Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/915 E. 2018/632 K. 06.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/915 Esas
KARAR NO : 2018/632

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2017
KARAR TARİHİ : 06/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekilİ dava dilekçesinde özetle; Davalı …’in 01/09/1997-24/05/2013 tarihleri arasında müvekkilinin işçisi olarak çalıştığını, davalının müvekkilinin yanından ayrılması sebebiyle hak etmiş olduğu 16.818,00 TL tutarında işçilik alacakları için müvekkili tarafından 30/10/2013, 30/11/2013, 30/12/2013, 30/01/2014, 28/02/2014, 30/03/2014, 30/04/2014, 30/10/2014, 30/11/2014 ve 30/12/2014 tarihli senetler düzenlenerek davalıya verildiğini, müvekkilinin 04/11/2013-20/03/2014 tarihleri arasında bankamatik şubesinden yaptığı havalelerle 30/10/2013 ile 30/11/2013 tarihli senet bedelllerinin tamamı olan 3.200,00 TL’yi ve 30/12/2013 tarihli senedin 940,00 TL (toplam 4.140)’sini ödediğini, bu ödemelere rağmen davalının işbu bedeli tamamen ödenen 30/10/2013 ve 30/11/2013 tarihli senetleri ve bedelinin 940,00 TL’si ödenen 30/12/2013 tarihli senedi, 30/01/2014, 28/02/2014, 30/03/2014 ve 30/04/2014 tarihli senetlerle birlikte … adlı 3.şahsa ciro ettiğini, …’in de tüm bu senetleri 12.018,00 TL asıl alacak, 622,87 TL faiz olmak üzere toplam 12.640,87 TL olarak … 37. İcra dairesinin … esas sayılı dosyası ile yalnızca müvekkili aleyhine icraya koyduğunu, ödeme emrinin tebliğini müteakip müvekkilini yaptığı ödemeler ve senetlerle ilgili sair itirazlarını dermeyan etmek yerine bütün iyi niyetiyle bakiye borcunu 8.500,00 TL olarak hesaplandığını ve … vekili Av. …’un banka hesabına 19/08/2014 tarihinde havale yoluyla ödediğini, bununla birlikte hiçbir ödeme yapılmamış gibi takibe devam edildiğini ve … Tapu Sicil Müdürlüğü’nde … Mah, 19 Ada,17 Parseldeki gayrimenkulün müvekkili adına kayıtlı 1/6 hissesine haciz konulduğunu ve satış işlemlerine başlandığını, İcra Müdürlüğü’nde dosya borcu çıkartılmak istendiğinde Av….’a yapılan 8.500,00 TL ödemenin dahi dosyaya beyan edilmediğinin görüldüğünü, ödemeye dair makbuzları ibraz etmelerinden sonra ancak alacaklı vekilince ödemenin dosyaya bildirildiğini ve neticeten hesap edilen bakiye borcun da 7.250,00 TL olarak müvekkili tarafından icra dosyasına ödendiğini, gayrimenkul üzerine konulan haczin kaldırıldığını, müvekkili tarafından borçlu olmadığı halde icra dosyasına 2.defa ödemek zorunda kaldığı 4.140,00 TL’nin, ödemek zorunda kaldığı vekalet ücreti, harç, masraf, faiz vs. ferilerinin ve iş bu meblağın 2. defa ödenerek malvarlığından çıkmış olması sebebiyle uğramış olduğu munzam ve sair zararların tahsili için iş bu davayı açtıklarını beyanla fazlaya dair her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla ve alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlendiği aşamada HMK 107 md.hükmü gereğince artırılmak üzere 2. defa ödenen 4.140,00 TL’nin, ödemek zorunda kaldığı icra masraf ve kalemleri için şimdilik 100,00 TL’nin, malvarlığında oluşan zarar için şimdilik 100,00 TL’nin zararın oluştuğu tarihlerden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile davalıdan tahsiline ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının, müvekkili davalıya … 37. İcra dosyasının … esas nolu dosyasına yaptığı ödemeden önce icra dosyasına konu senetlere ilişkin hiçbir ödeme yapmadığını, davacının müvekkili hesabına 04/11/2013 tarihinden 20/03/2014 tarihine kadar miktarı 145,50 TL ile 500,50 TL arasında değişen miktarlarda 14 kalem para yatırdığını, bunların toplamının 4.146,50 TL olduğunu, davacı tarafından müvekkiline 30/10/2013 tarih 1.600,00 TL bedelli, 30/11/2013 tarih 1.600,00 TL bedelli, 30/12/2013 tarih 1.600,00 TL bedelli, 30/01/2014 tarih 2.418,00 TL bedelli, 28/02/2014 tarih 1.600,00 TL bedelli, 30/03/2014 tarih 1.600,00 TL Bedelli, 30/04/2014 tarih, 1.600,00 TL Bedelli, 30/10/2014 tarih 1.600,00 TL bedelli, 30/11/2014 tarih 1.600,00 TL bedelli, 30/12/2014 tarih 1.600,00 TL Bedelli sıralı senetlerin verildiğini, davacı tarafından müvekkiline gönderilen cüzi para miktarlarının, ne senet vade tarihleri ile ne de miktarları ile ilgisi olmadığı gibi, açıklamalarda da senet bedellerine ilişkin ödeme yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığını, yapılan ödemelerin bankaya, senet karşılığı notu ile yapılmadığını, davacı tarafından bu ödemelerin 3. bir kişiye olan borcunun, işbu 3. Kişiye müvekkili tarafından iletilmesi amacıyla yapıldığını, davacı tarafından yapılan ödemelerin …’e olan vitrin kira bedeline ilişkin borç ödemeleri olduğunu, bu miktarların müvekkili tarafından adı geçen kişiye davacı adına iletildiğini, davacının …’ün vitrinini 3 yıllığına aylık 150,00 TL den kiralayarak kullandığını, kira bedelini söz verdiği tarihlerde (2010 ile 2013 yılları arasında davalının çalıştığı dönemler) ödemediğini, müvekkilinin işten ayrılmasını takiben davacının … ile arasının bozduğunu, …’ün müvekkiline ulaşmasını takiben vitrin kirasını ödemeye razı olduğunu ve 15 yıl boyunca yaptıkları gibi, davacının ticari iz bırakmamak için müvekkili hesabına vitrin kirası borcunu yatırdığını ve bu nedenle de senet karşılığı demediğini, bu nedenle davacının ödeme iddialarını kabul etmediklerini, … 37. İcra müdürlüğünün … esas nolu dosyasından borcun kendisinden nasıl tahsil edildiğini anlattığını, borcu tahsil eden 3. Şahıs vekili avukatların, dosya tahsilatında bir takım su istimaller yaptığını beyan ettiğini ve davalı müvekkilin işbu avukatlarla birlikte çalıştığını beyan ettiğini, avukatlara yönelik suç isnadlarının müvekkili ile bir ilgisinin olmadığını, müvekkilinin işten ayrıldıktan sonra kendisine verilen, ödemesi 5 ay sonra başlayan, 10 parçaya bölünmüş, emeğinin karşılığı olmayan parayı tahsil etmek üzere senetleri ciro ederek 3. bir kişiye verdiğini, bu şekilde alacağını tahsil ettiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra tehdidi altında mükerrer olarak ödendiği iddia edilen paranın istirdadı talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesi ile İş Mahkemelerinin 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.
Eldeki davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı işveren tarafından davalı işçisine, işçilik alacakları nedeniyle mükerrer ödeme yapılıp yapılmadığı, davacının icra baskısı altında aslında ödediği bedelleri yeniden ödeyip ödemediği ve bu nedenle de fazladan bir zarara uğrayıp uğramadığı noktasında olup, doğrudan senede dayalı mutlak ticari dava söz konusu olmadığı gibi tarafların her ikisinin ticari işletmesi ile ilgili nispi bir ticari dava da söz konusu olmadığı ve açıklanan yasal düzenlemeler karşısında bu uyuşmazlığın çözümünde İş Mahkemeleri görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin Görevsizliği nedeniyle Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2018

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza