Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/953 E. 2018/413 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/184 Esas
KARAR NO : 2018/432

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …’ye devrinden önce … A.Ş.’nin … Merkez Şubesine 10/12/1999 tarihinde 3.000,00 TL mevduatını yatırdığını, müvekkilinin … A.Ş.’nin … Merkez Şubesine yatırdığı parasının henüz vadesi gelmeden 21/12/1999 tarihinde banka yönetimine … tarafından el konulmak suretiyle bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetiminin …’ye devredildiğini, müvekkilinin bankaya yatırdığı mevduatın … A.Ş. yönetimi tarafından …’de paravan olarak kurulan dava dışı … adlı paravan banka hesabına aktarıldığını, müvekkilinin bankalara olan güveni kötüye kullanılarak ve iradesi sakatlanarak hava talimatı imzalatıldığını, bu şekilde toplanan paranın … A.Ş. Tarafından grup ve hayali şirketlere usulsüz kredi vermek suretiyle tüketildiğinin tespit edildiğini, banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkilinin mevduatının … Bank hesabına aktarıldığını ve … mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle ödenmediğini, davalı bankanın paravan … banka kurmak ve bu bankanın adı arkasına gizlenmek suretiyle topladığı mevduatı yine kendisi tasarruf ettiğini ve grup şirketlere usulsüz krediler vermek suretiyle tükettiğini, paranın kontrolünü Yurtbank yönetimi elinde tuttuğunu, dava konusu yapılan alacağın …’ın hukuki sorumluluğundan kaynaklandığını, … A.Ş.’nin sırasıyla … A.Ş; … A.Ş ve … Bank A.Ş ile birleşmek suretiyle faaliyetlerine devam ettiğini beyanla müvekkili tarafından davalı bankanın Pendik/İstanbul şubesine yatırılan 3.000,00 TL mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, alacaklarına paranın bankaya yattığı tarih olan 22/11/1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … bünyesinde bulunan … A.Ş., … Bankası A.Ş, … Bankası, … A.Ş.,… T.A.Ş., … T.A.Ş.’nin devir ve birleşme suretiyle … A.Ş bünyesinde birleştirildiğini, daha sonra … A.Ş nin hisselerinin 09/08/2001 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile Ordu Yardımlaşma Kurumu arasında akdedilen hisse devir sözleşmesi ile …’a devredildiğini, Hisse Devir Sözleşmesinin imzalandığı sırada yürürlükte olan 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14/6 hükmüne göre …’nin yönetimi ve denetimi kendisine intikal eden bankanın, gerekiyorsa alacaklarını, zararlarını devralmaya yetkili bulunduğunu, neticeden müvekkili banka borcun tarafı olmadığından davanın reddini talep ettiklerini, davacının müvekkili … Bank A.Ş.’den herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının müvekkili bankadan tahsilini talep ettiği alacağın davacı tarafça …’a hava edildiğini, hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun … tarafından üstlenmesi sebebi ile ve 5411 sayılı Kanun m.107/5b-5 m.107/6 m.140 mucibince ve …’nin taraf olduğu sözleşmeler uyarınca müvekkilinin sorumlu olmadığını, davada müvekkili bankanın değil hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek borçları … üstlendiği ve hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlere ilişkin borçlar yasa gereği … üzerine nakil edildiğinden sadece … nin davalı sıfatı olması gerektiğini, bu sebeple öncelikle husumet itirazları nedeniyle davanın reddini talep ettiklerini, bu itirazlarının reddi halinde dava, süresi içinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, aksi halde davanın esas yönünden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretini davacı yana yükletilmesine karar verilmesini, borcu üstlenen … ve Hisse Devir Sözleşmesinin tarafı olan …’ a davanın ihbar edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haksız bankacılık işlemleri nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalı tarafın husumet ve zamanaşımı itirazının reddine karar verilerek dosya kapsamı ile tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde “davacının bir miktar mevduatını değerlendirmek maksadıyla davalı bankanın … Şubesine gelerek 3.000,00 TL tutarında bir parayı 10/12/1999 tarihinde davalı banka hesabına yatırması ile başlayan hukuki süreçte, aynı tarihlerde davalı …. AŞ’nin Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki değişik şubelerine de aynı şekilde mudilerce off-shore hesaplarına yatırılan paraların davalı bankaya ait merkez şubede bulunan hesapta toplandığı, kayıtlar üzerinde yurtdışında faaliyet gösteren … Ltd.Şirketine gönderilmiş gibi gösterilen paraların hiçbirinin böyle bir şirkete gönderilmediği, mudilerden toplanan paraların davalı banka yöneticisi ve hakim ortağı … ve grubu şirketlerine usulsüz krediler sağlanmak suretiyle tüketildiği, esasında bu şirketlerin dahi paravan şirketler olduğu, yurt dışında kurulu bulunduğu söylenen … şirketinin de yurt dışında başkaca … şirketi var iken sırf mudilerin paralarını yüksek faiz getirisi ve vaadiyle kandırarak, kendisine ait şirketlere aktarmak amacıyla dolandırıcılık amacıyla kurulduğu, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu, davalı banka yöneticisi ve hakim ortağı … ve bazı banka yöneticilerinin bankayı aracı kılmak suretiyle mudileri dolandırdığı hususunda haklarında açılan kamu davasında yapılan yargılama ve soruşturmalar neticesinde suçun sabit olduğunun belirlendiği, ceza mahkemesinde yapılan yargılama sırasındaki maddi vakıaların varlığına ilişkin tespitlerin ve sübut sonuçlarının BK’nun 53.maddesi kapsamında hukuk mahkemesini de bağlayacağı, davalı … Bank AŞ yöneticilerinin sorumluluğu yönünde Türkiye’deki çeşitli mahkemelerden verilen mahkeme kararlarının da Yüksek mahkemece onandığı, yanısıra mahkememizde bu dava nedeniyle yapılan yargılamada toplanan deliller, davalı banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi, … Bank AŞ’nin… Ltd’e ilişkin kayıt suretleri, BBDK yeminli murakıplarınca hazırlanan Raporlar ile anlaşılan ve davalı banka yöneticilerinin yukarıda anlatılan şekilde gerçekleşen ve ceza yargılaması ile sabit olan eylemleri nedeniyle davalı bankanın TTK’nun 321/son, 336/2 maddeleri gereğince sorumlu tutulması gerektiği, yine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin önceki içtihatlarında öncelikle … Bankaya başvuru gerektiği, ancak yeni içtihatlarında … Ltd adlı kıyı bankasının hiç bir mal varlığının bulunmadığı, bu banka hakkında çok sayıda aciz vesikası alınmış olduğu, yine KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanlığı’nın …AŞ’ne ait hiçbir mal varlığının bulunmaması ve yıllık 20.000,00 USD dolarlık lisans bedelini yatırmamış olması sebebi ile bankacılık lisansının iptal edilerek kapatılmış olması nedeni ile bu bankaya başvurunun sonuçsuz kalacağının kesin olduğundan bahisle önceki içtihatlarından döndüğü ve … Banka’ya dava açmaya veya icra takibi yapmaya ve başvurunun sonuçsuz kaldığının kanıtlanmasına gerek bulunmadığı yönünde karar oluşturduğu görülmekle davacının parayı … AŞ’ye yatırmasında davalı Ing Bank’ın devralmış olduğu … AŞ’nin %100 kusurlu olduğu, davacıların hesabı bankaya yatırmasında herhangi bir müterafık bir kusurunda bulunmadığı sonucuna varılmakla davacıların davasının kabulü ile 3.000,00 TL’nin 10/12/1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın davalının vaki temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5677 Esas ve 2017/7213 Karar sayılı 13/12/2017 tarihli kararı ile “dava tarihi olan 23/10/2014 tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, 3/1-1 maddesinde ise tüketici işleminin mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade edeceğinin düzenlendiği, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğunun hüküm altına alındığı, bu itibarla … hesaba yatırılan paranın istirdadına yönelik bu davada Mahkememizce tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esasa girilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı”ndan bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, beyanları alındıktan sonra usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak tüketici konumunda olan davacının bankacılık işlemleri nedeniyle açtığı iş bu davada Yargıtay ilamında açıklanan yasal düzenleme gereği tüketici mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; davalı ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/04/2018

Katip

Hakim
E-imza