Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/979 E. 2019/327 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/979 Esas
KARAR NO : 2019/327

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 14/11/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dava dışı … Ticaret A.Ş. ile müvekkili şirket arasında 30/04/2014 tarihli Factoring Sözleşmesi akdedildiğini, diğer muhataplar … Dış Tic. A.Ş., … A.Ş., …, …’in sözleşmeye 5.000.000,00-USD limitle sınırlı olmak kaydı ile müteselsil kefil olduklarını, … A.Ş.’nin faktoring sözleşmesi kapsamında alacak temliki suretiyle finansman kullandığını, … A.Ş.’nin finansal sıkıntıya düştüğünü, iflas erteleme talebinde bulunduğunu, edimlerini yerine getiremediğini ve müvekkili şirketin alacağını tahsil edemediğini, … 10. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu Hesap Kat ihtarnamesi gönderilerek muaccel hale gelen borcun ödenmesinin talep edildiğini, bilahare … 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasında takip açıldığını, takip açıldıktan sonra yapılan temliklerden bir kısım tahsilat sağlandığını, 03.05.2017 tarihi itibarıyla 3.791.136,82 USD bakiye borç kaldığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile iflas erteleme tedbiri alan … A.Ş., kayyum onaylı 03.05.2016 tarihli talep yazısıyla 3.791.136,82 USD borcun 2,81-TL kurdan Türk Lirasına çevrilerek 10.653.094,46-TL olarak dönüştürülmesinin talep edildiğini, borçlu şirketin talebinin 11.05.2016 tarihinde kabul edilerek borcun 10.653.094,46 TL olarak rotatif krediye dönüştürüldüğünü, bilahare temliklerden bir kısım tahsilat sağlanarak ana para borcu Faktöring Sözleşmesinde müvekkili şirketin kayıt ve belgelerinin yegane delil vasfında olduğunun davalılarca kabul edildiğini, takip tarihi itibarıyla müvekkili şirketin 4.542.007,05-USD alacaklı olduğunu, dava tarihinde 10.015.450,26-TL borcu bulunduğunun şirket kayıtlarının incelemesi ile sabit olacağını, davalı borçluların takip dosyasına sunmuş oldukları itiraz dilekçesinde faiz başlangıcına ve faiz oranına itiraz ettiklerini, faiz başlangıcının ihtarnamenin borçlu şirkete tebliği ve verilen sürenin bitiminden itibaren hesaplandığını, faiz oranının da sözleşmede belirlenen faiz oranı olduğunu, bu nedenle davalı tarafın faiz başlangıcına ve faiz oranına yaptıkları itirazın iptalinin gerektiğini belirterek davalı borçluların … 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın 10.015.450.26 TL için iptaline, sözleşme gereği yılık %18 faizi ile birlikte takibin devamına, borçluların %20 inkar tazminatına mahkum edilmesine, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde, 10.015.450,26-TL karşılığı anlaşma gereği 2,81-TL’den çevrilerek 3.564.217,00-USD için iptaline takibin devamına, borçluların %20 inkar tazminatına mahkum edilmesine, anapara ve tazminat olarak belirlenecek amerikan dolar borcunun aynen veya ödeme günündeki TC Merkez Bankası döviz satış kuru karşılığı TL olarak ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; icra takibinin eklerinde yer alan ihtarnamenin tebliğ mazbatalarından, müvekkili şirkete ihtarname tebliğ edilmemiş olup, müvekkili şirket adına yapılan ihtarnameyi alan şahıslar ise tebligat almaya yetkili kişiler olmadığını, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış gözükse de, tebligatı alan kişinin şirket yetkilisi olmadığı gibi Tebligat Kanunu kapsamında tebliğ alma hususunda yetkisinin de bulunmadığını, … 3. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmekte olan icra takibine konu ihtarname Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerine, Tebligat Tüzüğü’nün 17. ve 18. maddelerine uygun olmayan şekilde tebliğ edilmiş olup, işbu ihtarnameyi tebliğ almaya yetkili olmayan kişiye tebliğ edildiğini, müvekkilleri … ve … ve …A.Ş.’nin müşterek müteselsil kefil olduğundan bahisle takip talebinde borçlu olarak gösterilmeleri ve sorumluluklarına gidilmesi mümkün olmadığını, 6098 Sayılı TBK. Madde 583. maddesi gereğince davaya konu sözleşmede geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmadığını, müvekkillerinin ilgili belgede sadece imzaları bulunmakta olup, sorumlu oldukları miktar veyahut müteselsil kefil olduklarına dair el yazılarının bulunduğu bir ibare yer almadığını, Borçlar Kanunun 583. maddesinde de görüleceği üzere, kefalet sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekil şartına ve kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesine bağlandığını, aynı zamanda kefalet sözleşmesinde kefalet miktarının belirtilmesi yazılı şekil şartının muhtevası içinde yer alması gerektiğini bunun muhteva içinde bulunmaması sözleşmenin kefalet kısmının geçersiz olması sonucunu doğuracağını, takibe konu kredi sözleşmesinin muhteviyatında kefalete ilişkin hiç bir hüküm bulunmadığını, bahse konu sözleşme ”6098 Sayılı TBK. Madde 584 gereğince de hukuken geçerli bir kefalet sözleşmesi olmadığını, müvekkilleri Müşterek Borçlu ve Müteselsil Kefil sıfatıyla borçlu gösterilmişse de Mülga BK ve 6098 Sayılı Borçlar Kanuna göre şekil şartlarına uygun bir kefaletleri bulunmadığını, bu sebeple müvekkillerinin geçerli bir kefalet sözleşmesi de olmadığından sorumluluklarına gidilemeyeceğinden işbu davanın reddine ve icra takibinin iptaline karar verilmesi gerektiğini, diğer yandan, borcu kabul etmek anlamına gelmemesi kaydıyla, davacı tarafından başlatılan icra takibinde yıllık %18 faiz talep edilmekte olup, söz konusu faiz oranının fahiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerde alacağın muaccel olması halinde bu oranda gecikme faizi talep edileceği yönünde bir mutabakat bulunmadığını belirterek davanın reddine, davacının %20′ den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, faktoring sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, uyuşmazlık; davalıların takibe konu borç nedeni ile kefaletleri kapsamında sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler takip tarihi itibari ile asıl borç ve işlemiş faiz miktarı ve uygulanacak faiz tür ve oranının tespitine ilişkindir.
Mahkememizce … 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlular … Dış Tic. A.Ş., … ve … aleyhine … 10. Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, faktoring sözleşmesine dayanarak 4.542.007,05-USD asıl alacak, 16.985,86-USD işlemiş faiz, 400,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 82,35-TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 4.558.992,91-USD + 482,35-TL’nin (harca esas toplam değer: 13.580.810,43-TL) 29/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek %9,75 oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili talebi ile 29/01/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlular vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK 67. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın faktoring sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle, davacı şirketin alacağının belirlenebilmesi için dayanak sözleşmeler, icra dosyası, davalı şirketin dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları incelenrek ve tarafların sunduğu kayıt ve belgeler nazara alınarak davalıların takibe konu borç nedeni ile kefaletleri kapsamında sorumlu olup olmadıkları, sorumlu iseler takip tarihi itbari ile asıl borç ve işlemiş faiz miktarı ve uygulanacak faiz tür ve oranının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır. 04/03/2019 tarihli bilirkişi raporunun sonuç ksımında özetle “…a) Davacı şirket e-defterlerinin GİB onaylarının süresinde yapıldığı, e-defter olmayan Envanter defterinin açılış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, defterlerin birbirini teyit ettiği ve defterlerin delil niteliği taşıdığı, b) – Davacı şirket, ticari defterlerinde 29.01.2016 İCRA TAKİP tarihinde dava dışı … A.Ş. firmasından 12.275.457,00 TL karşılığı 4.531.697,44 USD alacaklı olduğu – Davacı şirket, ticari defterlerinde 14.11.2017 DAVA tarihinde dava dışı … A.Ş. firmasından 10.015.450,26 alacaklı olduğu, Davacı şirketin de işbu davayla 10.015.450,26 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, icra takip tarihindeki işlemiş faizi talep etmediği, bu sebeple tarafımızca da takip talebindeki işlemiş faiz hesabı yapılmadığı, davacı şirketin, herbir davalıdan mükerrer olmamak kaydıyla 10.015.450,26 TL asıl alacağı ve bu tutar üzerinden, icra takip tarihinden itibaren sözleşmesinin VIII/7. maddesinde belirlenmiş olan “Merkez Bankası’nın mevzuat gereğince tespit ettiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın % 50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden” temerrüt faizi talep edebileceği, bulunucak bu oran talebi yıllık % 18’i geçtiğinde, talebi ile bağlı olduğundan ancak yıllık % 18 oranından faiz talep edebileceği…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi sonucunda; davacı ve dava dışı … Tic. A.Ş. arasında 30/04/2014 tarihinde 5.000.000,00-USD limitli faktoring sözleşmesi imzalanmış olup, davalıların ve dava dışı … Tic. A.Ş.’nin anılan sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı sabit olup, anılan sözleşme 6098 sayılı TBK’nun yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenmiştir. Bu nedenle kefaletin şartlarının 6098 sayılı yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. TBK’nun kefâlet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583. maddesi “Kefâlet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefâlet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azâmi miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini, kefâlet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Somut olayda davalıların kefil olarak imzalarının bulunduğu bölümde yer alan “kefâletin türü” ibaresinin altında el yazısı ile “müteselsil” yazdığı, “azâmi kefâlet tutarı” ibaresinin altında el yazısı ile “5.000.000,00-USD” yazdığı, “kefâlet tarihi” ibaresinin altında el yazısı ile “30/04/2014” yazdığı, kefalet sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 586. maddesindeki yasal koşulları kapsadığı anlaşılmıştır. Davalılar … ve … vekili anılan sözleşmede yukarıda belirtilen yazıların müvekkillerinin eli ürünü olmadığını öne sürmüş ise de dosyada mevcut ticaret sicil kayıtlarından davalı … ve …’in dava dışı asıl borçlu … Tic. A.Ş.’nin, müteselsil kefil olan diğer davalı … A.Ş.’nin ve müteselsil kefil olan dava dışı … A.Ş.’nin de ortağı ve temsile yetkili kişileri oldukları, anılan sözleşmede müteselsil kefil davalı … A.Ş.’yi temsilen davalı … imzasının bulunduğu, davalı … ve davalı … A.Ş. İmzası karşısındaki yazıların çıplak gözle aynı elin ürünü olduğunun anlaşıldığı, anılan sözleşmede müteselsil kefil dava dışı … A.Ş.’yi temsilen davalı … imzasının bulunduğu, davalı … ve dava dışı … A.Ş. imzası karşısındaki yazıların çıplak gözle aynı elin ürünü olduğunun anlaşıldığı, somut olayın açıklanan özelliği karşısında davalıların yazı itirazının kötü niyetli olarak yapıldığı kanaatine varılmakla kabul edilmemiştir. Diğer yandan davalılar … ve …’in anılan sözleşmenin düzenlendiği tarihte dava dışı asıl borçlu … Tic. A.Ş.’nin şirket ortağı olup, davalı …’in şirketin yönetim kurulu başkanı, davalı …’in şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu, bu nedenle somut olayda TBK 584/3 md. uyarınca eş muvafakatinin aranmayacağı anlaşılmıştır. Davacı tarafından hesap kat edilerek … 10. Noterliği’nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, söz konusu ihtarnamenin dava dışı asıl borçlu … A.Ş., davalı … A.Ş. ve dava dışı müteselsil kefil … A.Ş.’ye 14/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … ve … adına çıkartılan tebligatların ise adresten taşındıklarından ve muhtarlık kaydı olmadığından bahisle 14/01/2016 tarihinde iade edildiği, yukarıda özetlenen ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı şirketin takip tarihi itibari ile dava dışı … A.Ş.’den 12.275.457,00-TL karşılığı 4.531.697,44-USD alacaklı olduğu, dava tarihi itibari ile 10.015.450,26-TL alacaklı olduğu, davacı şirketin de iş bu davada 10.015.450,26-TL alacak talebinde bulunduğu, işlemiş faiz talebinde bulunmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir. Alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçluların itirazlarında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faiz miktarı toplamının %20’si oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) davalıların … 3. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile (kefil olan davalıların kefalet limiti kapsamında sorumlu olması kaydı ile) 10.015.450,26-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18 oranında temerrüt faizi uygulanmak sureti ile takibin devamına,
Hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 2.003.090,05-TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 684.155,41-TL harçtan peşin alınan 120.961,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 563.193,80-TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti ile 283,50-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.083,50-TL ile 120.997,61-TL harç gideri olmak üzere toplam 123.081,11-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 165.354,50-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/04/2019

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza