Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/896 E. 2019/1045 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/896 Esas
KARAR NO : 2019/1045

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/10/2017
KARAR TARİHİ : 14/11/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin her türlü tasarruf hakkı kendisine ait olan … ili … İlçesi … Mah. 1781 ada 25 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yer alan istasyonun işletilmesi hususunda müvekkili ile davalı şirket arasında 04/01/2016 tarihli bayiilik sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’nin anılan sözleşmeyi garanti ve tekeffül eden kişi olarak imzaladığını, anılan sözleşme çerçevesinde … kurumsal marka ve amblemi altında akaryakıt ürünleri satışının amaçladığını, taraflar arasında bu şekilde ticarete başlandığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerini eksiksiz yerine getirdiğini, buna karşın davalının 10/04/2017 tarihinde itibaren akaryakıt alım satımı yapmamaya başladığını, otomasyon sistemini aktif olarak çalışır tutma hükümüne uymadığını ve otomasyon sistemini kapattığını, bu durumun taraflar arasında akdedilen bayiilik sözleşmesine ve 5015 sayılı yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davalıya aykırılığın giderilmesi hususunda 19/07/2017 tarihinde noter aracılığı ile ihtarname gönderildiğini ancak aykırılığın giderilmediğini, bu nedenle taraflar arasında akdedilen bayiilik sözleşmesinin … 17. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini belirterek tüm bu sebeplerden dolayı KDV dahil 2.299.697,06-TL kullanılmayan süreye ilişkin işletme yatırım destek bedeli alacağının, KDV dahil 4.959.060,92-TL prim iade alacağının, KDV dahil 215.146,67-TL mahrum kalınan kâr alacağının fesih tarihinden itibaren aylık %4,5 faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulünce tebligat yapılmış olup, davaya karşı beyanda bulunmamışlardır.
Dava, bayiilik sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Somut olayda davacı, davalı şirket ile bayilik sözleşmesi ve protokol akdedildiğini, davalı …’nin anılan protokolü garanti ve tekeffül eden kişi olarak imzaladığını, müvekkilinin akdi ilişki gereği yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın davalı bayinin 10/04/2017 tarihinden itibaren akaryakıt alımı yapmamaya başladığını ve otomasyon sistemini kapattığını, akde aykırılığın giderilmesi için ihtarname keşide edildiğini ancak akde aykırılığın giderilmediğini, bu nedenle akdin haklı nedenle feshedildiğinin ihtarname ile davalılara bildirildiğini belirterek kullanılmayan süreye ilişkin işletme yatırım destek bedeli, prim iade alacağı, mahrum kalınan kar alacağının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için davacı ve davalı şirket arasında akdedilen bayiilik sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığının, sözleşmenin feshi nedeni ile davacı tarafın dava tarihi itibari ile talep edebileceği işletme yatırım destek bedeli, prim iade alacağı, mahrum kalınan kâr alacağı miktarının tespiti gerekmektedir. Mahkememizce, davacı tarafça delil olarak sunulan bayiilik sözleşmesi, protokol, ihtarnameler vs. tüm deliller incelenmiş olup, uyuşmazlık noktalarının tespiti için tüm dosya kapsamı ve tarafların dava konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları incelenmiş, ibraz edilmediğinden davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmemiştir. 24/04/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunun sonuç kısmında özetle “…Davacının davalıdan işletme yatırım destek bedelinin fiilen kullanılmayan süreye isabet eden kısmı için 1.592.019,70-TL alacağı olduğu hesaplanmış olup bu tutarın KDV dahil bedelinin ise 1.878.583,25-TL olduğu, davacı her ne kadar bu alacağın talep tarihine kadar güncellenmiş tutarının tahsilini talep etmişse de bu talebinin protokol ve sözleşmede dayanağı olmadığı için protokolün ilgili hükmüne istinaden davacının iş bu 1.592.019,70-TL’lik alacağının ödeme tarihlerinden itibaren işletilecek aylık %4,5 (yıllık %54 faizi) ile birlikte tahsilini talep etmesinin uygun olacağı, davacının davalıdan 1 yıllık kar mahrumiyeti zararından kaynaklanan 1.678.609,80-TL alacağı bulunduğu, iş bu 1.678.609,80-TL’lik alacağın fesih tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren işletilecek %4,5 faizi ile birlikte tahsili gerektiği, davacı şimdilik 215.146,67-TL’lik alacak kısmının tahsilini talep ettiği için bu talebi ile bağlı olduğu, davacının davalıdan 4.961.418,86-TL’lik prim bedelinin geri ödenmesine ilişkin alacağı olduğu, davacı bu alacağın 4.959.060,92-TL’lik kısmının tahsilini talep ettiği için bu talebi ile bağlı olduğu, iş bu 4.959.060,62-TL’lik bedelin fesih tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren işletilecek aylık %4,5 faizi ile birlikte tahsili gerektiği…” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi kurulu raporu ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı şirketin 04/01/2021 tarihine kadar hak ve tasarruf sahibi olduğu … ili … İlçesi … Mah. 1781 ada 25 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı şirkete bayiilik verdiği, bu sebeple davacı ve davalı şirket arasında 25/12/2015 tarihli protokol ve 04/01/2016 tarihli bayiilik sözleşmesi akdedildiği, anılan protokolün 6. maddesinde “…Bayiinin iş bu protokol ve bayiilik sözleşmesindeki maddelerden herhangi birine uymaması ya da yükümlülüklerinden herhangi birini yerine getirmemesi durumunda … protokolü tek taraflı olarak fesih etme hakkına sahiptir. Böyle bir durumda bayii …’in iş bu protokole istinaden yaptığı tüm ödemeleri (Prim, intifa bedeli, işletme yatırım destek bedelleri dahil) faizleri ile birlikte geri ödemeyi ve …’in verdiği tüm ariyet malzemelerini normal kullanımdan doğan yıpranma hariç kullanılabilir ve bakımlı bir halde …’e iade etmeyi kabul ve taahhüt eder. …’in protokol ve bayiilik sözleşmesi ve taahhütname hükümlerinin yerine getirilmemesinden kaynaklanan kâr mahrumiyeti ve ceza-i şarta ilişkin dava hakları mahfuzdur.” düzenlemesinin yer aldığı, davacı tarafından davalı bayiiye gönderilen … 17. Noterliği’nin … yevmiye numaralı… tarihli ihtarnamesi ile bayiinin sözleşmeye aykırı eylemleri nedeni ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Yukarıda yazılı olan ve mahkememizce benimsenen bilirkişi raporundan davalı bayiinin alımları 10/04/2017 tarihi itibari ile durdurmak sureti ile sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlâl ettiği, bu durumda sözleşmenin feshinin haklı olduğu, anılan sözleşme süresinden önce haklı fesih nedeni ile sona erdiğinden davacının anılan sözleşme ve protokolde yer alan düzenlemelere göre davalı bayiiden prim iade alacağı 4.959.060,92-TL, işletme yatırım destek bedeli 1.878.583,25-TL talep edebileceği, ayrıca Yüksek Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre davacının aynı bölgede benzer bir bayiilik kurabilmesi için gerekli olan makul süreye göre 215.146,67-TL kâr mahrumiyeti alacağı talep edebileceği kabul edilerek davalı bayii yönünden aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Davacı, sözleşmenin sona ermesi nedeni ile talep edilen yatırım destek bedeli, prim iade alacağı ve mahrum kalınan kâr alacağından davalı …’nin “Garanti Veren” olarak davalı bayii ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu öne sürmüştür. Bu durumda öncelikle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 6098 sayılı TBK 128 maddesinde düzenlenen garanti sözleşmesi niteliğinde mi, aynı kanunun 581 vd. maddelerinde düzenlenen kefalet sözleşmesi niteliğinde mi olduğunun tespiti gerekmektedir. Somut olayda 25/12/2015 tarihli protokolde “müşterek borçlu müteselsil kefil” sıfatı ile davalı …’nin ad-soyad ve imzasının bulunduğu, anılan protokolün 8. maddesinde “Bayiinin …’e karşı olan tüm yükümlülükleri … tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile garanti ve tekeffül edilmiştir.” düzenlemesinin yer aldığı görülmüş olup, anılan protokolde davalı …’nin “garantör olarak” davalı şirketin sorumluluğunu üstlendiğine dair açık net bir ifade bulunmamaktadır. Kaldı ki yukarıda belirtildiği üzere davalı … anılan protokolü “müşterek borçlu müteselsil kefil” sıfatı ile imzalamış olduğundan taraflar arasındaki hukukî ilişkinin garanti sözleşmesi olmadığı, kefâlet sözleşmesi olduğu kanısına varılmıştır. 6098 sayılı TBK’nun kefâlet sözleşmesinde şekil şartını düzenleyen 583. maddesi “Kefâlet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefâlet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azâmi miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini, kefâlet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır.” hükmünü içermekte olup, buna göre kefâlet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz ve kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfat ile veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. Somut olayda ise 583 maddede sayılı hususlar el yazısı ile yazılmamış ve azâmi tutar da belirlenmemiştir. Bu nedenle kefâlet sözleşmesinin de geçerli olmadığı anlaşılmakla davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-A)Davacı tarafından davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davada;
Davacının işletme yatırım destek bedeli talebinin kısmen kabulü ile toplam 1.878.583,25-TL (1.592.019,70-TL+286.563,55(KDV)-TL)’nin 1.592.019,70-TL’sine ödeme tarihi olan 30/12/2015 tarihinden itibaren işletilecek aylık %4,5 (yıllık %54) faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacının kâr mahrumiyeti talebinin kabulü ile 215.146,67-TL’nin fesih tarihi olan 07/08/2017 tarihinden itibaren işletilecek aylık %4,5 (yıllık %54) faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının prim iade alacağı talebinin kabulü ile 4.959.060,92-TL’nin fesih tarihi olan 07/08/2018 tarihinden itibaren işletilecek aylık %4,5 (yıllık %54) faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
B)Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden alınması gereken 481.776,14-TL nispi harçtan peşin alınan 127.635,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 354.140,53-TL nispi karar harcının davalı … Şti.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti, 319,10-TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 2.119,10-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.999,70-TL ile 127,671,61-TL harç gideri olmak üzere toplam 129.671,31-TL yargılama giderinin davalı … Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden davacı vekili lehine hesaplanan 135.727,9-TL nispi vekalet ücretinin davalı …Tic. Ltd. Şti.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmediklerinden davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/11/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza