Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/88 E. 2020/553 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/88 Esas
KARAR NO : 2020/553

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan satış sözleşmesi sonucunda davalı şirket tarafından talep edilen ürünlere ilişkin 29/02/2016 tarihinde 9 adet fatura tanzim edildiğini, faturalara konu ürünlerin teslim edildiğini, faturaların da … Kargo adli lojistik firmasının ” …” takip sayılı kargosuyla gönderildiğini ve … adlı davalı şirket personeline tebliğ edildiğini, ancak davalı şirketin ürünleri ve faturaları teslim almasına rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine taraflarınca 03/10/2016 tarihinde … 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketin işbu takibe haksız yere itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, davalı şirketin faize de itiraz ederek reeskont avans faizi talep edilemeyeceğini ileri sürdüğünü ancak takip taleplerinin ödeme emrine bakıldığında taleplerinin reeskont faizi olmadığının anlaşılacağını, müvekkili ile davalı arasında ticari bir iş söz konusu olduğu için ticari temerrüt faizi işletildiğini beyanla açıklanan nedenlerle davalının icra takibine yapmış olduğu haksız itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu faturaların müvekkiline hiç tebliğ edilmediğini, fatura içeriğindeki malların müvekkiline teslim edilmediğini, iki taraf arasındaki mal alışverişinin 2015 yılı sonu itibariyle de son bulduğunu, müvekkilinin alacaklı konumunda olduğunu, davacının 29/02/2016 tarihinde müvekkiline toplamı yüz binin üzerinde fatura düzenlediğini ancak bu faturaların tamamen kötü niyetle düzenlediğini, fatura içerikleri müvekkiline teslim edilmediği gibi müvekkilinin böyle bir sipariş de vermediğini, 29/02/2016 tarihinden aylar öncesinde taraflar arasındaki iş ilişkisinin sona erdiğini, aralarında teknik servis sözleşmesi de olmadığını, takibe konu 9 adet faturanın tek taraflı olarak düzenlendiğini, müvekkili teknik servis hizmeti sunan bir şirket olduğundan davacının varsa teknik servis talep formu ve bunun gibi delil ibraz etmesi gerektiğini, takip talep edilen işlemiş faize itirazlarının yerinde olduğunu, takip talebinde 29/02/2016 tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edildiğini, müvekkilinin takip öncesinde temerrüde düşürülmediğini beyanla müvekkili aleyhine açılan itirazın iptali davasının ve kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davacı takipte haksız olduğundan % 20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce, … 2. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davacı tarafından davalı aleyhine 9 adet fatura alacağı ve her bir fatura bedeli yönünden ayrı olarak işletilen faiz olmak üzere toplam 135.723,94 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 06/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 11/10/2016 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya, taraflarca sunulan deliller ve ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak takip ve dava konusu faturaların karşılıklı olarak ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı hususunda rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; tarafların incelemeye sunulan ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, davacının kendi defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 103.103,32 TL alacaklı olduğunu, takibe konu faturaların defterlerde kayıtlı olduklarını, davalının kendi defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıdan 1.548,18 TL alacaklı olduğunu, takip konusu faturaların defterlerinde kayıtlı olmadıklarını, fatura konusu malların teslim edilip edilmediği hususunda bir değerlendirme yapılamadığını tespit ve beyan etmiştir. Davalı tarafından 2015-2016 yıllarında bağlı olduğu vergi dairesine bildirilen BA-BS formları celp edilmiş, davacı tarafından davalıya gönderildiği beyan edilen kargonun detay bilgileri … Şirketi’nden sorulmuş ve dosya gelen belgeler değerlendirilerek ek rapor tanzim edilmek üzere yeniden bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi ek raporunda özetle; takip konusu faturaların davalı tarafından BA formu ile bağlı olduğu vergi dairesine bildirilmediğini, davacı tarafından gönderilen kargo içeriğinde fatura yazdığını, 22/03/2016 tarihinde …’a teslim edildiğini tespit ve beyan etmiştir. Bu aşamada dosya elektrik bilirkişine tevdi edilerek takip ve dava konusu faturalar ile sunulan teknik servis formlarının uyuşup uyuşmadığı hususunda rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından servis hizmetinin Wıesheu marka fırınların çeşitli modelleri için verilmiş olduğunu, servis hizmeti verilen adres bilgilerinin dosya kapsamına sunulan irsaliyeli faturalardaki adres bilgileri ile uyumlu olduğunu, teknik servis form numaralarının birbirini takip ettiğini, fatura içeriklerine esas servis hizmetlerinin davacının servis hizmeti verdiği fırınlara ilişki donanım parçaları olduğunu, davacı tarafından 2015 yılı sonuna kadar davalıya teknik servis hizmeti verildiğini tespit ve beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından 9 adet faturaya dayalı olarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının takibe borcu olmadığından bahisle itiraz ettiği, davacı tarafından fatura düzenlenmiş olmasının alacağını ispat etmeyeceği, davacının ticari defterlerinde faturaların kayıtlı olduğu ve takip tarihi itibariyle davacının kendi kayıtlarına göre davalıdan 103.103,32 TL alacaklı olduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ile diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi veya defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davalının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde faturaların kayıtlı olmadıkları, bu nedenle davacının ticari defterlerinin lehine delil teşkil etmediği, davacı tarafından fatura konusu malların davalıya teslim edilmiş olduğunun da ispat edilmesi gerekiği, sunulan sevk irsaliyelerinin isimsiz ve imzasız olduğu, her ne kadar sunulan teknik servis formları ile faturalar üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda faturalar ile formların uyumlu oldukları beyan edilmiş ise de, servis formlarının 2015 yılında düzenlendikleri, faturaların ise tamamının 29/02/2016 tarihli ve servis hizmeti olarak değil çeşitli malların satışına ilişkin oldukları, bu nedenle davacı tarafından faturalar nedeniyle alacaklı olduğunun ispat edilemediği, takibe itirazın haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine, davacının alacağını ispat edememesinin doğrudan takipte kötü niyetli olduğu sonucunu doğurmayacağı kanaatine varıldığı ve kötü niyetli olduğuna dair başka bir delil de bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin peşin alınan 2.317,83 TL harçta mahsubu ile kalan 2.273,43 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 13.607,91 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.04/11/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza