Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1047 E. 2019/28 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1047 Esas
KARAR NO : 2019/28

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : programlama faaliyetleri, yazılım kodlama, veri işleme, düzenleme, onarma ve ARGE çalışmaları yapan müvekkili olduğu şirket ile davalı arasında 14/08/2017 tarihli “… (… Üniversitesinde bulunan …) Danışmanlık Sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşmeyle davalı şirket müvekkili şirketin “… Karar Destek Platformu Projesinde 24 ay süreyle … Bünyesinde (Yani müvekkili şirketin adresinin olduğu ve …’in bulunduğu … Üniversitesi Kampüsü) ve 4691 esas sayılı Kanuna ilişkin Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği” çerçevesinde ARGE faaliyetlerinde doğrudan danışman olarak çalışmayı ve ATM Karar Destek sistemlerindeki verimlilik algoritmalarını geliştirmeyi taahhüt ettiğini, davalı tarafın sözleşme edimlerini yerine getirmediğini ve bunun … 6. Noterliğinin … yevmiye ve … tarihli ihtarnamesiyle bildirildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme müvekkili olduğu şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini ve … 6. Noterliğinin … tarih ve … sayılı fesih ihtarını 19/04/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, sözleşme edimlerini yerine getireceğini taahhüt eden davalıya başlangıçta;-06/09/2017 tarihli 53.203,73-TL tutarlı,29/09/2017 tarihli 27.629,06-TL tutarlı,30/10/2017 tarihli 15.469,80-USD tutarlı,30/11/2017 tarihli 15.469,80-USD tutarlı ve 29/12/2017 tarihli 15.469,80-USD tutarlı faturalarla toplam 86.117,54-TL ve 38.876,60-USD ödeme yapıldığını, sözleşmeye aykırı davranan davalı tarafın bu ödemeleri iade etmekle yükümlü olduğunu, sözleşmenin 3. Maddesi “Danışman davalı tarafın; proje kapsamında, işveren müvekkili olduğu şirket; proje ekibine dahil olup, birlikte çalışacak ve şirket yönetimine rapor edeceğini, şeklinde olmasına rağmen müvekkili işveren ekibi içerisinde yer almadığını, müvekkil şirket yönetimine proje kapsamında hiçbir rapor göndermediğini, müvekkil şirket merkezinde yapılan hiçbir toplantıya ve çalışmasına katılım sağlamadığını ve hatta işveren şirkete gelmediğini, müvekkilleri onaylı proje personel listesinde davalı tarafın hiçbir zaman ekibe dahil olarak çalışma yapmadığını, davalı taraf müvekkili şirket ekibiyle çalışıp bununla birlikte rapor göndermeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşme edimlerinin yerine getirileceği inancıyla davalıya yaptıkları tüm ödemelerin iadesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000-USD’nin sözleşmenin haklı nedenle fesih tarahi olan 19/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarınca o yabancı para ile açılmış olan bir yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığı ve fazlaya ilişkin sakları haklı kalmak kaydıyla 15.000,00-TLnin sözleşmenin haklı nedenle fesih tarihli olan 19/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte, haksız menfaat elde etme çabası içindeki müvekkil şirket aleyhine 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası kapsamında alacak ve itirazın iptali davası yönetildiğini, bu haksız davada davalı tarafından müvekkili şirketin sözleşme edimlerinin yerine getirileceği inancıyla davalıya yapılan ödeme tutarları düşüldükten sonra ve sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiği tarihten sonraki bakiye danışmanlık ücretini içerir talepte bulunduğunu, halen derdest olan … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası hakkında verilerek karar bu davayı da etkileyeceğini bu sebeple her iki dosyanın birleştirilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacı taraf her ne kadar müvekkili şirketin sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirmediğini iddia etmekte ise de sözleşmenin akdedilmesinden itibaren 7 ay boyunca müvekkili şirkete düzenli ödeme yaptığını ve yerine getirilmediği iddia edilen edimlere karşılık olarak 86.117,54-TL ve ayrıca 38.876,60 USD ödeme yapıldığını Dava dilekçesi ekinde yer verilen ve davacı tarafından ne kadar ödeme yapıldığını net bir şekilde;
-29.09.2017 tarihinde 23.203,73 TL ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-29.09.2017 tarihinde 30.000,00-TL ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-29.09.2017 tarihinde 5.284,75-TL ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-30.10.2017 tarihinde 27.629,06-TL ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-01.12.2017 tarihinde 7.000,00 USD ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-01.12.2017 tarihinde 6.000,00 USD ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-01.12.2017 tarihinde 2.469,80 USD ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-25.01.2018 tarihinde 8.000,00 USD ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-25.01.2018 tarihinde 7.469,80 USD ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-08.03.2018 tarihinde 5.000,00 USD ödeme yapıldığını gösterir dekont,
-08.03.2018 tarihinde 2.937,00 USD ödeme yapıldığını gösterir dekontla yer verildiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete bugüne kadar yapılan tüm ödemeler açık ve net bir şekilde tespit edilebildiğini, müvekkili, … bünyesinde danışman olarak hizmet sunabilmesi için, davalı tarafça 4691 Sayılı Kanuna İlişkin Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği kapsamında yapılan ve onaylanan bir ARGE çalışmasının bulunması gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete bugüne kadar yapılan tüm ödemeler açık ve net bir şekilde tespit edilebildiğinden, şartları oluşmadığı halde belirsiz alacak davası olarak açılan huzurdaki davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddini, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası celp olmuş, incelenmesinde;
Davacı … San. Tic. AŞ. tarafından; davalı … Tic. AŞ. aleyhine … 11. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiği, bu takibe davalı borçlu … Tic. AŞ tarafından itiraz edildiği, bu itirazın iptali talebiyle … Teknik Uygulama ve Dan. Hizm. San. Tic. AŞ. tarafından … Tic. AŞ. aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, bu davanın 24/05/2018 tarihinde açılmış olduğu, davanın derdest olduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 166. maddesinde “Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki Hukuk Mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı 2. davanın açıldığı mahkemede verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar.” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda yukarıda incelenen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasında kayıtlı davanın tarafları ile mahkememizin iş bu davasının taraflar arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunması nedeniyle, her iki davanın birlikte görülmesinin usul ekonomisine uygun olduğu anlaşılmakla HMK 166. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin 2018/1047 esas sırasında kayıtlı iş bu dava ile İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/455 esas sırasında kayıtlı dava arasında hukukî ve fiilî bağlantı bulunması nedeniyle her iki davanın BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamaya İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/455 esas sayılı davası üzerinden devamına,
2-Birleştirme kararının derhal ilk davanın açıldığı mahkemeye BİLDİRİLMESİNE,
3-Esas defterinin bu şekilde KAPATILMASINA,
4-Yargılama giderlerinin birleştirilen dosyada karar altına ALINMASINA,
Dair, nihai karar ile birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 22/01/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza