Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/933 E. 2021/228 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/933 Esas
KARAR NO : 2021/228

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30//10/2017
KARAR TARİHİ : 14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;30.01.2017 tarihinde müvekkili yolun sağ tarafında bisiklet ile ilerlerken arkasından plakasını, rengini ve modelini göremediği bir aracın çarpması sonucu yaralanarak sakat kaldığını, müvekkili kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazaya ilişkin tüm evrak ve tanık beyanları … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Nolu soruşturma dosyasında olduğunu, müvekkili, kaza neticesinde ağır yaralanmış ve … Devlet Hastanesi’ne sevkedilerek tedavisi yapıldığını, … Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen Epikriz,Genel Adli Muayene Raporları,tedavi ve ameliyatlarla ilgili belgelerin celbi gerektiğini, bu kaza sonucunda müvekkillinin ciddi maluliyetleri ortaya çıktığını, kazaya sebebiyet veren araç tespit edilemediğinden dolayı davalı kurum, müvekkilinin uğramış olduğu zarardan dolayı sorumlu olduğunu, dava açılmadan önce davalıya gerekli tüm evrakla başvuru yapıldığını, ancak herhangi bir tazminat ödemesi yapılmadığını, başvurularına ilişkin olarak … no’lu hasar dosyası açıldığını, arz ve izah edilen sebeplerden dolayı fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili için 5.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;kazaya ilişkin olarak düzenlenen 05.06.2017 tarihli cd izleme tutanağında 30.01.2017 tarihinde gerçekleştiği ve davacının maluliyetine sebebiyet verdiği iddia edilen olaya rastlanmadığı belirtildiğini, açıklanan nedenlerle, davacıda oluşan maluliyetinin 30.01.2017 tarhinde gerçekleştiği iddia oluna kazadan kaynaklı olduğunun somut delillerle ispat edilememesi halinde davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen taşıtın cinsinin tespiti ve araç plakası ve sürücüsünün tespit edilemediğinin ispatı gerektiğini, davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti adli tıp vasıtasıyla yapılması gerektiğini, ayrıca kaza sırasında bisiklet kullanmakta olan davacı bu tarz araç kullanırken alması gerekli güvenlik önlemlerini almamış olması sonucu yaralandığını, davacının kazanın gerçekleşmesindeki kusuruna ek olarak yaralanmasında da ağır müterafik kusuru bulunduğunu, kusur oranlarının tespitinde belirtilen hususların da dikkate alınmasını talep ettiklerini, arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
7101 sayılı kanun madde 61 uyarınca 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.
Dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi, ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp tamamlandıktan sonra yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez. Buna karşın, bir usul işlemine başlanmamış veya başlanmış olup da henüz tamamlanmamış ise yeni usul hükmü (veya kanunu) hemen yürürlüğe gireceğinden etkilenir. Çünkü, usule ilişkin kanunlar -tersine bir kural benimsenmediği takdirde- genel olarak hemen etkili olup uygulanırlar. O halde somut olayda, dava değeri nazara alındığında dava basit yargılama usulüne tabidir.
HMK 320/4 “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
HMK’nun 320/4 maddesinde belirtilen hal ve koşulların 15/03/2018 tarihinden sonra oluşması gerekir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle ; tarafların duruşmaya katılmamaları ve mazerette bildirmemeleri nedeniyle mahkememizin 09/12/2020 tarihli oturumunda dosyanın 6100 sayılı yasanın 150. maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı, davacının 04/01/2021 tarihli yenileme talebi üzerine davanın yenilendiği , yenileme tensip zaptı ve duruşma gününün davacı vekiline tebliğ edildiği ancak mahkememizin 14/04/2021 tarihli oturumunda yapılan duruşmaya yine tarafların katılmadıkları ve mazeret dilekçeside sunmadıkları anlaşılmakla taraflarca takip edilmeden davanın HMK 150. Madde ve HMK 320/4 maddesi uyarınca Açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-İkinci kez takipsiz bırakılan davanın HMK 150. Madde ve HMK 320/4. Maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu eksik 27,9 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına ,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf Yolu Açık Olmak Üzere Karar verildi. 14/04/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza