Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/928 E. 2019/1012 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/928 Esas
KARAR NO : 2019/1012

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/11/2019

Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/936-2015/735 E.K. sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen dava dosyası mahkememizin yukarıda yazılı esas sırasına kayıt edilerek yapılan yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili … ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan 01/09/2009 tarihli Otobüs İç Temizliği Hizmet Alım Sözleşmesi sonrası adı geçen firmaya davalı …Ş. … Şubesi’nden … tarih ve … referans numaralı 1.070.000,00-TL bedelli teminat mektubu verildiğini ve mektubun şubece teyit edildiği, bu teyit ile banka ile müvekkili kuruluş arasında garanti sözleşmesinin kurulduğu ve hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başladığını, sözleşmenin uygulanmasından 2012 yılına kadar yüklenici firmanın sözleşmeye Sayıştay sorgusu neticesinde tespit edilen aykırı fiilleri nedeni ile dava konusu mektubun nakte çevrilerek bedelinin ödenmesi için … tarih ve … sayılı yazı ile davalı bankadan istenildiğini, banka tarafından talebin reddedildiğini, bunun üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu ve … 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, davalı … tarafından gönderilen … tarih ve … numaralı yazıda söz konusu mektup aslının 08/02/2012 tarihinde bankaya iade edildiği ve kayıtlardan çıkışının yapıldığının söylendiği, bankalarına 3. Kişilerce ibraz edildiği belirtilen ve …’ya verilmiş bulunan teminat mektubu ile yüklenici tarafından sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi halinde ilk talepte ödeme kaydı ile teminat altına alındığını, teminat mektubu verilmesi ile banka ile … arasında yüklenici ile olan temel sözleşmeden ayrı olarak garanti sözleşmesi kurulduğu, garanti sözleşmesi ile bankanın davacı kuruluşa ilk ödeme talebinde 1.070.000,00-TL’nin ödenmesinin taahhüt edildiğini, tahsil amacı ile gönderilen teminat mektubunun sahte veya gerçek olmasının garanti sözleşmesinin kurulması açısından bir önemi bulunmadığını, garanti sözleşmesinde yasalara göre herhangi bir şekil şartının söz konusu olmadığını, bankanın yüklenici lehine teminat iradesi ile müvekkili kuruluşa kabul iradesinin varlığının garanti sözleşmesinin kuruluşu için yeterli olduğunu, teminat mektubu metninin garanti sözleşmelerinde bir şekil şartı olmadığını, teminat mektubu aslının davacı kuruluşun haricinde 3. Kişi tarafından bankaya verilmiş olmasının bankanın garanti sözleşmesinden kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, garanti sözleşmesinin taraflarının banka ve müvekkili kuruluş olduğunu, müvekkili kuruluşun sözleşmeyi sonlandırma iradesi olmaması halinde sözleşmenin sona ermesi veya banka sorumluluğunun ortadan kalkmasının hukuken mümkün olmadığını, bankanın basiretli ve özenli davranarak kuruluş dışında 3. kişilerce iade edildiğinde sorumluluğun sonlandırılması adına muhatapla ibralaşması gerektiğini belirterek banka teminat mektubundan doğan 1.070.000,00-TL alacağın 28/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davaya konu teminat ve kefalet mektubunun müvekkili bankanın kredili müşterisi … Ltd. Şti. tarafından bankaya teslim edildiğini, müvekkili bankanın … Şubesi ile … Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmesine istinaden … Büyük Şehir Belediye Başkanlığı …’na hitaben … tarih ve … numaralı 1.070.000,00-TL’lik teminat ve kefalet mektubu tanzim edilerek şirket yetkililerine verildiğini, söz konusu mektup aslının 08/02/2012 tarihinde … A.Ş. … Şubesi’ne mektup konusu işin bittiğinden bahisle iade edildiğini, mektup aslının iade edilmiş olması ve o tarihe kadar teminat mektubu ile ilgili tazmin talebinin olmaması sebebi ile müvekkili bankanın kayıtlarından çıkışının yapıldığını, 28/12/2012 tarihinde muhatap … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından müvekkili bankanın … Şubesi’ne hitaben yazılan yazı ile söz konusu mektubun tazmin edilerek bedelinin ilgili hesaplara gönderilmesinin istenildiğini, banka kayıtlarında teminat mektubu kayıtlarında teminat mektubu aslının iade edildiği ve risk çıkışının yapıldığı tespit edilerek bu nedenle tazmin talebinin yerine getirilemeyeceğinin bildirildiğini ve mektubun teyit yazısı gönderilerek tazmin talebinin yinelendiğini, yapılan incelemede tazmini istenilen ve müvekkili bankanın … Şubesi’ne ibraz edilen teminat mektubunun sahte olduğunu, mektup üzerindeki hologram ile banka adına atılan imzaların sahte olduğunun anlaşıldığını ve tazminin mümkün olmadığının beyan edildiğini, müvekkili bankaya sahte mektup ibraz edilerek nakte dönüştürülmek istendiğini, … elinde teminat mektubu aslının bulunmadığı halde teminat mektubunun tazmininin talep edilmiş olduğunu, tazmini talep edilen mektup üzerinde inceleme yapılması halinde mektubun sahte olarak düzenlendiğinin ortaya çıkacağını, söz konusu teminat mektubu ile ilgili olarak gerek davacının gerekse bankanın suç duyurusunda bulunduğunu, davacı tarafın suç duyurusunda bulunmakla bu hususları kabul ettiğiüni açıkça ikrar ettiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Sahtecilik Ve Dolandırıcılık Bürosu’nun … numaralı dosyasından yapılan soruşturma sonucunda aralarında … çalışanlarının da bulunduğu şüpheliler ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilileri hakkında sahte teminat mektubu tanzim ederek müvekkili bankayı ve …. Büyükşehir Belediye Başkanlığı … Müdürlüğü Bütçe ve Mali İşler Daire Başkanlığı’nı dolandırdıkları iddiası ile … 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını ve davanın sonucunun davayı doğrudan etkileyeceğinden bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, teminat mektubu bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı … Ltd. Şti. İle 01/09/2009 tarihli Otobüs İç Temizliği Hizmet Alım Sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşme uyarınca sözleşmenin tarafı …Şti.’nin … Bankası … Şubesi’nin 18/06/2010 tarihli ve … referans numaralı 1.070.000,00-TL bedelli teminat mektubu verdiğini, ilgili banka şubesinin yetkililerince teminat mektubunun ilgili bankadan verildiğinin yazılı olarak teyit edildiğini, 2013 yılında ilgili bankadan teminat mektubunun tazmin edilerek hesaplarına gönderilmesi talebinde bulunduğunu, bankanın anılan teminat mektubunun aslının lehdar tarafından bankaya iade edildiğini, bu nedenle teminat mektubunun çıkışının yapıldığını, ayriyeten tazmini talep edilen teminat mektubunun ise sahte olduğunu belirterek tazmin talebini reddettiğini belirterek davalı bankanın bu eylemi nedeni ile zarara uğramasına sebebiyet verdiğini öne sürmüştür. Uyuşmazlığın çözümü için somut olayda davalı bankanın kusurlu davranıp davranmadığının, ihmalinin olup olmadığının, teminat senedi bedelinden sorumlu olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Mahkememizce davalı tarafça delil olarak bildirilen … 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin…-… E.K. sayılı dosya sureti getirtilmiş, taraflarca delil olarak sunulan sözleşme, yazışma evrakları, kesin teminat mektubu vs. tüm deliller incelenmiştir. Uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklanması nedeni ile dosya kapsamı ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. 17/08/2018 tarihli bilirkişi kurulu kök raporunun sonuç kısmında “…Davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. Arasında imzalanan hizmet sözleşmesine istinaden …Ltd. Şti. Tarafından davacı adına davalı … tarafından düzenlenen teminat mektubunun teslim edildiği, davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasındaki hizmet sözleşmesi, dava dışı … Şti. Tarafından teslim edilen teminat mektubuna dayanılarak akdedildiği, davacı tarafından teminat mektubunun teyidinin teminat mektubunun aslıyla bankaya başvurularak yapılması gerekirken fotokopisi ile yapıldığı, davacı tarafından teyit başvurusunun teminat mektubunun fotokopisi üzerinden yapılmasıyla davalı bankanın teminat mektubunun sahteliğini teyit imkanının olmadığı, bundan dolayı davacının kusurlu olduğu, davalı bankanın teminat mektubunun fotokopisi üzerinden teminat mektubu teyidi yapmasıyla teminat mektubunun sahteliği kontrolü yapmayarak eksik teyit yaptığı, bu bakımdan davalı bankanın kusurlu olduğu, teminat mektubunun iadesinde davalı bankanın bir iptal talebi almadan teminat mektubu riskini kaldırmasından dolayı kusurlu olduğu, teminat mektubunun iadesinde davalı bankanın iptal edilecek risk için teminat mektubunun muhatabından teyit almask gerekirken davalı bankanın risk iptali gerçekleştirirken davacı muhataptan teyit almamasından dolayı davalı bankanın kusurlu olduğu, bilirkişi incelemesi ile dava konusu olayla ilgili teknik olarak kusurların tespit edildiği, kusur oranlarının temininin mahkemenin uhdesinde olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir. Taraf vekillerinin itirazlarının incelenip değerlendirilmesi kaydı ile bilirkişi kurulundan ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 11/03/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında “…Kök raporda yapılan tespit ve değerlendirmelerde esas itibariyle uygulamada karşılaşılan sorunlar gözetilmiştir. Bu tespit ve değerlendirme, iddianamede belirtilen hususlarla birlşeince gerek teminat mektubu muhatabı gerekse mektubu düzenleyip yükümlülük altına giren kurum açısından başlangıçta yapılan teminat mektubu teyidinin aslı üzerinden yapılmamış olmasının önemi, daha iyi ortaya konulmuş olmaktadır. Dolayısı ile fotokopi üzerinden yapğılan teyit işlemi sonrası bir süre sonra teminat mektubu aslının bir şekilde davalı bankaya iade edilmiş ve kayıtlardan çıkışı yapılmış olmakla birlikte kurumsal ve basiretli davranma yükümlülüğü anlamında davalı bankaca kim tarafından iade edildiği dahi bilinmeyen bir işlem nedeni ile kök rapora ilişkin taraf beyanları da dikkate alınarak kök raporun sonuç bölümünde belirtilen hususlardaki görüşümüzde değişikliği gerektirecek bir durum olmadığı, TBK m.115 hükmüne göre davalı bankanın en hafif kusurundan dolayı sorumlu olduğu, dolayısıyla nihai olarak kök raporda varılan sonuç ve kanaat ile teminat mektubuna ilişkin gerek iddianame, gerek ağır ceza mahkemesi kararı, gerekse TBK m115 hususlarında nihai değerlendirme ve hukuki nitelemenin mahkemenin takdirinde olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Yukarıda yazıldığı üzere HMK 266 madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, hukukî niteleme mahkememize ait olup, düzenlenen raporlarda yer alan sair hususlar ise aşağıda tartışılmıştır.
Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı (idare) ile dava dışı …Tic. Ltd. Şti. (yüklenici) arasında 01/09/2009 tarihli “Otobüs İç Temizliği İşine Ait Sözleşme Tasarısı Teklif Birim Fiyat Hizmet Alımı Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşmenin konusunun otobüs iç temizliği olduğu, işe başlama tarihinin 08/09/2009, işi bitirme tarihinin 07/09/2012 olduğu, sözleşmenin 11. maddesinde yüklenici firmanın davacı idareye 1.070.000,00-TL bedelli kesin teminat mektubu verdiğinin ve kesin teminat mektubu süresinin 31/12/2012 tarihine kadar olduğunun düzenlendiği, yüklenici firmanın anılan düzenleme uyarınca davalı bankanın … Şubesi’nin 18/06/2010 tarih … mektup numaralı 1.070.000,00-TL bedelli teminat mektubunun verildiği, davalı bankanın … Şubesi’nce … Müdürlüğü Otobüs İşletme Daire Başkanlığı’na hitaben yazılan 18/06/2010 tarihli yazı ile anılan banka teminat mektubunun teyit edildiği sabittir. Anılan teminat mektubu aslının dava dışı … Ltd. Şti. yetkilileri tarafından 08/02/2012 tarihinde davalı bankanın … Şubesi’ne işi bittiğinden bahisle iade edildiği, mektup aslının iade edilmiş olması ve o tarihe kadar teminat mektubu ile ilgili tazmin talebinin olmaması sebebi ile banka kayıtlarından teminat mektubunun çıkışının yapıldığı, bilahare davacının 28/12/2012 tarihli yazı ile anılan teminat mektubunun nakte çevrilerek banka hesabına yatırılmasının talep edilerek ekinde kesin teminat mektubunun sunulduğu, davalı banka … Şubesi’nin 31/12/2012 tarihli cevabi yazısında anılan teminat mektubunun kayıtlarda bulunmadığının, talep yazısı ekinde gönderilen mektupta yer alan imza ve hologram ile diğer unsurların orjinal olmadığının tespit edildiğinin, bu nedenle tazmin talebinin yerine getirilemediğinin bildirildiği, davacının 04/01/2013 tarihli yazısında anılan teminat mektubunun banka tarafından teyit edildiği belirtilerek nakte çevrilmesinin talep edildiği, davalı bankanın 09/01/2013 tarihli cevabi yazısında teminat mektubu aslının 08/02/2012 tarihinde bankaya iade edildiğinin ve kayıtlardan çıkışının yapıldığının, talebi istenilen teminat mektubundaki imza ve hologram ile diğer unsurlarının orjinal olmadığının, mektubun sahte olarak düzenlendiğinin anlaşıldığının, bu nedenle tazmin talebinin yerine getirilemediğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili, bankanın tacir olması nedeni ile basiretli, özenli davranarak teminat mektubunun aslının müvekkili dışında 3. kişilerce iade edildiğinde sözleşmeyi bitirme ve sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğunu sonlandırma adına müvekkili ile ibralaşması gerektiğini ancak özen yükümlülüğünü yerine getirmeyerek müvekkili kuruluşun zararına neden olduğunu, teminat mektubu metninin başka bir deyişle garanti sözleşmesinin devam ettiğinden teminat mektubu miktarının müvekkiline ödenmesi gerekirken aksi yönde davranmasının hukuka aykırı olduğunu öne sürmüştür.
Bankalar Türkiye’de hükümetçe imtiyaz sureti ile verilen bir işi yapan ticari müesseseler olarak ödeme yaparken gereken dikkat ve özeni göstermek zorundadırlar ve bu konuda hafif kusurlu davranışlarından dahi sorumludurlar. Ayrıca davalı banka adam çalıştıran sıfatı ile de sorumlu olup, bu sorumluluk bir kusur sorumluluğu olmayıp olağan sebep sorumluluğudur. Adam çalıştıranın sorumluluğu 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 116. maddesinde ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 99/2. maddesinde düzenlenmiştir. Burada kanun adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklemiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlâli ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Belirtildiği üzere bankaların personelin yaptıkları işlerden dolayı adam çalıştıran sıfatı ile sorumlulukları bulunmakta olup, bu sorumluluk türü kusursuz sorumluluk türlerinden özen sorumluluğudur. … çalıştırana genel nitelikte bir objektif özen yükümlülüğü yüklenmiştir. Sorumluluğun doğması objektif özen yükümlülüğünün ihlâli ile meydana gelen zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmasını gerektirmektedir. Bankanın adam çalıştıran sıfatı ile hukukî sorumluluğunun bulunması için öncelikle banka ile müşteri arasında sözleşme ilişkisinin bulunması, bu sözleşme ilişkisinin bankanın özen borcuna aykırılık sebebi ile ihlâl edilmesi gerekir. Ayrıca özen borcuna aykırılıktan dolayı zararın doğmuş olması, zarar ile özen borcuna aykırılık arasında uygun bir illiyet bağının bulunması gerekir.
Bankaların özen yükümlülüğü ve sorumluluklarına ilişkin bu teorik açıklamalardan sonra somut olaya geri döndüğümüzde açıklandığı üzere dava, banka teminat mektubuna dayalı alacak talebine ilişkin olup, teminat mektupları hukukî nitelik itibari ile garanti sözleşmesi niteliğindedir. Sözleşmenin tarafları ise banka ile lehine garanti verilen kişidir. 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 110. maddesi başkasının fiilini taahhüdü düzenlemekte olup, yeni 6098 sayılı TBK’nun 128. maddesinde bu kurum başkasının fiilini üstlenme başlığı altında düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın çözümünün yasal düzenleme çerçevesinde bankacılık uygulamalarına göre yapılması gerekmektedir. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2010 tarih 2008/8999-2010/451 E.K. sayılı ilâmı 19 Hukuk Dairesi’nin 18/09/2017, 2016/10368-2017/5920 E.K. sayılı ilâmı da nazara alınmak sureti ile banka uygulamalarında aslı bankaya ibraz edilen teminat mektubunun çıkışı için muhatabından teminat mektubunun çıkışının yapılması için teyit alınması uygulamasının bulunmadığı, teminat mektubu aslının bankaya teslim edildiğinde başkaca bir işleme gerek olmaksızın teminat mektubunun kayıtlardan çıkışının yapılması gerektiği, bankanın teminat mektubunun aslının ne sebeple ele geçirildiğinin araştırma yükümlülüğünün olmadığı kabul edilmiştir. Buna göre somut olayda teminat mektubu aslı kendisine teslim edilen bankanın da o tarihe kadar teminat mektubu ile ilgili tazmin talebinin olmaması sebebi ile banka kayıtlarından teminat mektubunun çıkışını yaptığı, bilahare sahte teminat mektubu ile tazmin talebinde bulunan davacı idarenin talebini reddetmekte haklı olduğu, her ne kadar davacı 18/06/2010 tarihli teyit yazısı nedeni ile davalı bankanın kendisine karşı sorumluluğunun devam ettiğini öne sürmüş ise de anılan teyit yazısının düzenlendiği tarihte henüz mektubun bankaya iade edilmemiş olduğu ve davacıya yüklenici firma tarafından anılan mektubun aslının mı yoksa sahtesinin mi teslim edildiğinin ise davalı banka tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davalı bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiasının ispatlanamadığı, davacının zararından sorumlu tutulamayacağı, davacının iş bu davada haksız olduğu kanısına varılmakla tüm bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 18.272,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18.228,55-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 900,00-TL bilirkişi ücreti giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen dava değeri üzerinden davalı vekili lehine hesaplanan 56.050,00-TL nispi vekâ Somut olayda dava, banka teminat mektubuna dayalı alacak talebine ilişkin olup, teminat mektupları hukukî nitelik itibari ile garanti sözleşmesi niteliğindedir. Sözleşmenin tarafları ise banka ile lehine garanti verilen kişidir. let ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/11/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza