınlık haklarından , bilgi alma hakkı kar payı vs. gibi temel haklarının tümünün çoğunluk tarafından ihlal edildiği , bu ortaklığın müvekkilleri için hiçbir ekonomik ve hukuki anlamı kalmadığını , bu nedenle müvekkilinin hak ve hisse değerlerinin korunması için TTK 531. madde gereğince ”şirketin feshi yerine davacı pay sahibinin şirketten çıkarılmasına karar verilebileceğinden bahisle, şirkete kayyum atanmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin tek ortağı olan …’ın 04/11/2017 tarihinde vefatı ile davacıların %5’er olmak üzere toplam %10 paya sahip olduğunu, 27/02/2018 tarihinde genel kurul yapıldığını, davacıların genel kurula katıldığını, genel kurulda kararların oy birliği ile alındığını, müvekkili şirketin ticari faaliyetine devam ettiğini, hiçbir mali sıkıntısı olmadığını, karşı tarafın katıldığı genel kurulda hiçbir muhalefet şerhi koymadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, limited şirket ortağı olan davacının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 636/3 maddesine dayalı olarak davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile tedbîren davalı şirkete yönetim kayyımı atanması talebine ilişkindir.
Davacılar vekili tahkikat aşamasında dosyaya sunmuş olduğu 16/06/2020 tarihli dilekçede ve 17/09/2020 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında tarafların sulh olduğunu, bu nedenle davadan feragat ettiğini belirterek taraflar arasında imzalanan sulh protokolünü sunmuştur. Davalı şirket yetkilisi 28/07/2020 tarihli dilekçesinde tarafların sulh olduğunu, karşı tarafın feragatini kabul ettiğini belirtmiştir. Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri niteliktedir. HMK 307-315 maddeleri gereğince davadan feragat davaya son veren taraf işlemi olup hüküm ifade etmesi karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Dosyada mevcut vekaletnamede davacılar vekilinin davadan feragat yetkisinin olduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeni ile davanın reddine,
2-Harçlar Kanunun 22. maddesi uyarınca alınması gereken 36,27-₺ karar harcının peşin alınan 54,40-₺’den mahsubu ile kalan 18,13-₺ harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin ilgili taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza