Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/935 E. 2020/515 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/935 Esas
KARAR NO : 2020/515

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2017
KARAR TARİHİ : 23/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin ticaretle uğraştığını ve olup ticari işlerinde davalı bankanın … şubesine ait … müşteri numaralı IBAN … numaralı hesabını kullandığını ve mobil şube yoluyla para transferi ve sair işlemler yaptığını, ayrıca yine tüm özel, mesleki ve bankasal işlemlerinde … numaralı hattı kullandığını, 12 Haziran 2017 tarihinde müvekkilinin arkadaşlarının uyarıları üzerine kullandığı “…” numaralı cep telefonu hattının aramaları kabul etmediğini anladığını ve … Müşteri Hİzmetlerini aradığını, operatör tarafından numaranın “…” numaralı hatta arama yönlendirmesi yapıldığının belirtildiğini, oysa müvekkili tarafından o tarihte yazılı veya sözlü bir yönlendirme yapılmadığını, bunun üzerine hemen …’sine giderek yönlendirmenin iptal edilmesini istediğini, tavsiye üzerine Sım kart değişikliği yapıldığını ve yönlendirmenin kapatıldığını, müvekkilinin telefonunu normal olarak kullanmaya başladığını, akabinde 07/07/2017 tarihinde saat 20:30 civarında müvekkilinin telefonuna sim kart değişim talebiniz alınmıştır şeklinde bir sms geldiğini ve sim kartının tamamen kullanım dışı kaldığını, … müşteri hizmetlerini aradığında talebin yazılı olduğunun bildirildiğini, ertesi sabah … bayisine gidip sim kartını değiştirdiğini ve tekrar kullanmaya başladığını, BTK tarafından müvekkiline im kart değişiklilerinde sahtecilik bulgusuna rastlandığının bildirildiğini, müvekkilinin 10 Temmuz günü davalı banka nezdinde bulunan hesabını incelediğinde 7-8 Temmuz 2017’de hesabından haberi olmaksızın mobil şube yoluyla yüksek miktarda havale-eft işlemi yapıldığını gördüğünü, toplamda 40.950,00 TL’nin muhtelif hesaplara geçirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalı bankanın şubesine giderek söz konusu bedellerin hesabından rızası dışında çekildiğini bildirerek iadesini talep ettiğini, davalı banka tarafından olumlu veya olumsuz bir dönüş yapılmadığını, işlem ve hesap güvenliğini sağlamayarak kusurlu olan davalının müvekkilinin zararından sorumlu olduğunu, bu nedenle davalı hakkında … 1.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlattığını, davalının takipten sonra kısmi ödeme yaptığını, yapılan ödemenin açıklamasında ise dolandırıcılık yazıldığını ve bu şekilde davalının usulsüz havale işlemlerini kabul ettiğini, buna rağmen bakiye ödemeyi yapmadığını beyanla davalının takip dosyasına vaki haksız itirazının kısmen iptali ile takibin 32.998,59 TL üzerinden devamına, müvekkili yararına en az % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili … Bankası A.Ş. – … Şubesi nezdindeki hesabından 40.950,00 TL’nin haberi ve izni olmaksızın havale/eft ile alındığı, usulsüz işlem nedeniyle müvekkili bankanın kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, bankanın çekilen parayı kendisine ödemekle yükümlü olduğu iddiasıyla müvekkili aleyhine … 1. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçtiğini, yapılan icra takibine taraflarınca itiraz edildiğini, yapılan icra takibi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu gibi itirazın iptali davasının da haksız olduğunu, nitekim müvekkili bankanın üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, davacının iddialarının doğru olduğunun kabul edilmesi durumunda da zararın meydana gelmesinden “… İletişim Hizmetleri A.Ş”nin sorumlu olduğunu, davanın, … aleyhine açılması gerekirken husumetin müvekkili bankaya yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, işbu sebeple açılan itirazın iptali davasının reddinin gerektiğini, müvekkili bankanın internet ve mobil bankacılık uygulamalarında, iki faktörlü kimlik doğrulama mekanizmasını işlettiğini, olay günü davacının müvekkili nezdinde kayıtlı cep telefonuna doğrulama ve onay kodlarının yer aldığı sms’lerin gönderildiğini, davacının bunun öncesinde de internet bankacılığına gerekli güvenlik adımlarına doğru cevaplar vererek son adımda banka sisteminde kayıtlı cep telefonuna gönderilen ona sms’lerini doğrulayarak başarılı girişler yaptığını, itiraza konu işlemlerin BDDK mevzuatına uygun doğrulama yöntemleri ile gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkili bankanın üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini, davaya konu zararın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddine, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 41.118,85 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 09/08/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 10/08/2017 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavclılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, davacının davalı banka nezdinde bulunan ve takibe konu hesabının 07/07/2017 tarihli hesap dökümü celp edilmiş, davacıya ait cep telefonu hattının 12/06/2017 ve 07/07/2017 tarihlerindeki yönlendirme ve sim kart değişikliği taleplerine ilişkin belge olup olmadığı hususu …’den sorulmuş, dosya bankacı ve mali müşavir bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacının, davalı banka nezdinde bulunan … nolu vadesiz ticari mevduat hesabını davalı bankada kayıtlı bulunan … nolu cep telefonu aracılığı ile gerek internet gerekse elektronik/mobil bankacılık kanalları vasıtasıyla kullandığını, davacının cep telefonuna 07/07/2017 tarihinde “sim kart değişiklik talebiniz alınmıştır” şeklinde gelen mesajdan sonra telefonun bloke olduğunu ve üçüncü kişiler tarafından rızası dışında cep telefonu kullanılmak suretiyle davalı banka nezdinde bulunan vadesiz hesabından muhtelif kişilerin yine davalı banka nezdinde bulunan hesaplarına toplam 40.950,00 TL’nin havale edildiğini, davalının 8.120,26 TL’yi davalıya iade ettiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan herhangi bir sözleşme sunulmadığını, davacının cep telefonu operatörünün 07/07/2017 tarihinde aynı gün içinde 2 defa, 08/07/2017 tarihinde de 1 defa değiştirildiğini, ancak dakikalar içerisinde yeniden …’e döndüğünü, GSM operatör değişikliklerinin neden ve nasıl yapıldığının belirsiz olduğunu, toplam 7 saatlik bir süre içerisinde davalı bankanın davacının cep telefonu hattına …’e 28 adet ve Avea’ya 3 adet olmak üzere toplam 31 adet sms gönderdiğini, yapılan işlem adedinin 10 olduğunu, banka sisteminin birbirini takip edecek şekilde çok sayıda şifre üretilmesini ancak işlem yapılamamasını şüpheli işlem olarak algılamamasının anlaşılabilir olmadığını, sistemin söz konusu sms’ler ile açılmasına izin vermeyerek otomatik olarak kendisini kapatması gerektiğini ancak her defasında yeni sabit şifreler gönderilerek sistemin açık kalmasına izin verildiğini, davalı bankanın saat 22:12’de tek kullanımlık şifre ile gerçekleştirilen 4.050,00 TL tutarındaki havale işlemi öncesinde işlem yapılması için 5 farklı şifre gönderdiğini, genel uygulamada üst üste 2 şifre işlem yapılamadığı zaman son olarak üçüncü bir şifre hakkının verildiğini, bu son şifre ile de sistem açılmadığında kesinlikle yeni şifre verilmediğini, bu nedenle davalı bankanın sisteminin şüpheli işlemlere duyarlı olmadığının değerlendirildiğini, ilk 2 havale gerçekleştirildikten sonra üçüncü havale öncesinde yine mobil bankacılığa giriş yapılabilmesi için peş peşe 3 farklı şifre gönderildiğini aynı durumun beşinci havaleden sonra da oluştuğunu ve onuncu havale öncesinde de cep telefonuna yine internet ve mobil bankacılığa giriş yapılabilmesi için 4 farklı şifre gönderildiğini, davalı bankanı sim kart değişikliği nedeniyle kilitlenen sistemi hangi güvenlik uygulaması ile açtığını, davacının kimlik doğrulamasını ne şekilde yaptığını, sistemin kendisini kilitlemek yerine peş peşe şifre üretmesini açıklaması gerektiğini, 10 farklı havale işlemi için 20 adet şifre gönderilmesi ve sistemin şüpheli işlemi algılamamasının, sistemin otomatik kontrol mekanizmasına sahip olmadığını, davalı bankanın güvenlik sağlama yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle davalı bankaya kusur izafe edilebileceğini, davacının yapılan ödemeden kalan 32.998,59 TL yönünden takibinde haklı olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Davacı banka tarafından sunulan görüşme kayıtlarının incelenmesi hususunda heyette bulunan bankacı bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi ek raporunda özetle; davacının sim kart blokesinden sonra davalı bankayı “…” numaralı cep telefonu ile arayarak operatör değişikliği yaptığını beyan ettiğini, parola ve aktivasyon kodu talep ettiğini, kimlik kontrolüne ilişkin sorulara doğru cevap verdiğini ve kimlik sorgulaması sonrasında cep telefonuna sms ile şifre gönderildiğini, davacının söz konusu şifre ile blokeyi kaldıramadığını ve ikinci kez bankayı aradığını ve şifre talep ettiğini, bu görüşmeden sonra da davacıya sms ile şifre gönderildiğini, üçüncü kişilerin hesaplarına yapılan havalelerin bu görüşmelerden ve hesaba konulan blokenin kaldırılmasından sonra yapıldığını, ses kayıtlarının hangi tarihte ve saatte gerçekleştirildiğinin davalı tarafından belgelendirilmediğini, bu görüşmelerin tarihi ile davacının cep telefonuna kilitlemenin kaldırılmasına yönelik şifrelerin gönderildiği 07/07/2017 saat 21:33’ün eşleştirilmesi gerektiğini, davacının söz konusu havale işlemlerinin yapılmasından 25 gün önce sim kartının bloke edilmesine ve başka bir telefona yönlendirilmesine rağmen cep telefonu numarasını değiştirmediğini, kullanmaya devam ettiğini tespit ve beyan etmiştir. Raporlar taraflara tebliğ edilmiş ve Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davalı bankaya söz konusu ses kayıtlarının tarih ve saatini gösterir belgenin sunulması için süre verilmiş, davalı tarafından log kayıtları sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının davalı banka nezdinde bulunan … nolu vadesiz ticari mevduat hesabından, davalı bankada kayıtlı bulunan “…” nolu cep telefonu üzerinden 07/07/2017 tarihinde gerçekleştirilen 10 adet havale işlemi ile toplam 40.950,00 TL’nin üçüncü kişilerin hesaplarına aktarıldığı, havale işlemlerinden önce davacının sim kartının bloke olduğu, davalı banka tarafından blokenin kaldırıldığı ve cep telefonuna şifreler gönderilmek suretiyle havale işlemlerinin yapılmasının sağlandığı, kök bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 10 adet havale işleminin yapılabilmesi için davalı bankadan 20 kere şifre talep edildiği ve sistemden gönderildiği, bazı havale işlemleri için üçten fazla şifre gönderildiği ve buna rağmen davalı banka sisteminin kendisini kilitlemediği, şüpheli işlemleri algılamadığı, havale işlemlerinin davacının bilgisi ve rızası olmaksızın üçüncü kişilerce cep telefonu hattının kullanılması ile gerçekleştirildiği, havale işlemlerinden önce üçüncü kişilerce sim kart değişikliği yapılması nedeniyle davalı bankanın sisteme girişi kilitlediği ancak daha sonra aynı hatta internet bankacılığına giriş şifresinin gönderildiği ve bundan sonra havale işlemlerinin gerçekleştirildiği, her ne kadar davalı banka tarafından internet bankacılığına girişin kilitlenmesinden sonra davacının bankayı arayarak blokenin kaldırılmasını talep ettiğini ve bu nedenle blokenin kaldırıldığını iddia etmiş, bu kapsamda da ses kayıtlarını dosyaya sunmuş ise de, söz konusu ses kayıtlarının hangi tarih ve saate ilişkin olduğunun belirlenemediği, bankalar özel yasa ile kurulan ve kendilerine alanlarında çeşitli imtiyazlar tanınan, topladıkları mevduatı ve katılım fonlarını sahteciliklere karşı özenle korumak zorunda olan kuruluşlar olup sahip oldukları bu vasıfları sebebiyle bankacılık işlemlerinin güvenilen tarafı konumunda kabul edilmeleri ve sorumluluklarının özel güven sebebiyle ağırlaştırılması gerektiği, bu nedenle hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları, iş bu davada yapılan havale işlemleri sırasında davalı banka sisteminin şüpheli işlemleri algılamaması ve sistemi kilitlememesinin ağır kusur teşkil ettiği, kaldı ki davalı banka tarafından da havale edilen bedellerin bir kısmının davacıya dolandırılık açıklamasıyla iade edildiği ve bu şekilde yapılan işlemlerde kusurlu olduğunun kabul edildiği, davalı bankanın, davacının tüm zararından sorumlu olduğu kanaatine varılarak icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın Kabulüne, davalının … 1. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına itirazının asıl alacak 32.998,59-TL yönünden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile devamına,
2-6.599,72-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 2.254,13 TL’den peşin alınan 357,95 TL harcın mahsubu ile kalan 1.896,18 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 263,80 TL posta ve tebligat masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.763,80 TL yargılama gideri ile 389,35 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 4.950,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza