Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1043 E. 2021/27 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1043 Esas
KARAR NO : 2021/27

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2018
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 26/01/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle : Davalı şirketin, müvekkil şirkete cari ekstre ve ekstreye bağlı faturalara ilişkin 80.624,55 TL borcunun bulunmasına binaen aleyhinde … 1. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı icra takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirkete tedavi olacak yabancı hastalar için referans no (protokol no) göndermiş, gönderdiği yazışmalardaki garanti bildirimleri ile de müvekkil şirkete tüm faturalarını garanti bildiriminde belirtilen meblağlar dahilinde hasta adına düzenlendikten sonra düzenlenen faturalarını ofislerine göndermelerini bunun karşılığında ödeme yapılacağını garanti ederek bildirimde bulunduğu, müvekkil şirketin de tedavi ettiği yabancı her bir hasta adına düzenlediği faturaları davalı şirkete gönderdiği, davalı şirketin ekte yıllara göre sunduğumuz cari hesap listesinden görüleceği üzere tedavi edilip faturalandırılan yabancılarla ilgili müvekkil şirkete bir ödeme yapmadığı, oysaki ki taraflar arasında akdedilen Sözleşmenin S.S.maddesi “Kurum tarafından kliniğe gönderilen ödeme garantisi doğrultusunda klinik, vermiş olduğu hizmetlere ait faturayı hasta adına düzenledikten sonra kuruma gönderir. Kurum, ödeme garantisi verdiği tutar doğrultusunda klinik tarafından gönderilen tüm hizmet faturalarını ilgili ülke ofisine gönderir. İlgili ülke ofisi hizmet tutarlarını kuruma ödedikten sonra ilgili tutar kliniğe ödenir. Ödeme süresi normal koşullarda faturalar kuruma teslime edildikten sonra 45 (kırkbeş) gündür.” şeklinde olduğu, ancak davalı yanın sözleşmeye aykırı davranarak ödeme yükümlülüğünü iş bu davamız tarihine kadar halen yerine getirmediği, müvekkil şirket tarafından verilen hizmet karşılığında da faturalar tanzim edildiği ve cari ekstre gereğince bakiye 80.624,55 TL borçlu bulunduğu, takip öncesinde davalı şirkete borcun ödenmesine yönelik olarak müteaddit defalar e- mail iletildiği ve ayrıca dilekçemiz ekinde sunulan … 4. Noterliği’nin …tarili … YN.lu ihtarnamesi keşide ve tebliğ edildiği ancak ihtarnameye rağmen ödeme yapılmamasına binaen aleyhinde … 1.İcra Müdürlügü’nün … E. sayılı icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirket tarafından, tanzim edilen fatura ve hizmet verilen sigortalı hasta isimleri ile müvekkil şirkete dilekçemiz ekinde sunulan garanti bildirimlerinde bulunulduğu, sunulan nedenlerle: davanın kabulü ile … I. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapılan borca, takibe, faize ve yetkiye itirazın iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalı aleyhinde asıl alacağın %20′ sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini saygıyla vekâleten talep ettiği yönünde beyanda bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ilişkinin, yurt dışından Türkiye’ye gelen, temsilciliğini müvekkil şirketin yurt dışındaki asistans firmalarının yapmakta olduğu sigortalı yabancı kişilerin davacının sağlık merkezlerinde tedavi görmeleri ve yurtdışından müvekkil şirkete garanti gönderilmesi halinde; davacıya ödeme garantisi gönderilmesi ve garanti edilen tutar kadar tedavi gören kişi adına fatura düzenleyip de müvekkil şirkete iletilmesi ve bu faturaların garanti veren ülke ofisine müvekkil şirket tarafından yansıtılması, akabinde ilgili ülke ofisinin müvekkil şirkete garanti ettikleri tutarı ödemeleri ve nihai olarak ödemesi gelen dosyanın bahsi geçen sağlık kurumuna aktarılması şeklinde olduğu, şifahen anlaşma gereği ortaya çıkan bu ticari münasebette de müvekkil şirket, davacı yanca müvekkil şirkete usulüne uygun tebliğ edilen tüm faturaların ödemesini yapmış olup, bu durum yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde aydınlığa kavuşacağını, davacı tarafa müvekkil şirket tarafından fazla ödeme yapıldığı, davacı yan, her ne kadar garanti bildirimlerini dayanak yapmak suretiyle alacağı olduğu yönünde haksız ve kötü niyetli iddialarda bulunmaktaysa da; faturalandırılmamış ya da tek taraflı düzenledikleri faturaları müvekkil şirkete usulüne uygun tebliğ etmemeleri halinde nasıl ortada bir alacağın doğabileceği tarafımızca anlaşılamadığı, para borcuna yönelik sözleşmeler ve hizmet alımlarında asıl olan borcun kaynağının kesin ve belirli olarak ispat edilmesi gerekmesine rağmen davacının alacağına konu ettiği belgelerin tacir tarafından tek taraflı düzenlenebilir nitelikteki “fatura” ve “cari hesap ekstreleri şeklinde olduğu, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı tarafın iddiaları gibi 2011 yılına dayanan böyle bir borç var ise; bu tarihe kadar cari mutabakat yapılmaması da hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki; ispat külfeti davacı tarafta olup, alacakları bulunduğunu ve aynı zamanda tek taraflı düzenledikleri faturalar ile cari hesap ckstrelerini usulüne uygun tebliğ ettiklerini ortaya koyan hiçbir bilgi ve belge ortaya koyamamış olmalarından da iddialarının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğu da açıkça anlaşıldığından, nihai olarak da davacının tüm taleplerinin reddi ile işbu haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini, Davacı tarafa iddia ettikleri alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı yükletilerek, davacı yandan faiziyle birlikte tahsili ile müvekkil şirkete verilmesini, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, vekaleten arz ve talep ettiği yönünde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının, davacıya yönlendirmiş olduğu hastaların tedavi ücretleri doğrultusunda davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı taraftan tahsili amacıyla başlatılmış olan icra takibine dair itirazın iptali davası mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davanın ilk önce … 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, davalının yetki itirazı doğrultusunda, … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … EK sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderildiği, anlaşıldı.
İcra Dosyası; davacı yanın vekili vasıtası ile 18/11/2016 tarihinde davalı aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasında, 80.624,55 TL asıl alacağın, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık reeskont avans faizi ile icra harç ve giderleri, vekâlet ücreti ile birlikle tahsilini talep ettiği, davalı borçlu vekilinin 24.11.2016 havale tarihli dilekçesi ile borcun tamamına, faiz ve takibin bütün ferilerine itiraz ettiği, takibin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
Bilirkişi finans uzmanı sunmuş olduğu raporda özetle; her iki tarafın muavin hesap ekstresinde de önceki yıldan (2013) devreden bir borç/alacak bakiyesinin söz konusu olmadığı, bu anlamda tarafların 2013 vılsonu itibarıyla mutabık oldukları, dolayısıyla bu aşamada davalı yanın ödediğini beyan ettiği Euro bedellerin, 2013 yılı öncesine ilişkin olması karşısında, bir anlam ifade etmediği, tarafların, 2014 ve müteakip yılların hiç birinde yılsonu İtibarıyla mutabık olmadıkları, borç/alacak devir bakiyelerinin farklı olduğu, karşılıklı olarak işlenmeyen fatura ve ödeme kayıtlarının mevcut olduğu, her iki tarafın muavin hesap kayıtlarının, tek düzen muhasebe standartlarına uygun olmadığı, davacı yan kayıtlarında 2018 yılı düzeltme kayıtlan mevcut iken, davalı yan kayıtlarında da 2011-2012-2013 ve 2014 yılına ilişkin ödeme işlemlerinin 2016 yılında kaydedilmiş olduğu, bu anlamda, her iki tarafın 2014-2018 yılları arasındaki muavin hesap ekstreleri dosyaya girmiş olduğundan, tarafların bugüne kadar mutabakat gerçekleştirmemiş olmalarına dayalı olarak karşılıklı farklılıkları, şirketlerin muhasebe departmanlarınca tespit edilerek, dayanak belgeleri ile ibraz edilmesi halinde, takip tarihi itibarıyla taraflar arasındaki gerçek borç alacak bakiyesinin tespit edilebileceği, yönündeki tespit ve değerlendirmelerini Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ve takdirine sunmuştur.
Mahkememizce tarafların itirazları doğrultusunda bilirkişiden alınan 22/12/2020 tarihli 2. Ek raporunda bilirkişi raporunda davacı yanın alacağını ispat edemediği, ticari defter ve kayıtlarının beyanlarını ispat edemediği yönünde rapor sunulduğu, görülmüştür. Rapor taraflara tebliğ edilmiş usulüne uygun kabul edilerek hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında tarihsiz sözleşme akdedildiği, söz konusu sözleşmenin konusunun davalı tarafından gönderilen hastaların tüm tetkik tedavileri ile ilgili sağlık hizmetlerinin davacı tarafından karşılanacağı şeklinde olduğu, söz konusu sözleşmelerin altının her iki tarafın kaşesi üzerine atılmış imzalarının bulunduğu, davacı tarafından verilen hizmetlere yönelik toplam 80.624,55 TL tutarında fatura düzenlediği bu faturaların tahsili için davalıya … 4. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname yolladığı, bu ihtarnameye rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığı, davacı tarafından fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasıyla takip başlatıldığı, tarafların ticari defterlerinin incelenerek rapor hazırlanmak üzere dosyanın bilirkişiye gönderildiği, bilirkişi tarafından sunulan raporda da anlaşılacağı üzere, davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının ispata salih olmadığı ve kendi kayıtlarında davalıya ait olmayan işlemler neticesinde davalı yanın fiktif olarak borçlandırıldığı, davacı tarafın ileri sürdüğü 231 adet faturanın 170 tanesinin davalı şirket resmi kayıtlarında yer aldığı, 61 adedinin ise yer almadığı, bu 61 faturadan 60 tanesinin davacının kendi kayıtlarında dahi yer almadığı, davacı tarafın sunmuş olduğu faturaların tarihleri dikkate alınarak sondan başa doğru sıralandığında kendi kayıtlarındaki davalı yana ait muhasebe hareketleri ile uyumlu olmadığı, faturaların sistematik düzen içinde olmadığı, hatta faturalar içinde 2013 yılına ait bir çok faturanın yer aldığı, fakat davacı yan kayıtlarındaki faturalar üzerinde açıklama içermediğinden davacının alacağının bu faturalardan kaynaklandığı ispat edilemediği, davalı yan kayıtlarında yer alan 170 adet faturanın bedellerini dava dosyasına sunduğu dekontlarla ödendiğinin ispat edildiği, dolayısıyla davacı yanın alacağının ispat edemediği, ayrıca davacının talepleri zaman aşımına uğramadığından davalının zaman aşımı itirazının reddi gerektiği, davacının alacağının ispat edilemediği anlaşıldığından davanın reddine ve her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının dava açmakta kötü niyetli olduğunun ispat edilememesi ve takibin durdurulmamış olması nedeniyle davalının, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davalı tarafından yapılan 634,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 973,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 914,45TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 8.062,45-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
¸

Hakim …
¸