Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/974 E. 2019/527 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/974 Esas
KARAR NO : 2019/527

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ : 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkili şirketin davalı bankanın … nolu müşterisi olduğunu, müvekkili adına … ve … nolu hesapların bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı banka nezdinde kredilerin kullanıldığını, müvekkili şirketin kullandığı krediler nedeniyle davalı banka tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak değişik isimler altında haksız kesintiler ve tahsilatların yapıldığının tespit edildiğini, tespit edilen haksız kesintiler nedeniyle müvekkili şirket tarafından 04/10/2017 tarihli dilekçe ile davalı bankaya başvuru yapılarak yapılan haksız ve hukuka aykırı kesinti ve tahsilatların iadesinin talep edildiğini, ancak davalı banka tarafından yapılan başvuruya talebin uygun görülmediğinin mesaj yoluyla müvekkiline bildirildiğini, davalı banka tarafından “operasyon masrafı, tahsis masrafı, teslim masrafı, mesaj gönderme komisyonu, komisyon, ücret, devre sonu operasyon, bankacılık hizmet masrafı, operasyon komisyon masrafı” gibi sözleşmede tam olarak belirlenmeyen ücretlerin tahsil edilmesinin ve kesinti yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gibi hakkaniyete ve ticari etiğe de aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik haksız olarak değişik isimler altında tahsil edilen 10.000,00-TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının tüm taleplerinin haksız olduğunu ve reddinin gerektiğini, davaya konu kredilerin, tüketici değil ticari kredi ile ilgili verilen krediler olduğunu, davalı müvekkili bankanın … şubesinin (Kapanan … Şubesinden devrolan) bireysel değil, işletme segmetinde kayıtlı ticari kredi müşterisi olduğunu, dolayısıyla müşteri talebi ile kullandırılan kredilerin kurumsal/ticari nitelikli rotatif kredi olduğunu, yani Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bir kredi olmadığını, itiraza konu mezkur krediler münasebetiyle kesilen masrafın hukuk ve usule uygun olduğunu, iadesinin talebinin yersiz olduğunu, davacıya kullandırılan ticari nitelikteki kredilerden bu kredilerle ilgili işlemlerin; 15/08/2014 tarihli 199.500,00-TL taksitli ticari kredi, 17/04/2015 tarihli 53.649,14-TL çek iskonto kredisi, 25/05/2015 tarihli 39.280,95-TL çek iskonto kredisi, 30/10/2014 tarihli 19.700,00-TL BCH, 06/08/2015 tarihli 115.000,00-TL … olduğunu, 15/08/2014 tarihinde … şubesinde Genel Kredi Sözleşmesi imza edildiğini, devirden sonra 01/07/2016 tarihinde Dudullu şubesinde de sözleşme imzalandığını, davalının imzaladığı sözleşmelerin ve kullandırılan kredilerin türünün bireysel olmadığını, davalı tarafça sözleşmelerin okunduğunu ve imzaladığını, hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
1-04/10/2017 tarihli masrafların geri ödenmesine ilişkin dilekçe, hesap ekstreleri, Genel Kredi sözleşmesi, ödeme planları, hesap hareketleri.
2-Mahkememizce atanan bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 02/10/2018 tarihli müşterek KÖK bilirkişi raporu ve 27/05/2019 tarihli müşterek EK bilirkişi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafça davacıya kullandırılan kredilerdeki haksız olduğu öne sürülen kesinti ve masrafların iadesi talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık bankacılık işlemlerinden kaynaklandığından mahkememizin 04/07/2018 tarihli celsesinde verilen 3 nolu ara karar gereği tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti davacının dosyaya sunduğu 14/12/2017 tarihli 2 sayfadan müteşekkil dilekçesinde açıkladığı masraf ve kesintilerinin 01/08/2014 – 17/10/2017 tarihleri arasında davacıdan tahsilip edilip edilmediği, edilmiş ise bu kalemlerin iade edilip edilemeyeceği, iade edilmesi gereken kalemlerin hangi kalemler ve ne miktarda olduğu her bir kalemin tahsilat tarihleri de bilirkişi raporunda işlenmek suretiyle dava tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına ve bilirkişi olarak Bankacı … ve SPK Uzmanı …’un resen seçilmesine karar verilmiş ve bilirkişilerce “…Bankaların Türk Ticaret Kanunu amir hükümlerine göre ticari işletme olup, amaçlarının ticari faaliyetlerde bulunmak suretiyle gelir elde etmek olduğunun açık olduğunu, bankacılık uygulamalarında kredilerin bireysel müşteriler ve ticari müşterilere kullandırılan krediler olmak üzere iki temel ayrıma tabi olduğunu ancak iki temel ayrımın arasında bir fark bulunmamakla birlikte sözleşmenin kurulmasıve içeriği açısından farklılıkların bulunduğunu, bireysel müşterilere kullandırılacak kredilerde imzalanacak sözleşmelir 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine uygun olarak hazırlanmasının gerektiğini, ticari müşterilere kullandırılacak kredilerdeyse böyle bir zorunluluğun olmadığını, banka ile müşterileri arasında Genel Kredi Sözleşmesi olarak anılan temel çerçeve sözleşmesinin imzalandığını, davaya konu olayda da kullanılan krediler genel kredi sözleşmesi kurularak kullanıldığından anılan kredinin nitelik olarak ticari kredi olduğunun kabul edildiğini ve buna göre değerlendirilmenin yapıldığını, davalı bankanın davacıdan masraf ve komisyon alabilmesi için taraflar arasında imzalanan sözleşmede masraf ve komisyon alınacağının kararlaştırılmış olmasının gerektiğini, davaya konu alacakların davalı bankanın da kabulünde olan davacının 06/08/2015 tarihinde kullandığı 115.000,00-TL’lik … kredisinden 3’er aylık devreler halinde tahsil edilen faizler sırasında alınan masraf ve komisyonlardan oluştuğunun görüldüğünü, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin; “Faiz, Komisyon ve Sair Masrafların Tahakkuku” başlıklı 7.2 maddesinin “hesabının eksi bakiyeye dönüştürülmesi suretiyle kullandırılan veya kullandırılacak cari hesap kredilerinin faiz ve komisyon oranlarının bankaca resen değiştirilebileceğini, söz konusu kredilere, uygulanacak faizler ile gider vergileri, sözleşme ile eklerinde (veya ayrıca üretilen ödeme planlarında) aksi belirtilmedikçe bankaca resen Mart, Haziran, Eylül ve Aralık ay sonları veya kredinin açıldığı tarihten itibaren 3’er aylık devreler itibariyle (kredili mevduat hesabı (KMH) hariç) ve her halükarda vade sonunda faiz ve komisyon (her türlü masraf ile bunlara bağlı vergi ve fon toplamı ile birlikte) tahakkuk ettirilebileceğini kabul eder.” hükmünü içerdiğini, taraflar arasında münakid sözleşmede alınacak masraf ve komisyon oranının yer almadığı, davalı banka tarafından T.C.M.B.’ye yapılan bildirimde, tabloda yer alan masraf ve komisyon oranının %4 olarak bildirildiğinin görüldüğü, davalı banka tarafından T.C.M.B.’ye bildirilen % 4’lük oran dikkate alınarak yapılan hesap ve değerlendirmeler neticesinde davalı bankanın davacıdan (2.880.00+3.680.00+2.300=8.860,00-TL) tahsil etmesi gerekirken 34.769,90-TL tahsil etmesi nedeniyle (34.769.90-8.860.00=) 25.909.90-TL fazla tahsilatta bulunduğunu, diğer bankaların uygulamış oldukları masraf ve komisyon oranlan sunulmadığından emsal konusunda inceleme ve değerlendirme yapılamadığını, mahkemece davacının alacaklı olduğu yönünde karar verilmesi halinde tahsilat tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasının gerektiğine…” dair müşterek bilirkişi raporunu tanzim edilip mahkemeye sunulmuştur.
Kök bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça 22/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ve mahkememizin devam eden yargılaması olan 11/12/2018 tarihli celsenin 1 nolu ara karar gereği bilirkişi raporunun değerlendirme kısmının 8 numaralı bölümünde yer alan tablodaki kesinti kalemlerinin tek tek irdelenerek hangi kalemde alınması gerekenden ne kadar fazla masraf ve komisyon alındığı ve bu kesinti kalemlerinin ne zaman yapıldığının belirtilmesi için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilerek bilirkişilerce sunulan 25/02/2019 tarihli müşterek EK raporda özetle;”…kök raporda açıklanan nedenlerle takdirinin mahkemeye ait olmak üzere dayanağı belli olmayan ve davalı banka tarafından, T.C.M.B’ye bildirilen %4’lük oran dışında davacından (2.880.00+3.680.00+2.300=8.860,00-TL) tahsil etmesi gerekirken 34.769,90-TL tahsil etmesi nedeniyle (34.769.90-8.860.00=) 25.909.90-TL fazla tahsilatta bulundu yönünde kök raporda ulaşılan tespit ve değerlendirmelerinde yapılacak bir değişikliğin bulunmadığına…” dair 02/10/2018 tarihli bilirkişi raporu tanzim edilerek Mahkemize sunulmuştur.
Dosyanın 11/12/2018 tarihli celsesinde bilirkişi raporunun değerlendirme kısmının 8 numaralı bölümünde yer alan tablodaki kesinti kalemlerinin tek tek irdelenerek hangi kalemde alınması gerekenden ne kadar fazla masraf ve komisyon alındığı ve bu kesinti kalemlerinin ne zaman yapıldığının belirtilmesi için dosyanın önceki bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişilerce sunulan 25/02/2019 tarihli ek raporda bu husus irdelenmediğinden bir sonraki celse bu konunun irdelenmesi ve ayrıca davalı tarafın itirazlarının irdelenmesi için dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdii edilerek 2. ek rapor alınmasına karar verilmiş ve önceki bilirkişilerce 27/05/2019 tarihli 2. ek rapor sunulmuş ve rapor özetinde:”…kök raporda açıklanan nedenlerle takdiri mahkemede olmak üzere dayanağı belli olmayan ve davalı banka tarafından T.C.M.B’na bildirilen %4’lük oran dışında davacıdan,(2.880,00+3.680,00+2.300=) 8.860,00-TL tahsil etmesi gerekirken 34.769,90-TL tahsil etmesi nedeniyle (34.769,90-8.860,00=) 25.909,90-TL fazla tahsilatta bulunduğundan kök raporda yapılacak bir değişikliğin bulunmadığını, ancak mahkemenin talebi doğrultusunda fazla kesilen tutarların kredi teferruatı ve operasyon masraflarından oluştuğu tespit edilmekle kesinti tarihlerinden davacının faiz talep edebileceği 30/09/2015 devre sonlu 830,55-TL operasyon masrafı, 31/12/2015 devre sonlu 2.019,25-TL kredi teferruatı, 31/03/2016 devre sonlu 3.050,00-TL kredi teferruatı, 30/06/2016 devre sonlu 2.625,00-TL operasyon masrafı, 30/09/2016 devre sonlu 2.620,00-TL operasyon masrafı, 31/12/2016 devre sonlu 2.887,50-TL operasyon masrafı, 31/03/2017 devre sonlu 2.961,00-TL operasyon masrafı, 30/06/2017 devre sonlu 3.202,50-TL operasyon masrafı, 30/09/2017 devre sonlu 4.200,00-TL operasyon masrafı, 31/12/2017 devre sonlu 1.514,10-TL operasyon masrafı olmak üzere toplam 5.069,25-TL kredi teferruatı ve toplam 20.840,65-TL operasyon masrafı ve genel olmak üzere 25.909,90-TL operasyon masrafı olduğuna…” dair sonuç ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekili 24/10/2018 tarihinde UYAP üzerinden sunduğu ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda tespit edilen 25.909,90-TL’nin kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamının bütün halinde değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça davalı ile akdedilen kredi sözleşmesi nedeniyle davacıdan haksız olarak tahsil edilen bedellerin iadesinin talep edildiği , davacı ile davalı arasındaki kredi sözleşmesi ve banka kayıtları ile dosya kapsamı incelenmek suretiyle düzenlenen usul ve yasaya uygun denetime elverişli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dayanağı belli olmayan ve davalı banka tarafından Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirilen %4’lük oran dışında 830,55-TL’nin 30/09/2015, 2.019,25-TL’nin 31/12/2015, 3.050,00-TL’nin 31/03/2016, 2.625,00-TL’nin 30/06/2016, 2.620,00-TL’nin 30/09/2016, 2.887,50-TL’nin 31/12/2016, 2.961,00-TL’nin 31/03/2017, 3.202,50-TL’nin 30/06/2017, 4.200,00-TL’nin 30/09/2017, 1.514,10-TL’nin 31/12/2017 tarihinde davacıdan haksız olarak tahsil edildiği anlaşılmakla bu tutarların kesinti tarihlerinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KABULÜ ile 25.909,90-TL’nin (830,55-TL’lik kısmına 30/09/2015, 2.019,25-TL’lik kısmına 31/12/2015, 3.050,00-TL’lik kısmına 31/03/2016, 2.625,00-TL’lik kısmına 30/06/2016, 2.620,00-TL’lik kısmına 30/09/2016, 2.887,50-TL’lik kısmına 31/12/2016, 2.961,00-TL’lik kısmına 31/03/2017, 3.202,50-TL’lik kısmına 30/06/2017, 4.200,00-TL’lik kısmına 30/09/2017, 1.514,10-TL’lik kısmına 31/12/2017 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.769,90-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.599,12-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 3.109,19-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 167,50-TL posta masrafı, 206,78-TL ilk harç ve 272,00-TL olmak üzere toplam 1.846,28-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.- 25/06/2019

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza