Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/985 E. 2018/1065 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/985 Esas
KARAR NO : 2018/1065

DAVA : Pay Sahipliğinin Tespit ve Tescili
DAVA TARİHİ : 15/11/2017
KARAR TARİHİ : 01/11/2018

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müteveffa …’un 2014 senesinde vefat ettiğini ve vefatının ardından işbu davayı ikame eden davacıların murisin vereseleri olarak kaldıklarını, müteveffanın … pay defterinde 6685 sıra numarası ile kayıtlı … ortaklarından doluğunu, müteveffanın vefatından sonra 2017 senesinde muris …’a ait olan nama yazılı hisse senetlerinin davacılar tarafından tesadüfen bulunduğunu, murisin namına yazılı bu hisse senetlerinin murise ait üretici hisselerini temsil ettiklerini, …’ın 1914 senesinde üretici ve çiftçiyi desteklemek amacı ile kurulmuş bir ihtisas bankası olduğunu, hisse senetlerinin bulunmasından sonra davacıların hisse senetlerinin akıbetini araştırdığını ve …’a davalılardan … tarafından el konulduğunu, davalı … ile diğer davalı … A.Ş. Arasında Ekim 2002 tarihinde … hisselerine ilişkin bir hisse devir sözleşmesi imzalandığını, söz konusu hisse devir işleminde BDDK’nın … hisselerinin %99,99’unun davalı … A.Ş.’ye devredilmesine onay verdiğini, Kasım 2002’de davalılardan … A.Ş.’nin … ile tüm hak, alacak, borç ve yükümlülükleri ile birlikte kül halinde devir sureti ile kendi bünyesinde birleştiğini ve …’ın tüzel kişiliğinin tasfiye edildiğinden haberdar olduklarını, gelişen bu süreç neticesinde müteveffa … namına yazılı ve davacılara intikal eden hisse senetleri ve bu hisse senetlerinden doğan pay sahipliğinin de …’ın tüzel kişiliği sona erdirilerek … A.Ş. İle birleşmesinin akabinde davalı … A.Ş.’nin tüzel kişiliğine dahil olduğunu ve … A.Ş. Tüzel kişiliği çatısı altında varlığını korumaya devam ettiğini, davacıların … A.Ş.’nin ortakları olduğunu, buna rağmen davalı … A.Ş. Tarafından bugüne kadar davacılara iştirak hisseleri verilmediğini, davacıların pay sahipliğinin alenileştirilmediğini belirterek …’ın davalılardan … A.Ş. İle devir yolu ile birleşmesinden sonra hisse senetleri ile ilgili olarak bugüne kadar tahakkuk etmiş tüm geçmiş dönem kâr paylkarı ile ileride doğacak kar payları ve diğer her türlü ortaklık hak ve alacakları ve fer’ileri için bilahare her türlü dava ve talepte bulunma hakları saklı kalmak kaydı ile davacılara miras yolu ile intikal eden B serisi 514 numaralı 20 adet nama yazılı hisseyi temsil eden hisse senedi, B serisi 236 numaralı 10 adet nama yazılı hisseyi temsil eden hisse senedi, B serisi 621 numaralı 60 adet nama yazılı hisseyi temsil eden hisse senedi, B serisi 515 numaralı 20 adet nama yazılı hisseyi temsil eden hisse senedi, B serisi 3250 numaralı 20 adet nama yazılı hisseyi temsil eden hisse senedine dayalı olarak davacıların davalılardan … A.Ş.’deki güncel pay sahipliğinin tespiti ile pay sahipliğinin davacılar adına davalılardan … A.Ş. Pay defterine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA / Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili bankanın iş bu davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, dava konusu hisse senetleri de dahil olmak üzere … Bankası T.A.Ş.’nin hisselerinin tamamının …’ye devrine ilişkin BDDK’nın kararına karşı açılan dava neticesinde söz konusu hisse senetlerinin …’ye devrine ilişkin BDDK kararının hukuka uygun olduğuna karar verildiğini ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunması nedeni ile bu hususta yeniden yargılama yapılamayacağını, HMK’nun 114/i maddesinde bu hususun dava şartı olarak düzenlendiğini, bu sebeple dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, eda davası açılabilecek durumlarda tespit davası açılamayacağını, …’nin kendisine intikal eden hisseleri müvekkili bankaya devrettiğini, 21/10/2002 tarihi itibari ile … ve müvekkili banka arasında imzalanan hisse devir sözleşmesine konu hisselerin tamamının …’ye ait olduğunu, bu nedenle davacıların hissedar sıfatlarının bulunmadığını, … hisselerinin %100’ü … mülkiyetinde iken yine %100’ünün … tarafından devir alındığını, davacıların elinde bulunduğunu iddia ettiği üretici hisselerinin diğer hisselere oranla herhangi bir üstünlüğü olmadığını, … ana sözleşmesinde üretici hisseler yönünden bankalar kanunu ve …’ye devir yönünden veya başka herhangi bir yönden bir imtiyaz veya ayrıcalık tanınmadığını, huzurdaki dava ile aynı hususta … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/14-2016/106 E.K. Sayılı aynı mahiyette olan davanın mahkemece reddine karar verildiğini, bu dava dosyasında yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunun ve mahkemenin gerekçeli kararının beyanlarını doğruladığını, hiçbir kabulü içermemekle beraber bir an için ifade etmek gerekirse, davacı taraf hiçbir sermaye artırımına katılmadığını ve sermaye eklemediğini, hiçbir kabul içermemekle beraber bir an için hisselerin değerlerinin tespit edilmesinin söz konusu olması halinde hiçbir sermaye artırımına katılmayan ve nominal değeri dahi olmayan hisselere değer izafe edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; BDDK’nun 09/07/2001 tarih ve 381 sayılı kararı ile …’ın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi, 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. Maddesinin 3. Fıkrasına istinaden …’ye devredildiğini, müvekkilinin kamu tüzel kişiliğine haiz olup aleyhine idare hukuku ilkelerine göre dava açılması gerektiğini, işlem tesis edilen tarihte yürürlükte bulunan mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15/4 maddesi uyarınca … Bankası T.A.Ş.’nin hisse senetleri mülkiyetinin müvekkili kuruma devredildiğini, bu hüküm uyarınca bankanın yönetim ve denetimini devralan müvekkili kurumun yine aynı kanun uyarınca hisse senetlerinin mülkiyetini devralmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin herhangi bir değeri olmayan hisselerin, varlığı iddia edilen bedelinin tazmininden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından reddi gerektiğini, banka hisse senetlerinin temettü hakları hariç malikinin hukuken müvekkili olduğunu, davacıların maliki olmadıkları hisselerinin tespitini talep etmelerinin mümkün olmadığını, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığını belirterek müvekkili açısından davanın husumet ve zamanaşımı yönünden reddine, usuli itirazlar yerinde görülmediği takdirde haksız ve mesnetsiz olarak açılan usul ve yasaya aykırı davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER /
Muris …’ a ait, … Bankası T.A.Ş. (…) ın, B serisi, toplam 130 adet, Nama yazılı Pay sahipleri defterine 6685 sıra numarasında kayıtlı, Aslı gibidir yazılı Hisse Senetleri, … Fonu (…) Yönetim Kurulunun “…Banka Hisse Senetlerinin tamamının …devranılmasına, banka pay defterine kaydedilmesine …” ilişkin, 10/07/2001 tarih, 128 no lu Kararı, … Fonu (…) İle … A.Ş. arasında 21/10/2002 tarihinde imzalanan hisse devir sözleşmesi, … Bankası T.A.Ş. (…) ın 25/10/2002 tarihli Bilançosu, … Fonu (…) Yönetim Kurulunun 10/10/2002 tarih, 631 sayılı kararı, … A.Ş. nin 06/09/2002 tarihinde yapılan, Yönetim Kurulu Toplantısı(No:2002/141)nın “…” ın Hisselerinin alımı hk. Kararı, … Fonu (…) Yönetim Kurulunun 23/05/2002 tarih, 339 sayılı Kararı, 710 sayılı Kararı, Davalı … A.Ş. tarafından emsal olarak sunulan … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nin, 2013/14 E., 25/02/2016 tarihlî, 2016/106 nolu Kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/8067 E, 2018/1601 K. Sayılı 01/03/2018 tarihli “… 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nin, 2013/14 E., 25/02/2016 tarihli, 2016/106 nolu Kararı,” nı Onama kararı, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben düzenlenen ve teslim edilen 22/12/2015 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu(BDDK) nın 09/07/2001 tarih, Karar no :381 ile, … Bankası T.A.Ş. (…) ın “…temettü Hariç Ortaklık Haklan ile Yönetim ve denetiminin… “… Fonu (…) na devrine ilişkin Karar, … Fonu (…) Hukuk İşleri Daire Başkanlığının, … 3. Asliye Ticaret Mahkemesine hitaben 02/02/2017 tarihli yazısı, emsal yargıtay ilamları, bilirkişi incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dosyada mevcut veraset ilamının incelenmesinden; davacıların … T.C. Kimlik numaralı …’un mirasçısı olduğu, tüm mirasçıların bu davayı 3. kişi konumundaki davalılara karşı birlikte açmış oldukları, TMK 640 vd. maddesi koşullarının somut olayda mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Dava; davacılara miras yolu ile intikal eden hisse senetlerine dayalı olarak davacıların davalı … A.Ş.’deki güncel pay sahipliğinin tespiti ile … A.Ş.’nin pay defterine tescili talebine ilişkindir. Dava, mülkiyet hakkına dayanılarak açılmış olup, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıklarda dava zamanaşımı söz konusu olmadığından davalı …’nin zamanaşımı itirazı kabul edilmemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili Danıştay 10. Dairesi’nin 2001/2275-2002/1321 E.K. sayılı ilâmının “Kesin Hüküm” niteliğinde olduğunu savunmuştur. Anılan ilâmın incelenmesinde; davacılar …, …, …, … ve … Tarım Satış Kooperatifleri Birliği tarafından davalı BDDK aleyhine BDDK’nun Milli Aydın Bankası’nın …’ye devrine ilişkin 09/07/2001 tarih ve 381 sayılı kararının iptali istemi ile dava açıldığı, yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş olduğu, iş bu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 2002/630-914 E.K. sayılı ilâmı ile onanmasına karar verilerek 13/12/2012 tarihinde kesinleşmiş olduğu görülmüştür. Kesin hükmün varlığının kabul edilebilmesi için HMK 303 md. uyarınca her iki davanın tarafları, her iki davanın dava sebepleri, ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Somut olayda, Danıştay 10. Dairesi’nin 2001/2275-2002/1321 E.K. sayılı ilâmının mahkememizde görülen iş bu dava yönünden HMK 303 md. koşulları oluşmadığından “Kesin Hüküm” olmadığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık davacılara miras yolu ile intikal eden hisse senetlerine dayalı olarak davacıların davalı … A.Ş.’deki güncel pay sahipliğinin tespiti ile … A.Ş.’nin pay defterine tescili talebine ilişkin olup, uyuşmazlık konularının değerlendirilerek rapor tanzimi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 11/07/2018 havale tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında “…’a ait hisse senetlerinin tamamı Bankalaran Kanununun ilgili hükümlerine istinaden …’ye intikal etmiş, daha sonra da hisseler … A.Ş’ye satılıp devredilmiştir. Dolayısıyla da hisselerin hukuki ve mali bir değeri kalmamıştır. …’ı, … dan satın alan … A.Ş. nin görülmekte olan davada taraf olmaması gerekir. Davacıların elinde bulunan Hisse Senetlerinin de yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hiçbir hukuki ve mali değeri kalmamış, hissedarlıkları bitmiştir. Davacıların, …’den dava konusu Hisse Senetlerinden kaynaklanan herhangi bir talep haklan bulunmamaktadır. …’ın nama yazılı hisse senetlerine sahip olan başka bir davacı (…) tarafından, şu anda incelediğimiz davadaki gibi bir taleple, davalılar … A.Ş ve … aleyhine açtığı bir dava, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.02.2016 Tarihli, 2013/14 E, 2016/106 K. Sayılı kararı ile karara bağlanmış olup, bu karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.03.2018 tarihli, 2016/8067 E., 2018/1601 K. Sayılı ilamıyla onanmıştır. İşbu davada Mahkemece, özetle, aşağıdaki gibi karar verilmiştir: “Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılması cihetine gidilmiş, davacının maliki olduğu hisse senetlerinin ve kuponlarının davalı … A.Ş pay defterine tescili ve dava tarihindeki gerçek değerinin geçmiş dönem kar payının ve faiz tutarının ödenmesi talebinin hukuken mümkün olmadığı, Danıştay ÎO.Dairesinin yukarıda belirtilen kararında vurgulandığı üzere, dönme zararı ile geçmiş dönem zararının 98,479 milyar TL olduğu ve zararın öz kaynakları aştığı hususunun tespit edildiği belirtilmiş ve fakat sermaye yeterliliği ve likidite oranlarına ilişkin iddiaların doğru olmadığı yolunda davacıların karşı bir iddiada bulunmadıklarından sözü edilen tespitlerin çekişmesiz olduğunun açıklandığı, Danıştay İdare Dava Daireleri Genel Kurulunun 2002/630-914 sayılı kararıyla da Danıştay ÎO.Dairesinin kararının bozulması talebinin reddedildiği, … yönetim kurulu kararıyla … Bankası’nın banka hisse senetlerinin devralındığı, banka pay defterine Fon adına kaydedildiği/ hisse senetlerinin tamamının mülkiyetinin Fon’a geçmiş olduğu, Fon bünyesinde bulunan … Ban kası’m n yayınlanan ilan ile satışa sunulduğu, alıcının çıkmaması üzerine02.09.2012 tarihinde … Bankasının mevduat kabul etme ve bankacılık işlemleri yapma izninin kaldırıldığı, …. Bilahare …’a satışının yapıldığı ve hisse senetlerinin devri İle ilgili sözleşme yapıldığı, Bankacılık Kanununun 14/5-a bendinin son paragrafında yer alan “hakkında bu fıkranın alt bendi yükümlülükleri uygulanan bankanın ve devredilen aktiflerin toplamının devredilen pasiflerin toplamını karşılamaması halinde aradaki fark Fon tarafından ödenir” hükmünü gerçekleştiği, … tarafından devralının zararın banka ödenmiş sermayesinin fevkinde (üstünde) olduğu, … tarafından devralınan zararın 98,479 Milyar olduğu, banka ödenmiş sermayesinin 55 milyar TL olduğu, buna göre banka hissedarlarına hisse bedeli ödenmemiş olduğu, bu nedenle davacının dava hakkının bulunmadığı, şeklinde rapor verilmiştir. Yargıtay îl.HD’nin 21.07.2011 tarih 2009/10394 E, 2011/9224 K. sayılı kararında da…yönünde karara varılmış olup, bu karar Yargıtayca da onanmış bulunmaktadır. Bilirkişi Raporunda da, Fon’a geçiş zararının 98.479 Milyar TL olup, Banka ödenmiş sermayesinin 55.000 Milyar TL olduğu saptanmış olduğundan, buna göre yukarıda belirtilen Yargıtay kararında da anlaşıldığı üzere, davacıların hisse senetlerinin mülkiyetinin …’ye geçmesi ve ondan da …’a geçmesi İşleminin Danıştay kararıyla uygun bulunduğu, devir sonucunda …’ın ödenmiş sermayesinde bir artış olmayacağından„ davacıların hisse senetlerinden kaynaklanan işbu davadaki talepleri, yukarıda belirtilen Yargıtay kararı ve bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere yerine olmadığı için, davacının açmış olduğu davasının reddine karar verilmiştir”. Yukarıda özetlenen Mahkeme Kararında varılan sonuçlar, kurulumuzca da hukuken yerinde bulunmuştur. Mahkeme kararında sözü edilen, Yargıtay Îl.HD’nin 21.07.2011 tarihli, 2009/10394 E., 2011/9224 K. sayılı kararının bir örneği de, dava dosyasına sunulmuş olup, bu kararda varılan sonuçlar da kurulumuzca, hukuken yerinde bulunmuştur. Bu kararlarda varılan sonuçlara kurulumuzca da katılınmıştır. Yukarıda özetlenen Mahkeme Kararına esas alınan, Bankacı “…” ile Ticaret Hukukçu “Doç. Dr. …” tarafından hazırlanmış olan 22.12.2015 tarihli Bilirkişi Raporunun bir örneği de, dava dosyasına sunulmuş olup, kurulumuzca bu rapor incelenip değerlendirilmiştir. Kurulumuzca raporun incelenip değerlendirilmesi neticesinde, bu raporun 12 ve devamı sayfalarında yapılan DEĞERLENDİRMELER ve 15’inci sayfasında varılan SONUÇLAR kurulumuzca da, hukuken yerinde bulunmuş olup, bu değerlendirmelere ve sonuçlara kurulumuzca da katılınmıştır. Davacıların bu davadaki taleplerinin yerinde olmadığı, davacıların dava hakkının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu denetime elverişli, oluşa uygun ve kanaat oluşturmaya yeterli kabul edilmiştir.
Yukarıda yazılı tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; … Bankası T.A.Ş. (…’ın) BDDK’nun 09/07/2001 ve 381 sayılı kararı ile “4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. maddesinin 2 nolu fıkrası kapsamında alınması istenilen tedbirleri almayan zararı öz kaynaklarını aşarak yabancı kaynaklara sirayet eden ve yükümlülüklerinin toplam değeri varlıklarının toplam değerini aşan … Bankası T.A.Ş.’nin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin anılan kanunun 14. maddesinin 3 nolu fıkrasına istinaden … Fonu’na devredilmesine karar verilmiştir.” şeklindeki kararı doğrultusunda …’ye devredildiği, … yönetim kurulunun 10/07/2001 tarih ve 128 sayılı kararı ile “…Banka hisse senetlerinin tamamının banka zararının ödenmiş sermayeye tekabül eden TL 55 trilyon tutarındaki kısmının adı geçen bankaya aynı tutarda yapılacak ödeme karşılığında devralınmasına ve hisse senetlerinin banka pay defterine fon adına kaydedilmesinin banka yönetim kurulu başkanlığından istenilmesine…” kararı verildiği, … hisselerinin fona intikal ettiği, bu durumda … hissedarlarının hissedarlık sıfatlarının sona erdiği, eski hissedarlara ait hisse senetlerinin hukuki ve mali değerinin kalmadığından hisse senetlerinin tamamının mülkiyetinin …’ye geçtiği, …’nin …’ı satışa çıkardığı ve … A.Ş. tarafından satın alındığı, 21/10/2002 tarihli hisse devir sözleşmesi ile …’a ait hisselerin tamamının … A.Ş.’ye devredildiği, bu durumda iş bu davanın … A.Ş.’ye yöneltilemeyeceği anlaşılmakla … A.Ş. Yönünden pasif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır. …’a ait hisse senetlerinin tamamının Bankalar Kanununun ilgili hükümlerine istinaden …’ye intikal ettiği ve hisselerin hiçbir hukuki ve mâli değerinin kalmadığı ve dolayısı ile hissedarların hissedarlıklarının bittiği, davacının …’den dava konusu hisse senetlerinden kaynaklanan herhangi bir talep haklarının bulunmadığı, dosyaya sunulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/8067 E, 2018/1601 K. Sayılı 01/03/2018 tarihli ilâmı da nazara alınarak … yönünden subut bulmadığından davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılmakla tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı … vekili lehine hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … vekiline verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı … A.Ş. vekili lehine hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş. vekiline verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/11/2018

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza